Makinelerde enerjiyi dönüştüren, doğrusal hareket ve kuvvet elde edilen silindirler, bazen basit bir vanayı kapamak bazen de binlerce tonluk baskı kuvveti üretmek ya da tonlarca ağırlıktaki bir kütleyi kaldırmak için kullanılıyor.
Makinelerde enerjiyi dönüştüren, doğrusal hareket ve kuvvet elde edilen silindirler, bazen basit bir vanayı kapamak bazen de binlerce tonluk baskı kuvveti üretmek ya da tonlarca ağırlıktaki bir kütleyi kaldırmak için kullanılıyor. Silindirler kullanıldığı makinenin performansını da doğrudan etkiliyor.
Makineler doğrusal ya da dairesel hareket eden elemanlara ihtiyaç duyar. Dairesel hareketler çoğunlukla elektrik motorları ile sağlanırken doğrusal hareket için hidrolik ya da pnömatik silindirler kullanılır. Hidrolik ve pnömatiğin kullanıldığı uygulamalarda silindirleri görmek mümkündür. Bazen basit bir vana açma kapama için kullanılırken bazen de binlerce tonluk baskı kuvveti üretmek ya da tonlarca ağırlıktaki bir kütleyi kaldırmak için silindirlerden yararlanılır. Hidrolik ve pnömatik silindirler akışkan gücü devrelerinin en önemli elemanları arasındadır. Silindirler olmadan hidrolik pnömatik sistemler düşünülemez. Akışkan gücü devrelerinin amacı mekanik harekettir ve mekanik hareket devre elemanlarının katkısıyla son olarak silindirlerde ortaya çıkar. Başta makinenin ihtiyaç duyduğu hareket sırasında oluşan kuvvet ve hızın büyüklükleri olmak üzere çalışma ortamıyla yaptığı işe göre hidrolik veya pnömatik silindirler tercih edilir.
HİDROLİK SİLİNDİRLER
Hidrolik silindirler, hidrolik enerjiyi mekanik enerjiye çeviren, doğrusal hareket ve kuvvet elde edilen devre elemanları olarak tanımlanıyor. Pompa tarafından üretilen hidrolik enerji silindir yardımıyla doğrusal ya da açısal harekete dönüştürülüyor. Hidrolik devre insan vücuduna benzetilecek olursa hidrolik silindirlerin karşılığı kaslarımızdır. Hidrolik devreler başta hidrolik silindirler olmak üzere birçok devre elemanından oluşuyor. Hidrolik tahrikli makinelerde bulunan hidrolik silindirler kullanıldıkları makinenin performansını da doğrudan etkiliyor. Silindirler kullanım amacına bağlı olarak farklı yapıda, çapta ve özellikte üretilebiliyor. Hidrolik silindir, iki tarafı kapatılmış daire kesitli bir boru içerisinde sıkıştırılmış yağın etkisiyle hareket edebilen bir piston ile pistona monte edilmiş bir milden meydana geliyor. Silindir çapı, silindir kuvvetini belirleyen iki etkenden biridir. Silindir gömleği et kalınlıkları ise itecekleri kuvvete ve dayanabileceği basınca göre hesaplanıyor. Silindir tarafından üretilen doğrusal hareket çeşitli düzenekler yardımıyla farklı amaçlar için kullanılıyor. Tek etkili, çift etkili, tandem, teleskobik gibi çeşitleri bulunan hidrolik silindirlerden, uygulamanın ihtiyaçları doğrultusunda biri seçilebiliyor. Piyasada en çok karşımıza çıkan hidrolik silindir tipi ise çift etkili tek milli silindirlerdir. Piyasada hidrolik silindire piston ve benzeri birçok farklı isim verilse de akışkan gücü terminolojisinde hidrolik silindir adı tercih ediliyor. Bir hidrolik silindirin görevini yerine getirebilmesi için mutlaka basınçlı yağı içinde hapsedilmesi gerekiyor. Oluşacak iç ya da dış kaçaklar sonucu silindir içinde basınç kaybı ortaya çıkıp, kritik bir değere ulaşması halinde bu basınç kayıplarının etkisiyle silindir görevini yapamaz hale gelebiliyor. Hidrolik silindirde oluşabilecek kaçakları engellemek için sızdırmazlık elemanlarından yararlanılıyor. Farklı malzemelerden ve çok sayıda tipte üretilen sızdırmazlık elemanlarının seçimi hidrolik silindirin konstrüksiyonuna ve çalışma koşullarına göre belirleniyor. Çalışma koşulları sızdırmazlık elemanlarının seçiminde bir kriter olduğu gibi hidrolik silindirlerin konstrüksiyonlarının da değişiklik göstermesine sebep oluyor.
