Türk makine sanayi içerisinde en fazla kadın çalışanın yer aldığı firmalardan biri olan Kayahan Grubu, 1950 yılından beri...
Türk makine sanayi içerisinde en fazla kadın çalışanın yer aldığı firmalardan biri olan Kayahan Grubu, 1950 yılından beri Konya’da
faaliyet gösteriyor. Firmada üst düzey yönetici olarak çalışan altı kadınla makine sektörü adına söyleşi gerçekleştirdik.
Yönetim Kurulu Başkanı Sevda Kayhan Yılmaz, Mali ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı ve Toplam Kalite Yöneticisi Deniz Genez Aydın, Mali İşler Yöneticisi Fatma Balta, Satış Proje Yöneticisi Aysen Kayhan Babacan, Sipariş Proje Yöneticisi Sevsen Kayhan Korkut veYurt Dışı Satın Alma Müdürü Hansen Kayhan Cenge. Kayahan markası altında faaliyetlerini sürdüren Türk makine sektörünün altı güçlü çalışan kadını… Aynı firmada yıllardır sektöre yön veren birbirinden başarılı kadın yöneticiler ile makine sektöründen ve çalışan kadın olmanın öneminden bahsettik.
SEVDA KAYHAN YILMAZ
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Konya’da 1965 yılında doğdum. Sanayici bir ailenin en küçük çocuğuyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Konya’da tamamladıktan sonra ODTÜ İşletme Bölümü’nde okumak için Ankara’ya Üniversiteyi bitirdikten sonra evlenip, tekrar Konya’ya döndüm. 21
yaşında bir oğlum ve 15 yaşında bir kızım var.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
İş hayatına ait anılarım çok eski… Eskiden dükkanımız evimizin altındaydı. Orayı hatırlıyorum; ilkokuldan sonra babamın yanında işe gitmeye başladım. İlk paramı, döküm kumunun içindeki ergimiş madeni mıknatısla toplayıp babama satarak kazandım. Sonra matkapta, rovelverde çalıştım, montaj yaptım. Yani lise bitene kadar aslında yaptığım vasıfsız işçilikti. İlginçtir; babam beni sigortalamamış, bir teftişte müfettiş beni yakalamış. Sigortalılığa başlayışım da böyle oldu zaten. Cezalı olarak geriye dönük sigortamı yatırmışlar. 33 yaşında işçi emeklisi oldum böylece. Üniversiteden sonra büroya geçtim, hemen hemen her bölümde çalıştım: Teknik resim çizdim, maliyet muhasebesi yaptım, ithalat işlemlerini öğrendim. Sonra firmaya ve kendime bir hedef koydum: Güçlenmek için yurt dışında müşteri bulmalıydık. Böylece dış ticarete başladım.
Gün içerisindeki iş trafiğiniz nasıl ilerliyor?
Kayahan’da 2011 yılının Ağustos ayına kadar genel müdürlük yaptım. Bugüne kadar hep aileden birilerinin yaptığı bu göreve bir profesyonel gelmesini istedim ve şimdi sadece Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmaya devam ediyorum. Konya’da olursam 07:30-08:00 arası işe gelirim, ilk iş atölyeyi turlarım. Yaklaşık bir saat sonra masama gelince, önce maillerimi kontrol ederek çalışmaya başlarım. Genellikle öğlen bir saat ara veririm. Akşam 18:30’a kadar işte olurum. Hem Ankara’da, hem de Konya’da evim var. Yönetim Kurulu Üyesi olduğum Makine İhracatçıları Birliği ve Makine İmalatçıları Birliği’ndeki görevlerim veya şirketleilgili seyahatim varsa, iş günüm uçağın veya trenin saatiyle başlar. Hafta içinde pek evde değilim, hafta sonları da çoğunlukla ailemle olmayı tercih ederim.Ankara’da kaldığım günlerde evden çalışıyorum. En keyiflisi eşofmanla ve kedilerimle çalışmak.
Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?
