Turqum belgesine sahip firmalar arasında metalin şekillendirildiği ve kullanıldığı her sektöre makineler üreten Kar metal...
Turqum belgesine sahip firmalar arasında metalin şekillendirildiği ve kullanıldığı her sektöre makineler üreten Karmetal, Sakarya’da faaliyetlerini sürdürüyor. TÜBİTAK’a 2007 yılından bu yana beş projesunan firmanın Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kar; röportajımızda makine sektörünün çağ atladığına değindi. Kar;üretimde sektörün robotlaşmaya doğru gittiğini ve bunun için yeni bir ürün geliştirdiklerini söyledi.
Imsan Makine adıyla 1976 yılında orta ölçekli bir atölye olarak Adapazarı Çark Sanayi Bölgesi’nde kurulan Karmetal; faaliyetlerine başladığı dönemde ahşap makineleri ve yay makineleri imalatı gerçekleştirirken aynı zamanda Milli Savunma Bakanlığı’na tank yürüyüş parçaları, vagon sanayi veotomotiv sektörüne ise çeşitli parçaların üretimine başladı. Karmetal1998 yılında gerçekleştirdiği yatay şerit testere makinesi imalatına ise her geçen gün artan ürün çeşitliliğiyle devam ediyor.
Karmetal’in yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?
Şahıs işletmesi olarak kurulan Karmetal,ticaret hayatına 1995 yılından günümüze limited şirket olarak devam ediyor. Firmamız aile fertlerinden oluşan hissedarlar ve profesyonel yöneticilerin yarattığı sinerjiyle 55 kişilik kadrosuyla 4 bin metrekare kapalı alanda faaliyetlerini sürdürüyor.
Teknolojik gelişmeleri yakından takipeden firmamız, bu alanda daha fazla başarılı olabilmek adına yan kuruluş olarak Kar Teknoloji Bilişim’i kurdu.Kar Teknoloji firmasında üç kişilik araştırma ekibimiz hem yeni teknolojileri takip edip yeni tasarımları hayata geçiriyor, hem de ürün geliştirilmesikonusunda Karmetal’e destek veriyor.Bu süreç doğrultusunda zor pazarlar olan İngiltere, Amerika ve diğer Avrupa bölgelerine makine ihraç ediyoruz.
Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Üretim faaliyetimizi Sakarya’da bulunan 4 bin metrekaresi kapalı toplam 6 binmetrekarelik bir alan üzerine kurulu tesislerimizde gerçekleştiriyoruz. Mevcut projelerimiz içerisinde 25 bin metrekare alanda planladığımız yeni bir üretim tesiside var. Sakarya’da ve Sakarya dışındanbirçok firma ile işbirliği içinde çalışıyoruz.İhtiyaçlarımız dahilinde bazı makineve aksamlarını bu firmalar vasıtasıylatedarik ediyoruz.
Ayrıca yine Sakarya’dafaaliyet gösteren Sakarya Makine İmalatçılarıBirliği’ne (SAMİB) üye firmalarile işbirliği içerisinde iyi bir kümelenmeörneği sergiliyoruz.
Satışını gerçekleştirdiğiniz ürün çeşitleri ve özellikleri nelerdir?
Üretim alanımızı esasen yatay şerit testere makineleri oluşturuyor. Metalin şekillendirildiği ve kullanıldığı her sektörde, çeşitli ebatlarda üretilen malzemeye herhangi bir işlem yapmadan önce mutlaka bir ebatlama uygulanması gerekiyor. Firma olarak bizimde ürünlerimizin hitap ettiği sektör yelpazesi oldukça geniş bir hale geliyor.
