Makine Sanayii Sektör Platformu’na (MSSP) üye dernek, birlik veodaların faaliyetlerini yönetim kurulu başkanlarından...
Makine Sanayii Sektör Platformu’na (MSSP) üye dernek, birlik veodaların faaliyetlerini yönetim kurulu başkanlarından dinlemeyedevam ediyoruz. Bu sayımızda sayfalarımıza Bağlantı ElemanlarıSanayici ve İş Adamları Derneği (BESİAD ) Yönetim Kurulu BaşkanıMustafa Tecdelioğlu’nu konuk ettik.
Iki farklı elemanı birbirine bağlayarak sökülebilir şekilde çalışmasını sağlayan ‘Bağlantı Elemanları’ makinesanayinde önemli bir yere sahip.Bağlantı elemanları olmadan herhangi bir sınai ürünün imal edilemeyeceğigöz önüne alındığında stratejik biröneminin de olduğu görülen bağlantı elemanları sektörünü, Türkiye’de BağlantıElemanları Sanayici ve İş AdamlarıDerneği (BESİAD) temsil ediyor.
2001yılında faaliyete başlayan derneğinbaşkanlık görevini sürdüren MustafaTecdelioğlu ile sektörün dünyadaki durumu, Türkiye’nin dünya genelindekikonumu, ihracat ve gelecek planlarınadair kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Bağlantı elemanları hangi mal gruplarını kapsıyor?
Bağlantı elemanları iki tane hareketli parçayı birbirine bağlayan ara elemanlarıkapsar. Sektör içerisinde yer alanmal gruplarında başlıca ürünler ise cıvata, vida, somun, rondela, dübel,gijon, perçin gibi kalemlerdir. Bağlantı elemanları makine sektörününolmazsa olmaz parçalarıdır. Makine içerisinde yük taşıdığı ve güçlü olmasıgerektiği için önemli ve hassas birşekilde kullanılması ve üretilmesi gerekir.Oturduğunuz koltuktan elektrikdireğine, beyaz eşyaya, metal sektöründen otomotive kadar çok geniş bir yelpazeye hitap eder. Bağlantı elemanları aynı zamanda stratejik bir üründür.Her an sıkıntıya düşebilen, çeşidi bol,üretimi zaman alan ve bilgi gerektirenbir sektördür.
Sektörde faaliyet gösteren firmalarınyapıları nasıl?
Bizim sektörümüzde çok ortaklı veyabaşka grupların desteklemesinden ziyade genellikle az ortaklı veya aile şirketlerinin faaliyet gösterdiği iriliufaklı yüzlerce firmadan oluşmaktadır.Bu sadece Türkiye’ye özgü bir durumdeğil, dünyada da bu şekilde işleyenbirçok firma var. Dünyada başarılı olmuştüm şirketlere baktığımız zaman,kurumsallaşmış bir yapı görüyoruz.Aile şirketleri var ve aileler işi bilmekzorunda, aile şirketleri de hızlı birşekilde kurumsallaşması gerekiyor.
Bu sektörde başarılı olabilmek içinbir metalürji mühendisi kadar metali,endüstri mühendisi kadar işletmeyi,makine mühendisi kadar mekanizmayı,dış ticaret uzmanı kadar da dış ticaretive iktisatçı kadar ekonomiyi bilmek gerekir. Bu kadar çok ürün çeşitliliği olunca da birçok alanda bilgi sahibiolmak zorundayız. Bizim mesleğimiz çok kolay bir meslek değil; bir andabağlantı elemanı üretilmiyor, bir andada bırakılmıyor.
Türkiye’de bağlantı elemanlarınıntarihsel gelişiminden bahsedermisiniz?
