Dünya ekonomisinde 2013 yılı büyüme oranı yüzde 2,3 düzeyinde gerçekleşecek. Dünya ekonomisi 2013 yılını...
Dünya ekonomisinde 2013 yılı büyüme oranı yüzde 2,3 düzeyinde gerçekleşecek. Dünya ekonomisi 2013 yılını beklentilerden düşük büyüme oranıyla kapatırken, bu durum ticareti de olumsuz etkiledi. 2014 yılı içinse daha iyimser tahminlerde bulunuluyor.
Dünya ekonomisi 2012 yılında yüzde 2,6 büyüme gösterdikten sonra 2013 yılına da yüzde 2,8 büyüme beklentisiyle girdi. Ancak gelişmiş ülkelerde toparlanmanın gecikmesi ve özellikle gelişen ülkelerin büyüme performansının yavaşlaması sonucu, dünya ekonomisinde 2013 yılı büyüme oranı yüzde 2,3 düzeyinde kaldı. Büyümenin beklentinin altında kalması dünya ticaretini de olumsuz etkiledi.
DÜNYA EKONOMİSİNDE BÜYÜME 2013 YILINDAN DAHA YÜKSEK OLACAK
2014 yılında dünya ekonomisinde büyümenin yüzde 3 olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Bu öngörü doğrultusunda 2014 yılında büyüme 2012 ve 2013 yıllarına göre daha yüksek olacak. Büyümenin daha yüksek gerçekleşeceği öngörüsü arkasındaki temel dayanak ise gelişmiş ülkelerin tamamının 2014 yılında büyüme göstermesi ve büyüme performanslarındaki iyileşmedir. Nitekim son bir buçuk yıldır resesyon içinde olan Euro Bölgesi’nin 2014 yılında yüzde 1, Avrupa Birliği’nin ise yüzde 1,3 büyümesi bekleniyor. İtalya, ispanya, Portekiz ve Yunanistan dahil tüm Avrupa Birliği ülkelerinde yeniden büyüme yaşanacak. ABD’de de büyümenin hızlanması ve 2014 yılında yüzde 2,6’ya kadar yükseleceği tahmin ediliyor. Gelişen ülkeler tarafında ise büyüme performansı potansiyellerinin altında kalmaya devam edecek. Gelişen ülkelerin 2014 yılında yüzde 5,1 büyümesi olasıdır. Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya daha yavaş büyüyecek. Türkiye’nin yakın ve yeni pazarlarını oluşturan Bağımsız Devletler Topluluğu’nda büyüme yüzde 3,4, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yüzde 3,6 ve Sahra Afrika’sında ise yüzde 6 düzeyinde seyredecek.
DÜNYA TİCARETİNDE YENİDEN BÜYÜME YAŞANACAK
Dünya ticareti 2012 ve 2013 yıllarını oldukça durağan geçirdi. Gelişmiş ülkelerin ithalatları ile gelişen ülkelerin ihracatları 2012 ve 2013 yıllarında aynı seviyede kaldı. Buna bağlı olarak dünya ticaretindeki büyüme çok sınırlı gerçekleşti. 2014 yılında ise dünya ticaretinde yeniden yüzde 5-6 arasında bir büyüme (değer bazında) yaşanacak. Dünya ticaretindeki büyümenin tetikleyicisi ise gelişmiş ülkelerin yeniden daha hızlı büyümesi ve ithalatlarını miktar bazında yüzde 4 artıracak (2013 yılında yüzde 1 artış) olmasıdır. Gelişen ülkelerin ihracatlarının da 2014 yılında yüzde 5,8 artması (miktar bazında) bekleniyor. Yine miktar bazında gelişen ülkelerin ithalatında yüzde 5,9, gelişmiş ülkelerin ihracatında da yüzde 4,7 artış gözlenecek.
ABD PARASAL GENİŞLEMEDEN ÇIKMAYA BAŞLAYACAK
ABD’nin uyguladığı genişletici para politikasından çıkışı, dünya ekonomisi için belirleyici unsur haline geldi. 2013 yılında beklenen çıkış gerçekleşmese dahi ABD Merkez Bankası FED’in bu çıkışı 2014 yılında başlatacağı düşünülüyor. Buradaki temel varsayım da ABD ekonomisinin kalıcı ve yeterli bir büyüme performansına ulaşacak olmasıdır. Dünya ekonomisindeki büyümeyi de ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde artık kalıcı hale geleceği düşünülen bu performans hızlandıracak. Bu çerçevede 2014 yılında ABD’nin parasal genişlemeden çıkışa başlayacağı temel bir varsayım olarak ele alınıyor. Parasal genişlemeden çıkış, gelişmiş ülkeleri etkilemeyecek fakat gelişen ülkelerin büyüme performansının, 2014 yılında mevcut potansiyelin altında kalmasına neden olacak.
