Çalışan ve üreten kadınların, dünya genelinde yaygın önyargıları aşması ve kendilerini kanıtlaması için özgüvenlerinin yüksek olması gerektiğini belirten...
Çalışan ve üreten kadınların, dünya genelinde yaygın önyargıları aşması ve kendilerini kanıtlaması için özgüvenlerinin yüksek olması gerektiğini belirten Teksan Jeneratör Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Elif At a Erduran, Türkiye’nin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşması için kadınların çalışma hayatına katılmasının önemli olduğunu ifade etti.
Erkek egemen iş hayatındaki yöneticilerin, kadın çalışanlarına pozitif ayrımcılık yapılmasının gerekliliğinin bilincine varamadığına dikkat çeken Teksan Jeneratör Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Elif Ata Erduran, “ İşe alım sürecinden başlayan önyargıları yıkma ve aslında kadının birçok işi erkekler ile aynı seviyede yapabileceği düşüncesini yerleştirme görevi, bu ortamda mücadele eden bizim gibi kadın yöneticilere düşüyor” dedi.
Elif Ata Erduran kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Kastamonulu bir ailenin kızı olarak 1984 yılında İstanbul’da doğdum. İlkokulu Eczacıbaşı İlköğretim Okulunda, ortaokul ve liseyi Burak Bora Anadolu Lisesinde, üniversite eğitimimi ise Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümünde tamamladım.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Teksan Jeneratör firmasının ikinci kuşak yöneticisi ve yönetim kurulu üyesiyim, aynı zamanda firmada satış sonrası hizmetler müdürü olarak görev yapıyorum. Firmamızda ilk olarak, proje ve mühendislik departmanı bünyesinde proje mühendisi olarak görev aldım. Üretim, satış, satış sonrası hizmetler, satın alma gibi birçok departman ile iletişim halinde olan bu birimde işe başlamak bana bir çok konuyu aynı anda öğrenebilme avantajı sağladı. Görevim boyunca firmamızı her zaman rakiplerinden bir adım öne çıkaran projeli işleri başarma kabiliyetini ve bu sayede yeni işler kazanımını gözlemlemiş ve firmamızın başarısına kişisel anlamda da katkı sağlamış oldum. Bu departmanda çalıştığım sırada Türkiye Jokey Kulübü Veliefendi Hipodromunda ilk kez jeneratör enerjisi ile gece yarışlarının yapılması projesini hayata geçirdik. Proje mühendisliği görevinin ardından yurt dışı satış departmanı bünyesinde bayii destek mühendisi olarak çalıştım. Görevim, yurt dışındaki bayilerimizin yapılandırılmasını, sözleşmelerinde yer alan bayilik koşullarının yerine getirilmesini sağlamak ve süreci takip etmekti. Aynı zamanda bayilerimize teknik destek sağlayarak ülkelerindeki projelere ve ihalelere daha iyi hazırlanmalarını sağlıyordum. Bayiliğin bir koşulu olan fabrikamızdaki eğitimleri de verdim. Görevim süresince çeşitli ülkelerdeki bayiliklerimizi ziyaret edip yerlerinde denetleme imkanı buldum. Üretiminin yarısından fazlasını ihraç eden ve bugüne kadar 100’den fazla ülkeye ihracat yapmış olan Teksan Jeneratör’ün bugünkü başarısı, benim gibi her çalışanın bir tuğla koyarak bu başarıyı inşa etmesi ile gerçekleşti.
Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor?
İlk işe başladığımda, herkes bu firmanın ikinci kuşak yöneticisi olduğumu bildiğinden zorlu bir maratonun başında olduğumu fark etmem çok uzun sürmedi. Dikkatli ve özenli davranarak, firmamızın yakaladığı temponun altında kalmayarak, hatta tempoyu artırarak, her zaman çok çalışarak ve bu yarışı sürdürmenin en önemli görevim olduğu bilincini taşıyarak çalışmalarıma devam ediyorum. 2012 yılının başında bugün sürdürdüğüm görevi üstlendim. Çalışmalarıma müşteri memnuniyetini sağlayan ve sadık müşterilerinizin oluşmasında en çok rolü olan satış sonrası hizmetler alanında devam ediyorum. Aynı zamanda yönetim kurulu üyeliğinin getirdiği görev ve sorumluluklarım var. Bunların yanında İstanbul Sanayi Odasında (İSO), Enerji ve Elektrik Ekipmanları Sanayii Komitesi olan 32. Grup Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı olarak da görev alıyorum.
