Mühendisliğin temel konularına hakim, takım çalışmasına yatkın, iş yaşamına hazır, girişimci mühendisler yetiştirmeyi...
Mühendisliğin temel konularına hakim, takım çalışmasına yatkın, iş yaşamına hazır, girişimci mühendisler yetiştirmeyi amaçladıklarını aktaran Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Güvenç, mezunlarının, sanayi kuruluşlarının beklentilerine cevap vereceğini söyledi.
Makine ve otomotiv mühendisliği lisans programlarında eğitim veren İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2008 yılında kuruldu. Öğrencilerine makine mühendisliğinin farklı disiplinlerinde nitelikli bir eğitim sunduklarının altını çizen Prof. Dr. Levent Güvenç, eğitim programlarını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldıklarını belirtti. Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün yapısıyla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Levent Güvenç, bölümün hedeflerine ulaşmasını sağlayacak geleceğe yönelik planlarını paylaştı.
Bölümünüz ne zaman kuruldu? Mühendislik eğitiminde belirlediğiniz temel hedefler nelerdi?
İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2008 yılında kurulan genç ve dinamik bir bölümdür. Bölümümüzde makine ve otomotiv mühendisliği lisans programlarında eğitim veriyoruz. Eğitimdeki hedefimiz; mesleğinin temel ve güncel konularına hakim, problem çözebilen, araştırma yapabilen, takım çalışmasına yatkın, ilgili paket programları rahatlıkla kullanabilen, iş yaşamına hazır ve girişimci mühendisler yetiştirmek. Öğrencilerimizi, öğretim üyelerimizin sanayi tecrübelerinden yararlanarak, mezun olduktan sonra çalışmaya başlayacakları işyerine çok kısa sürede önemli katkılar sunabilecek mühendisler olarak yetiştirmeyi amaçlıyoruz. İlk mezunlarımızı geçtiğimiz yılın sonunda verdik. Mezunlarımızın tamamı arzu ettikleri alanda çalışmaya başladı. Sanayi tecrübesi olan deneyimli öğretim üyesi kadromuz, laboratuvar olanaklarımız, birçok önemli sanayi kuruluşuna, ana ve yan sanayi otomotiv şirketine yakınlığı gibi avantajları nedeniyle İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği; nitelikli öğrencilerin tercih ettiği bir bölümdür. Öğretim üyelerimiz arasında Avrupa Birliği 7’nci Çerçeve Programı kapsamında Ulaşım - Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Bilgi Teknolojileri – Otomotiv alanlarında görev alan iki ulusal uzman bulunuyor. Öğretim üyelerimiz Avrupa Birliği Çerçeve Programlarında, TÜBİTAK, TEYDEB, TTGV ve KOSGEB projelerinde düzenli olarak hakemlik yapıyor. Az sayıda öğrenci kabul eden ve bu öğrencilerle bire bir ilgilenen bir bölüm yapısına sahibiz. Otomotiv alanının fakülte içinde stratejik öncelikli bir araştırma ve eğitim alanı olarak seçilmiş olmasının sonuçlarını öğrencilerimize de yansıtabiliyoruz. Öğrencilerimiz fakültemiz bünyesinde; elektrikli ve hibrid elektrikli taşıtlar, taşıtlardaki kontrol sistemleri, akıllı taşıt teknolojileri, sürücüsüz taşıtlar, taşıtlar arası haberleşme, taşıt yol altyapısı haberleşmesi, kooperatif sürüş gibi ileri teknoloji içeren konularda Türkiye’nin önde gelen uzmanları tarafından eğitiliyor. Bu uzman öğretim üyelerinden bazıları, Türkiye’de gerçekleştirilmiş nitelikli projelerin yürütücülüğünü üstlenmiş kişilerdir. Ayrıca derslerinde üstün başarı gösteren lisans öğrencilerimize son senelerinde araştırma laboratuvarlarımızda özel eğitimler vererek kendilerini daha da geliştirebilmelerini sağlıyoruz.
Kuruluşundan bugüne bölümünüzde nasıl bir değişim yaşandı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz?
