Tarımsal mekanizasyon alanında faaliyet gösteren Türkay Tarım, ekim - dikimden hasata ve sonrasına kadar yapılan çeşitli tarımsal işlerde kullanılan kültivatör, rototiller, rotovatör gibi çeşitli tohum yatağı hazırlama makineleri, ayrıca mibzer...


Türkay Tarım, bünyesinde birbirinde farklı fakat temelde aynı sektörde faaliyetler gösteren Türkay Grup’un amiral gemisidir. Tarımsal mekanizasyon alanında faaliyet gösteren firma, ekim - dikimden hasata ve sonrasına kadar yapılan çeşitli tarımsal işlerde kullanılan kültivatör, rototiller, rotovatör gibi çeşitli tohum yatağı hazırlama makineleri, ayrıca mibzer,sıra arası çapa, sap parçalama,ot toplama ve dağıtma, gübre serpme, mısır slaj ve tamburlu çayır biçme makinaları imalatı yapmaktadır.Türkay  Tarım Genel Müdürü Bilgin Türkay, Grup şirketlerinden de kısaca bahsediyor: “Türkay Saç Kesim, lazer kesim konstrüksiyon  talaşlı imalat ve tarım makine şanzımanları üretimi, AB Makina, kaynak konstrüksiyon, Ege Şaft tarım makinası şafları imalatı, Şentürk Çelik döküm imalatı ve Gediz Tarım ise tarım aletleri imalatı yapmaktadırlar. Şirketlerimiz kapasitelerinin yüzde 30 civarındaki üretimlerini Türkay Tarım için yapmaktadırlar. Türkay Tarım’ın bir grup şirketi olmasının, dinamik dünya pazarında Türkay Tarım’a esnek ve rekabetçi olanaklar sağladığını düşünüyorum. Bununla birlikte her firmamızın yurtiçi satışlarının yanında ihracatlarının da olması bizim için elzem bir değer ve hedeflerimiz için de cesaret verici bir gerçektir.”

CİRON'UN YÜZDE 1’İ AR-GE ’YE                                                                                                                                                                      
“Öncelikle makinelerimizin TSEK ve CE standartlarına uyumlu olması yerel ve uluslararası şartlarda ayağımızı sağlam yere bastığımızı bilmemiz açısından bizim için çok önemli” diye konuşan Türkay şöyle devam ediyor: “Bu noktadan sonraki  geliştirmelerimizi çok inandığımız ve güvendiğimiz Ar-Ge çalışmalarımız ile sürdürüyoruz. Bugün ciromuzun yüzde 1’ini 3 kişilik profesyonel bir ekibin yürüttüğü Ar-Ge bölümüne ayırmaktayız. Bunun bizi hızla gelişen teknolojiden uzak tutmadığı gibi bu geniş sektörde farkedilmemizi ve de tercih edilmemizi sağladığını da düşünüyoruz. Bunun yanında Avrupa’da traktör başına düşen ekipman 12 ton iken Türkiye’de ise 3 ton olması Türkiye’deki tarım mekanizasyonunun henüz yeterli seviyede olmadığını ve yapılması gereken çok şeyin olduğunu, ihracat içinde kalite çıtasını devamlı yukarıda tutmamız gerektiğini gösteriyor. Tabiki tüm bu teknolojik gelişmelerin takibi ve kendimizi rakiplerimizle kıyaslamak açısından yurtiçi ve yurtdışındaki fuarlara katılımı çok önemsiyoruz.”
Türkay ayrıca, “Biçer-Bağlar makinası, Duyargalı rotovatör,dik rotovatör, çiftli ot toplama makinası,gübre römorku, diskli çayır biçme makinası ve spesifik bağcılık makinalarını Türkiye’ye biz kazandırdık” diyor. Türkay Tarım olarak 25 seneden beri Türkiye’nin ihracat rakamlarında artan bir paya sahip olduklarına da vurgu yapan Türkay, şöyle devam ediyor: “ABD’den Avustralya’ya Uruguay’dan İrlanda’ya Güney Afrika Cumhuriyet’inden Çin’e kadar -ki bu önemli çünkü bu bizim gerçekten de çok doğru işler yaptığımızı gösteriyor dünyanın 36 ülkesine ihracat yapıyoruz. En çok ABD, Uruguay, Fransa, Slovenya, İngiltere, Fas, Yunanistan ve İran’a ihracat yapıyoruz. Genelde ihracat yaptığımız ülkelerde distribütörlük anlaşmaları yapmaya çalışıyoruz. Bu markamızın daha etkili ve doğru tanıtımının yapılması ve satış sonrası hizmetlerimizin etkinliğinin dolayısıyla müşteri  memnuniyetinin oluşmasının yanı sıra oluşabilecek finansal riskleri de en aza indiriyor.”