PNÖMATİK SİLİNDİRLER
Pnömatik silindirler, otomotiv, makine imalatı, tekstil, gıda, deri, ambalaj sektörlerinde sıklıkla kullanılır Standart ürünler, bazı özel uygulamalarda istenen performansı veremez. Özellikle burkulma ve yanal yükler pnömatik silindirlerin boğaz ve iç yataklama kısmında zamanla deformasyona sebep olup kullanım ömrünü azaltır.
Bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için silindirlere harici yataklamalar yapılır. Yataklı ve ön yataklı silindirler, özellikle kullanım alanının dar olduğu, estetik olarak görünümün ön planda tutulduğu tasarımlar için üretilir. Günümüzde, maliyetlerin artması, rekabet ortamının çok çetin olması üretim yapan firmaları otomasyon sistemlerine yöneltiyor. Otomasyon sistemlerine hareket veren mekanizmalardan biri de pnömatik sistemlerdir. Pnömatik sistemlerde doğrusal hareketi sağlayan elemanlar ise pnömatik silindirlerdir. Pnömatik silindirler, makine imalatı, otomotiv, gıda, deri, tekstil gibi sanayinin her alanında itme, çekme, kaldırma ve tutma gibi amaçlarla kullanılır. Bazı uygulamalarda standart pnömatik silindirler ihtiyaca cevap veremez. Böyle durumlarda, işin ve mekanik konstrüksiyonun izin verdiği ölçülerde özel silindirler kullanılır. Bu özel silindirler, standart ekipmanlar kullanılarak yapılabildiği gibi tamamen özelde imal edilebilir.
SİLİNDİR TÜRLERİ
Tek Etkili Silindirler: Akışkanın pistona tek taraftan etki ettiği silindir türüdür. Piston bir yöne doğru akışkan tarafından hareket ettirilirken, geri dönüş yay ya da ağırlık yardımıyla gerçekleşir. Tek etkili silindirler çok fazla tercih edilmez. Silindir içine akışkan girişi için bir giriş deliği bulunur. Sızıntı yapan akışkanın tahliyesi ve silindir içine havanın girip çıkabilmesi için diğer tarafta küçük çaplı bir delik kullanılır.
Çift Etkili Silindirler: Akışkanın pistona her iki yönden etki ettiği silindir türüdür. Silindirin iki yöndeki hareketi akışkan tarafından sağlanır. Bu tür silindirler hem ileri giderken hem de geri gelirken iş yapabilir. Silindir uygulamalarının tamamına yakınında çift etkili silindirler kullanılır.
Özel Çift Kollu Silindirler: Piston kolundan dolayı pistonun her iki bölgesindeki alanlar ve hacimler farklıdır. Bu durum silindirin itme kuvvetlerini etkilediği gibi silindirin ileri ve geri hızlarının da farklı olmasına yol açar. Bazı uygulamalarda itme kuvvetleri ve silindir hızlarının her iki yönde aynı olması istenir. Böyle durumlarda her iki tarafta piston kolu olan silindirler kullanılır. Çift yönlü hareket istendiği durumlarda da yararlanılır. Forklift ya da bazı araçların tekerleklerinin sağa sola hareketi bu tip çift milli silindirler ile kontrol edilir.
Teleskobik Silindirler: Yüksek kursların elde edilmesi amacıyla kullanılır. İç içe geçen farklı çaptaki çok sayıda silindirden oluşur. Silindirler dışarı çıktıkça sırayla pistonlar açılır. Kapanırken, silindirler birbirlerinin içine girer. Böylece çok az yer kaplarken çok fazla kurs elde etmek mümkündür. Endüstriyel sistemlere nazaran iş makinelerinde daha sık kullanılır. Bu silindirlerin itme kuvveti hesaplanırken en küçük çaplı silindir çapı dikkate alınır. Genelde tek etkili yapılmalarına rağmen çift etkili olarak da kullanılır. Yük kamyonlarının kasalarının yukarı kaldırılması gibi uygulamalarda yararlanılır.
