Boya ve kaplama uygulamaları metal, plastik ve ağaç malzeme esaslı yüzeyleri mekanik, kimyasal ve fiziksel saldırılardan koruyor. Ayrıca boya ve kaplama uygula...

Boya ve kaplama uygulamaları metal, plastik ve ağaç malzeme esaslı yüzeyleri mekanik, kimyasal ve fiziksel saldırılardan koruyor. Ayrıca boya ve kaplama uygulamaları, görünümü ve formuyla ürüne değer katarken satın alma kararını etkileyen önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Metalin korozyondan korunması da temizlenmiş yüzey üzerine uygulanmış organik veya inorganik kaplamaya bağlı olarak değişiyor. Bu süreyi, metali dış etkilerden korumak için boya ve farklı maddelerle kaplanması belirliyor.

ENDÜSTRİYEL BOYAMA UYGULAMALARI

Boyalar, metal yüzeyini çevreden yalıtarak su ve oksijenin metal yüzeyine ulaşmasını önleyen genellikle organik malzemelerdir. Boyalar, uygulama kolaylığı ve düşük maliyetleri nedeniyle korozyondan korumak üzere endüstride yaygın şekilde kullanılıyor. Boyaların ürünü koruma yanında dekoratif özelliği de bulunuyor. Endüstriyel boyama, imalatın son, satışın ise ilk basamağını oluşturan önemli bir alan kabul ediliyor. Müşteriyi etkileme amacıyla ortaya çıkan boyama uygulamaları, aslında ürünün kalitesini ve piyasa değerini de artırıyor. Geliştirilen yeni boyama teknikleri ve pazara sunulan teknolojik ürünlerle son yıllarda boya endüstrisi Amerika ve Avrupa’da önemli ölçüde büyüme kaydetti. Lastik ve süspansiyon sistemleri gibi otomotiv parçalarından, petrol ve gaz borularına, makine ve aksamlarından, çamaşır makineleri ve mikrodalga fırınlar gibi beyaz eşyaya kadar birçok yeni pazar, yüksek performanslı boya kaplamalarından fayda sağlayabilmek adına yeni çözümlere yöneldi. Üreticiler tarafından özellikle son yıllarda üstün dayanıklılığı, çatlamaya ve çizilmeye olan direnci, spreyleme sistemlerindeki kolaylığı sayesinde geri dönüşümlü toz boya, geleneksel sıvı boya yönteminden daha fazla tercih edilmeye başladı. 20 yıl öncesine kadar önemi yeterince kavranmamış olan endüstriyel boyama uygulamaları, bugün itibariyle geldiği noktada, imalat sanayinin en önemli unsurları arasında yerini aldı. Endüstriyel boyamanın üretim sürecine dahil olduğu başlıca uygulama alanları; makine ve aksamları, aydınlatma, beyaz eşya, otomotiv, metal mobilya, çelik raf, masa, sandalye, kapı kolu, menfez, stant, park bahçe mobilyaları, çocuk oyun parkları, tarım araç ve gereçleri, elektrik panoları, bisiklet, çit, aksesuar, panel radyatör, tava, tencere, mutfak araç ve gereçleri ile cam ve ahşap sanayi olarak sıralanabilir.

ENDÜSTRİYEL BOYAMA PAZARININ YAPISI

Endüstriyel boyama pazarında yaşanan sıkıntıların başında, firmaların pazarın yapısıyla ilgili somut verilere sahip olmadan faaliyetlerini sürdürmeleri geliyor. Anahtar teslim endüstriyel boyama tesisi kuran ya da kurulu boyama tesislerine ürün ve hizmet sağlayan firmaların kurumsal bir çatı altında toplanamaması nedeniyle pazarla ilgili net verilere ulaşılamıyor. Türkiye’de 200’ün üzerinde çeşitli büyüklüklerde firmanın endüstriyel boyama tesis çözümleri sağladığı tahmin ediliyor. Ancak 10’un üzerinde şirket ise anahtar teslim boya tesisi kurulumu gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip. İhracata ise sınırlı sayı da firma yönelmiş durumda. İhracatın yoğunlaştığı ülke ve bölgeler çoğunlukla Ortadoğu ülkeleri, Kuzey Afrika, Rusya ve Türk Cumhuriyetleri olarak karşımıza çıkıyor.

