Küresel kriz sonrası olağan üstü genişletici para politikaları ile tarihin en düşük faiz oranlarını uygulayan gelişmiş ülkelerin Merkez Bankalarının 2014 yılı politikaları...
Küresel kriz sonrası olağan üstü genişletici para politikaları ile tarihin en düşük faiz oranlarını uygulayan gelişmiş ülkelerin Merkez Bankalarının 2014 yılı politikaları küresel ekonomide belirleyici oldu. ABD Merkez Bankası (FED) 2013 yılı Aralık ayında başlattığı parasal genişlemeden çıkışı, 2014 yılı Ekim ayında sona erdirdi. Ardından FED’in olağanüstü düşük faiz oranlarını artırma sürecine yaşandı. ABD Merkez Bankasının para politikasındaki bu normalleşme yeni küresel mali koşullar oluşturmaya başladı. Avrupa Merkez Bankası ise 2014 yılında yeni parasal genişleme önlemleri aldı. Özellikle karşı karşıya kalınan deflasyon riski nedeniyle Avrupa Merkez Bankası devlet tahvillerini de satın almaya yönelik yeni programı ile büyümeyi de destekledi. İngiltere ve Japonya Merkez Bankaları da genişletici para politikalarını ve tarihi düşük faiz oranlarını yıl boyunca korudu ve uyguladı.
Yeni Küresel Mali Koşullar Oluşuyor
FED para politikasını değiştirerek 2014 yılında yeni küresel mali koşullar değişimine öncülük etti. Bunların başında ABD dolarının güçlenmesi ve diğer para birimleri karşısında değer kazanması geliyor. Dolar; euro, yen, sterlin gibi gelişmiş ülke para birimleri karşısında değer kazandı ve son 10 yılın en değerli seviyesine ulaştı. Küresel sermaye dolar varlıklarına doğru akmaya başladı. Buna bağlı olarak dolar varlıklarının değerleri arttı. Doların güçlenmesine bağlı olarak emtia fiyatlarında da önemli gerilemeler yaşandı. Metaller, gıda, endüstriyel hammaddeler, diğer emtialar ve enerji hammadde fiyatları geriledi. Bir dönem sonra ise finansman olanaklarının azalması ve faiz oranlarının da artması bekleniyor.
Petrol Fiyatlarında Beklenmedik Gerileme
2014 yılında yaşanan önemli bir eğilim petrol fiyatlarında gözlenen düşüştür. 2014 yılında emtia fiyatlarında gerileme eğilimi beklendiği ölçüde gerçekleşti. Ancak petrol fiyatlarında arz ve talepteki gelişmelerden kopuk çok yüksek oranlı bir gerileme yaşandı. Gerilemede, Rusya ve İran’a karşı siyasi bir koz elde edilmesi, kaya gazı ile konvansiyonel petrol ve gaz arasındaki rekabet, OPEC içinde dengeler ve Ortadoğu’daki gelişmeler gibi diğer birçok unsurun da etkili olduğu düşünülüyor.
Gelişmiş Ülkelerde Deflasyon Endişesi
Uygulanan çok genişletici para politikalarına rağmen zayıf tüketici talebine 2014 yılında petrol ve tüm emtia fiyatlarındaki gerilemenin eklenmesiyle birlikte özellikle gelişmiş ülkelerde deflasyon endişesi ortaya çıktı. Deflasyon kuvvetli biçimde euro bölgesinde yaşandı. ABD ve İngiltere de ulaşmaya çalıştıkları yüzde 2 enflasyon hedefinin altında kaldı. Deflasyon riski para politikalarında normalleşmeyi geciktiren bir unsur olarak da karşımıza çıkıyor.