Ürünler kullanılacakları sektörlerin ihtiyaçlarına göre çeşitlenebiliyor. Kimi sektörlerde hız ve yüksek üretim adediyle üretim yapan makinelere ihtiyaç duyulurken kimi sektörlerde ise açılı kesim şekilleri gibi farklı ihtiyaçlar öne çıkıyor. Dolayısıyla bizim ürettiğimiz makinelerin model sayısı da bu durum doğrultusunda artış gösteriyor. Mevcut durumda 220 mm kesim çapından 800mm kesim çapına kadar 24 farklı modelimiz olmasına karşılık, gelen taleplere cevap verebilme amacıyla Ar-Ge departmanımız yeni modeller üzerine çalışmalarını durmaksızın sürdürüyor.
Testere makineleri kendi içinde kesim ebatları ve uygulama amaçlarına göre çeşitli gruplara ayrılıyor. Kimi modellerde kesim çapları büyük olduğundan,sütunlu tabir ettiğimiz kesici gövdenin aşağı hareketiyle kesim sağlanıyor.Kimi modellerimizde ise daha küçük çapları kesebilecek mafsallı dediğimizve bir noktası sabit, diğer noktanın aşağı inmesi ile kesim yapılıyor.
Yinesektöre özel kesici gövdenin sağa veya sola dönmesi ile açılı kesim yapabilen modellerimiz de mevcut. Ayrıca bumodeller kendi içlerinde otomatik, yanioperatöre gerek kalmadan malzemeyikendi sürüp istenilen adetlerde kesimyapabilme kabiliyetine sahip. Bazı modellerimiz ise yarı otomatik diye tabirettiğimiz ve operatör yardımı ile kesim yapabilen modeller. Özetle otomotiv yedek parça üretimine ilave olarak manuel, yarı otomatik ve otomatik şerit testere makineleri seri üretimini sürdürüyoruz.
Ürünlerimiz, Türk StandartlarıEnstitüsü Kurumu’ndan (TSEK) uygunluk belgesine sahip olduktan sonra,kalitesini uluslararası alanda da kanıtlamak için 2001 yılında çalışmalarını tamamlayarak TUV SUDWEST’ten ISO9001:2000 belgesini de aldı. Karmetal olarak yine ürünlerimiz, 2000 yılından bu yana CE standartlarına uyumluluk onayına da sahip. Bu çalışmaların verdiği güvenle ürünlerimize iki yıl garanti ve servis imkanı sağlıyoruz.
“MAKİNE YELPAZEMİZ OLDUKÇA GENİŞ”
Sakarya’da 6 bin metrekarelik fabrikada yatay şerit testere makinesi imal eden Karmetal’in Yönetim Kurulu Üyesi Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kar;“Metalin şekillendirildiği ve kullanıldığı her sektörde, çeşitli ebatlarda üretilen malzemeye herhangi bir işlem yapmadan önce mutlaka bir ebatlama uygulanması gerekiyor. Firma olarak bizim de ürünlerimizin hitap ettiği sektör yelpazesi oldukça geniş bir halegeliyor. Otomotiv yedek parça üretimi gibi birçok sektöre yönelik ürettiğimiz makinelere ilave olarak manuel, yarı otomatik ve otomatik şerit testere makineleri seri üretimini sürdürüyoruz”dedi.
Yeni geliştirdiğiniz bir ürün var mı?
Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımız her firmada olduğu gibi bizde de artan bir hızla her geçen gün devam ediyor. Bu doğrultuda
bir kısmı bitmiş; bir kısmıda devam eden üç, dört modelimiz var.Bulunduğumuz dönemde artık üretimde kendi içerisinde çağ atladı ve bu yüzden bizim sektörümüzde dahilolmak üzere çoğu sektörde üretimde robotlaşmaya doğru bir yönelim gözlemliyoruz.Dolayısıyla üretim yapan firmalar daha hassas ve daha hızlı kesim yapabilen ürünlere ihtiyaç duyuyor.
Biz de bu ihtiyacı tespit ederek servo sürücülü ve çoklu kesim yapabilme kabiliyetine sahip, iki farklı çap kapasitesinde ürün geliştirdik ve bu makinelerimize yönelik üretim periyoduna başladık. Ayrıca konstrüksiyon firmalarının kullandığı malzeme çaplarının giderek arttığını bilerek bu konudada müşterilerimize uygun makineleri sağlayabilmek adına açılı kesim yapabilen bir model üzerine çalışma yaptık.Bu modelimiz şimdi üretim safhasını bekliyor. 2012 yılının ikinci yarısında bahsettiğim bu modellerimizi satışa sunmayı planlıyoruz.