İSO Kadın Sanayiciler Platformu üyesi olarak, bu yapılanma hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye’de kadınların iş hayatına katılım oranı maalesef ki arzu edilen seviyede değil. Sanayi alanında da bu oran oldukça düşük ve bu durum araştırma rakamları ile de doğrulanıyor. ’İSO ’nun 104 meclis üyesinden sadece sekiz tanesinin kadın olması da bu göstergelerden birisidir. İSO’nun yönetimindeki kadınlarımızın öncülüğünde İSO Kadın Sanayiciler Platformunun temelleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile atıldı. Bir kadınlar günü etkinliği ile kalmayıp önemli konulara dikkat çeken manifestomuzda belirttiğimiz üzere de amacımız Türk sanayisinde ve dolayısıyla İSO bünyesinde kadın yönetici sayısını artırmak. Kadın istihdamının artırılması, girişimci kadınların desteklenmesi, kadınların siyasete katılımı, kadın erkek eşitliğinin güvence altına alınması, kadınların okur-yazarlık ve eğitim seviyesi gibi belli başlı konular yayınladığımız manifestoda yer alan başlıklar arasında bulunuyor.
Yönetim ve karar mekanizmalarında daha çok erkeklerin görev yaptığı bir sektörde çalışmanın zorlukları var mı?
Erkek egemen iş hayatının içindeki yöneticiler maalesef ki kadın çalışanlarına pozitif ayrımcılık yapılması gerekliliğinin bilincinde değil. İşe alım sürecinden başlayan önyargıları yıkma ve aslında kadının birçok işi erkekler ile aynı seviyede yapabileceği düşüncesini yerleştirme görevi, bu ortamda mücadele eden bizim gibi kadın yöneticilere düşüyor. İş hayatının içinde yer alan kadınların zaman zaman dezavantajlı olduklarını düşündüklerini biliyorum. Aslında kadınlar; detaycı, çok yönlü, empati kurabilen ve fedakar yaratılış özellikleri sayesinde iyi bir yöneticide olması gereken bütün vasıfları taşıyor. Sanayi sektöründe bu özellikleriyle ön plana çıkan kadınların her zaman başarılı olacaklarına inanıyorum.
İşiniz ile ilgili yurt dışı seyahatleri gerçekleştiriyor musunuz? Gözlemlerinizi paylaşır mısınız?
Yurt dışında çalıştığımız bayi, müşteri ve tedarikçilerimizi ziyaret etmek için seyahatler gerçekleştiriyorum. Her ne kadar kadın rolleriyle ilgili geleneksel kalıplar değişmekte olsa da kadın olarak iş hayatının içinde yine de azınlıktasınız. Erkek çalışanların davranışlarının yurt dışında daha farklı olmasını bekleyebilirsiniz ama vereceğim örnek aslında durumun çok da farklı olmadığını göstermesi bakımından önemli. Yurt dışından hiç tanımadığım birisi ile ilk defa yazışırken karşımdakinin bana “Mr.” olarak hitap etmesi durumu ile sıkça karşılaşıyorum. Yüz yüze geldiğimizde özür dileyenlerin ve “sizi erkek sanmıştım!” diyenlerin sayısı hiç de az değil. İlk karşılaşmadan ve bu diyalogları yaşadıktan sonra karşınızdakinin size olan bakışının olumlu yönde değiştiğini ve yaptığınız göreve duyduğu saygının arttığını görebiliyorsunuz.
Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor?
Makine imalat sektöründe ağırlıklı olarak mühendis kökenli çalışanlar yer alıyor. Kadınların makine sektörü gibi erkek egemen sektörlerdeki azlığının sebebini üniversitelerin mühendislik fakültelerine bakarak da anlayabilirsiniz. Mühendislik fakültelerindeki sayıları bir hayli az olan kız öğrencilerin bir kısmı evlenerek çalışmamayı, bir kısmı kendi mesleğinin dışında çalışmayı, çok az bir kısmı ise okuduğu mesleği icra etmeyi tercih ediyor. Kendi mesleğini yaparak başarılı olanların sayısı ise ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmiyor.
Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?
Makine imalat sektöründe kadın çalışanlar desteklenmeli ve pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır. Ülkemizin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşması için kadınların çalışma hayatına katılması gerektiğine, toplum içindeki konumuna ancak bu şekilde katkı sağlanmış olunacağına inanıyorum. Makine sektörü dikkate alındığında dünyada da kadın çalışan sayısının Türkiye’deki gibi istenilen seviyede olmadığını düşünüyorum.
Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Çalışan ve üreten kadınların dünya genelinde yaygın önyargıları aşmaları ve kendilerini kanıtlamaları için özgüveni yüksek bireyler olması gerektiğine inanıyorum.