Çok teşekkür ederim. Eğer bir başarı varsa, hep iyi ekiplerin içinde olmamdandır. Makine gibi bir sektörde tek başına bir şey yapamazsınız. Ulaşacağınız noktayı organizasyon şemanızdaki en alt çalışan bile etkiler. Bireyler tek tek bir birim fayda sağlıyorlarsa birlikte hareket edildiğinde birim faydanın artacağına inanırım. Hep saksıda çınar ağacı büyümeyeceğine inandım, bu nedenle firma ile ilgili amaçlarımın dışında Türk makinesinin gelişmesi için çalışılması gerektiğine inandım.
Erkek egemen bir sektörde kadın olmak zor mu?
Bu çok sık rastlanan, benim de en zorlandığım sorudur. Bir de “Konya’da” deseniz tam olacaktı. Üst düzey yöneticilik ya da patronluk açısından düşünürsek erkek olmak zor asıl bu sektörde; çünkü erkekseniz ve sanayiciyseniz toplumun sizden beklediği bir “Ağalık” rolü var. Yaparsanız insanoğludur; kibre kapılabilir. Kötüdür. Kadınsanız, sizi asla ağa olarak görmezler
zaten. Erkek olmanın başka bir zorluğuysa, tıpkı doğadaki liderlik savaşı gibi ailede yetki devri zamanlaması veyetkiyi kimin alacağı konusudur. Ailede sürtüşmelere sebep oluyor. Ben buna“Testosteron zehirlenmesi” diyorum. Kadınların hormonal kalkanları var; daha uzlaşmacı, daha anlayışlı oluyorlar ve bu bir avantaj.
İş hayatında kadın olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı?
Hiç yaşamadım gerçekten. Herkes Konya’da bir kadın olarak çalıştığımı duyunca hayret ederdi. Konya’nın muhafazakar olduğunu düşündükleri için benim zorlanıp zorlanmadığımı çok soran oldu. Bazıları Konya’ya at gözlüğüyle bakıyor. Konya yüzyıllardır kökleşmiş bir hoşgörü geleneğine sahiptir. Konya’da olmakla ilgili bir sorunum yok. Konya Sanayi Odası’nın Meclis Üyesiyim, sanayici arkadaşlarımla uyumla çalışıyoruz.
Bulunduğunuz firmada sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar var mı?
Olmaz mı? Ben aslında “Kadınlarla çalışmayı sevmem” derim; ama iyisini on iyi erkeğe değişmem. Sevmem; çünkü hemcinslerimizle mesafe ayarlayamayız, kolayca ağlayabiliriz. Değişmem; çünkü vefalıdırlar, sadıktırlar, inanılanın aksine sır tutarlar. Şirkette üç yeğenim var, farklı şirketlerde yönetim kurulu üyelikleri görevlerinin yanı sıra profesyonel olarak da çalışıyorlar. Ayrıca gençliğinde başlayıp profesyonel hayatını sadece bizimle geçirmiş olan Muhasebe ve Finans Müdürümüz Fatma Hanım hem çalışıp, hem okuyup, hem annelik yaptı. İdari Mali Genel Müdür Yardımcımız Deniz Hanımı da üniversite yıllarından tanırım. Şirketimizde yeni olmasına rağmen bize çokkolay uyum sağladı.
İş ile ilgili yurt dışı seyahatleri gerçekleştiriyor musunuz?
Evet tabii ki; ama artık yeğenlerimin deneyimi arttı. Onlar daha fazla gitmeye başlıyorlar.
Yurt dışı gezilerinizde bir kadın olarak olumsuz olaylar yaşıyor musunuz?
Olumsuzluk erkeklerin de başına gelebilir, eğer karanlık yerlerde gezerlerse! Bazı prensiplerim var, bunlara uyarım. Şimdiye kadar kadın olduğum için yapamadığım tek iş, Suudi Arabistan’da bir fuara katılmama izin vermemişlerdi yani vize vermemişlerdi. Başka da yok.
Başarılı bir kadın olarak aldığınız ödüller var mı? Var ise bahseder misiniz?
Var, hiçbirini diğerinden ayırt etmemek ve hiçbirini atlamamak için saymayacağım. Ancak bir tanesi vardır ki benim için özeldir; üniversitede okurken ilk kez yılın kız öğrencisi seçilmişti ve arkadaşlarım beni seçti. O ödül benim için çok anlamlı.
Sektöre bakıldığında sizce niçin sayıca az kadın yer alıyor?