Firma ve ürünleriniz üzerine yürüttüğünüz TÜBİTAK gibi projeleriniz var mı?
Firmamız son beş yılda; 2007’de bir, 2008’de iki, 2009 ve 2010 yıllarında birer adet olmak üzere toplam beş TÜBİTAK projesi gerçekleştirdi. Ancak TÜBİTAK aracılığı ile gerçekleştirilen projelerde süreçlerin uzun olması sebebiyle yine bu yıllarda kendi bütçemizle yaptığımız yeni projelerimizde oldu. Benim bu konuda dikkat çekmek istediğim en önemli nokta ise hem TÜBİTAK’ın, hem de kendi bütçemizle oluşturduğumuz bu projelerin hepsini başarı ile tamamlayıp ticarileştirmemizdir. Bugün bahsettiğim bu projeler kapsamında tasarladığımız ürünler dünya pazarında kullanılıyor.
Hem TÜBİTAK destekli,hem de kendi bütçemizle oluşturduğumuz projelerin hepsini başarı ile tamamlayıp ticarileştirdik.
“MAKİNE SEKTÖRÜ ÇAĞ ATLADI”
2007 yılından bu yana toplam beşadet TÜBİTAK projesi gerçekleştirdiklerini ifade eden Kar, makine sektörünün çağ atladığına dikkat çekti. Üretimde robotlaşmaya doğru bir yönelim olduğunu anlatan Kar bu ihtiyaçları tespit ettiklerini ve bunedenle servo sürücülü yeni bir ürün geliştirdiklerini söyledi.
Çalışanlarınızın gelişimi üzerine çalışmalar yürütüyor musunuz?
Biz Karmetal olarak insan faktörünühiçbir zaman göz ardı etmiyoruz.Firmamız çatısı altında uzman danışmanların katkısıyla düzenlediğimiz işgüvenliği, kalite ve üretim verimliliği seminerleriyle hem personelimizin kendi kişisel gelişimlerini, hem de bununla beraber firmanın daha verimli,kaliteli hizmet ve ürün sunması için faaliyetler yürütüyoruz.
Firma olarak fuarlara katılıyor musunuz?
Fuarlar ve tanıtım faaliyetleri, yeni pazarlara ulaşmak açısından önem verdiğimiz süreçler. Fuarlar bu anlamda yeni ürünlerimizin tanıtımı açısından faydalı, paydaşlarımızla buluşmak içinse sıcak ortamlar oluşmasına yardımcı oluyor. 2011 yılında Kuzey Irak (Erbil), Suudi Arabistan (Cidde),Suudi Arabistan (Riyad) ve Almanya’da (Hannover) makine ihtisas fuarlarınadirekt kendimiz katıldık.
Bunun yanında İngiltere, Hollanda, Belçika, İran,Ukrayna, Rusya gibi ülkelerde yer alan çeşitli makine fuarlarında ürünlerimiz bayilerimiz tarafından sergilendi.
İhracatınız konusunda bilgi verirmisiniz?
Biz firmamız çatısı altında üretimini gerçekleştiğimiz bütün modellerimizi yurt dışı piyasalarına gönderiyoruz.Fakat ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelerdeki etkin sektörlere göre modeller değişkenlik gösteriyor. Bu yüzden faklı farklı bölgelerde farklı ürünlerimizi görebilirsiniz. Aslında bütün dünyabizim pazarımız ve mevcut koşullardayaklaşık 60 ülkede üreticiler makinelerimizi kullanıyor.
