Dış Ticaret Komleksi’nde 24 Mayıs Salı günü gerçekleşen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’na katılan TÜBİTAK Başkanı Nükhet Yetiş, TÜBİTAK’ın yeni programını ihracatçılarla...
Dış Ticaret Komleksi’nde gerçekleşen 24 Mayıs Salı günü Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’na, TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyeleri, TİM Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri ile Türkiye’nin dört bir yanından Birlik Başkanları, Yönetim Kurulu Üyeleri ve ihracatçılar katıldı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi toplantıda yaptığı konuşmada TÜBİTAK’ın Türkiye’nin en kritik kurumlarının başında geldiğini belirterek, TÜBİTAK ile sanayici ve ihracatçının iş birliğinin gittikçe hızlandığını söyledi. Türkiye’nin ihracatında ileri teknoloji ürünlerinin payının yüzde 7 düzeyinde olduğunu anımsatan Büyükekşi; “Çin’in bile yüzde 35’lerde olduğu bir dönemde bu oranı mutlak düzeyde arttırma ihtiyacımız var. Derdimiz, sanayinin yapısının transformasyonu, dönüşümü. Derdimiz, ileri teknoloji yatırımlarının ve ihracat içindeki payının artması” dedi.
“500 milyar değil, 1 trilyon dolar”
Büyükekşi’nin ardından kürsüye çıkan TÜBİTAK Başkanı Nükhet Yetiş ise bir sunum eşliğinde innovasyon ve Ar-Ge’nin önemi, ihracata katkısı, TÜBİTAK destekleri, yararlanılabilecek programlar hakkında bilgi verdi. İhracatla Ar-Ge arasında çok güçlü bir ilişki bulunduğunun altını çizen Yetiş, Türkiye’nin sosyal, kültürel ve tarihi değerler açısından zenginliğine işaret ederek; “Yeraltı ve yerüstü kaynakları açısından da zengin. Sınai zenginlikler açısından çok güçlü. Bölgesinde Türkiye’den daha güçlü bir üretim alt yapısına sahip olan bir ülke yok. İşte bu gücü Ar-Ge ve teknoloji ile birleştirebilirsek o zaman 500 milyar değil, belki 1 trilyon dolar ihracattan bahsedebiliriz” dedi. Hizmetler sektöründeki Ar-Ge destekli ihracat potansiyelinden söz eden Yetiş, dünyada pizza pazarının cirosunun 120 milyar doları aştığını, bunun 200 milyon dolarının Türkiye’den geldiğini belirterek Türkiye’nin bir etli ekmek veya lahmacun zinciri bulunmadığını, araştırmaya verdiği önemle Starbucks’ın Türkiye’de Türk kahvesi satabildiğini anlattı. Bütçesi 150 milyon liralardan 1,6 milyar liraya çıkan TÜBİTAK’ın özel sektör desteklerine değinen Yetiş, kurumun şirketler için araştırma yapabildiğini, teknoloji transfer edebildiğini belirterek, kurumun eskiden bütçesinin sadece yüzde 4’ünü dağıtırken şu anda kamuya, sanayiye, üniversitelere yüzde 51’ini verdiğini kaydetti. “Yani biz araştırma yapan değil fonlayan bir kurum haline geldik” diyen Yetiş; kurumun 2003’te 11 milyon lira olan proje destek bütçesinin 2010 yılında 681 milyon liraya çıktığını ifade ederek; “Burada vermek istediğimiz mesaj açık TÜBİTAK’ın sizlere verebileceği proje destek bütçesi zengindir ve lütfen bunu kullanın” dedi.