Kadınlar nerede varlar ki… Bence buna sebep toplumun eğitimi değil. Kadınların doğalarında olan bir eksiklik: Biz mücadeleyi çok sevmiyoruz sanırım.“Sen çok istiyorsan, buyur” deyip yol açıyoruz.
Uluslararası pazarda çalışan Türk kadını sizce yeterince aktif mi?
Fuarları filan düşününce aslında “Aktifiz” diyesim geliyor. İlginçtir; uluslararası pazarlarda yabancılardan çok farklı değiliz. Kadın her yerde kadın…
Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Kadınlar için ayrı şeyler söyleyemem. Çok klasik şeyler aslında uzmanlarla çalışmaları, prensipli, uzlaşmacı ve iyi niyetli olmaları; çünkü niyeti iyi olanın akıbeti iyi olur.
Eksik gördüğünüz veyahut eklemek istedikleriniz?
Çok teşekkür ederim. Üyelerimizden Makine İhracatçılar Birliği’ne üyeliği bir zorunluluk olarak değil, makinecilerin bir araya geldiği demokratik bir kurum olarak görmelerini ve yönetimde katılımcı olmalarını istiyorum. Lütfen makineciler olarak sesimizi daha çok duyurabilmek için tek vücut olalım; çünkü Türkiye’nin ilerlemesinde bizlerin üstüne çok büyük sorumluluk düşüyor.
DENİZ GENEZ AYDIN
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Ünye’de 1965 yılında doğdum. 198 yılında ODTÜ İşletme Bölümü’nden mezun oldum. 1 Ağustos 2011 tarihinden beri Kayahan Grup Mali ve İdari İşler Genel Müdür Yardımcılığı ve Toplam Kalite Yöneticiliği görevlerini yürütüyorum.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
1989-1998 yılları arasında TÜBİTAK’ta Uzman Yardımcısı, Uzman, MAM Özel Kalem Müdürü ve MAM Başkan Asistanı görevlerinde bulundum. 1998-2000 yılları arasında ESBAŞ’ta Teknopark Proje Yürütücüsü, 2000-2001 yıllarında EBSOV’da Kurucu Genel Sekreter olarak görev yaptım. 2001-2002 yıllarında TOBB’da KOBİ Gelişim Proje Koordinatörü, 2002-2004 yıllarında ABİGEM Kocaeli Projesi’nde Uzun Süreli Yabancı Danışman görevlerinde bulundum. 2004-2011 yılları arasında ise Beijing ve Shanghai şehirlerinde olmak üzere Çin Halk Cumhuriyeti’nde, Türk-Çin KOBİ’leri arası ticaretin geliştirilmesi konusunda çalıştım.
Kadın ve erkek çalışan arasındaki fark nasıl en aza indirgenebilir?
Aynı eğitimi alan kadın ve erkekle arasında bile olayları algılama ve değerlendirme farklılıkları görülürken farklı disiplinlerden gelenler arasında fark olması kaçınılmazdır. Bunu en aza indirmenin temel yolu bence disiplinler arası kadın-erkek karışık proje grupları halinde çalışmaktır. Zaman içerisinde işletme içindeki tüm işleri, geleneksel hiyerarşik çalışma düzeninden proje bazında çalışma düzenine getirebiliriz diye düşünüyorum. Böylece sadece sipariş temelli projelerimiz değil, yönetimsel proje gruplarımız oluşur ve farklı bakış açılarının ortak değerlendirmesinde daha doğru kararların alındığı bir karar mekanizması kurulabilir.
Kadınların iş dünyasında daha duygusal olduğu doğru mu? Strateji anlamında kadınlar genel anlamda ne yönde planlamalar yapıyor?
“Duygusallıkla sezgiselliği karıştırmamak gerekir” diye düşünüyorum. Kadın veya erkek bazı insanlar diğerlerine göre daha duygusal olabilirler, karar süreçlerinde duygularını ön plana çıkarabilirler; bu da sadece iş yaşamında değil, özel yaşamlarda da yanlış kararlara neden olabilir. Onun için kadın veya erkek mutlaka analitik, rasyonel ve verilere dayalı karar süreçlerini kullanan yöneticiler olmaya çalışmalıdır. Sezgisellik ise çoğunlukla kadınların sahip olduğu, çok özel bir yeti bence. Ve karar süreçlerinde akılcılık kadar da etkili… Kadınların yönetimdeki başarıları da buradan geliyor; özellikle akılcı ve analitik düşünme yapısına sahip kadınlar bir de sezgilerini doğru kullanmayı başarıyorlarsa, önlerinde kimse duramıyor. Kadınların bir diğer özelliği de detaycı olmaları.