Ancak bizyurt dışına satışlarımızda, satış sonrası servis desteği ve müşteri memnuniyetini sürekli hale getirebilmek için distribütörlük sistemi ile çalışmayı tercih ediyoruz. Ağırlıklı pazarımızı İngiltere,Belçika, Hollanda gibi Batı Avrupa ülkeleri oluşturuyor. Bu saydığım ülkelerin dışında Doğu Avrupa’da Polonya, Çek Cumhuriyeti, Ukrayna; Orta Doğu, Asya ve Arap Yarımadası’nda Suudi Arabistan,İran, Birleşik Arap Emirlikleri; Amerika kıtasında ise ABD, Brezilya, Şili gibi ülkelerdede faaliyet gösteriyoruz. İhracatımızgün geçtikçe yükselen bir grafikleilerliyor. Makine, marka tanınırlığımız veürünlerimizden memnun kalan kullanıcı sayımız arttıkça, ihracatımız da artıyor.
İhracat konusunda yaşadığınız sıkıntılar var mı?Bu sıkıntıların çözümü nasıl olabilir?
Globalleşen dünyamızda, teknolojinin gelişmesiyle uzak kavramı artık ortadan kalktı. İnsanlar size ve rakiplerinize internet aracılığı ile ulaşabiliyor.
Bu da sizin rekabet ortamını daha fazla hissetmenize neden oluyor. Dünya pazarını göz önünde bulundurursak rakiplerimiz çok fazla. Her biri çevre ülkelerinde etkin olmaya çalışıyor.Bu da rekabeti daha acımasız halegetiriyor.
Birçok KOBİ firması gibi bizdede ölçek sıkıntısı ortaya çıkıyor. Özellikle yurt dışı satışlarda vadeli satışı gerçekleştiremiyoruz.
Akreditif artık masraflarından dolayı alıcı firmalar içinkülfet haline geldi ve vadeli satışlardaözellikle bazı bölgelerde güven sorunuvar. Ayrıca döviz kurlarındaki sert iniş ve çıkışlar firma karlılığı konusunda ciddi problemlere yol açıyor. Döviz kurlarına bir istikrar gelmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bugün makineleri (özellikle bazı elektronik parçaları) hala yurt dışından ithal etmek zorunda kalıyoruz.Bu da birtakım ürün maliyetlerini dövize endeksli kılıyor. Sözünü ettiğim bu parçaların ülkemizde aynı kalitede üretilmesine teşvik edilip başarıya ulaştırılırsa hem bizler, hem de ülkemiz için bu çok önemli bir adım olacaktır.
“TURQUM’LA TANINIRLIĞIMIZ DAHA DA ARTTI”
Marka yaygınlaştıkça, tanınırlığı ve önemi arttıkça sağladığı faydaların daha da hissedilir bir biçimde yansıyacağına dikkat çeken Kar; “Son olarak Rusya’daki satıcımızın Turqum belgesine önem vermesi, bahsettiğim bu tanınırlığın artmasının bir göstergesidir”dedi.
Turqum’a ne zaman ve neden başvurdunuz?
Turqum’a 2011 yılında başvurduk ve18’inci firma olarak belgemizi almayı başardık. Şirketimiz kalite konusundaoldukça hassas bir yapıya sahip. ISO9001 belgesini 2000 yılında aldığımızda ilimizde sadece üç firmada bu belge vardı. Bu da sanıyorum ki ürettiğimiz makinelerden kendimizi sorumlu hissetmemizdenkaynaklanıyor. Böyle birkalite belgesinin ve bu kalite standardınıönemseyen bir zihniyetin oluşturulması bence çok önemli.
Bu anlayış ve bakış açısına sahip çıkmanın firmalar ve Türkiye için bir görev olduğunu düşünüyorum.
Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?
Türkiye makine üretimi konusunda iyiye gidiyor. Dünya çapında bilinen kabul görmüş markalarımız var. Ancak“Biz bu işi başardık” demek için biraz erken olduğunu ve daha kat etmemiz gereken yolumuzun olduğunu düşünüyorum.Sektörümüz koruma altına alınır, teşvik ve desteklerden daha fazla yararlandırılırsa Türkiye de tam olarak gelişir ve kalkınırsa bir çok problemin ortadan kalkacağına inanıyorum.