Jeopolitik Gelişmeler
2014 yılında dünya ekonomisinde etkili olan bir diğer beklenmedik gelişme jeopolitik riskler oldu. Rusya ile Ukrayna arasındaki anlaşmazlık Batı ile Rusya’nın karşılıklı uyguladıkları sıkı yaptırımlar noktasına kadar taşındı. Buna bağlı olarak Rusya ekonomisi ile kısmen Rusya’nın çevre-komşu ülke ekonomileri ile sınırlı ölçüde AB ekonomisi olumsuz etkilendi. Bir diğer jeopolitik gelişme ise Suriye’de ortaya çıkan ve Irak’ta genişleyen IŞİD tehdidi oldu. IŞİD tehdidi bölgesel istikrarı ve ticareti olumsuz yönde etkiledi.
Yeni Küresel Mali Koşullar En Çok Gelişen Ülkeleri Etkiliyor
Yeni küresel mali koşullar en çok gelişen ülkeleri etkiledi. Özellikle dış açıkları yüksek ve ekonomileri dış kaynaklara bağımlı gelişen ülkeler zor durumda kaldı. Sermaye çıkışları ve finansman olanaklarının azalması ile birlikte gelişen ülkelerin para birimleri dolar karşısında zayıfladı ve ekonomik büyümeler yavaşladı. Yeni küresel mali koşullara uyum döneminde gelişen ülkeler büyümelerini daha çok kendi kaynakları ile sağlamak zorunda kaldı.
Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler ve eğilimler doğrudan ve dolaylı olarak dünya mal ticaretini de etkiledi. Gelişmiş ülkelerde büyümenin hızlanması talep etkisi ile dünya mal ticaretine olumlu yansıdı. Euro bölgesinde yeniden büyüme uzun süre sonra ilk kez ithalatta artışa yol açarak dünya ticaretine olumlu katkı sağladı. Olumsuz etkileri ise şöyle sıralayabiliriz: Yeni küresel mali koşullara uyum sürecinin yarattığı oynaklıklar belirsizlikleri artırdı ve dünya mal ticaretini sınırladı. Başta Çin olmak üzere gelişen ülkelerde yavaşlama her türlü hammadde talebini azalttı. Petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki gerileme hem ihraç maliyetlerini zorladı hem de değer olarak ticaretin küçülmesine yol açtı. Jeopolitik gelişmeler ve karşılıklı yaptırımlar ticaret olanaklarını sınırladı.
DÜNYA TİCARET BÜYÜKLÜĞÜNDE GELİŞMELER
Dünya mal ticareti son üç yıldır önemli bir yavaşlama içindedir. Dünya mal ticareti değer olarak 2012 yılında yüzde 0,2 ve 2013 yılında yüzde 2,2’den sonra 2014 yılında sadece yüzde 0,9 büyüyebildi. Dünya mal ticaretinde miktarsal olarak büyüme de çok sınırlı gerçekleşti. Dünya mal ticareti miktarsal olarak 2012 yılında yüzde 2,2, 2013 yılında yüzde 2,4, 2014 yılında yüzde 2,8 büyüdü. Dünya mal ticareti bu zayıf büyüme performansına bağlı olarak 2012 yılında 17,91 trilyon dolar, 2013 yılında 18,3 trilyon dolar ve 2014 yılında ise 18,43 trilyon dolar olarak gerçekleşti. 2014 yılında miktarsal olarak ithalat ve ihracatta gelişmiş ve gelişen ülkelerde önemli gelişmeler yaşandı. Gelişmiş ülkelerde ithalat 2012 ve 2013 yıllarında küçüldükten sonra 2014 yılında yüzde 3,2 ile göreceli bir artış gösterdi. Buna karşın gelişen ülkelerin ithalat artışı yavaşladı. 2012 yılında yüzde 4,9 ve 2013 yılında yüzde 5,3 oranında artan gelişen ülkelerin ithalatı miktarsal bazda 2014 yılında sadece yüzde 2 genişledi.
