SAĞLIKLI BİR YAŞAMIN YANI SIRA GÜNLÜK İŞLEVLERİMİZİ YERİNE GETİREBİLMEMİZ İÇİN KALİTELİ VE YETERLİ SÜRE UYUMAMIZ, NEFES ALMAK GİBİ VAZGEÇİLMEZ BİR İHTİYAÇ. UYKU BEDENSEL DİNLENMEYİ, EN ÖNEMLİSİ ZİHİNSEL FONKSİYONLARIN YENİLENMESİNİ SAĞLIYOR. DOLAYISIYLA UYKUSUZ KALDIĞIMIZDA ÖNEMLİ SAĞLIK PROBLEMLERİNİN YANI SIRA UNUTKANLIKTAN DİKKAT EKSİKLİĞİNE, YORGUNLUKTAN ALGIDA SORUN YAŞAMAYA, SİNİRLİ VE DEPRESİF HİSSETMEKTEN VÜCUDUN ZORLUKLAR KARŞISINDA REAKSİYON SÜRESİNİN YAVAŞLAMASINA KADAR, GÜNLÜK İŞLERİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEYEN PEK ÇOK SORUN GELİŞEBİLİYOR!

Uyku, sağlıklı bir vücut için çok önemli bir süreç. Dolayısıyla uyku düzeni bozulduğunda, vücudumuzun sağlığında da bozulmalar yaşanması kaçınılmaz oluyor. Ancak yapılan araştırmalar, uyku düzeninin bozulmasıyla birlikte ilginç sosyal sonuçların yaşandığını da ortaya koyuyor: Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan ve Plos Biolog adlı dergide Ağustos 2022’de yayımlanan bir araştırmaya göre uykusuzluk yardımseverlik duygumuzu da köreltiyor! Peki, insanlar geceleri uykusuz kaldıklarında neden daha az yardımsever oluyorlar? Acıbadem Bakırköy Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Akdemir, “İnsanlar iyi beslenmiş, güvenli bir yerde uyumuş ve dinlenmişlerse günlük hayatta ortaya çıkan zorluklar karşısında kendilerini güçlü hisseder ve üstesinden geleceklerini düşünürler. Gece iyi uyuyamamışlarsa dinlenemezler, kaygıları yükselir, kendileriyle ailelerini korumada zorlanacaklarını düşünürler ve strese girerler.” diyor. Prof. Dr. Gökhan Akdemir, bu stresin vücutta önemli değişikliklere neden olduğuna da dikkat çekerek, “Örneğin, stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonu, hipotolamus, hipofiz ile böbrek üstü bezlerinin ortak katkısıyla salgılanır. Stres altında kaldığımızdabu hormon daha çok artar. Artan kortizol hormonu ise sempatik sistemini baskın hale getirir. Sempatik sistem, tehlikedeyken veya yetersiz kaldığımız anlarda, eğer uykusuzsak düşünmemiz, karar vermemiz ve yaşamdaki zorlukların üstesinden gelebilmemiz için kendimizi daha çok korumaya alacak şeklindeki davranışlara yol açar. Dolayısıyla insanlar kendilerini koruma altına almak için bencilleşir ve yardım etmekten kaçınırlar.” bilgisini veriyor.

HER DÖRT KİŞİDENBİRİ UYKUSUZ!

Uykusuzluk sorununun görülme oranı; yaşa, eğitim düzeyine ve ekonomik gelirlere göre değişiklik gösteriyor. Dünyada her 10 kişiden ikisi geceleri uykusuzluk sorunu yaşarken, yine her 10 kişiden beşi ayda en az 1-2 kez uykusuzluk çekiyor. Genel olarak uykusuzluk oranı yüzde 30 civarındayken, Türkiye’de bu rakam yüzde 38’e yükseliyor. Bir başka deyişle, ülkemizde her 10 kişiden dördü uykusuzluk problemiyle mücadele ediyor. Erişkin bir kişinin günde ortalama 7-8 saat uyuduğunu düşünürsek, ömrümüzün üçte biri uykuda geçiyor demektir. Hayatımızın önemli bir bölümünü kapsayan uyku, beyin sağlığımız üzerinde kilit bir role sahip. Vücudumuzun diğer bölgelerindeki hücrelerde olduğu gibi beynimizdeki nöronlar da glia olarak adlandırılan hücreler tarafından destekleniyor. Gündüz saatlerinde çalışırken beynimizdeki sinirlerin çalışması sırasında beta albümin vetau gibi birçok atık maddeler ortaya çıkıyor. Bu atıklar uyku sırasında glia hücreleri tarafından beyinden temizlenerek uzaklaştırılıyor, böylelikle iyi bir uykudan sonra uyandığımızda beynimiz yeni bir güne temizlenmiş olarak hazır oluyor. Uykusuz kaldığımızda ise glia hücreleri görevlerini yerine getiremedikleri için beynimizdeki atık maddeler beynimizden uzaklaştırılamıyor. Bunun sonucunda da sinir hücrelerimizin çalışmasında yavaşlaması, unutkanlık, karar vermede zorluklar gelişiyor.