Bu özellikleri de onların, özellikle detay planlama gerektiren işlerde daha iyi olmalarına neden oluyor. Mevcut verileri toplayıp, iyi analiz edip, detayları görüp, sezgilerini de kullanarak olabilecekleri tahmin edebilen bir yönetici, bunu planlamada kullandığında çok isabetli ve az sapmalı planlar yapabiliyor. Özellikle bütçe, yeni yatırımlar, etkinlik, proje gibi geleceğe yönelik tahminlerin de yer aldığı detaylı planlamalarda, mutlaka bu tip bir kadın çalışan/yöneticinin olması gerekir
diye düşünüyorum.
FATMA BALTA
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Konya’da 1972 yılında doğdum. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Muhasebe Bölümü mezunuyum. Lise
10. sınıf ve ilköğretim 3. sınıfa giden iki kız çocuğu annesiyim. 1992 yılında Kayahan’da başlayan iş hayatım halen
aynı firmada Mali İşler Yöneticisi olarak devam ediyor.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Bilgisayar programcılığı kursunda tanıştığım ve şu an çalıştığım şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olan Sevda Kayhan Yılmaz’ın teklifi ile iş hayatım başladı. Tabi başlangıç aşaması iş yerimin sanayi bölgesinde olması sebebiyle ağabeyimin karşı çıkmasına rağmen babamın desteğiyle oldu. Lise eğitiminden sonra iş hayatına başladığım için çalıştığım firmanın da desteği
ve teşvikiyle Açık Öğretim Fakültesi’ni tamamladım. Muhasebe birimind çırak olarak başladığım iş hayatım kademeli olarak ilerlemeye devam etti.Ailemin ve iş arkadaşlarımın katkılarıyla planladığım kariyer hedeflerim sırasıyla teker teker gerçekleşirken bugün Serbest Muhasebeci Mali Müşavir sıfatı ile halen görevime devam ediyorum.
Sektörde kadın çalışan sayısını artırmak için ne gibi yöntemler izlenebilir?
Çalıştığımız sektör makine imalatı ve ağır sanayi sektörü olması sebebiyle kadın çalışan sayısı oldukça düşüktür. Kadın çalışanların büyük kısmı da idari kadroda yer alıyor. Düzenli çalışma saatleri, hafta sonu tatilleri, iş yerine duyulan güvenin artırılması, hamilelik ve doğum izinlerinin düzenli olarak kullandırılması ve bu süreçlerden sonra işini kaybetme endişesi taşımaması, ücretlerin cinsiyete göre değil yapılan işe göre düzenlenmesi ile bilgi ve becerisini kolaylıkla verimliliğe dönüştürebilecek kadın çalışan sayısı hızla artacaktır
AYSEN KAYHAN BABACAN
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Konya’da 1978 yılında doğdum. 1996 yılında Konya Karatay Anadolu Lisesi, 2000 yılında Selçuk Üniversitesi Makine
Mühendisliği, 2002 yılında ise Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği Yüksek Lisansı’ndan mezun oldum. Evliyim
ve bir çocuğum var.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Aile şirketimiz olan Kayahan’da 2000 yılından beri çalışıyorum. Mühendisli Yöneticisi olarak başladığım görevime Satış-Proje Yöneticisi olarak devam ediyorum.
Kadınların iş dünyasında erkeklere göre daha avantajlı olduğu yönler nelerdir?
Erkek hakimiyetinin olduğu iş dünyasında kadınların ortamı yumuşattığını ve erkeklerin kadınlara daha nazik davrandığını düşünüyorum. Bunun da özellikle satış ve müşteri ilişkileri konusunda kadınlara avantaj sağladığına inanıyorum. Çünkü kadının bulunduğu ortamda daha yapıcı ve daha sakin çalışma ortamı doğuyor. İş dünyasınıngergin ve sinirli ortamını kadın hakimiyetinin
törpülediği fark ediliyor. Yurt dışı ile çalışan bir firma olduğumuz için müşterinin muhatap olarak bir kadınla karşılaşması da pozitif bir etki yaratıyor ve Türkiye’nin, özellikle de Konya’nın negatif imajını kırıyor.
