Geliştirdikleri projeyle DOESEF Yarışması Mühendislik Dalında Üçüncülük, Olimpiyat İstanbul Yarışması Engellilik Dalında da Birincilik ödülüne layık görüldüklerini söyleyen Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Li...
Geliştirdikleri projeyle DOESEF Yarışması Mühendislik Dalında Üçüncülük, Olimpiyat İstanbul Yarışması Engellilik Dalında da Birincilik ödülüne layık görüldüklerini söyleyen Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencileri Neval Çam ve İçten Bozkurt, projeleri ve gelecek hedefleri hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
TÜBİTAK’ın bilim yarışmasına katılmaya nasıl karar verdiniz? Daha önce hazırladığınız projeler var mıydı?
Neval Çam: Lise sürecinde de TÜBİTAK proje yarışmalarına katılmayı düşünüyorduk. Okulumuz bu tarz etkinliklere önem veren ve proje yürütmek isteyenlere her türlü desteği sağlayan bir eğitim kurumu olduğu için birçok öğrenci bu alandaki çalışmalara yöneliyor. İki sene önce de FLL (First Lego League) adı verilen bir robotik-proje yarışmasında daha büyük bir takımla yer almıştık.
Projenizle ilgili teknik detayları paylaşır mısınız?
İçten Bozkurt: Amacımız işaret dilini tercüme eden bir sistemle işitme ve konuşma engelli bireylerin iletişimlerini ve hayatlarını kolaylaştırmak. Bunun için milimetrenin yüzde birine kadar bütün el ve parmak hareketlerini algılayabilen bir kontrol cihazı kullanıyoruz. Bu cihazın içinde eli aydınlatan üç adet infrared led ve hareketleri algılayan iki adet kamera bulunuyor. Tercüme işleminin gerçekleştirilebilmesi için cihazın belirli bir programlama diliyle programlanması gerekiyor. Biz daha yaygın olduğundan “C#” kullanmayı tercih ettik. Cihazın kendine ait bir kütüphanesi var, programı yazarken bu kütüphaneyi kullandık. İşaret dilindeki bir hareketi tanımlamak için öncelikle hareketi cihaz üzerinde yapıyoruz. Elin bazı yerlerinden geçtiği varsayılan vektörler ve bu vektörlere bağlı fonksiyonlar var. Bunlar aracılığıyla hareketin fonksiyon değerlerini inceliyoruz. Her hareketin değeri farklı olduğu için, her kelimeyi kendi hareketinin değer aralığında tanımlıyoruz. Projemizin ikinci kısmındaysa çift taraflı tercüme işleminin gerçekleştirilebilmesi için konuşmayı yazıya çeviriyoruz. Günlük hayatta bu program bilgisayar veya tabletlerle kullanılabilir durumda. Fakat biz kullanımı daha da kolaylaştırabilmek için bir kemer tasarladık. Kemerin tokasının açıp kapanılır özellikte olmasıyla işitme ve/veya konuşma engelli bireylerin cihazı daha rahat kullanabileceğini düşünüyoruz.
Projenizi hazırlarken kimler destek oldu? Okulunuzun proje sürecinde size sunduğu imkanlardan bahseder misiniz?
İçten Bozkurt: Okulumuz Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi, proje sürecimizin başından beri hem maddi, hem de manevi destek sağladı. Projede kullandığımız cihaza erişimimizden, farklı proje yarışmalara başvurmamıza kadar birçok alanda okulumuzdan yardım aldık. Bu da bizim çalışma motivasyonumuzu artırdı. Ayrıca okulumuz inovasyon ve STEM çalışmalarına önem verdiği ve bu kapsamda laboratuvarlara da sahip olduğu için bize birçok teknik alanda da (CNC makineleri ve 3D printerların kullanımı gibi) imkan sağlıyor.
Bilimsel proje çalışmalarının eğitiminiz üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz? Orta öğrenim düzeyinde bilim projelerinin içinde yer almanın sizin gibi gençlere ne tür faydalar sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Neval Çam: Bu tarz proje çalışmalarının bizim gibi gençlerin eğitimi üzerinde oldukça olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyoruz. Bir proje üretmek; fikir yürütmeyi, sorular sorup, sonra da bu sorulara cevaplar aramayı gerektiriyor. Dolayısıyla bu süreç öncelikle insanın yaratıcılığını, yorum yapma yetisini ve araştırma becerilerini geliştiriyor. Proje kapsamında yaptığımız hesaplamalar ve deneyler, okul derslerinde edindiğimiz teorik bilgileri hayatımızda uygulamamıza olanak sağlıyor. Projenin hazırlanma sürecinde karşılaştığımız her türlü zorluğa çözüm ararken ise problem çözme ve karşılaştığımız durumlar konusunda analitik düşünebilme yetilerimizi geliştiriyor. Hazırladığımız bu projeyi insanlara aktarırken aynı zamanda iletişim ve sunum yapma becerilerimiz de gelişiyor. Böylelikle kendini doğru ifade edebilen bireyler olmamız açısından da çeşitli katkılarını görüyoruz. Sonuç olarak proje çalışmaları, eğitimimize katkı sağlarken öte yandan bizi hayata hazırlıyor.
Benzer yarışmalarda ödüle layık görüldüğünüz projeler var mı?
İçten Bozkurt: Bu projeyle DOESEF Yarışması Mühendislik Dalında Üçüncülük, Olimpiyat İstanbul Yarışması Engellilik Dalında da Birincilik ödülüne layık görüldük. Bunun dışında FLL yarışmasında ise başka bir projeyle, İstanbul Bölge Birinciliği ve Türkiye genelinde mekanik tasarım ödülünü kazandık.
Projeniz hangi alanlarda kullanılabilecek? Sağladığı somut katkılar neler olacak? Projeniz sanayi kuruluşları tarafından geliştirilebilir mi?
Neval Çam: Projemiz işitme veya konuşma engelli bireylerin günlük hayatta iletişim kurmalarını büyük oranda kolaylaştırıyor. Kendilerini daha kolay ifade edebildikleri için toplumda etkin bireyler olmalarını sağlıyor. Bu cihazı tüm işitme ve konuşma engelliler edinip hayatları boyunca kullanabilir. Bizce hastaneler gibi, bireyler arasındaki iletişim eksikliğinin yanlış teşhise kadar varan kötü sonuçlara yol açabileceği yerlerde de bu tercüme cihazının bulunması çok yararlı olacaktır. Projemizi geliştirme konusunda çalışmalarımız sürüyor. Örneğin bireyin günlük hayatında rahatça kullanabilmesi için, cihazı tutacak bir aparat tasarımı yaptık ve prototipimizi okulumuzun STEM laboratuvarındaki 3D printerdan bastırdık. Ayrıca cihazımızın telefonlarla kullanımı da cihazı üreten firmanın açıkladığı kablosuz kullanım güncellemesiyle yakın zamanda mümkün olacak.
Yeni proje çalışmaları var mı? Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?
İçten Bozkurt: İlerleyen zaman içinde mutlaka başka projelere de yönelmek istiyoruz. Fakat bugün için amacımız; projemizi hem yazılımsal-donanımsal, hem de endüstriyel alanda geliştirmeye çalışmak. Hayatımızın ilerleyen yıllarında bu proje gibi birçok çalışmada yer alarak inovasyon ve STEM çalışmalarına destek vermek; ürün ve fikir üretebilen bireyler olarak toplumumuzun gelişmesine katkıda bulunmak en önemli hedefimiz.