2009 yılında Türkiye ihracatının yüzde 4,4’ünü gerçekleştiren Ankara; makine ihracatında 809 milyon dolar ve yüzde 14,4’lik pay ile İstanbul’un ardından 2. önemli il konumunda yer aldı.İhracatçı Birlikleri kayıt rakamlarına göre Ankara’nın genel ihracatı, 2008 yılında 2007 yılına göre yüzde 27,6 büyüyerek 5,3 milyar dolara ulaştı.2009 yılında ise küresel kriz nedeniyle genel ihracattaki düşüşe paralel olarak yüzde 14,9 gerileyerek 4,5 milyar dolar oldu.
İhracatçı Birlikleri kayıt rakamlarına göre Ankara’nın genel ihracatı, 2008 yılında 2007 yılına göre yüzde 27,6 büyüyerek 5,3 milyar dolara ulaştı. 2009 yılında ise küresel kriz nedeniyle genel ihracattaki düşüşe paralel olarak yüzde 14,9 gerileyerek 4,5 milyar dolar oldu. 2009 yılında Türkiye ihracatının yüzde 4,4’ünü gerçekleştiren Ankara ili ülkemiz sanayi ve ihracatı açısından önde gelen illerimiz arasında yer alıyor. 2010 yılının ilk 8 ayındaki ihracat rakamlarına bakıldığında, ABD’nin yüzde 28 pay ile ilk sırada yer aldığı görülüyor. Diğer önemli ülkeler ise sırasıyla Almanya, Yunanistan, İspanya, İngiltere ve Belçika’dır. Ankara’nın sektörel ihracat rakamlarına bakıldığında, 2009 yılında “Sanayi” ihracatının 3,8 milyar dolar ve yüzde 84,5 ’luk oran ile en büyük paya sahip olduğu görülüyor. “Sanayi Mamulleri” ihracatından aldığı yüzde 26 pay ve 808 milyon dolar ile “Makine ve Aksamları Sektörü” en çok ihracat edilen kalemi oluşturdu. İkinci sırayı yüzde 23 ile “Demir Çelik Ürünleri”, üçüncü sırayı ise yüzde 22’lik payla “Taşıt Araçları ve Yan Sanayi” aldı. TÜİK verilerine göre 84. fasıl olarak tanımlanan makine ve aksamları sektöründe Ankara’nın ihracatı 2008 yılında 662 milyon dolar olarak gerçekleşirken, 2009 yılında yüzde 23 oranında yaşanan azalma sebebiyle 508 milyon dolar olarak kayda geçti. İlin ihracatı, 2010 yılı 8 aylık dönemde 376 milyon dolara ulaştı.
İHRACATTA İSTANBUL’DAN SONRA 2.
Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği iştigal alanında yer alan GTİP’ler bazında ise ilin 2008 yılı makine ihracatı yüzde 51,5 oranında artarken, 2009 yılında yüzde 13,2 oranında gerileme gösterdi. 2009 yılında sırasıyla Tarım ve Ormancılık Makineleri, Savunma Sanayisine yönelik “Silah ve Mühimmat” ile “İnşaat ve Madencilik Makineleri” en fazla ihracat yapılan ürün grupları oldu. Bununla birlikte, “Tarım ve Ormancılık Makineleri” ile “İnşaat Makineleri” ihracatında gerileme saptandı. 2009 yılında Ankara’nın makine sektöründe ihracat artışı takım tezgahlarında yüzde 37,8 oranında gerçekleşti. Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği iştigal alanı itibariyle Ankara, 2009 yılı makine ihracatında 809 milyon dolar ve yüzde 14,4’lik pay ile İstanbul’un ardından 2. önemli il konumunda yer alırken, bu sektörde Ankara’dan ihracat yapan firma sayısı 753’dür. 2010 yılı 8 aylık dönemde ise Ankara’dan makine sektörü ihracatı 582 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.
İHRACATIN YÜZDE 20’Sİ MAKİNE SEKTÖRÜNDEN
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün; Ankara açısından makine sektörünün önemini değerlendirdi. Aygün; Ankara ihracatının yüzde 20’sinin makine sektörü tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Başkan Aygün: “Türkiye’de makine imalat sanayisi, Bursa, İstanbul, Kocaeli, İzmir, EsBunlakişehir, Ankara, Konya, Gaziantep gibi illerin çevresinde yoğunlaşmış bulunuyor. Özellikle 1980’li yıllarla birlikte başlayan üçüncü sanayileşme dalgasıyla birlikte, Ankara’da Türkiye’nin hızla sanayileşen illeri arasında yer aldı. Gaziantep ve Denizli gibi illerde özellikle tekstil sektörü sanayileşmeye öncülük ederken Ankara’da sanayileşmeyi sürükleyen sektör makine sektörü oldu. Devletin resmi verilerine göre Ankara’nın yarattığı gayri safi hâsılanın yüzde 24,7’sini sanayi sektörü üretiyor. Makine sanayinin bu hâsılanın ne kadarını yarattığı konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte gözlemlerimiz, Ankara’daki sanayi üretiminin yarısından fazlasının makine imalat sanayi tarafından gerçekleştirildiğine işaret ediyor.