Tandem Silindirler: Mevcut bir hidrolik devrede bir silindirin itme kuvvetini önemli oranda arttırabilmek için silindir çapı ya da basıncını yükseltilmesinden başka seçenek yoktur. Basıncın arttırılması pompanın değiştirilme sini gerektirir. Silindir çapının büyütülmesi ise boyutlarını arttıracağı için yer sorunu yaratır. Silindirlerin itme kuvvetlerini arttırmak için tandem silindir adı verilen özel bir silindir türü kullanılır. Bu silindirler, kursları eşit birden fazla silindirin uç uca eklenmesiyle oluşturulur. Silindir sayısına bağlı olarak giriş ve çıkış sayısı ve itme kuvveti artar.
Döner Silindir (Açısal Motor): Döner tabla, robot gibi yerlerde gereken açısal hareketlerin elde edilmesinde kullanılır. Endüstriyel uygulamalarda 900 ve katları şeklinde açısal hareketlere gerek duyulur. En fazla kullanılan açısal hareket ise 1800’dür. Döner silindirlere açısal motor ya da salınımlı motor adı da verilir. Dişli ya da kanatlı türde yapılır. Döner silindirler yardımıyla sürekli aynı yönde açısal hareketlerin elde edilmesi mümkündür. Bu tür durumlarda, silindirin haricinde bir kavrama kullanılmalıdır. Silindir ileri giderken kavrama hareketi iletir. Silindir geri gelirken kavrama ayrılır ve silindir hareketinin düzeneğe iletilmesini önler.
Pozisyoner Silindirler: Pnömatik silindirlerde, orta konumlarda durdurmak havanın sıkışabilir olmasından dolayı çok net olmamaktadır. Bununla birlikte bazı uygulamalarda pnömatik silindirlerden bu hassasiyet beklenmektedir. Pozisyoner silinidir birbirinden bağımsız iki silindir mili ve bir ara parçayla birleştirilmiş iki gövdeden oluşmaktadır. Ara parçanın yeri gideceğimiz ilk stroku belirler.
Milsiz Silindir: Standart pnömatik silindirlerde silindirin kursu kadar birde ölü boyu vardır. Bazı uygulamada makine konstrüksiyonu silindir montajı için bize çok geniş alanlar vermeyebilir, bu gibi uygulamalarda milsiz silindirler en uygun çözümdür. Ayrıca lineer hareket elemanlarının yerine kullanıldığında ekonomik çözümler sağlayabilir.
HİDROLİK SİLİNDİRİN PARÇALARI
Kovan (silindir borusu), rot (mil), ön kapak (kep), piston, arka kapak, rot başı ve kovan başı hidrolik silindiri oluşturan temel parçalardır.
Silindir Gömleği: Silindir gömlekleri kullanılacakları yere göre, alaşımlı çelik, dökme çelik, çelik boru gibi malzemelerden yapılır. Son zamanlarda sert plastik çeşitlerinden silindir gömleği yapma çalışmaları da devam ediyor. Dolu parçanın içi boşaltılmak suretiyle üretildikleri gibi boru şeklindeki parçaların iç yüzeylerinin işlenmesi suretiyle de yapılırlar. Silindir gömleğinin iç yüzeyleri çok iyi işlenmiş olmalıdır. Bu nedenle silindir gömleklerinin iç yüzeyleri taşlanır, honlanır. Çünkü iç kısımda hareket eden piston ile silindir gömleği arasındaki sürtünme kuvveti en az olmalıdır. Gömlek iç yüzeyi ile piston arasındaki sıkıştırılmış hidrolik yağ sızmamalıdır ve kesit tam bir daire olmalıdır.