İhracat tarafında da gelişmiş ülkelerde miktarsal büyüme 2014 yılında yüzde 2,2 ile 2012 ve 2013 yıllarındaki büyümenin üzerinde gerçekleşti. Gelişen ülkelerin ihracatı miktarsal olarak yüzde 3,3 ile 2012 ve 2013 yılı büyümelerinin altında bir hızla genişledi. Dünya ticaretine konu olan mal fiyatlarında 2014 yılında önemli gerilemeler yaşandı. Buna bağlı olarak dünya mal ticaretinde değersel bazda büyüme çok sınırlı kaldı. 2014 yılında ticarete konu olan petrol ve enerji ürünlerinin fiyatları bir önceki yıla göre ortalama yüzde 11 düştü. Yine mal ticaretine konu olan metaller ile diğer emtia fiyatları da bir önceki yıla göre ortalama yüzde 5 geriledi. İmalat sanayi ürünlerinin ortalama fiyatlarında ise 2013 yılında olduğu gibi 2014 yılında da bir değişiklik gözlenmedi.
DÜNYA TİCARETİNDE GENEL EĞİLİMLER
Dünya mal ticaretinde 2012 ve 2013 yıllarında ortaya çıkmaya başlayan 2014 yılında ise etkileri kuvvetlenen ve yeni ortaya çıkan eğilimler bulunuyor. Bu eğilimlerin büyük bölümü dünya mal ticaretinde yavaşlamaya yol açıyor.
Gelişmiş Ülkelerin Çıktı Açığı İthalat Talebini Sınırlıyor
Küresel ekonomik kriz sonrası gelişmiş ülkeler halen potansiyel büyümelerinin altında ekonomik büyüme gösteriyor. Bu nedenle gelişmiş ülkelerin ithalat talebi de sınırlı ve potansiyelin altında kalmaya devam ediyor.
Yeni Küresel Mali Koşullar Gelişen Ülkelerde Yavaşlamaya ve İthalatta Sınırlamaya Yol Açıyor
Yeni küresel mali koşullara uyum sağlamaya çalışan gelişen ülkelerde öncelikle ekonomik büyümeler yavaşladı. Buna bağlı olarak yavaşlayan iktisadi faaliyetler ile ithalat talebi de sınırlandı.
Atıl Kapasiteler Yatırım Eğilimini ve Yatırım Malı Talebini Sınırlıyor
Küresel kriz sonrası birçok endüstride halen atıl kapasitelerin bulunması nedeniyle küresel yatırım eğilimi sınırlı kaldı. Buna bağlı olarak büyük ölçüde ithalat ile karşılanan yatırım malı talebi de halen çok düşüktür.
Gelir Artışının Ticaret Elastikiyeti Düşüyor
Gelir artışının yarattığı ithalat talebi olarak tanımlanan ticaret elastikiyeti düşüyor. 1986- 2007 yılları arasında 2,3 olan gelir-ticaret elastikiyeti 2011-2014 yılları arasında 1,3’e indi. Gelir artışları yeterince ithalat talebi yaratmıyor. Özellikle imalat sanayi ürünlerine yönelik elastikiyet daha da düştü.
Çin’deki Ekonomik Yavaşlama İhracat Artışını Sınırlıyor
İhracat ve yeni yatırımlara dayalı büyüyen ve bu özelliği ile çok sayıda tedarikçi ülke için önemli bir ihracat pazarı olan Çin’de yeni yatırımlar ve ihracata yönelik üretim yavaşlamış olup bunun yarattığı ithalat artışı da durağanlaşmıştır.
Küresel Tedarik Zincirinde Büyüme Yavaşladı
Sanayi üretiminin ayrışması ve buna bağlı olarak oluşan küresel tedarik zincirinde büyüme yavaşladı. Değer zincirine yeni halkalar eklenemiyor. Ticaretteki genişlemeyi sadece mevcut halkalar arasındaki ticaretin desteklemesi bekleniyor. Bu nedenle tedarik zincirine dayalı ithalat artışı da yavaşladı.