İmalatın, sanayinin ve tüketimin olduğuher yerde bağlantı elemanı olmakzorundadır. Bu nedenle bağlantı elemanlarınınçok eski bir geçmişi vardır.Dünya genelindeki tarihi milattan önceye dayanır. Eskiden ‘mıh’ adı verilenbir çivi kullanılırmış. Söz konusu çivi de aslında bir bağlantı elemanıdır.Türkiye’de ise 1920’li ve 1930’lu yıllardasadece cıvata ve somundan bir kısımeleman üretiliyordu. İkinci DünyaSavaşı’ndan sonra yaşanan kıtlıktandolayı birçok şey gibi cıvata ve somunda bulunamıyordu. Bunun sonucu olarakda ülkemizde ihtiyaç duyan firmalar bağlantı elemanlarını yurt dışından ithal ediyordu.
Ancak Cumhuriyet’in ilkyıllarını baz aldığımızda bu tür elemanlarınçok basit ve ilkel usullerle dahi olsa üretiminin gerçekleştiğini görüyoruz.İmalatın asıl gelişim sürecininise 1950’li yıllarda başladığını söyleyebiliriz.1950’li yıllardan sonra özelteşebbüslerin bu işe yatırım yaptığı görülüyor. Birkaç tane firma Haliç bölgesinde kuruluyor. Orada hem soğuk,hem de sıcak şekillendirme metotlarıylabağlantı elemanları üretiliyor. 1970’liyılların ortalarına gelene kadar ülkemizde iki, üç firmanın üretimiyle buiş yapılıyor. Daha sonra Anadolu’dakisanayileşme hareketi başlayınca İstanbuldışında da üretim başlıyor.
1980’liyıllarda Haliç’in temizlenmesi projesiyle(Haliç civarında bulunan fabrikaların İstanbul dışındaki sanayi bölgelerinetaşınması) diğer şehirlerde, özellikle Adana’da ve İzmir’de, üretim yapılıyor.Daha sonra Manisa, Bursa, Konya,Kayseri, Ankara gibi yaklaşık 12,13 taneşehirde bağlantı elemanları üretiliyor.1970’li yıllarda başlayan hamle 1980’liyıllarda yavaşlıyor; ancak 1990’laragelince ikinci ivmeyi yakalıyor.
Sektörteknoloji ve sanayinin gelişmesiyleberaber hızlı bir şekilde üretim atağına geçiyor. 1990’lardan günümüze uzanan süreç ele alındığında ise (bilakis son 10yıl içerisinde) kullanılan makine sayısı,üretim kapasitesi gelişiyor ve Türkiye dünyaya açılıyor. Eskiden Avrupa’nınhurda makineleri ülkemize geliyorkenşimdilerde daha teknolojik verimli vesıfır tezgahlarla bizler üretim yaparak ihraç ediyoruz. Ülkemizde üretimkapasitesi açısından sektöre bakarsakda küçük çaplarda üretimin yanivida imalatının Marmara bölgesi ve İstanbul’da olduğunu görüyoruz. Amacıvata gibi parçaların ise ağırlıklı olarakAnadolu kentlerimizde üretildiğini söyleyebilirim.
Sektörümüzün korunması için düzenlenen önlem paketimizle beraber,önümüzdeki aylar içerisinde Çin ve Malezya’dan gelen bağlantı elemanlarına anti damping soruşturması açacağız.
Üretimin tarihsel sürecini ele aldığımızda BESİAD’ın kuruluşu nasılgerçekleşti?
Bizim derneğimiz 27 Ekim 2001 tarihindekuruldu. O günden beri bağlantı elemanları sektöründe hizmet veriyoruz.Ülkemizde ithalat yapan firmalar Türkiye’nin globalleşme sürecinde kapılarını yurt dışına açmasıyla beraberÇin’den ucuz, kötü ve bozuk mallarıgetirdiler. Faturasız satışlar, kalitesizmallar bir anda Türkiye’ye oluk gibi akmaya başladı. Böylelikle sektörde haksız rekabet de yaşanır oldu. Durum böyle olunca üretici olarak bizler neyapmamız gerektiğini düşündük.