TOPLAM İHRACAT 8 MİLYON DOLARDAN FAZLA
1959 yılında Mehmet Türkay tarafından İzmir’de bir şirket ile faaliyet hayatına başlayan firma, bugün toplam ihracatları 8 milyon doları geçen 6 şirketten oluşan bir grup. Geçen bu 50 yılda edindikleri tecrübelerin azımsanamayacak kadar önemli olduğunu aktaran Türkay şöyle devam ediyor: “Zira zaman geçtikçe tecrübe sahibi olunabilir ama tecrübe yenilikçi olanların işine yarar. Dolayısıyla bugün burada olmamızda yenilikçi politikalar ve çözümlerin etkisi oldukça büyüktür. Bizim için en büyük yatırım makina parkımızı ve tezgâhlarımızı geliştirmektir. Bu düşüncelerle yapılan girişimlerle Türkiye’nin 2. lazer kesim tezgâhına sahibiz. Bugün Almanya’daki önemli bir işletmenin üretim hattında ne varsa hemen hepsi bizim üretim hattımızda da belki fazlasıyla mevcut. Ayrıca bu hattı çok ciddi kaynaklar ayırdığımız yazılım ve üretim programlarıyla da destekliyoruz. Bu yatırımlar sayesinde dünya ile rekabet edebilir yeni nesil makineler üretebilir ve kendimizi devamlı yenileyebiliriz diye düşünüyoruz. Ve sonuç olarak katılır mısınız bilmiyorum ama ancak bu sayede bir şirket var olabilir diye düşünüyorum.” Agram, SIP ve Clemens gibi firmalarla ortaklık yaptıklarını da belirten Türkay, “Biz bu şirketlerin bazı makinalarını etiketlerine varıncaya kadar burada üretiyor ve satıyoruz. Onlar sadece raflarına koyuyorlar” diyor. Yabancı firmalarla kalite konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını sözlerine ekleyen Türkay şöyle devam ediyor: “Aksine makinelerimizin kalitesi ile ilgili çok pozitif dönüşler oluyor. Örnek olarak ABD distribütörümüz geçen sene ABD pazarına sürdüğümüz bir ürünümüzün pazarlama çalışmalarıyla ilgili bize ilettiği bilgiye
göre makine piyasada çok beğenildi ve önümüzdeki yıl satış adetini 2 katına çıkaracağını tahmin ediyor. Tabi ki bu
tür olumlu gelişmeleri yaşamak için yukarıda bahsettiğimiz yatırımların yapılmış olması şart. Biz bunları yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Şimdi yeterli altyapımız sayesinde bizden imal edilmesi istenilen ürünün özelliklerini ve alt detaylarını bize iletmeleri bizim için yeterlidir. Tamamıyla istedikleri şartlarda kalitede üretir ve teslim ederiz. Zaten bu sayede etiketlerine
kadar burada yapıyoruz diyorum.”
“TÜRKİYE ’NİN İŞGÜCÜ POTANSİYEL İ ÖNEMLİ”
Türkiye’nin gerçekten önemli bir işgücü potansiyeli olduğunu sözlerine ekleyen Türkay, “Bunun doğru bir şekilde kanalize edilmesi gerekiyor” diyor. Türkay şöyle devam ediyor: “Bence Türkiye son yıllarda önemli bir değişim sürecine girdi. Bizim sektörümüzle ilgili olarak Türkiye; tarım ülkesi olmaktan sanayi ülkesi olma yolunu seçti. Tarımmekanizasyonunun bu kadar hızlı  bir şekilde geliştiği dolayısıyla toprak hazırlamasından ekim dikime hasata kadar onlarca işçinin uzun sürede yaptığı işleri çok daha az sürelerde ve maliyetlerle tarım makinalarının yaptığı dünyamızda nüfusu bizim kadar yoğun olan bir ülkenin işsizlik rakamlarını düşürebilmesi için tarım’daki istihdamı sanayiye kaydırması için atılım yapması doğru bir seçimdir diye düşünüyorum.” İç pazarda tarıma ayrılan desteklerin artması toplamda karlılığın artmasına sebep olacağı düşüncesinde  olduklarını  ifade eden Türkay, “Bu da yatırımların artmasına ve kalite çıtasının yukarıya çekilmesini sağlar bunun sonucu olarak artan kalite standardı ihracat rakamlarında önemli sıçrama yakalamamızı sağlar. Ayrıca kurların da gerçek yerinde olması ihracatı patlatır diye düşünüyoruz” diyor. Türkay şöyle devam ediyor: “Haksız rekabet ve ticari hadlerin çiftçilerin aleyhine  işlemesi örnek olarak bu sene 1 ton buğday 1 ton mazot’a eşitse bir sonraki sene 1 ton buğday ile 1 ton mazot alınamıyor. Bunun için tarım desteklenmelidir.”