KAPLAMA TEKNOLOJİLERİ

Makine imalatının son aşaması olarak tanımlanabilen kaplama işlemi, makine parçalarındaki korozyonun etkisinin önemli oranda azaltılmasını sağlıyor. Üretim teknolojisi, maliyet, performans gibi kriterler değerlendirildiğinde kaplamalı yüzeyler sundukları avantajlar ile öne çıkıyor. Kaplama işlemi; yüzeyin korunması, kayma ile aşınma direncinin artırılması, görsel etki ve makinenin ömrünün uzatılması açısından önemli roller üstleniyor. Makine parçaları kullanım esnasında zamanla aşındığında ya da yüzey özelliğini yitirdiğinde, mevcut kaplama kaldırılıp yeniden kaplanabiliyor. Bu da yeni parça üretim gereksinimini ortadan kaldırdığı için zaman ve para tasarrufu sağlıyor. Ayrıca eski parçalar yeniden üretim sürecine dahil edilebiliyor. Bu sayede yedek parça stok maliyeti azaltılıyor. Demir, pirinç, bakır gibi ana alt metallerin nikel, krom, çinko, kadmium gibi metallerle kaplanmaları endüstride rutin uygulamalar halini aldı. 1910’lu yıllarda nikel kaplamalarla ilgili başlayan çalışmalar ilerleyen yıllarda yeni teknolojilerle çeşitlendi.

METAL KAPLAMA YÖNTEMLERİ

Metal kaplamalar; sıcak daldırma, sıcak püskürtme, elektrolitik kaplama yöntemleri ile yapılıyor.

Sıcak Daldırma: En yaygın ve en ucuz kaplama yöntemidir. Özellikle çelik üzerine çinko kaplama (galvanizleme) bu yöntemle yapılır. Sıcak daldırma yönteminde, Metal yüzey iyice temizlenir. Boyutları uygun bir banyo içinde çinko metali eritilir. Metal erimiş banyo içine daldırılır. Zn -Fe alaşımı meydana gelir. Kaplama kalınlığı en az 85 μm (600 g/m2) olmalıdır. Kaplama kalınlığı banyo sıcaklığına ve malzemenin banyodan çekiliş hızına bağlıdır.

Kaplama tek daldırma ile yapılır. Yüzey temizliği yeterli ise sıcak daldırma ile yapılan çinko kaplamalar kuru kırsal atmosferde en az 20 yıl dayanıklıdır.

Sıcak Püskürtme: Daha önce yüzeyleri temizlenmiş olan çelik üzerine erimiş haldeki metal (genellikle çinko ve alüminyum) sıcak halde püskürtülür. Bu amaçla toz metal veya tel halinde metal kullanılır. Tel kullanılması halinde elektrik arkı yaptırılarak telin hızla erimesi sağlanır. Püskürtme sırasında metal soğuk haldedir. Bu kaplama sırasında çelik yüzeyinde herhangi bir metalürjik değişme olmaz. Sıcak daldırmada alaşım meydana geldiği halde burada yalnız bir yapışma söz konusudur. Örneğin kum püskürtme ile kaplanmış metal sökülebilir. Sıcak püskürtme yapmadan önce çelik yüzeylerin kum püskürtme yöntemi ile temizlenmiş olması gerekir. Kaplama kalınlığı 75 μm-200 μm arasında olabilir. Alt tabaka çinko, üst tabaka alüminyum olmak üzere iki tabaka hâlinde de kaplama yapılabilir.

Elektrolitik Kaplama: Elektrolitik kaplama küçük parçalar için uygundur. Uygun bir çözeltide yüzeyi metal kaplanacak parça anot yapılırsa, çözeltideki iyon element halinde katoda toplanır. Elektrolitik yöntemle genellikle çinko ve kadmiyum kaplanır. Kaplama kalınlığı genellikle 15-25 μm arasındadır.