İstanbul Okan Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü “Makine Lisans Programı” temel alınarak kuruldu. Ertesi yıl sanayiden ve öğrencilerden gelen talep üzerine bölümümüze “Otomotiv Lisans Programı” eklendi. Öğrencilerimiz makine mühendisliğinin farklı disiplinlerinde nitelikli bir eğitim alıyor. Fakat daha iyiye ulaşma noktasında önceliği otomotiv alanına verdiğimizi söyleyebilirim. Bu doğrultuda Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde otomotiv mekatroniği, akıllı taşıtlar yüksek lisans programı ve mekatronik doktora programını açtık. Tüm programlarımız Bologna Sürecine uygunluk ve kalite güvencesi açısından sürekli denetleniyor. Lisans programlarımız için en kısa sürede MÜDEK akreditasyonu başvurusu yapmayı planlıyoruz.
Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız?
Sanayi ile koordineli çalışan bir fakülte ve bölüm olduğumuz için eğitim müfredatımızı oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate aldık. Bu yöndeki talepler ağırlıklı olarak otomotiv mühendisliği eğitimi ile ilgiliydi. Türkiye’de lisans seviyesinde otomotiv mühendisliği eğitimi, bazı devlet üniversiteleri ve az sayıda vakıf üniversitesinde dört yıllık program olarak yer alıyor. Otomotiv mühendisliği dersleri kol seçimi olarak alınabiliyor. Bazı üniversitelerde ise otomotiv mühendisliği yüksek lisans programları var. Otomotiv, Türkiye için lokomotif bir sektör olmasına karşın otomotiv mühendisliğine yönelik programlar sayı ve nitelik olarak yetersiz kalıyor. İstanbul Okan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi otomotiv ana ve yan sanayisi ile çok yakın ilişkiler içindedir. Uzun süre önemli otomobil üreticisi firmalarda üst düzey Ar-Ge merkezi yöneticiliği yapmış, sektörün içinden gelen öğretim üyelerimiz, üniversite ve sanayi arasında önemli bir köprü oluşturuyor. Öğretim üyelerimizin büyük çoğunluğu otomotiv sanayi destekli araştırma projelerinde çalışıyor. Bu sayede son sınıf ve lisans üstü öğrencilerimize bitirme projelerini sanayi desteği ile gerçek bir problemi çözerek yürütmeleri fırsatı doğuyor. Sanayi ile ilişkilerimizi, üniversitenin Araştırma Projeleri Geliştirme ve Destek Ofisi koordine ediyor. Kariyer Merkezimiz de öğrencilerimize staj yeri bulmaları konusunda yardımcı oluyor. Uygulamalı eğitime çok önem veriyor ve eğitimlerimizi laboratuvar çalışmalarıyla destekliyoruz. Derslerimizin çoğunda öğrencilerin olağan ödev çalışmaları dışında kapsamlı proje çalışması yapması da gerekiyor. Öğrencilerimizden eğitim hayatları boyunca öğrendiklerini “Bitirme Tasarım Projesi” dersinde ilk makine mühendisliği projelerini gerçekleştirerek uygulamaya geçirmelerini bekliyoruz. Eğitim programlarımızı güncellerken sanayi birikimine sahip danışma kurulu üyelerimizden gelen önerileri de dikkate alıyoruz.
Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?
Araştırma-geliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir bölümüz. Bu yaklaşımımızı sürekli olarak yatırım yaptığımız laboratuvarlarımızla destekliyoruz. Öğrencilerimiz bilgisayar destekli mühendislik laboratuvarımızda, binek otomobilden kamyona kadar geniş bir yelpazede, araçların gerçekçi modellerini kullanarak sanal ortamda tüm dinamik davranışlarını test edebiliyor. Bu laboratuvarımızda makine ve otomotiv mühendisliği eğitiminin ihtiyaç duyacağı tüm güncel yazılımlara sahibiz. Öğrencilerimiz hızlı prototipleme cihazımızı kullanarak teknik resim derslerinde çizdikleri parçaların üç boyutlu örneklerini oluşturabiliyor. Malzeme ve mekanik deneyler laboratuvarımızda malzeme özelliklerini inceleyip temel mekanik deneyleri yapabiliyor. Mekanik atölyemizdeki değişik tezgahları kullanabiliyor ve bir otomobildeki tüm önemli sistemlerin örneklerini inceleyebiliyor. Öğrencilerimiz otomotiv laboratuvarımızda sensörlerle ilgili deneyler de yapıyor. Yol taşıtlarında kullanılan CAN veri yolu ile ilgili deney sistemlerimizi kullanıyor ve elektronik kontrol ünitelerinin nasıl programlanıp kalibre edildiğini deneyerek öğrenebiliyor. Ayrıca öğrencilerimiz fren ve direksiyon test sistemleri üzerinde de çalışma yapabiliyor. Mühendis adayları sanayide kullanılan veri toplama sistemleriyle veri toplayıp analiz edebiliyor. Bunun yanında laboratuvarlarımızdaki mobil robot ve robot kolunda kendi programlarını test edebiliyor. Aynı zamanda Akıllı Taşıtlar ve Ulaşım Teknolojileri Araştırma Merkezi (UTAS) olanaklarını kullanabilen öğrencilerimiz, ileri sürüş destek sistemleri ve sürücüsüz araç teknolojileri ile ilgili araştırma çalışmalarına katılabiliyor.
Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Okan Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?
Öncelikle sanayi tecrübesi yüksek, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen üniversitelerinde doktora yapmış, sanayi kuruluşlarını iyi tanıyan dinamik ve yetenekli bir öğretim üyesi kadrosuna sahibiz. Çok iyi hazırlanmış bir eğitim programını uyguluyoruz. Az sayıda öğrenciyle bire bir ilgilenecek bir yapı oluşturduk. Bilhassa otomotivle ilgilenen öğrenciler bu konudaki bilgi ve altyapı birikiminden fazlasıyla yararlanabiliyor. Öğrencilerimizin diğer bölümlerle yandal ve çift anadal programlarından faydalanma imkanları var. Başarılı öğrencilerimiz Erasmus Programı kapsamında, eğitim programlarının bir bölümünü yurt dışındaki saygın üniversitelerde geçirebiliyor.
Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?
Öğrencilerimize staj yeri bulma konusunda bölüm öğretim üyeleri yardımcı oluyor. Kariyer Merkezimiz de öğrencilerimize kurumsal olarak destek veren önemli bir yapılanmadır. Öğrencilerimizi aynı işyerinde üç kez iki aylık staj yaparak tamamlanan ve toplamda altı ay süren sanayide çalışmayı deneyimleyebilecekleri öğrenme programımıza yönlendirerek iş hayatına hazırlıyoruz. Lisans öğrencilerimiz ayrıca bölümümüzde yürütülen birçok üniversite-sanayi işbirliği projesinde de görev alıyor.
Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleri konusunda bilgi verir misiniz?
İstanbul Okan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ve Makine Mühendisliği Bölümü çok sayıda sanayi projesini başarıyla tamamladı. Öğretim üyesi başına düşen sanayi projesi ve sanayi tecrübesi açısından, bölümümüzün ülke genelinde en üst sıralarda olduğunu düşünüyorum. Proje çalışmalarımız; kamyonlara eklenen ek kumanda sistemlerinin geliştirilmesi, treyler dinamiği, gerçekçi elektrikli araç modeli geliştirilmesi, gerçekçi kamyon modeli geliştirilmesi, elektrikli araçlar için aktif denge kontrolü, elektrohidrolik takviyeli direksiyon sistemi geliştirilmesi, aktif süspansiyon kontrolü, ileri sürüş destek sistemlerinin geliştirilmesi, otonom sürüş sistemi, kooperatif sürüş sistemi geliştirilmesi gibi konularda yoğunlaşıyor.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Sanayileşmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını olumlu buluyorum. Sanayi şirketlerimiz uluslararası ortamda rekabet edebilmek için özgün ürünler tasarlamanın ve Ar-Ge çalışmalarına yatırım yapmanın önemini kavramış durumda. TEYDEB’e Ar-Ge teşvik başvurularının sayısındaki artış bunun önemli bir göstergesidir. Makine, otomotiv ve mekatronik alanlarında birçok sanayi kuruluşunu proje hakemi ve izleyicisi olarak gezen biri olarak, sanayi kuruluşlarımızın Ar-Ge’ye ve üniversitelerle işbirliğine verdikleri önemi görmekten mutluluk duyuyorum. Bölümümüze önemli sanayi kuruluşlarından düzenli olarak üniversitesanayi işbirliği modeli ile gerçekleştirilecek projelerde yer alma önerileri geliyor. Hem Avrupa hem de ABD’de proje deneyimi olan biri olarak ülkemizde sanayi kuruluşlarının beklentilerinin daha kısa vadeli ve ürüne yönelik olduğu görüşündeyim. Fakat son dönemde sanayi kuruluşlarının, üniversitelerde yapılacak çalışmaların araştırma ağırlıklı ve uzun vadeli olması gerektiği bilincine vardığını da gözlemliyorum.