Piston: Silindirin iç kısmında piston koluna monte edilmiş daire kesitli bir elemandır. Genellikle aluminyum alaşımdan, prinç bronzdan yapılırlar. Dökme demir veya çelikten yapılmış olanlarıda vardır. Piston çevresine yerleştirilen ve çeşitli profil ve tipte olan sızdırmazlık elemanları pistonun silindir içinde daha kolay hareket etmesini sağlar. Pistonlar silindir içinde meydana gelebilecek basınca dayanıklı olmalıdır. Pistonlarda meydana gelecek itme kuvveti sayesinde piston kolu hareket eder ve doğrusal hareket elde edilir. Piston kolu pistonun bir tarafında ya da her iki tarafında olabilir. Bu durumda itme kuvvetleri değişir. Eğer piston kolu tek taraflı ise silindir içerisinde pistonun bir tarafı ile diğer tarafı arasında hacim farklılığı meydana gelir. Bu da sıkıştırılmış yağın basıncını etkiler ve dolayısıyla pistonun her iki yöndeki hareketi esnasında üretceği itme kuvveti farklı olur.
Piston Kolu: Piston tarafından üretilen ve doğrusal hareketi ileten çelikten yapılmış silindir çubuktur. Piston kolu burkulma kuvvetlerine dayanıklı alaşımlı çelikten yapılır. Piston kolu dış yüzeyi taşlanmış olarak işlenmelidir. Piston kolu hareketi sırasında yataklı durumda bulunduğu kapaklar ile piston kolu arasında sürtünme kuvveti meydana gelir. Bu durum hidrolik silindirin verimini düşürür. Pistonun kollarının çapı ve boyu burkulmaya (flambaj) zorlanan makine elemanlarının boy ve çap hesaplarına göre yapılır. Piston kolu piyasada silindir mili ya da rod olarak bilinir. Farklı uygulamalarda pnömatik silindirler doğrusal yüklerin dışında radyal yüklere de maruz kalabilir. Bu radyal yükler, zamanla boğazdan kaçırma, boru içinin çizilmesi gibi olumsuz etkiler meydana getirir. Bu olumsuz etkileri ortadan kaldırabilmek için silindirlere harici yataklamalar yapmak gerekir veya kendi bünyesinde yataklama bulunduran silindirler seçilmelidir. Silindirlerin konumlarım algılayabilmek için temaslı ya da temassız algılayıcılar kullanılır.
Temaslı algılama düzeneklerinde, sınır anahtarı adı verilen kumanda elemanlarından faydalanılır. Bu tür algılama işlemlerinde temas sonucu aşınmalar ve konumda değişmeler olması en büyük dezavantajdır. Bunun yanı sıra piston kolu tarafında ve silindirin dışında elektriksel bağlantılar gerektirir. Tüm bu etkenler temassız algılama düzeneklerini kullanmayı avantajlı hale getirir. Temassız algılama düzeneklerinde algılayıcı (sensör) adı verilen çeşitli kumanda elemanları kullanılır. Silindir dışında ve silindir kapakları üzerinde bulunan algılayıcı, silindirin iç kısmındaki pistonun konumunu algılar. Piston istenen konuma geldiğinde elektriksel sinyal üretir. Hidrolik silindir borusu çelik malzemeden yapıldığı için pistonun gönderdiği manyetik sinyal engellenir. Bu nedenle hidrolik silindirlerin konumlarının bu yöntemle algılanması zordur. Zorunlu durumlarda pistonun kurs
sonlarını algılamak için indüktif tip algılayıcılar kullanılabilir. İndüktif algılayıcılar, genelde silindir kapağına, yastıklama düzeneği ile birlikte monte edilir. Algılayıcı manyetik bir alan yaratır. Manyetik alana metal bir cisim girdiğinde algılayıcı bir sinyal gönderir. İndüktif algılayıcılar çeşitli özelliklerde yapılabilir. Üzerlerinde LED diye adlandırılan küçük lambalar bulunur. Algılama yapıldığında LED yanar. Uygulamaların çoğunda üç ya da dört kablolu algılayıcılar kullanılır. Üç kablolu olanlar normalde açık ya da kapalı olarak kullanılırken, dört kablolu olanlar hem normalde açık hem de normalde kapalı olarak kullamlabilir. Hidrolik-pnömatik silindirlerden genel olarak; kimyasal üretim tesisleri, yağ ve gaz işleme istasyonları, nakliye araçları, yeraltı çalışmaları, tarımsal makineler, askeri araçlar, uçaklar ve rüzgar enerjisi tesislerinde faydalanılır.