ENDÜSTRİYEL KAPLAMA ÇEŞİTLERİ

Endüstriyel kaplama çeşitleri; nikel-krom, kalay, çinko, kurşun ve alüminyum olarak beş başlıkta ele alınıyor.

Nikel ve Krom Kaplamalar (Ni/Cr): Çeliklerin ve pirinçlerin korozyona karşı korunmasında, üzeri çok ince kromla kaplanmış nikel kaplamalar yaygın halde kullanılır. Parlak krom kaplama diye bilinen bu ikili (Ni/Cr) kaplama tekniği korozyondan koruma amacı yanında aşınma ve yüksek sıcaklığa karşı dayanıklılık ve dekoratif amaçlarla da kullanılır. Nikel diğer metallerden farklı olarak tek bir sülfat banyosunda kaplanabilir. Organik ilaveler gerekmez. Nikel anotların pasifleşmesini önlemek için klorür, banyonun pH değerini kontrol için de borik asit ilave edilebilir. Anot olarak içine özel maksatlara (yüksek elektrokimyasal aktiflik, kolay çözünürlük, banyo kirlenmesini önlemek gibi) dönük S, yeşil NiO ve karbon ilave edilmiş yüksek saflıkta nikel veya elektrolitik nikel kullanılabilir. Elektrolit nikel kaplamanın pH değeri 3,5-4,8 arasında değişir. Pürüzü azaltmak, kaplama tabakasındaki gerilimleri gidermek ve parlaklık sağlamak için düşük miktarda değişik maddeler banyoya ilave edilir. Elektrolitik krom kaplama kromik asit ve sülfürik asit ihtiva eden banyolarda yapılır. CrO3 / H 2SO4 oranı akım verildiğinde önemli bir faktördür. Kaplama tabakasındaki gerilimleri ve çatlamaları önlemek için silisyum florür ( SiF4) ilave edilir. Çatlaksız tabaka elde etmek için ısıtılmış ve asit oranı yüksek banyolar kullanılır. Nikel tabaka üzerine uygulandığı zaman etkili bir aşınma dayanımı için sert bir krom tabakasının en az 13 μm olması gerekir. Ölçü mastarları, segmanlar, uçak ve deniz motorlarının krank milleri, dişliler, çeşitli kalıp ve baskı levhaları kromla kaplanır. Nikel kaplama yarı parlak ve parlak tabakalar halinde bir yüzeye uygulandığında korozyona karşı daha koruyucu bir durum elde edilir. Nedeni de parlak dış tabakayı geçerek yarı parlak iç tabakaya erişen atmosferik korozyonun derinlemesine ilerlemesi yerine yanlamasına ilerlemesidir. Ni ve Cr birlikte kaplandığında, krom tabaka kalınlığı artınca korozyona dayanıklılık gelişir. Nikel kaplama tabakası atmosfer şartlarında dumanlama adı verilen bir bozulmaya uğrar. Nedeni atmosferdeki SO2’nin nikelin katalitik etkisi altında SO3’e dönüşüp, sülfürik asit oluşumunu teşvik etmesi sonucu nikelin, nikel sülfat şeklinde çözünmesidir. Bu durum genelde bağıl nemin yüzde 70’in üstüne çıktığı durumlarda ortaya çıkar. Temiz nikel yüzeyi H2S gazına maruz bırakılarak nikelin katodik etkisinden korunabilir. Oksijensiz, klorlu saldırgan (korozif) ortamlarda krom kaplama üzerinde ciddi sonuçlar doğuran oyulma korozyonu meydana gelir. Önce kaplama üzerinde yeşil renkli nikel tuzları görülür. Oyulma korozyonunun daha ileri safhalarında paslanma durumu ortaya çıkar.