Böylelikle BESİAD’ı kurmaya karar verdik.Bu çalışmayla beraber ilk hareketimizde tespit ettiğimiz, düşük kaliteli mal getiren, ithalatçıları Ankara’ya şikayet etmek oldu. Temel kuruluş amacımız,sektörde bulunan imalatçı firmaların sorunlarının çözümü idi. Bu amaçla ithal ürünlere karşı rekabet gücünü artırmak, yeni bilgilerin paylaşılmasını sağlamak, eğitim programları ve seminerler düzenleyerek sektörün birlik ve beraberliğini güçlendirmek ve sürekliliğinisağlamak üzerine gelişti. Kuruluş amacımız doğrultusunda yapılan çalışmalarda dünyanın neresinden gelirse gelsin ithal edilen bağlantı elemanlarına gözetim konulmasını sağlamak suretiyle sektörümüze rekabet gücü kazandırdık.
BESİAD’ın üye profili hakkında bilgi verir misiniz?
Bize üye olmak isteyen firmalarınmutlak suretle imalat gerçekleştiriyor olması gerekir. Şu anda BESİAD bünyesinde 112 tane üye bulunuyor.Bunun beş, altı tanesini yan sanayi olarakkabul edilen kalıpçılar ve makinesağlayıcılar oluşturuyor. Diğerleri iseüreticileri kapsıyor. BESİAD’a üye olan firmaların birçoğu İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Bağlantı elemanları sektörü içerisinde bulunan hemen hemen herbir mal grubunda hizmet veren üyemiz mevcut. Derneğimiz Türkiye’de üretim yapan firmaların neredeyse yüzde 70-75’ini kucaklıyor. Üye sayımız günden güne artıyor.
Derneğinizde kuruluştan bu yana ne yönde çalışmalar yapıldı?
Uzak Doğu’dan gelen haksız rekabeti doğuran mallara yönelik yaptığımız çalışmalar söz konusu. Sektörün ihtiyaç duyduğu vasıflı elemanları yetiştirmek üzere Küçükköy Endüstri Meslek Lisesi ile ortaklaşa bir çalışma başlattık. Yapılan çalışma neticesinde 2008 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Müdürü Hüseyin Acır ile beraber mesleki bir bölüm oluşturmak için protokol imzaladık. Sektörün tanıtılmasına yönelik projelerimiz devam ediyor.
Üyelerimizle beraber sektör için kendimeslek etiklerimizi belirledik. Yurt dışındaki sektörel fuarlara toplu katılım yaptık ve yurt içinde de çeşitli fuarlar düzenlendik.
Ayrıca sektörün nitelikli eleman arayışına cevap verebilmek için özellikle son yıllarda eğitim çalışmalarına yöneldik. Bu çalışmalarımızdan hem çalışanlar, hem de yöneticiler faydalanıyor.Bunların yanı sıra yan sanayi ile birlikte tanıtım organizasyonları yapıyoruz.
Birbirinden değerli hocalarımızla beraber yöneticilere yönelik iletişim, ataletiyenme, verimlilik, iş ve işçi güvenliği,aile şirketlerinin kurumsallaşması gibikonularda birçok seminerler ve eğitimlerdüzenledik. Her sene dernek olarak Ramazan ayında iftar yemeği vermeksuretiyle üyelerin birbirlerini tanıması ve kaynaşması adına ortam sağlıyoruz.Bu çalışmamızda artık geleneksel birözellik kazandı.
Anti damping önlem paketi kapsamında yaptığınız çalışmalar hangi aşamada?
İlk etapta imalatçılarımızı korumaya yönelik hazırladığımız önlemler gibi şuanda da gündemimizde anti dampingle ilgili olarak dördüncü önlem paketimizi hazırlama çalışmalarımız yer alıyor.Bağlantı elamanları uygulamalarında 2004’te çıkan ve 2007 ile 2012’de revizeolan gözetim uygulamalarımız var. Biriki ay içerisinde Çin ve Malezya’dan gelen bağlantı elemanlarına anti damping soruşturması açacağız.
