Türkiye sanayisinin lokomotifi ve rekabet gücünün merkezi olması gereken makine sektörümüz Türkiye ekonomisindeki dönüşümün de öncülüğünü üstlenmelidir.
2023 yılı için 100 milyar dolar olan ihracat hedefimize doğru ilerlerken, Türkiye makine sektörü bu yılın sonunda yaklaşık 12 milyar dolar makine ihraç etmiş olacak. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşabilmemizin şartı da makine sektörümüzün 100 milyar doları yakalamasından geçmektedir. Çünkü kendi teknolojisini üreten bir makine sektörü olmadan gelişmiş ülkeler seviyesini yakalamamız ve hedeflediğimiz ihracat rakamlarına ulaşmamız mümkün değildir.
Ülkemizin ekonomik anlamdaki dönüşümünün anahtarı da aynı şekilde makine sektörünün teknoloji üreterek Türk sanayisinin lokomotif sektörü olmasından geçmektedir. Makine sektörümüzün ekonomimizdeki değişimin öncüsü, sanayimizin lokomotifi ve 100 milyar dolar ihracat ile 2023 hedeflerinin en büyük paydaşı olabilmesi için Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği olarak hazırladığımız ve çeşitli toplantılarla kamuoyuna duyurduğumuz stratejileri hayata geçirerek bu hedeflere kolayca ulaşabilecek potansiyeldeyiz. Bu gelişimi sağlamak için elimizdeki en önemli koz olan makine sektörümüzü bir otomobile benzetirsek şu anda 70 kilometre hızla gidiyoruz. Yapmamız gereken gaz pedalına daha güçlü bir şekilde basmak.
O zaman bu otomobil yüksek hızlara çıkacaktır. Dünyada bunun örnekleri mevcuttur. Çin ve Güney Kore bu hızı yakalamışlar ve ekonomileri çok süratli bir biçimde gelişmiştir. Bu ülkeler sırtını makine sektörlerine yaslamış ve devlet düzeyinde stratejik sektör ilan edilerek desteklenmişlerdir. Türk makine sektörü de hak ettiği stratejik değeri görür ve örneğini verdiğim ülkelerdeki gibi desteklenirse ekonomimizdeki değişimin öncüsü olarak cari açığın kapanmasında ve 2023 hedeflerine ulaşılmasında en önemli aktör olacaktır.