TÜRKİYE’DE HİDROLİK-PNÖMATİK SİLİNDİR ÜRETİMİ
Türkiye’de makine imalat sanayisinin gelişmesiyle önemli sektörlerden biri haline gelen hidrolik ve pnömatik sistemlerin üretimi 1950’li yıllarda başladı. Sektörün gelişiminde Karaköy Perşembe Pazarı’nın etkisi çok büyük. Türk sanayisi için ayrı bir yere sahip olan Perşembe Pazarı Tersane Caddesi çevresi, hidrolik ve pnömatik sistemlerin, bu sistemlerde kullanılan ürünlerin ilk merkezi sayılıyor. Uzmanlara göre 1980 sonrası Türk sanayisinin serbest piyasa ekonomisi ile tanışıp, dünyaya açılmaya ve gelişen teknolojileri yakından takip etmeye başladığı yıllar olarak kabul ediliyor. Bu yıllarda makine imalat sanayisindeki gelişmeye paralel olarak hidrolik ve pnömatik sektörünün de hızla büyüdüğü gözleniyor. Bu gelişme Türkiye’de sektörün önde gelen üreticilerinin 90’lı yılarda bir araya gelerek Akışkan Gücü Derneğini (AKDER) kurmasıyla farklı bir boyut kazandı. 2003 yılında CETOP’a üye olan AKDER böylece uluslararası temsil yeteneğine sahip oldu. Uzmanlara göre Türkiye’de 1960’lı yıllara kadar yedek parça temini ve tamiratı ile ilerleyen sektör, 1970’li yıllardan sonra hidrolik ve pnömatik elemanların üretilmesiyle gelişti ve zamanla büyük ölçüde proje hizmeti veren bir yapıya büründü. Hidrolik-pnömatik silindirler ise yerli üreticilerin en fazla imal ettiği ürün grubu olmayı sürdürdü. Türkiye’de hızla gelişen sektör son 10 yıl içinde CETOP (Avrupa Hidrolik ve Pnomatik Komitesi) ülkeleri içindeki payını 1,5’ten 3,3’e yükseltmeyi de başardı. Uzmanlara göre Türkiye’de 100 üzerinde hidrolik-pnömatik silindir üreticisi faaliyet gösteriyor. Hidrolik-pnömatik silindir üreticileri yurt içi satış hacimlerini de her geçen yıl artırıyor.
SEKTÖRÜN TEMEL SORUNLARI
Hidrolik-pnömatik silindir üreticilerinin yaşadığı sıkıntılar genel olarak makine sektörünün sorunları ile benzerlik taşıyor. Kalitesiz Uzakdoğu ürünleri nedeniyle artan haksız rekabet ortamı, denetimsizlik, nitelikli iş gücü eksikliği, finansman, Ar-Ge teşviklerinin beklentileri karşılamaması gibi başlıca sorunlar yerli üreticiyi zorluyor. Üreticiler markalaşma, yurt dışında pazarlama imkanlarının geliştirilmesi noktasında da karar vericilerden destek bekliyor.
