Hikmet Özer tarafından 1964 yılında Özer Makina adıyla Konya’da kurulan firma, 1980 yılında Köylü Tarım Makinaları markasıyla yeni bir yapılanmaya giderek üretim alanını genişletti.
Hikmet Özer tarafından 1964 yılında Özer Makina adıyla Konya’da kurulan firma, 1980 yılında Köylü Tarım Makinaları markasıyla yeni bir yapılanmaya giderek üretim alanını genişletti. 1980-1987 yılları arasında diskharrow, wanvey, pancar sökme çatalı ve pancar el planet çapası üretimi gerçekleştiren firma, 1987 yılından itibaren ikinci kuşağın da çalışma hayatına katılımıyla tüm kalıp ve modeller de dahil olmak üzere tam seri ve bant usulü kültivatör üretimine ağırlık verdi.
Köylü Tarım Makinaları şirket yapılanması hakkında bilgi verir misiniz?
Genel müdürlük görevini yürüttüğüm firmamızın üretim müdürüğünü ise Mustafa Özer üstleniyor. Köylü Tarım Makinaları olarak; muhasebe, satınalma, pazarlama, Ar-Ge, üretim planlama ve servis birimleriyle ülke tarımına ve dünya pazarlarına kalite odaklı hizmet veriyoruz.
Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Konya Organize Sanayisinde bulunan 4 bin 444 metrekarelik fabrikamızda, uzman kadromuz ve nitelikli altyapımızla 51 yıllık tecrübemizi üretime yansıtıyoruz. Makinelerimizi Ar-Ge ve tasarım aşamalarını takiben, tamamen teknik resme bağlı olarak ve her parçanın kalıp ya da modellenmesini gerçekleştirerek üretiyoruz. Ürünlerimizi pazara sunmadan önce hem fabrika sahasında, hem de tarla uygulamalarıyla çeşitli testler ve denemelere tabi tutuyoruz. Deney raporları ve endüstriyel tasarım ile faydalı model çalışmalarını takiben de seri üretime geçiyoruz.
Ürün çeşitleriniz ve bunların özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ürünlerimizi genel anlamda toprak işleme makineleri adı altında; kültivatörler, ara çapa makineleri (Pancar, mısır, ayçiçeği v.b. sıra arası ekilmiş ürünler için) ve rotovatörler (Mini, bahçe, tarla gurubu) olarak üç ana başlık halinde sınıflandırabiliriz. Kültivatörlerimiz; yatık yaylı ve dik yaylı olmak üzere iki grupta ve 5-15 ayaklı olarak üretiliyor. Tasarımları tamamen firmamıza ait olan bu modelleri yüksek mühendislik hesaplamalarıyla ve yüksek kaliteli hammadde ve yardımcı malzemelerle üretiyoruz. Kültivatörler ekim öncesi toprak işleme ve ekime hazırlamada görev alan makinelerdir. Ara çapa makinelerimizse mekanik ve frezeli olarak iki ana başlık altında, iki üniteliden yedi üniteliye kadar ve gübre sandıklı, boğaz doldurma aparatları (opsiyonel) olarak üretiliyor. Yakın bir geçmişe kadar insan gücüyle yapılan bitki arası çapalama işini bu makinelerimiz hassas ve hızlı bir şekilde gerçekleştirerek ülke ekonomisine de önemli katkılarda bulunuyor. Rotovatörlerimizse 25 beygir gücünden 150 beygir gücüne kadar olan tüm traktörlerde ve bahçe, sera, tarla gibi çok geniş alternatiflere hizmet verecek yapıda üretiliyor. Rotovatör ekim öncesi toprağı hazırlama ve inceltme işlemlerinde kullanılmakla birlikte, mısır ve ayçiçeği saplarını parçalamak ve doğal gübre işlemlerinin gerçekleştirilmesinde de görev üstleniyor. Söz konusu makinelerimizin sabit, mekanik ve hidrolik kaydırmalı seçenekleri mevcuttur.