Bunun için Almanya’nın durumu örnek olabilir. Bugünkü Almanya otomotiv ve makine sektörü ile kalkınmış ve kendisini ispat etmiş bir ülkedir. Bu da bize makine sektörünün ne kadar önemli bir sektör olduğunu gösteriyor. Tabi ki burada en önemlisi işini iyi yapan ve işine önem veren firmaların varlığı ve bunların sayısının daha da artmasıdır. Sektörün gelişmesi, yetişmiş personel veişine gönül vermiş sorumluluklarını hakkıyla yerine getiren müteşebbisler sayesinde mümkün olacaktır diyedüşünüyorum. Ülkemizin imajını koruyarak ve haksız rekabeti önleyerek yolumuza devam etmeliyiz.
2011 yılına nasıl başladınız ve şuandaki durumunuz hakkında bilgi verir misiniz?
2011 yılı bir toparlanma yılıydı. Buaçıdan bakıldığında 2012’ye iyi birgiriş yaptık. Yalnız son günlerde yine piyasalarda rahatsız edici bir hava esiyor ve oluşan spekülatif ortam insanları daha temkinli olmaya itiyor.Bu durumun doğrudan yansıması olarakda bazı bölgelerde talep azalması gözlemliyoruz. Bu talep azalmasını yeni girdiğimiz ve mevcut bazı bölge -lerde yeni pazar arayışlarıyla çözmeye çalışıyoruz.
Metalin şekillendirildiği ve kullanıldığı her sektörde varız.Bütün dünya bizimpazarımız ve yaklaşık 60 ülkede üreticiler bizim makinelerimizi kullanıyor.
Fatih Kar kimdir?
Sakarya’da 1983 yılında doğdu. İlk ve orta okul eğitimini Sakarya’da alan Kar, lise eğitimini Kocaeli ve Ankara’da tamamladı. 2001 yılında başladığı Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünü 2003 yılında bırakarak aynı yıl Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümüne başladı.
Bu bölümü 2008 yılında bitirdi.Fatih Kar 2012 yılında Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Küçük yaşlardan beri üretimin içinde bulunan Kar, firmada üretim planlama, satın alma gibi birçok bölümde görev yaptı.
2008yılından bu yana Karmetal’de YönetimKurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısıolarak hizmet veriyor. 2009yılında kurulan Kar Teknoloji’nin Genel Müdürlüğü’nü yürütüyor.Sakarya’da kurulan Sakarya Makine İmalatçıları Birliği’nin (SAMİB) Kurucu Üyeleri’ndendir. Fatih Kar İngilizce,İtalyanca ve Fransızca biliyor.
“YETİŞMİŞ PERSONELE İHTİYAÇ VAR”
Sektörle ilgili birkaç ciddi sorun bulunduğunu açıklayan Kar; “Bunlar arasında bence en önemlileri, ithal edilen yüksek bedelli teknolojik komponentler ve yetişmiş kaliteli personel bulma sorunudur. Sektörümüzde bu problemlerin azalması firmaların ihracat rakamlarında da anlaşılacaktır” dedi.
İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?
Sakarya’da SAMİB aracılığıyla Sakarya Makine İhtisas OSB için iyi bir çalışma yürütüyoruz. Burada yeni bir fabrikabinası planlıyoruz. Yine bahsettiğimgibi yeni bazı makine yatırımlarımız veuygulamaya geçirmeye hedeflediğimiz yeni projelerimiz olacak.
Kar metal olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kar metal cephesinden bakınca sektörümüzün geleceğini hayli parlak görüyorum.Makine sektörü mevcut durumda sürekli gelişen ve iyileşen bir sektör. Bu yükseliş trendi, gerekli destekler ile hızlandırılırsa dış ticaret açığımızın 15 milyar dolarla en büyük kalemini oluşturan sektörümüzü, daha iyi seviyelere daha hızlı şekilde çıkarmış olacağız.