DAHA GÜÇLÜ DOLAR, DAHA ZAYIF EMTİA FİYATLARI BEKLENİYOR
2014 yılında ABD ekonomisinin kalıcı ve daha hızlı bir büyümeye kavuşacağı ve ABD Merkez Bankası FED’in parasal genişlemeden çıkışı başlatacağı varsayımları altında 2014 yılında daha güçlü dolar ve daha zayıf emtia fiyatları bekleniyor. 2014 yılında petrol, altın, metaller ve soft emtia fiyatları 2013 yılı seviyelerinin altında kalacak.
TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN BEKLENTİLER
2014-2016 dönemini kapsayan orta vadeli program 2014 yılı beklentilerini, hedeflerini ve politikalarını içeriyor. Program 2014 yılı önceliğini tasarrufların artırılmasına veriyor. Türkiye’nin iç tasarrufları 2013 yılında milli gelirin yüzde 12,5’ne kadar geriledi. Türkiye giderek daha fazla tasarruf açığı veriyor ve bu nedenle daha çok dış tasarruf kullanıyor. Yani dış borç alıyor. Böyle bir ekonomik model sürdürülebilir değildir. Bu nedenle 2012 yılında ekonomide dengelenmeye, 2013 yılında kredi notu artışına odaklanan orta vadeli program, 2014 yılında bu kez iç tasarrufların artırılmasını amaçlayacak.
2014 YILINDA YÜZDE 4 BÜYÜME HEDEFLENİYOR
İç tasarrufların artırılmasına öncelik verilen programda, 2014 yılı büyüme hedefi 1 puan aşağı çekilerek yüzde 4 olarak açıklandı. 2012 yılındaki yüzde 2,2 büyümenin ardından 2013 yılında yüzde 4 büyüme hedeflenmişti. Ancak o hedefin altında kalınacak ve yüzde 3,6’lık büyüme gerçekleşecek. 2014 yılı için 2013-2015 programında yüzde 5 büyüme hedeflenirken, 2014-2016 programında 2014 büyüme hedefi yüzde 4’e çekildi. Bunun en önemli gerekçesi tasarrufların artırılması için tüketimin kısılacak olmasıdır. Yüzde 5 büyüme hedefi konulsa iç talebin artışı ile yine yeterli tasarruf yaratılamayacağı öngörüldüğü için büyümeden 1 puan fedakarlık edilecek. Böylece 2012-2014 büyüme ortalaması yüzde 3,2’de kalacak.
TASARRUFLARI ARTIRMAK İÇİN TÜKETİMİ AZALTICI ÖNLEMLER ALINACAK
Bir ülkede tasarrufların artırılması için çeşitli politika araçları kullanılabilir. Yüksek reel faiz uygulaması bunlardan biridir. Ancak yüksek reel faizler artık eskisi gibi tasarrufların artırılmasında çok etkili değildir. Reel faizler düşünce tüketim artıyor ama reel faizler yükselince tasarruflar aynı ölçüde artmıyor. Yeni orta vadeli programda iç tasarrufların artırılması için en önemli öncelik iç tüketimin sıkılaştırılması olacak. Bunun için de gelirin üzerinde kredi kartı ve tüketici kredileri ile yapılan harcamaların sınırlanması amaçlanıyor. Bu amaçla kredi kartları ve tüketici kredileri ile ilgili sınırlayıcı düzenlemeler başlatıldı. Kredi kartlarında ve tüketici kredilerinde taksit sayısına ilişkin olarak da özellikle otomotiv ve dayanıklı tüketim malı harcamalarında sınırlamalara gidilecek. 2014 yılında iç tüketimi kolaylaştıran veya hızlandıran kredi ve borçlanma olanakları azalacak.
2014 YILINDA İÇ SATIŞLARDA BÜYÜMELER SINIRLI KALABİLİR
Orta vadeli programın 2014 yılında tasarruf artırmaya öncelik vermesi ve bunun için iç tüketimi sıkılaştırmaya yönelik politikalar uygulaması iç piyasadaki büyümeyi önemli ölçüde sınırlandıracak. 2012 yılında soğutma önlemleri ile iç piyasada işler çok hızlı yavaşladı. 2013 yılında iç piyasa kademeli toparlandı ancak çok tatmin edici olmadı. 2014 yılında da bu kez tasarrufları artırmak için tüketimin sıkılaştırılacak olması iç piyasada işleri yavaşlatacak.
ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARININ 2014 YILINDA ARTMASI BEKLENİYOR
2012 yılında uygulanmaya başlanan ekonomiyi soğutma politikaları en çok özel sektör yatırımlarını ve makine harcamalarını olumsuz etkiledi. Buna bağlı olarak özel sektör yatırımları 2012 yılında yüzde 4,8 oranında küçüldü. 2013 yılında ekonomik büyümede göreceli bir toparlanma yaşanmakla birlikte özel sektör yatırımları yüzde 0,8 ile 2013 yılını yine küçülmeyle kapatacak. Bu çerçevede makine yatırımları da son iki yıldır azaldı. 2014 yılında ise özel sektör yatırımlarının yüzde 5,7 artacağı öngörülüyor. Buna paralel olarak makine harcamalarının da iki yıl sonra yeniden artması bekleniyor. İç talebin yine kontrollü genişleyeceği varsayımıyla özel sektörde yeni yatırımlardan çok yenileme ve iyileştirme yatırımları öne çıkacak.
2014 ŞİRKET BÜTÇELERİMİZİ NASIL YAPALIM
2014 yılının bütçesinde; büyüme hedefleri ile yeni yatırım kararları, stok ve nakit yönetimi ile kullanılacak kur ve faiz seviyeleri önemli olacak. Bütçelerin hazırlanmasında bu unsurlara ilişkin varsayımda bulunmak için yeterince veri mevcuttur.
SATIŞLARDA YÜZDE 15 NOMİNAL ARTIŞ GERÇEKÇİ HEDEF OLACAK
2014 yılında satış hedeflerini oluştururken iç ve dış piyasa ile talep koşulları belirleyici olacak. 2014 yılında iç piyasada uygulanacak tasarruf tedbirleri nedeniyle kamu tüketiminin yüzde 3, özel tüketimin ise yüzde 3,2 artması bekleniyor. Bu beklentiler ile iç pazarda büyümenin 2013 yılı benzeri olacağı görülüyor. Gelişmiş ülkelerle özellikle AB pazarlarında beklenilen daha hızlı büyüme ise ümit vericidir. Yakın ve komşu pazarlarımızda daha yavaş büyüme gözlenecek. Bu pazarlara ihracat yine zorlaşacak. İç ve dış pazarın bu koşulları çerçevesinde yüzde 4 ekonomik büyüme ve yüzde 6-7 enflasyon ile içeride yüzde 9-10 oranında nominal bir büyüme zaten kendiliğinden oluşacak. Dış pazarların katkısı ve pazar payını genişletme hedefi çerçevesinde yüzde 15 satış artışı gerçekçi bir hedef olarak görülmeli ve kullanılmalıdır. Sektörlerin farklı dinamiklerine ve risk alma kapasitesine bağlı olarak bu hedef yukarıya doğru çekilebilir.
STOK VE NAKİT YÖNETİMİNE DİKKAT!
İç ve dış pazarlardaki talep koşullarında toparlanma ile büyüme kademeli olmaya devam edecek. Bu nedenle esnek bir üretim yapısıyla uyumlu sınırlı miktarda ve etkin bir stok yönetimine ihtiyaç duyulacak. Stok yönetiminde tedarikçiler ve alıcılar ile sürekli ve yakın ilişki içinde olunarak talep dalgalanmaları önceden görülerek iyi yönetilebilmelidir. İç ve dış pazarlardan artık daha hızlı ve çeşitli mal teslimatları isteniyor. Nakit yönetimi tarafında ise Merkez Bankası’nın likidite yönetimi belirleyici oluyor. Merkez Bankası küresel likiditenin azalacağı beklentisi ve endişesi ile Türk lirası likiditesini genişletiyor. Muhtemelen 2014 yılında da Türk lirası likiditesinin geniş tutacak. Ancak olası küresel likidite daralmasına karşı 2014 yılında hem Türk lirası hem de döviz likiditesi iyi planlamalı ve alacaklar kısa, ödemeler uzun vadeli takvimlere bağlanmalıdır.
DOLAR 2, EURO 2.70 TL’NİN ALTINA DÜŞMEZ
2014 yılında yapılacak bütçelerde en önemli varsayımlardan biri de döviz kuru oranları olacak. 2014 yılında dolar ortalaması 2 TL’nin, Euro’da 2.70 TL’nin altına düşmeyecektir. Onun için en iyimser hali ile bütçeler yapılırken bu seviyelerin kullanılması, muhafazakar bütçelerde ise bu seviyelerin üzerine çıkılması yararlı olacaktır. Artışına ara veren faiz oranları da 2014 yılında daha yüksek olacaktır.