TÜİK’in verileri Ankara’nın ihracatının yüzde 20’sine yakın kısmının makine ve teçhizat sektörü gerçekleştiriyor. Bu açıdan makine sektörü Ankara’nın en öncelikli sektörü konumunda bulunuyor.”
“UCUZ İTHALAT ÖNLENMELİ”
Başkan Sinan Aygün Ankara’da makine sektörünün daha da gelişmesi için ucuz ithalatı önlemek gerektiğinin altını çizdi. Aygün: “Ankara’da genel olarak sanayi sektörünün özel olarak da makine imalat sektörünün daha fazla gelişmesinin önünde bazı engeller olduğunu biliyoruz. Bunların başında ucuz ithalat geliyor. Makine ihracatı konusunda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmeyi hedeflemesine rağmen Türkiye’ye Çin ve benzeri ülkelerden ithal edilen ucuz makineler, sektörün gelişmesini engelliyor. Düzce ve Çankırı gibi sanayileşme açısından daha fazla teşvik edilen illerin yakınlığı, Ankara’nın sanayileşmesi açısından olumsuz bir nokta oluşturuyor.”
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Ankara’nın coğrafi yapısının ve ulaşım zorluklarının sanayi sektörünün gelişimini olumsuz etkilediğini söyledi.
Aygün: “Ankara’nın limanlara uzak bir coğrafi konumda bulunması, yurt leceklerini belirlediler. Bu tür girişimleri diğer alanlara da yayıp çoğaltmamız gerekiyor. Ankara, Türkiye’deki önemli üniversitelere ev sahipliği yapan bir il. Üniversite-sanayi işbirliğinin çok kolay bir şekilde uygulamaya sokulması mümkün. Böyle bir işbirliği makine sanayimizin gelişmesi açısından elzemdir.”
“ULUSLARASI DÜZEYDE TANITIM ŞART”
Ankara Ticaret Odası Başkanı Aygün; Ankara sanayisinin en önemli sorununu tanıtım eksikliği olarak gördüklerini söyledi. Aygün: “Özellikle dış tedarikçiler, Türkiye’den makine alacakları zaman genellikle İstanbul, Kocaeli, Bursa gibi illere bakıyorlar. Bu bakımdan Ankara’nın uluslararası düzeyde tanıtımını yapmamız gerekiyor. Ankara Ticaret Odası bu amaçla belki de Avrupa’nın en büyük kongre ve sergi dışına direkt uçuşların yetersizliği, İstanbul’un gölgesinde kalması, finans kuruluşlarının merkezinin İstanbul’da toplanması gibi olumsuzluklar Ankara’da sanayi sektörünün gelişimini olumsuz etkiliyor. Ayrıca Ankara’nın uluslararası tanıtımı da yetersiz kalıyor.” Sinan Aygün makine sanayisinin gelişimi için doğru ve herkese ulaşacak çapta tanıtımların ve üniversite sanayi işbirliğinin önemine de değindi. Aygün: “Ankara’da makine sanayinin geliştirilmesi açısından geçtiğimiz yıllarda önemli bir adım atmıştık. Çok büyük miktarlarda alım yapan Türk Silahlı Kuvvetleri ile Ankaralı sanayicilerimizi bir sergide bir araya getirdik. Bu sergide Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız satın aldığı makine parçalarını sergiledi. Ankaralı sanayiciler bu parçaların hangilerini üretebikompleksini kurdu. Yakında hizmete girecek olan kongre merkezimiz uluslararası fuarlara ev sahipliği yapacak. Ankaralı sanayiciler ürünlerini burada yapılacak fuarlarla gerek yurt içi gerekse yurt dışı tedarikçilere tanıtabilecek ve pazar paylarını büyütebilecekler. Bu arada Ankara Ticaret Odası olarak üyelerimizin yurt dışında yapılan uluslararası fuarlarda ürünlerini tanıtmalarına yönelik faaliyetleri deyıllardır yapıyoruz.”