Kalay (Sn) Kaplamalar: Bakır mutfak eşyalarının, bakır ve kurşun su borularının, pirinç kondenser borularının kaplanmasında kullanılmakla beraber, en yaygın kullanım alanı konserve endüstrisidir. Kalay normal şartlar altında demire göre katodik olmakla beraber, konservecilikte en saldırgan ortam oluşturan meyve suları içinde çelikler kalaya göre katodik durumdadır. Bu durumda çatlamış kalay tabakasından saldırgan ortama açılan çelikte, çözünme söz konusu olmaz. Ancak katodik olan çelik yüzeyinde meydana gelen hidrojen çıkışı nedeniyle konserve kutularında şişerek patlamalar meydana gelebilir. Kalayın korozyon direnci bir dereceye kadar hidrojen üst potansiyelinin çok yüksek olmasından kaynaklanır. Kalay kaplamalar elektrolit ve sıcak daldırma (düşük ergime sıcaklığına sahip metallerde) usulleriyle uygulanır. Ancak elektrolitik kalay kaplama, istenilen kalınlıkta tabakanın kontrollü olarak elde edilmesini sağlaması nedeniyle, sıcak daldırma tercih

edilir. Sıcak daldırma öncesi yapılan çeşitli yüzey temizleme işlemleri sonunda, yüzey özelliklerini olumsuz etkileyen ince bir oksit film kalabilir. Ergimiş kalay banyolarından geçirilen saclar üzerinde, sıkı yapışmış bir kalay tabakasının sağlanması için bu oksit filminden kurtarmak gerekir. Bunun için sıvı metal banyosunun üst kısmına 2,5-5 santimetre kalınlığında fulx adı verilen yüzey aktifleyiciler ilave edilir. Sac flux tabakasından geçerek sıvı kalay banyosuna girer. Çinko klorür (ZnCl2) ve alüminyum klorür (AlCl3) en çok kullanılan flux türüdür. Flux’un yüzey oksitlerini temizleyerek kolay ıslanabilir aktif bir yüzey sağlayabilmesi yanında, metal banyosu ile reaksiyona girerek bir atom katında oluşan ilk kaplama tabakasını meydana getirir. Çinko (Zn) Kaplamalar: Çinko kaplamalar sıcak daldırma ve elektronik usullerle gerçekleştirilebilir. Sıcak daldırma sıvı banyo üzerinde flux olarak NH4Cl bulunur. Flux tabakası serbest ZnCl2 ve NH4Cl ihtiva ettiği gibi ZnCl2, NH3 ihtiva eder. Elde edilen kaplamanın dış kısmında saf metal bulunabilir. Çinko kaplamaların düzgün ve tüm yüzeyde eşit kalınlıkta olması önemlidir. Çinko demir ve çeliğe göre anodiktir ve herhangi bir çatlaktan içeriye nemin sızması durumunda çinko aşınırken çelik korunmuş olur. Çelik üzerinde bir korozyon başlaması da çinko tabakasının çözünmesini hızlandıracak, dolayısıyla kaplama ömrü azalacaktır. Çinkonun çelik yüzeye sağladığı katodik koruma bittiğinde korozyon başlayacaktır. Çinko kaplı çelikler, içinde oksijen bulunan sıvı ortama maruz kaldığında kaplama çatlakları çinko hidroksit [Zn (OH)2] tarafından doldurulur. Su içinde çözünmüş olarak bulunabilecek CO2 hidroksit bileşiği ile tepkimeye girip daha kolay çözünen karbonatlar meydana getireceğinden korozyon hızını artırır. Bu nedenle yumuşak su için sert suya göre daha kalın çinko tabakası gerektirecektir. Çünkü kalsiyum bikarbonat ihtiva eden yumuşak suyun koruyucu film meydana getirme gücü daha azdır. Kaplamanın saf çinko olan dış çatlak yerlerdeki çeliğe soğuk suya karşı katodik koruma sağlarken, iç kısımdaki alaşımlı tabaka bunu sağlayamaz. Ancak sıcaklığın çok artması durumunda saf çinko da demire katodik korumayı sağlayamaz. Bu durumda ana çelik yapının oyulma korozyonuna uğraması söz konusudur. Çinko kaplama, püskürtme alevinin içine çinkonun tel veya toz halinde beslediği tabancalar yardı