DÜNYA HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ İHRACATI 11,3 MİLYAR DOLAR
Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre, 2013 yılında 10,8 milyar dolar olan dünya geneli hidrolik pnömatik sektörü ihracatı, 2014 yılında yüzde 4 artarak 11,3 milyar dolara yükseldi. İhracat listesinin ilk sırasında bulunan Almanya, 2014 yılında 2,1 milyar dolar değerinde ürün ihraç etti. Almanya’nın ihracatı yüzde 2 arttı. Listenin ikinci sırasındaki ABD 2013 yılında 1,4 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirirken, 2014 yılında bu rakam yüzde 6 artarak 1,5 milyar dolar olarak kayda geçti. Hidrolik pnömatik sektöründe en fazla ihracat gerçekleştiren ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasındaki Çin 2013 yılında 852 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Çin’in ihracatı 2014 yılında yüzde 17 artışla 994 milyon dolar oldu. Türkiye, dünya geneli hidrolik pnömatik sektörü ihracatı listesinin 33. sırasında yer alıyor. Türkiye, 2013 yılında 42,5 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirirken 2014 yılında bu rakam yüzde 9 artışla 46,4 milyon dolar oldu. En fazla ihracat gerçekleştiren ilk 10 ülke listesinde, 2013 yılına göre ihracatını en fazla artıran ülke ise yüzde 17 ile Çin oldu. BM İstatistik Bölümü verilerine göre, dünya ölçeğinde hidrolik pnömatik sektörü ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla göre yüzde 6 arttı. 2013 yılında 11,8 milyar dolarlık ürün ithal edilirken 2014 yılında bu rakam 12,5 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. ABD, 2014 yılında 2,4 milyar dolar rakamıyla ithalat gerçekleştiren ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında yer aldı. ABD’nin 2013 yılı hidrolik pnömatik sektöründeki ithalatı 2,2 milyar dolar olarak kaydedilmişti. Söz konusu ülkenin 2014 yılında ithalatı yüzde 11 arttı. Listenin ikinci sırasında ise Çin bulunuyor. 2013 yılında Çin 1,4 milyar dolar değerinde hidrolik pnömatik sektörü ürünü ithal ederken bu rakam 2014 yılında, yüzde 7 artarak 1,5 milyar dolar olarak kaydedildi. Almanya, dünya geneli hidrolik pnömatik sektörü ürünü ithalatı listesinin üçüncü sırasında yer alıyor. Almanya’nın ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 1 oranında artarak 1 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Türkiye, 2014 yılında dünya geneli hidrolik pnömatik ithalatı listesinin 29. sırasında yer aldı. Türkiye’nin, 2014 yılında ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 8 arttı. 2013 yılında 96 milyon dolar değerinde ürün ithal edilirken, 2014 yılında bu rakam 103 milyon dolar olarak kayda geçti. En fazla ithalat gerçekleştiren eden ilk 10 ülke listesinde, 2014 yılında bir önceki yıla oranla ithalatını en fazla artıran ülke ise yüzde 17 ile Güney Kore oldu. Güney Kore 2013 yılında 238 milyon dolar değerinde ürün ithal ederken, 2014 yılında bu rakam 279 milyon dolar olarak kaydedildi.
TÜRKİYE’NİN HİDROLİK PNÖMATİK SİLİNDİR İHRACATI 46,4 MİLYON DOLAR
TÜİK verilerine göre Türkiye’nin hidrolik pnömatik sektörü ihracatı 2014 yılında, bir önceki yıla oranla yüzde 9,2 artarak 46,4 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 42,5 milyon dolardı. Türkiye 2014 yılında en fazla Suudi Arabistan’a ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılında Suudi Arabistan’a 6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 25,3 artarak 7,5 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin ikinci sırasında ise İran bulunuyor. Türkiye’nin İran’a yönelik ihracatı 2014 yılında 7,4 milyon dolar oldu. 2013 yılında bu rakam 4,7 milyon dolardı. İran’a yönelik hidrolik pnömatik sektörü ihracatı yüzde 58,3 arttı. Listenin üçüncü sırasında bulunan Avusturya’ya 2013 yılında 5,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2014 yılında bu rakam yüzde 21,3 azalarak 4,4 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Türkiye’nin 2014 yılında hidrolik pnömatik sektörü ürünü ihracatını yüzde 171,6 ile en fazla artırdığı ülke ise İsrail oldu. Türkiye 2014 yılında en fazla doğrusal hareketli hidrolik güç motorları (silindirler) kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılında söz konusu mal grubunda 32,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 8,1 artarak 35 milyon dolara yükseldi. Listenin ikinci sırasında yer alan diğer hidrolik güç motorları, makineleri ürün grubunda 2014 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 7,7 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 7,5 milyon dolardı. Diğer hidrolik güç motorları, makineleri ürün grubundaki ihracat yüzde 3,1 arttı. Listenin üçüncü sırasındaki doğrusal hareketli (silindirler) pnömatik güç motorları kalemindeki ihracat 2013 yılında 2,2 milyon dolar seviyesindeyken, 2014 yılında bu rakam yüzde 47,1 artarak 3,2 milyon dolar oldu.