ORTADOĞU RULMAN: HEDEF İHRACATTA YÜZDE 80
Ortadoğu Rulman San. ve Tic. AŞ. 1982 yılında şirket olarak kuruldu. 1985 yılında seri imalata geçen firma, makinelere yönelik ara ürün olan rulman üretimi yapıyor. Ortadoğu Rulman Pazarlama ve Satış Müdürü Mehmet Akın; firma hakkında bilgi verdi. Akın: “1982 yılında kurulan firmamız 1985 yılında seri imalata geçti. Kuruluşunun ilk yıllarında Avusturya’nın Steyr firmasının lisansıyla üretim yapan Ortadoğu Rulman, 1991 yılından itibaren kendi bilgi, beceri ve deneyimi ile imalatına devam ediyor.” Mehmet Akın; Ankara makine sektörünün Türkiye’nin gelişimine paralel olarak büyümeyi sürdürdüğünü söyledi. Akın:“Büyümekte olan Türkiye ile birlikte Ankara sanayisi de gelişimini sürdürüyor. Bunun temeli, OSTİM Sanayi Sitesi ile atıldı. Ankara’da ticaret yoluyla kazanılan paralar da artık imalat sanayine aktarılıyor. Ayrıca Ankara’daki üniversiteleri, buradan yetişen ciddi iş güçlerini de göz ardı etmemek gerekir.” Ortadoğu Rulman satışlarının yüzde 65’lik kısmını ihraç ediyor. Akın: “2008 Yılı satışlarımızın yüzde 65’lik ulaşmadı. 250–350 bin dolar civarında olan yıllık kullanımın Batı ve Uzak Doğu ülkeleriyle mukayese edildiğinde çok fazla olmadığı görülüyor. Sadece İtalya’da çok bilinen bir markanın yıllık satışları 750–800 milyon dolar seviyelerindedir. Otomotiv üretimi olarak ülkemizde kişi başına düşen araç oranı yüzde 7–8 iken bu oran Batıda yüzde 40–50 civarlarındadır. Bunun yanı sıra gelişmekte olan makine imalat sanayisini de hesaba katarsak Türkiye’nin bu alanda önünün açık olduğu söylenebilir. Bu durumu el birliği ile değerlendirdiğimiz takdirde bu sektörün kalkınacağı muhakkak. Yapmamız gereken en önemli şey ucuz uzak doğu ürünlerine karşı mücadele etmek. Devletimiz bu konuda TS 6269 Kalite Standardı uygulaması ve gözetim vergileriyle yerli imalatçıların yanında yer alıyor. Ancak bir kısmını ihracat satışları oluşturuyor. İhraç ürünlerimiz rulman ve rulman komponentidir. İhracat yaptığımız ülkeler; Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya, ABD, Mexico, Pakistan, İran ve Çin’dir. Siemens AG, BSHG, Fiat-Italy, Valeo-France, Spain, Italy, MTU, Eaton-USA, Delphi ihracat müşterilerimiz arasında bulunuyor. Bundan sonra da bu oranı yüzde 75–80 seviyelerine, en az bu firmalar kadar meşhur yeni müşterilerle taşımak istiyoruz.”
“OTOMOTİVDE YOLUMUZ AÇIK”
Satış ve Pazarlama Müdürü Mehmet Akın; rulman piyasasında henüz batılı ülkeler seviyesine ulaşılamadığını söylüyor. Akın: “Güç aktarım sistemlerinin önemli bir parçası olan rulmanda iç pazarın durumu ve gelişimi maalesef Batılı ülkeler seviyesine uygulanan yaptırımlara rağmen kötü niyetli haksız kazanç sağlama peşinde olan tüccarlar kaçak yollardan bu malları ülkeye sokarak fahiş kazançlar elde ediyorlar. İhtisas gümrükleri uygulaması ve kaçakçılığı önleyecek sıkı tedbirler alarak bu durumun önüne geçilebilir.” Mehmet Akın; Ortadoğu Rulman’ın 2010 yılı beklentilerinin yüzde 15’e varan bir iyileşmeye ulaşmak olduğunu söyledi. Akın: “2009 küresel krizinden sonra 2010 yılının ancak yüzde 10–15 iyileşeceğini varsayarak planlarımızı yaptık. İlk 6 aylık periyodu değerlendirdiğimizde 2007 yılı sonları ve 2008’in ilk 6 aylık periyodunu yakalamış durumdayız. Ancak yine de 2010 son dönemi çekincelerimiz mevcut. Planlarımızı tekrar yaşanabilecek bir krize hazırlıklı olarak yürütüyoruz.”