Bu ülkelerden gelen ürünlerin her türlü gözetim uygulaması olmasına rağmen haksız rekabet oluşturduğunu düşünüyoruz.Tüm dünyada bağlantı elemanlarına yönelik anti damping uygulamaları var.Avrupa, Brezilya, Rusya, Amerika gibi ülkeler dahi Çin ve Uzak Doğu’ya karşıanti damping soruşturmaları, yönetim uygulamaları ve koruma önlemleriyle yüz yüze geliyor.
Ülkemizde faaliyet gösteren firmalarınihracatı ne yönde?Dünyada sektörün öncülük meselesine baktığımızda tabii ki gelişmiş, sanayileşme sürecini tamamlamış ülkelerinön konumda yer aldığını görüyoruz.Bu ülkeler arasında Almanya, İtalya,Fransa, İspanya olmak üzere Doğu Bloku’ndan Avrupa Birliği’ne giren Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristanve Slovenya yer alıyor. Amerika da kuşkusuz bu ülkeler arasında; ancaken büyük üretici Çin, Japonya ve Kore.Türkiye’de bağlantı elemanları sektörünü anlatmak gerekirse ülkemiz Avrupa’da üçüncü üretici konumunda bulunuyor.
Almanya ve İtalya’nınardından ilerliyor. Şu anda Türkiyegelişen pazar ve bağlantı elemanıüretimi açısından İtalya’yı zorluyor.Üretim ve teknoloji anlamında Almanya ve İtalya’dan çok geride değiliz. EğerTürkiye bu şekilde giderse 10 yıl içerisinde Avrupa’da birinci olur; çünkü bu sektör hızla gelişiyor. Bunun sebebi de tesisler çoğalıyor. Tesislerin çoğalmasıyla sektör oluşuyor ve sektörün yansanayisi de beraberinde gelişiyor.
Yüzde 90 yerli hammadde ile çalışan bağlantı elemanları sektörü ülkemize yüksek katma değer sağlıyor.
BESİAD olarak ham madde ihtiyacına yönelik yaptığınız çalışmaların sektöre sağladığı faydalardan bahseder misiniz?
BESİAD bünyesinde yer alan firmalarTürkiye’nin ve dünyanın bağlantıelemanları ihtiyacına cevap veriyor. Budoğrultuda firmaların üretim yapabilmesiiçin ham maddeye olan ihtiyacı gerek finansal, gerekse üretim bazındabüyük önem taşır.
Ancak bizler üretimyapabilmemiz için temelde ihtiyaç duyduğumuz ham maddelere erişebilme konusunda çok büyük zorluklar yaşıyorduk.Ham madde kapsamında kullandığımız kangal demirler, zamanındaTürkiye’de kangal tesisleri olmasınarağmen, üretilmiyordu. Biz de BESİAD olarak Sanayi Bakanlığı’na başvuruda bulunduk. Türkiye’deki demir çelik fabrikalarında bu işin üretilmesini istedik.Zaman içerisinde de çalışmalarımızdamuvaffak olduk ve bunların üretilmesini destekledik.
Eskiden bizim kullandığımız ana maddeninyüzde 90’ı yurt dışından ithal ediliyordu.Bu durum üreticiler açısındanzaman kaybına neden olmasının yanısıra maliyetleri de yükselttiği için rekabet edebilirliğimizi kısıtlıyordu. Şimdi ise üretilen her bir üründe kullanılanham maddenin yüzde 90’ı kendi iç pazarımızdan temin edilebiliyor.
Kangal demirle ilgili olarak Türkiye’de yaklaşık dört, beş demir çelik fabrikası üretime başladı. Bu firmalarla ilgili yatırımlar yapıldı.
Böylelikle Türk üreticisinin yurtdışındaki firmalarla rekabet edebilmesi için önemli bir adım daha atıldı diyebilirim.