Döviz Kurlarında Dalgalanmalar Ticareti Olumsuz Etkiliyor
Ülkelerin para birimleri arasında ortaya çıkan oynaklıklar ve dalgalanmalar ithalatı sınırlıyor ve ülke içinden tedarike eğilimi arttırıyor.
Enerji ve Emtia İthalatçısı Ülkeler İthalatlarını Azaltıyor
Enerji ve emtia ihracatçısı ülkeler bu ürünlerin fiyatlarındaki gerileme ile karşılaştıkları ihracat gelirlerindeki azalma nedeniyle ithalatlarını azaltma yoluna gidiyor.
BÖLGELER İTİBARİYLE İHRACAT
Dünya mal ihracatında oluşan küresel ekonomik ve ticari eğilimlere bağlı olarak 2014 yılında bölgesel gelişmelerde yaşandı. 2014 yılında Avrupa ve Avrupa Birliği en yüksek ihracat yapan bölge olmayı sürdürdü. Buna ilave olarak Avrupa Birliği ve daha geniş olarak Avrupa’nın ihracatı 2014 yılında yüzde 2,3 ve yüzde 1,4 büyüdü. Asya bölgesi ikinci büyük ihracatçı bölge olarak 2014 yılında ihracatını yüzde 2,5 artırarak 5.92 trilyon dolara taşıdı. Kuzey Amerika bölgesi 2014 yılında ihracatını yüzde 3,2 ile en hızlı artıran bölgedir. 2014 yılında dört bölgenin ise ihracatları azaldı. Bu bölgelerin ortak özelliği ağırlıklı olarak gelişen ülkeler ile enerji ve emtia ihracatçısı ülkelere sahip olmalarıdır. Bağımsız Devletler Topluluğunun mal ihracatı 2014 yılında yüzde 5,6, Güney ve Orta Amerika bölgesinin yüzde 5,6, Ortadoğu bölgesinin yüzde 4,0 ve Afrika bölgesinin yüzde 7,5 azaldı. Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüşler ihracattaki gerilemede etkili oldu.
BÖLGELER VE ÜLKELER İTİBARİYLE İTHALAT
Bölgeler ve ülkeler itibariyle ithalat gelişimi ihracat pazarlarındaki gelişimi de yansıtması itibariyle önemlidir. 2014 yılında bölgesel olarak ithalatın yaşanan küresel ekonomik koşullardan etkilendiği gözleniyor. 2014 yılında üç gelişmiş bölgenin ithalatında artış olduğu görülüyor. 2014 yılında Avrupa ve Avrupa Birliği en büyük pazar olmayı sürdürdü. Avrupa pazarı 2014 yılında yüzde 0,7 büyüyerek 6,72 trilyon dolarlık hacme ulaştı. Asya bölgesi 2014 yılında yüzde 8,3 ile ithalatını en çok artıran bölge oldu ve 5,87 trilyon dolar pazar hacmi ile AB pazar büyüklüğüne oldukça yaklaştı. Kuzey Amerika pazarında da ithalat 2014 yılında yüzde 7 ile ortalamanın üzerinde arttı ve 3,3 trilyon dolarlık ithalat gerçekleşti. Ortadoğu ve Afrika bölgelerinin ithalatı bu bölgelerin ihracat gelirlerinin düşmesine rağmen 2014 yılında yüzde 3,9 ve 4,7 oranında büyüdü. 2014 yılında iki bölgenin ithalatı daraldı. Bağımsız Devletler Topluluğunun ithalatı yüzde 10,6 geriledi. Uygulanan yaptırımlarda gerilemede etkili oldu. Güney ve Orta Amerika bölgesinde ithalat yüzde 5,1 düştü. Bu iki bölgede enerji ve emtia ihraç gelirlerinin düşmesine bağlı olarak ithalatlar da geriledi. Bölgelerdeki ekonomik yavaşlama gerilemeyi etkileyen ana unsurdur.