“AR-GE ÇALIŞMALARIMIZLA ÜÇ YENİ MAKİNEYİ ÇİFTÇİLERİMİZİN HİZMETİNE SUNDUK”
Yeni ürün geliştirme konusunda son 20 yıldır çok ciddi adımlar atarak Türkiye’de bulunmayan ancak yüksek fayda ve verim sağlayacağını düşündükleri üç farklı makineyi ürettiklerini belirten Köylü Tarım Makinaları Genel Müdürü Ahmet Özer, “Bu ürünlerimiz mekanik ara çapa makinesi (Rau tipi), belleme makinesi ve bağımsız yataklı direkt anız işleyerek doğrudan ekim arazisi sağlayan diskharrow’dur. Mekanik ara çapa makinesi üretiminin ilk beş yılında, ciddi oranda zaman ve finansman ayırarak tanıtım ve demonstrasyon çalışmaları gerçekleştirdik. Üretiminden 15 yıl sonra ülke çiftçisi tarafından değeri ve önemi anlaşılan bu makinemizin satışları istediğimiz seviyeye ulaştı. Ancak belleme makinemize de aynı süre, emek ve finansman ayırmamıza rağmen istenilen satış düzeyini yakalayamadık. Belleme makinesi traktör kuyruk miliyle aldığı hareketi kardan mili maharetiyle şanzımana aktarmak suretiyle çalışan; eksantrik hareketle toprağı dikey işleyen bir makinedir. Günümüzde halen popüler biçimde direkt toprak işleme aleti olarak kullanılan pulluğun alternatifi olan bu makinemiz; toprak işlemede olumsuz etkileri tamamen ortadan kaldırmasına ve özellikle organik toprak işleme açısından devrim sayılacak özellikte olmasına rağmen, ülkede benzer mantıkta çalışan örneğinin olmaması ve gerekli devlet desteklerinin sağlanamaması sonucu henüz beklenilen satış rakamına ulaşamadı. Bu makinenin özellikle Avrupa ülkelerinde kullanımının her geçen gün artarak çoğalmasıysa gözden kaçırılmayacak bir detaydır. Son olarak, özellikle Rusya gibi tarım arazileri geniş ülkelerde kullanılan ve kısa sürede toprağı işleyerek ekime hazır hale gelmesini sağlayan bağımsız yataklı diskrarrow üretimi çalışmasını ülkemiz arazileri ve traktörlerine uyarladık. Ancak yine ülkede benzer makineler olmadığından çiftçimiz de mevcut makinelerin fiyatlarıyla karşılaştırınca biz de üretim ve satışını yeterli bulmadığımız için bu çalışmayı askıya aldık. Gelecek beş yıl içerisinde benzer makinelerin ihtiyaçla orantılı biçimde yaygınlaşmasını bekliyoruz. TÜBİTAK ve MEVKA’ya (Mevlana Kalkınma Ajansı) söz konusu makinelerimizin üretimi için başvurularda bulunduk. Ancak projeler noktasındaki prosedürlerde bazı eksiklikler ve doğru danışman firmayı bulamamamız nedeniyle, KOSGEB’in sağladığı fuar ve katalog desteği dışında hiçbir devlet desteğinden faydalanmadık” dedi.
Çalışanlarınızın gelişimi konusunda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Çalışanlarımız, işletme prensipleri ve anlayışımız doğrultusunda bizim için büyük değer taşır. Kendilerinin kişisel gelişimleri başta olmak üzere mesleki eğitimleri konusunda da çok ciddi ve hassas çalışmalar yürütüyoruz. Özel eğitmenlerimiz vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz eğitimler periyodik olarak devam ederken gerekli sertifikalara sahip olmaları için zaman ve finansman kaynaklarımızı geniş ölçüde kullanıyoruz. Firma olarak en değerli yatırımın insana ve insanlığa yapılan olduğuna inancımız sonsuzdur. Ulusal ya da uluslararası fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için öneminden bahseder misiniz? Firmamız 2000 yılındaki Kenya Fuarı ile ilk yurt dışı etkinliğini gerçekleştirdi. Bu fuarı, yurt içinde başta Konya Tarım Fuarı olmak kaydıyla onlarca organizasyon takip etti. Mısır, Ukrayna, İtalya, Bulgaristan, Yunanistan, Rusya, Suriye, Irak başta olmak üzere yurt dışında düzenlenen çok sayıda fuara katılarak ziyaretçilerimizi kendi standımızda ağırladık ve ülkemizi gururla temsil ettik. Yurt içinde düzenlenen fuarların da büyük çoğunluğuna katıldık. Zaman içerisinde oluşan fuar enflasyonuna tepki olarak ve yeni bir yapılanmada katkı sağlamak amacıyla son yedi yıldır daha seçici davranıyoruz. Ülkemizde düzenlenen Konya ve Antalya Tarım Fuarlarına, yurt dışındaysa sadece İtalya’daki EIMA Fuarına sürekli katılmaya özen gösteriyoruz. Fuarların; firma ve yeni ürün tanıtımı, markalaşma, imaj çalışmaları ile müşterilerle birebir iletişim kurma anlamında ciddi öneme ve katkıya sahip olduğu inancını taşıyoruz.