mıyla da uygulanır. Elektrolitik çinko kaplama sülfat ve siyanür banyolarında yapılır. Çinko kaplamalar kırsal atmosferde, yüzeyin dalga serpintisine maruz kalmadığı hallerde deniz atmosferine dayanıklılık gösterirler. 25-30 μm kalınlığındaki çinko kaplamanın kırsal atmosferde 11, sahil atmosferinde (deniz kenarı) sekiz yıla kadar dayandığı, ancak endüstriyel atmosferde bunun dört yıla kadar düştüğü saptanmıştır. Bu sonuç çinkonun, sülfürik asitle kirlendirilmiş endüstriyel atmosferlerde daha çok etkilendiğini gösteriyor. Hızlandırılmış korozyon deneyleri çinkonun pH değeri 7-12 arasında, oda sıcaklığındaki sulu ortamlarda en düşük korozyon hızına sahip olduğunu göstermiştir. Galvaniz tabakasının düzgün olmayan kalınlık dağılımı nedeniyle meydana gelebilecek erken korozyon hadisesinin yüzeye uygulanacak koruyucu boyalarla geciktirilebileceği unutulmamalıdır.

Kurşun (Pb) Kaplamalar: Sıcak daldırma, püskürtme ve elektrolitik çökeltme ile uygulanırlar. Sıcak daldırma durumunda çelikle ara yüzeyinde sıkı bir bağ oluşturması için az miktarda (yüzde 15) kalay ile beraber kullanılırlar. Kimyasal maddelere olan direncinden dolayı uygulama alanları bulunur. Çatı kaplamalarında, asit veya petrol tanklarında kullanımı tipik örneklerdir. Atmosferik korozyona çok dayanıklı olmakla beraber toprak içinde dayanıklı değildir. Keza zehirli olduğu unutulmamalıdır.

Alüminyum (Al) Kaplamalar: Çelik yüzeyine uygulanan alüminyum kaplamalar sıcak daldırma ve sıcak püskürtme ile uygulanır. Az da olsa difüzyonla kaplama yöntemlerinden birisi olan sementasyon işlemi de uygulanır. Bu işlem çelik yüzeylerin alüminyum ile kaplanarak, oksitlenmelere karşı direnç sağlamak ve korozyonu azaltmak için uygulanır. Kaplanacak parçalar alüminyum ve alümina tozu ile flux olarak bir miktar NH4Cl ihtiva eden karışım içinde hidrojen ısıtılır. 48 saatlik bir ısıtma yüzeyde 0,15 milimetre kalınlığında Al-Fe alaşım tabakası meydana getirir. Elde edilen alaşım tabakası 850-950 °C’ye kadar yüksek oksitlenme direnci gösterirken, sıvı saldırgan ortamlarda iyi bir koruyucu değildir. Bu tip alüminyum kaplamalar petrol rafinerilerinde karşılaşılan kükürtlü atmosferde de iyi bir korozyon direnci gösterir. Gaz türbini kanatlarının yüksek sıcaklıklarda oksitlenmesini önlemek için uygulanabilir. Sıcak daldırma ile uygulanan alüminyum kaplamalarda yüksek sıcaklık oksitlenmesi ve atmosferik korozyona dayanıklıdırlar. Sıcak püskürtme ile uygulanan alüminyum kaplamaların ortalama kalınlığı 0,075-0,2 milimetre arasındadır. Bu işlem kum raspası ile yüzey temizlemenin ardından uygulanır.