SEVSEN KAYHAN KORKUT
Sizi yakından tanıyabilir miyiz?
Konya, 1980 doğumluyum. 2002 yılında Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği, 2004 yılında Selçuk Üniversitesi Makine Mühendisliği Yüksek Lisansı’ndan mezun oldum. 2002 yılından beri aile şirketimiz olan Kayahan’da çalışıyorum.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Mezun olduktan sonra öncelikle fabrikada birçok bölümde kısa süreli çalışarak iş öğrendikten sonra Mühendislik Yöneticisi olarak çalışmaya başladım. 2006 yılından bu güne kadar Sipariş- Proje Yöneticisi olarak görevime devam
ediyorum.
Türkiye makine sektöründe çalışan kadın sayısı erkeklere göre daha mı az? Bu durumu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de makine sektöründe çalışan kadın sayısı kesinlikle daha az. Çalışma ortamındaki zor koşullardan dolayı kadınlar bu sektörde çalışmak istemiyor. Örneğin; mezun olduğum makine mühendisliği bölümünde 72 erkek öğrenci varken sadece 8 kız
öğrenci bulunuyordu. Bu 8 kız öğrenci sayısı diğer dönemlere göre oldukça yüksek bir sayı idi.
Makine sektöründeki
kadın çalışan sayısının az olmasının sebeplerinden bazıları ise aile görüşü, sosyal çevre ve iş ortamındaki erkek
egemenliğidir. Bizim aile şirketimizde tamamen kadın hakimiyeti söz konusudur. Umuyorum ki bütün makine sektöründeki firmalar için bu durum gelecek nesiller ile değişir.
HANSEN KAYHAN CENGE
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Konya’da, 1984 yılında doğdum. Lise eğitimimi Konya Karatay Anadolu Lisesi’nde tamamladım. 2008 yılında Konya Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde lisansımı; 2010 yılında yine Selçuk Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde yüksek lisansımı tamamladım.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
2007’nin Şubat ayında aile şirketimiz olan Kayahan’da işe başladım. 2008 Haziran ayına kadar çeşitli birimlerde görev yaptım. 2008 yılı Haziran ayından bu yana da firmamızın satın alma biriminde yurt dışı satın almanın başında çalışma hayatımı sürdürüyorum.
Makine sektöründe aktif çalışan bir kadın olarak sizce ofisler nasıl dekore edilmeli?
Sanayideki firmaların yüzde 90’ında karşılaşacağınız manzara aynıdır. Bakımsız ofisler, yağlı masalar, koltuklar… Kuru bir masa, sandalye dolap ve yağlı dosyalar. Geri kalan yüzde 10’luk kısmını da incelerseniz bir kadın eli olduğunu görmemek mümkün değildir. Günümüzün büyük bir kısmı ofislerimizde geçiyor. Bu sebeple mümkün olabildiğince sade;
fakat aynı zamanda renkli olmalı. Gösterişten uzak; ama ilgi uyandırmalı. Bizim şirketimizin üst yönetimi çoğunlukta kadın olduğu için ofisimiz diğer firmalara göre hemen kendini belli ediyor. Fabrikanın bahçesinden girer girmez misafirlerimizi çiçeklerle karşılıyoruz. Bu karşılama ofis içinde de yaklaşık bine yakın saksı çiçeğiyle devam ediyor.
Bizim uyguladığımız gibi ofislerinizin açık renkte döşenmesine özen gösterin; ama renkli tablolarla duvarlarınızda farklılık
yaratın. Sade ve şık biblolarla dolapların üstüne masaların üstüne renk katın. Örneğin; sanayide makine, ürün deyince akla hep yeşil gelir. Biz yavaş yavaş bunu da kırıp tezgahlarımızı farklı renklere boyayıp ürünlerimizi farklı ve sıra dışı renklerle göndermeyi planlıyoruz. Böylece bu kadar kadın olan bir firmanın farklılığı ön plana çıkmış olsun.