“KRİZLER BİZİ YURT DIŞI PAZARLARA YÖNELTTİ”
Firmalarının ihracat serüveninin Kenya Fuarına katılmalarını takiben başladığını ifade eden Özer, 1998 sonrası oluşan krizle birlikte sadece yurt içine bağlı çalışmanın doğru olmadığının farkına vardıklarını ve Konya’da sektöründe ilk imalatçı-ihracatçı firma olma kimliğiyle öne çıktıklarını söyledi. Özer sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülke içinde oluşabilecek sorun ya da krizler ciddi kayıplara ve zararlara sebep verebileceği için, imalatçı firmanın en az yüzde 30 oranındaki satışının ihraç edilmesi gerekliliğini tespit ettik. Bununla birlikte mevcut firmaların hem ürün detayına gerektiği kadar hakim olmaması, hem de sadece ticari işletme olma kaygısıyla kaliteli ürün yerine, zaman zaman yüksek kazanç sağlayan ancak kalitesiyle ülkeyi tam anlamıyla temsil etmeyen ürünleri ihraç etmeleri sebebiyle Köylü Tarım Makinaları olarak ihracata yöneldik ve bu kapsamda birçok ilke imza attık. Ülkemizinden ABD’ye ilk tarım makinesi ihracatını firmamız gerçekleştirdi. Azerbaycan’ın toplu açtığı ilk ihaleyi kazanarak Türk tarım makinelerinin kalitesini kanıtladık. İran, Irak, Yemen, Sudan, Bulgaristan gibi birçok ülkeye ihracatımız devam ediyor. Ancak örneğin sektörümüzde faaliyet gösteren Alman firmaları üretimlerinin yüzde 70’ini ihraç ettiklerini belirtirken firmamız da dahil olmak üzere birçok tarım makinesi üreticisi üretimlerinin yüzde 15’ini ancak ihraç edebiliyor. Bu oranın yükselmesi için firma bazındaki devlet desteklerinin artırılması, bireysel bazda desteğin yanında toplu satış ofisleri ve daimi teşhir merkezlerinin oluşturulması yönünde ciddi devlet desteklerine ve projelerine ihtiyaç vardır. Ayrıca yabancı ülkelerdeki ticari ataşeliklerimizin işadamlarının veya heyetlerin konaklama, bilgilendirme, tercüman ve ulaşım imkanı gibi hizmetleri de sağlayabilmesi gerektiğine inanıyorum.”
Türkiye makine üreticiliği bakımından sizce ne durumda?
Türkiye özellikle tarım makineleri imalatında başta Avrupa olmak üzere, Ortadoğu ve Rusya için üretim atölyesi haline geldi. Ancak tanıtım faaliyetlerinin zayıflığı ve en önemlisi ise özellikle Avrupa’nın, çok yakınındaki bu gücün farkında olmayışı maalesef bu alanda gerekli mesafeyi almamızı engelliyor. Avrupa, insan kaynakları maliyetinin oldukça yüksek olması sebebiyle neredeyse üretim gerçekleştirmiyor. Avrupa ülkeleri ve Rusya dahil birçok ülkenin Türkiye’deki imalatçılara yarı mamul yada fason üretim yaptırmalarının her kesim açısından faydalı olacağı düşünüyorum. Bu sayede know-how ilişkisi çerçevesinde her iki tarafın da yüksek kazanımlar elde edeceğini tahmin ediyorum.
Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir?
Kapasitemiz ve üretim gücümüz her geçen gün daha da artarken buna bağlı olarak kalifiye personel ihtiyacımız da büyüyor. İş güvenliği kanunlarının sertleşmesi ve Çalışma Bakanlığının daha ciddi önlemler almasıyla birlikte mevcut sorun üç katı artış gösterdi ve bununla birlikte bazı aksaklıklar meydana geldi. Bu sorunun firmaların büyümesini engellemeden, yatırım sermayelerini üretimden başka alanlara kaydırmadan çözülmesi gerekiyor. Dolayısıyla üreticinin başta devlet nezdinde olmak üzere saygınlığının ve teveccühünün sağlanması şart. Çünkü üretici; istihdam sağlamak, katma değer üretmek, ithalatın önünü kesmek gibi daha birçok önemli görevler üstleniyor.
İleriye yönelik projeleriniz ve gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?
Başta toprak işleme makineleri olmak üzere birçok proje üzerinde çalışıyoruz. Kısa vadede dik rotovatör (Mixer) ve sap parçalama makineleriyle ülke ekonomisine, Türk ve dünya tarımına hizmet etmeyi hedefliyoruz. Tarıma ve tarım ürünlerine duyulan ihtiyacın yakın bir zamanda çeşitli faktörlere bağlı olarak bugünkünden üç kat daha fazla artacağını, tarım arazilerinin deyim yerindeyse altın gibi kıymetleneceğini değerlendiriyorum. Buna bağlı olarak da daha teknolojik ve toprağa zarar vermeyen çok fonksiyonlu ve gelişmiş tarım makinelerine ihtiyaç duyulacak. Bu kapsamda ülkemizde tarım makineleri imalatçılarına başta devlet nezdinde çok daha fazla önem verilmesi ve tüm sorunlarının hızlı ve ciddi projelerle çözülmesi gerekliliği öne çıkıyor.