TÜİK verilerine göre Türkiye’nin hidrolik pnökomatik sektörü ithalatı 2013 yılında 95,5 milyon dolarken bu rakam, 2014 yılında yüzde 7,9 artarak 103,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye 2014 yılında 31,7 milyon dolarla en fazla Almanya’dan ürün ithal etti. 2013 yılında söz konusu ülkeden gerçekleştirilen ithalatın değeri 24,3 milyon dolardı. Türkiye’nin 2014 yılında Almanya’dan gerçekleştirdiği ithalat yüzde 30,4 arttı. Listenin ikinci sırasında bulunan İtalya’dan 2013 yılında 11,3 milyon dolarlık hidrolik pnömatik sektörü ürünü ithal edilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 1,9 azalarak 11,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sırada bulunan Çin’den 2014 yılında 8,9 milyon dolar değerinde ürün ithal edildi. 2013 yılında Türkiye’nin söz konusu ülkeden gerçekleştirdiği ithalat 10,7 milyon dolardı. 2014 yılında Türkiye’nin Çin’den gerçekleştirdiği hidrolik pnömatik sektörü ithalatı yüzde 16,4 azaldı. Türkiye’nin 2014 yılında hidrolik pnömatik sektörü ürünleri ithalatını en fazla artırdığı ülke yüzde 104,1 ile Hollanda oldu. Hollanda’dan 2013 yılında 1,6 milyon dolar değerinde ürün ithal edilirken 2014 yılında bu rakam 3,4 milyon dolar değerine yükseldi. Türkiye 2014 yılında en fazla diğer hidrolik güç motorları, makineleri kaleminde ithalat gerçekleştirdi. Söz konusu ürün grubunda 2013 yılında 40,4 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2014 yılında, yüzde 8,5 azalarak 37 milyon dolar oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan doğrusal hareketli hidrolik güç motorları (silindirler) kaleminde 2014 yılında 34,9 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirildi. 2013 yılında bu rakam 26,8 milyon dolardı. Doğrusal hareketli hidrolik güç motorları (silindirler) ürün grubundaki ithalat yüzde 30,4 arttı. Listenin üçüncü sırasındaki doğrusal hareketli (silindirler) pnömatik güç motorları kaleminde 2013 yılında 19,9 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2014 yılında yüzde 13,3 artarak 22,5 milyon dolar seviyesinde kaydedildi.
“TEKNOLOJİ VE BİLGİ ÜRETİP SATABİLİRSEK DAHA İYİ YERLERE GELECEĞİZ”
SEVDA KAYHAN YILMAZ
KAYAHAN GRUP GENEL MÜDÜRÜ
“Türkiye’de ilk kez imal edilen, atölye preslerindeki hidrolik silindirleri sayarsak 1960’lı yıllardan bu yana hidrolik silindir üretiyoruz. Ürünlerimizde kullandıklarımız dışında demir- çelik gibi farklı sektörler için de 45 yıldır hidrolik silindir imalatı gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de çok sayıda yerli hidrolik silindir üreticisi bulunmasına karşın global ölçekte kabul gören beş-altı markaya sahibiz. Hidrolik silindir üreticilerinin yoğun olarak faaliyet gösterdiği iller; Konya, İstanbul, İzmir ve Ankara’dır. Yerli üreticiler özellikle Türkiye pazarında oldukça aktiftir. Firmamız gelişmiş ülkelerden müşterilerle çalışıyor. Belki uzun yılların alışkanlığı olduğu, belki de aynı dili konuştuğumuz için hedef pazarımız hep gelişmiş ülkeler oldu. Hizmet verdiğimiz ana sektörler çimento, maden, iş makineleri, demir ve çelik fabrikalarının özel hidrolik presleri, baraj kapağı silindirleri, limanlarda kullanılan yüksek kaldırma gücündeki vinçler, hidrolik pres silindirleridir. Uzmanlık alanımız ise ağır sanayide kullanılan, özel amaçlı ve büyük ebatlı, müşteriye özel hidrolik ve pnömatik silindir üretimidir. Üretimimiz, ISO 9001:2008 yönetim, EN 