“BİR ŞEHİRDE EN FAZLA ENERJİ TÜKETEN SİSTEMLER” OLARAK DEĞERLENDİRİLEN POMPALAR, DÜNYADAKİ ELEKTRİK SARFİYATININ YÜZDE 20’SİNDEN, SANAYİDE TÜKETİLEN ENERJİNİN İSE YÜZDE 30’UNDAN SORUMLU TUTULUYOR. ÜSTELİK ESKİ POMPALAR YÜZDE 40’LARA VARAN ORANLARDA DAHA FAZLA ENERJİ TÜKETİP, YÜZDE 20 DAHA FAZLA EMİSYON ÜRETİYOR. ANCAK POMPA TEKNOLOJİLERİNDEKİ YENİLİKLERLE ÖNEMLİ ORANDA ENERJİ TASARRUFU SAĞLANABİLİR.

İklim değişikliği, gezegenimizi tehdit etmeye devam ediyor. Bu tehditle mücadele edebilmek için öncelikle enerji kaynaklarının kullanımında sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenmesi gerekiyor. “Bir şehirde en fazla enerji tüketen sistemler” olarak değerlendirilen pompaları da bu kapsamda değerlendirmek kritik önem taşıyor. Çünkü pompalar dünyadaki elektrik sarfiyatının yüzde 20’sinden, endüstride tüketilen enerjinin ise yüzde 30’undan sorumlu tutuluyor. Üstelik eski pompalar yüzde 40’lara varan oranlarda daha fazla enerji tüketip, yüzde 20 daha fazla emisyon üretiyor. Bu nedenle eski pompaların, yüksek verimli pompalarla değiştirilmesi dünya çapındaki karbon emisyonlarının azaltılmasında önemli rol oynuyor. Masdaf Pazarlama Müdürü Nihan Göksal da endüstride kullanılan eski ve verimsiz santrifüj pompaların değişimi ile sağlanacak enerji tasarrufuna dikkat çekerken, şu değerlendirmede bulunuyor: “Dünya genelindeki pompaların yüzde 90’ı verimsiz. İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış bir pompa, aynı hacimdeki suyu veya kimyasal sıvıları pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketip, yüzde 20 daha fazla karbondioksit üretiyor. Bu durumla mücadele edebilmek için başta sanayicilerin ve işletmecilerin bu konuya gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekiyor. Çünkü endüstriyel tesislerde ve enerji uygulamalarında geniş bir kullanım alanına sahip olan santrifüj pompalar, endüstride tüketilen enerjinin yüzde 30’undan sorumlu tutuluyor. Pompaların yenilenerek daha verimli hale getirilmesi, işletmelerin sürdürülebilir üretim süreçlerine ve net sıfır emisyon hedeflerine önemli katkı sağlıyor. Çünkü günümüzde santrifüj pompalar, daha verimli motorlar ve iyileştirilmiş hidrolik sistemler kullanılarak üretildiği için daha az enerjiyle daha yüksek performans sunuyor.” ENERJİNİN 

YENİLENEBİLİR KAYNAKLARDAN KARŞILANMASI ÖNEMLİ

Petrol ve gaz gibi fosil yakıt bazlı endüstrilerde büyük bir enerji tüketicisi konumunda olan santrifüj pompalarda değişimin yanı sıra enerjinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanmasını sağlayacak bir sistem kurulması da sektörde emisyonları azaltmanın yollarından biri olarak kabul ediliyor. Örneğin, güneş veya rüzgâr enerjisiyle entegre edilen bir santrifüj pompa sistemi, enerji kaynağının sürdürülebilir olmasını sağlayarak karbon ayak izini önemli ölçüde azaltıyor. 

KONTROL SİSTEMLERİ, POMPALARIN ENERJİ KULLANIMINI DÜŞÜRÜYOR

Kontrol sistemleri de pompalarda enerji kullanımının azaltılmasında önemli rol oynuyor. Bu akıllı sistemler, pompaların çalışma koşullarını iyileştirerek, enerji kullanımını en aza indiriyor. Ayrıca, pompaların sadece gerektiği zaman çalıştırılması veya en az enerji harcanacak şekilde yönetilmesini sağlayarak enerji tasarrufunu artırıyor. Bunun yanı sıra; basınç, debi, sıcaklık gibi parametreleri izleme avantajı sunarak, anormal durumların tespit edilmesini ve erken müdahale ile enerji kayıplarının önlenmesini sağlıyor. 

“SANAYİDEKİ ESKİ POMPALAR İÇİN REEL TÜKETİM ÖLÇÜMLERİ YAPIYORUZ”

Nihan Göksal, akıllı ve yüksek verimli pompa teknolojileri ile iklim kriziyle mücadelede önemli rol oynadıklarına da değinirken, sanayideki eski ve verimsiz pompalar için reel tüketim ölçümleri yaptıklarının da altını çiziyor: “Bu çalışma ile sistemin yenilenmesi durumunda işletmenin sağlayacağı enerji tasarrufunu ve amortisman sürelerini rapor halinde sunabiliyoruz. Böylece işletmelerin enerji sarfiyatını düşürüp hem işletme maliyetlerini hem de karbon emisyonlarını azaltmayı hedefliyoruz.”