“Gebze Yerleşkesi’ni gezin”
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve Gebze Yerleşkelerini anımsatan Yetiş; “Benim sizlere önerim lütfen gelin proje desteklerinden yararlanın. İkincisi lütfen Gebze Yerleşkesi’ni gezin. Toplantılarınızı orada yapın. Oranın imkânlarını bizzat görmenizi istiyorum. Sizin alıp kullanabileceğiniz, rekabet gücünü arttıracak pek çok bilgi, teknoloji, prototip ve pilot ürün orada hazır” diye konuştu. Nüket Yetiş, 2004-2010 yılları arasında 5 bin 575 projenin desteklendiğini, bunun yüzde 70’inin KOBİ’lerden oluştuğunu belirterek, şunları söyledi: “Bazen şehir efsaneleri olabiliyor; TÜBİTAK hep büyükleri destekliyor gibi... Hayır, bizim hiç öyle büyük küçük ayrımımız yok. Elit kartımız yok. Biz sadece projeye bakarız. Eğer proje değerlendirmeleri geçiyorsa, destek veririz. Yeter ki Ar-Ge projesi olsun, biz destekleriz. Bir başka şehir efsanesi de TÜBİTAK’ın değerlendirmelerinin çok uzun sürdüğü... Değerlendirme süremiz 2001 yılında 145 gün imiş ama tüm sistemi online hale getirdik. Şu anda değerlendirme süresi 82 gün. Üç aydan önce projeler değerlendiriliyor. Bu rakam ABD’de bir yıla yakındır. AB’de ise 9 ay civarında. Türkiye’de değerlendirme süreci çok hızlanmış durumda.” Yetiş, TÜBİ- TAK desteklerinde otomotivin aslan payını aldığını İstanbul, Ankara, Kocaeli ve Bursa’nın destekte önde gelen illerden olduğunu söyledi.
Yüzde 75 hibe desteği
Yetiş konuşmasının son bölümünde, ilk kez bu toplantıda açıkladığı yeni proje destek programının detaylarına yer verdi. Buna göre proje üniversite kamu araştırma kurumlarındaki bilgi birikiminin, Türkiye’de yerleşik ve proje sonuçlarını Türkiye’de uygulamayı taahhüt eden KOBİ’lerin ihtiyaçları doğrultusunda, ürüne ya da sürece dönüştürülerek KOBİ’lere aktarılması yoluyla ticarileştirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyor. Proje kapsamında yeni bir ürün üretilmesi, mevcut bir ürünün geliştirilmesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi, maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin geliştirilmesi, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi konuları yer alıyor. Program uyarınca KOBİ ya kendi talebiyle ya da proje yürütücülerinin (Üniversite ve Kamu Ar-Ge Enstitüsü) önerisiyle TÜBİTAK’a başvuracak. TÜBİTAK KOBİ’ye yüzde 75 proje desteği ile birlikte Proje Teşvik İkramiyesi ve Genel Gider Payı verecek. Projenin yüzde 25’i ise KOBİ tarafından karşılanacak. 01 Ağustos 2011 itibariyle başvuruların kabul edileceği 1505 Sayılı Programın destek dağılımı şöyle olacak: Proje bütçesi 300 bin TL, Proje Teşvik İkramiyesi 135 bin TL, Proje Kurum Hissesi 15 bin TL, Toplam 450 bin TL, TÜBİTAK payı 375 bin TL. Programla ilgili daha fazla bilgiye http://www.teydeb. tubitak.gov.tr internet adresinden erişilebilir.
“TÜBİTAK 1505 KOBİ Yararına Teknoloji Transferi Destek Programı”
TÜBİTAK 1505 KOBİ Yararına Teknoloji Transferi Destek Programı” hakkında bilgi veren Yetiş; “Biz burada teknoloji transferinde yurtdışında ithalat yerine yerli bilgilerin sizlere aktarılmasını tavsiye ediyoruz. Üniversitelerimizde ya da kamu araştırma enstitülerimizde yerleşik proje sonuçlarını, elde edilmiş bilgi birikimini, Türkiye’de yerleşik olan proje sonuçlarını Türkiye’de kullanmayı taahhüt eden KOBİ’lere yeni ürün, süreç geliştirilmesi için bir anlamda ürünün ticarileştirilmesini sağlayan bir program” diye konuştu. Programla üniversite ve kamu araştırma kurumlarındaki bilgi birikiminin, KOBİ’lerin ihtiyaçları doğrultusunda ürüne ya da sürece dönüştürülerek KOBİ’lere aktarılması yoluyla ticarileştirilmesine katkı sağlanmasının amaçlandığını vurgulayan Nüket Yetiş; “TÜBİTAK olarak biz burada KOBİ’lere projenin yüzde 75’ini hibe desteği olarak vereceğiz. Proje bitiminde proje teşvik ikramiyesi vereceğiz. Beklentimiz de KOBİ’lerin projenin yüzde 25’ine katkı sağlaması” dedi.
RESİM ALTI:Nükhet Yetiş: “Bölgesinde Türkiye’den daha güçlü bir üretim alt yapısına sahip olan bir ülke yok. İşte bu gücü Ar- Ge ve teknoloji ile birleştirebilirsek, o zaman 500 milyar değil; belki 1 trilyon dolar ihracattan bahsedebiliriz.”