MNF Plastik, TÜBİTAK’tan 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında üretim yöntemlerini ve süreçlerini geliştirmek amacıyla başlatılan projeyle “Folyo Transfer Makinesi” geliş...
MNF Plastik, TÜBİTAK’tan 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında üretim yöntemlerini ve süreçlerini geliştirmek amacıyla başlatılan projeyle “Folyo Transfer Makinesi” geliştirdi. Ürünlerin stardizasyonunu açısından önemli bir eksikliği gideren projeyle firma, işgücünden yüzde 70 tasarruf sağlarken, üretim hızını da yüzde 50 artırmayı başardı. 2012 yılında Ar-Ge çalışmalarına başlanarak 2014 yılında otomasyon hattına dahil edilen makinenin üretiminde, ikisi mühendis altı kişilik bir ekip görev aldı. MNF Plastik Ar-Ge Yetkilisi Fırat Özkan ürettikleri makinenin sunduğu avantajlar ve otomasyon projesinin detaylarıyla ilgili bilgi verdi.
TÜBİTAK destekleri çerçevesinde gerçekleştirdiğiniz “Süreç İyileştirme ve Otomasyon Projesi” ile “Folyo Transfer Makinesi” hakkında teknik bilgileri paylaşır mısınız?
İş talebinin hızla artması bizlere süreç iyileştirmeleri konusunda sürekli destek oldu. Nitekim 2013 yılında TÜBİTAK destekleriyle gerçekleştirdiğimiz proje sayesinde işgücünden yüzde 70 tasarruf sağlarken üretim hızımızı da yüzde 50 oranında artırmayı başardık. Ayrıca malzeme sarfiyatını yüzde 70 oranında da düşürdük.
Projeyle ilgili çalışmalar ne zaman başladı? Kaç kişilik bir ekip Ar-Ge’ye odaklandı? Tamamlanması ne kadar sürdü?
Proje ile ilgili çalışmalarımıza 2012 yılında başladık. Öncelikle ürünleri boy kesimden ruloya çevirme ile denemeleri tamamladık. Plastik malzemeyi ruloya çevirdikten sonra şekli bozuluyordu. Tekrar düzeltmek için de yeni yöntemler geliştirdikten sonra 2013 yılında projeye başlama kararı aldık. Daha önce de firma bünyesinde birçok proje geliştirip tamamladık ancak hiçbirini kurumsal düzeyde yapmamıştık. TÜBİTAK ile yürütülen bu proje ilk kurumsal çalışmamızdır. Ar-Ge ekibimizde iki mühendis ile dört operatör görev aldı. 2014 yılının ilk çeyreğinde de otomasyon hattımızda hizmet vermeye başladı.
Projeniz hangi alanda hizmet vermeye yönelik? Patent süreci ve TÜBİTAK’ın sağladığı destekle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Proje, üretim sürecimizi iyileştirme ve Ar-Ge kabiliyetimizi artırmaya yöneliktir. TÜBİTAK’tan yazılım, donanım, malzeme ihtiyaçlarımız için yüzde 75 hibe desteği aldık. Destek programı kapsamında personel giderlerimizin de yüzde 40’ı karşılandı.
MNF’nin tamamlanan ya da çalışmaları süren farklı makine projeleri var mı?Desteklerden yararlanarak yeni dönemde planladığınız Ar-Ge projeleri bulunuyor mu?
TÜBİTAK’ın bize en büyük katkısı, proje ile büyümeyi öğretmesi oldu. TÜBİTAK projesi sonrasında ORAN Kalkınma Ajasından alınan destekle fabrika çatısı üzerine güneş enerjisi santrali kurduk. Altyapı ihtiyaçlarımızı tamamladık ve yeni bir projeye başlayacağız. Ülkemiz için henüz yeni olan ve neredeyse tamamı ithal edilen yüzde 100 elektrikli enjeksiyon makinesini üretmeyi planlıyoruz. Bu makinenin de araştırmalarına iki yıl önce başladık ve bugün itibariyle de projelendirme çalışmalarımızın sonuna geldik. Üretmeyi planladığımız makine, yüksek hızla çalışırken düşük elektrik sarfiyatı ile muadillerine göre çok daha verimli olacak. Bu makine ile plastik sektörüne de yeni bir bakış açısı getirmeye çalışacağız. Yüksek tonajlı büyük makinelerle ve büyük kalıplarla yapılan işlerin, küçük makineler küçük kalıplarla aynı hızda yapılabileceğini göstererek plastik sektöründeki birçok firmayı elektrikli makine ile tanıştırmayı hedefliyoruz. Şu anda yatırım maliyeti yüksek olduğu için katma değerli ürün üretmeyen firmalar, büyük hidrolik makineleri tercih ediyor. Ancak geliştirmiş olduğumuz bu makine sayesinde küçük makine ile yüksek adetli iş yapılacağından yatırım maliyetleri birbirine yakın miktarda. Bu yüzden yüksek katma değerli iş yapmayan firmaların bile makinemizi tercih edeceğini düşünüyoruz. Projemizi Erciyes Teknopark’a da sunarak onay aldık. 2016 yılında MNF Makine olarak şirketleşip projemizi de Teknopark üzerinden TÜBİTAK’a sunacağız. Bu projeyi oluştururken sürekli destek aldığımız Erciyes Üniversitesi Metalurji Bölümünden Öğretim Görevlisi Bilal Demirel’e de teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Üretim yapan firmalarımız açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır?
Ar-Ge’nin önemini herkes çok iyi biliyor.2003 yılında sadece bir hat ve iki kişi ile başladığımız üretim hayatımıza 12 hat ve 50 kişiyle devam ediyoruz. Sektörümüze, ürettiğimiz Ar-Ge ürünleriyle yön veriyor ve çerçevede sürekli yeni pazarlar oluşturuyoruz. Çalışmaya ilk başladığımız yıllarda hedefimiz ithal edilen ürünlerin yerlilerini yapmaktı. Ancak geldiğimiz seviyede tasarımı, analizleri, üretimi tamamen bize ait ürünler üretmeye başladık. Firmaların Ar-Ge’ye yönelmesi için bakış açılarını tamamen inovasyon üzerine kurmaları gerekiyor. Ar-Ge’miz zayıfken biz de vergilerden, işgücü ve enerji maliyetlerinden şikayet ederdik. Ar-Ge yapmamız ve katma değerli ürün imal etmemiz sayesinde şikayet etmekle harcayacağımız vakti, yeni ürün üretmeyi düşünerek geçirmeye başladık. TÜ- BİTAK, KOSGEB ve ilgili bakanlıkların vermiş olduğu destekler iyi takip edilirse yaptığınız Ar-Ge yatırımlarının maddi karşılığını da alabiliyorsunuz. 2016 yılının daha iyi geçeceğini düşünerek şimdiden hazırlık yapmaya başladık. Ar-Ge faaliyetlerimiz 365 gün devam ediyor. Ayrıca 2016 yılında TÜBİTAK projemizi tamamlayarak artık makine sektöründe de söz sahibi olma yolunda ilk adımlarımızı atmış olacağız.