1090.2-2008 kaynak kabul ve TS EN ISO 3834-2 kaynak kalite standartlarına uygun olarak gerçekleştiriliyor. Talebe göre imalat yaptığımız için oldukça esnek bir yapıya ve teknik altyapısı güçlü ürün geliştirme birimine sahibiz. Nikel-krom kaplama komatik nusundaki yatırımımızı ise yeni tamamladık. Artık NiCr kaplı hidrolik silindirler de üretebiliyoruz. Yıllık 500 çeşidin üzerinde farklı tipte silindir geliştiriyoruz. Silindir üretimimizi artıracak donanıma ve pazara ulaşmak, bu amaçlarımız doğrultusunda gereken yatırımları yapacak güçlü bir ekonomik ve teknik yapıyı kurup muhafaza etmek ileriye yönelik hedeflerimizdendir. Firmaların Ar-Ge için akademik destek alamaması önemli bir sorundur. Türkiye olarak henüz teknoloji geliştiremiyor, sadece var olanı kullanabiliyoruz. Bu nedenle sanayinin akademisyenlerle iş birliği içerisinde olması zaruridir. Türkiye makine sanayisi olarak teknoloji ve bilgiyi üretip satabildiğimiz zaman dünya sıralamasında ileri gidebileceğiz. Akademik kurumların Ar-Ge faaliyetlerinden ekonomik gelir sağlamasının yolu yeni kanun ve yönetmeliklerle açılmalı ki bu konularda çalışan akademik personel sayısı, yapılan akademik çalışma sayısı ve sanayi kuruluşları ile yapılan iş birliklerinin sayısı ve niteliği artsın. Türkiye’den yapılan hidrolik silindir ihracatının yüzde 60’ına yakınını tek başına karşılayan bir şirket olarak, ülke ekonomimize yaptığımız katkının haklı gururunu yaşıyoruz. Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında yeterince rekabet edebilmek; 2023 vizyonu içerisinde hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat hedefine gereken katkıyı üretebilmek için teşvik politikalarında yapısal değişiklik gerektiğine inanıyoruz. Sektörel sorunlarımızın hidrolik alanına has olduğunu düşünmüyorum. Eleman yetersizliği, iş disiplinsizliği, tahsilat güçlüğü, oynak kur, plansız büyüme, yetersiz teşvik, adaletsiz iş ve işçi kanunu, verimsizlik gibi makine sektörünün genelinde gözlenen temel problemlerle uğraşıyoruz. Bunlara rağmen üretmeye devam ediyoruz. Çözüm noktasında insanlara düşen temel görev, herkesin üstüne düşeni yapmasıdır.”
“SEKTÖRÜMÜZÜN TEMEL SORUNU HAKSIZ REKABETTİR”
MEHMET AKAY
HİPOMAK MALİ İŞLER MÜDÜRÜ
“Hipomak 1988 yılında kuruldu. İki çeşit pompa ile üretime başlayan firmamız bugün teleskopik silindir, hidrolik pompa, PTO, valf üretiyor ve 42 ülkeye ihracat yapıyor. Hedef pazarlarımız içinde özellikle Amerika’ya odaklanmış durumdayız. Türkiye’de hidrolikpnömatik silindir üretimi yapan ve markalaşmayı başarmış altı büyük üretici var. Bu firmalar Konya, Ankara, Aydın ve İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Yerli üreticilerimiz yurt içi pazardaki payını artırıyor bu kapsamda Türkiye pazarında güçlü olduklarını düşünüyorum. Firmamız da yurt içi yurt dışı pazarlardaki payını artırmak için disiplinli uzman kadrosuyla Ar-Ge çalışmalarına önem vererek, teknolojiye odaklanıyor. Sektörümüzün temel sorunu haksız rekabettir. Rakip firmaların iskonto ve fiyat düzensizliği sektörün genelinde gözlenen bir problemdir. Yerli üreticilerimizi global ölçekte rekabetçi buluyorum. Hala en güçlü yanımız fiyat avantajımızıdır. Bilinçli üreticiler sektörümüzün gelişimine uzun vadede katkı sağlayacaktır. Dünyada kendimizi kabul ettirebilmemiz için araştırma-geliştirme faaliyetleriyle teknolojimizi daha ileri noktalara taşımamız gerekiyor.”