METALLERDE SERT KROM KAPLAMA

Endüstriyel ortamlardaki çalışma şartları ve koşulları metalleri aşındırır. Metal yüzeylerin aşınmaya karşı dayanıklılığını artırmak ve yüzey kayganlığı sağlamak için metal yüzeyin krom elementi ile kaplanması işlemine “sert krom kaplama” adı verilir. Sert krom kaplama; bakır, pirinç, alüminyum, çinko, zamak ve benzerleri için en iyi çözüm yoludur. Özellikle uzun çelik parçaların ısıl işlemle sertleştirme esnasında eğilme ve çarpılma gibi şekil değişikliğine uğrama tehlikesi vardır. Bu gibi parçaların yüzeyine sert krom kaplama ile yüzey sertliği verilir. Sert krom kaplama hem kaplama kalınlığı, hem de diğer özellikleri bakımından dekoratif krom kaplamadan farklıdır ve sadece endüstriyel uygulamalar için kullanılır. Sert krom kaplama; sık dokuludur, korozyona ve kimyasallara karşı dayanıklıdır. Serttir, sürtünmeye karşı çok dayanıklıdır, bakımı kolaydır. Uygulama sıcaklığı düşüktür. Korozyona, kimyevi etkilere ve yüksek ısıya dayanıklıdır, renk değiştirmez, kaynak yapılabilir. Hasara neden olmadan yüzeyden sökülür, tekrar krom kaplama yapılabildiği için uzun ömürlü ve ekonomiktir. Düşük yüzey pürüzlülüğüne sahiptir, hızlı ve kaliteli üretimi sağlar. Diğer sertleştirme metotlarındaki gibi deformasyona neden olmaz.

YÜZEY HAZIRLAMA

Taşlama, kesme kısımlarının geometrisi belli olmayan abrasif malzemeden yapılmış takım ile talaş kaldırma işlemidir. Taşlama, tornalama, frezeleme, planyalama veya vargelleme işleminden sonra, imalat ve yüzey kalitelerini iyileştirmek için uygulanan nihai işlemdir. Yüzeyleri sert krom ile kaplanmış veya kaplanmamış silindirlerin boyutlarının, taşlanarak toleranslara uygun hale getirilmeleri gerekir. Kaliteli bir imalat, sadece boyutları toleranslara uygun hale getirilmiş silindirlerle gerçekleştirilebilir. Ayrıca standartlara uygun bir sert krom tabakası oluşturabilmek için de kaplanacak yüzeydeki çatlak, gözenek, delik, katmer ve pas gibi hataların kaplama işlemi öncesi taşlanarak yok edilmeleri gereklidir. Taşlanmış yüzeylerin üzerinde geometrik eşitsizlikler, çizikler ve benzeri bozukluklar bulunur. Bazı üretim silindirlerinmakinelede bunları gidermek, gerilmeleri ve yanmaları bertaraf ederek yüzey bütünlüğünü yeniden oluşturmak gerekir. Yüzey kalitesini iyileştirmek ve tam boyuta getirmek için özel abrasif malzeme kullanılarak yapılan bu çok ince talaş fonksikaldırma yöntemleri, honlama, hassas taşlama, lepleme, parlatma gibi işlemlerden meydana gelir. Sadece yüzey kalitesinin iyileştirilmesi istenen yüzeylere uygulanan hassas yüzey işlemlerinden biri olan hassas taşlama (parlak taşlama) işlemi, taşlama işleminden sonra yapılır. Bu nedenle elde edilen yüzey kalitesi, taşlama işleminin kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Ve bu kalite yüzey pürüzlülük değerleri (Ra, Rz, Rt, Rmax) ölçülerek tespit edilir.

Tarım alet ve makineleri imalatında daha çok püskürtme yöntemi tercih edilmekte, daldırma yöntemi de ancak küçük parçaların boyanmasında kullanılmaktadır. İmalatçıları genel yapılarından dolayı imalatta tek katlı boya uygulaması tercih edilmekte, bir başka deyişle astar boya uygulaması yapılmamaktadır. Oysa korozyona maruz kalan tüm tarım alet ve makinelerinde çok katlı boya uygulaması yapılması zorunludur. Çok katlı boya uygulaması üç aşamada gerçekleştiriliyor. Birinci aşamada korozyona karşı asıl korumayı yapan primer tabaka katmanı oluşturulur. Ayrıca primer katmanın yüksek iç mukavemette ve uygun esneklikte olması gerekmektedir. İkinci aşamada ara katman oluşturulur ki bu katman toplam kaplama kalınlığının önemli bir bölümünü karşılar. Bu tabaka yüksek kimyasal dirençte su buharı geçişini engelleyici yapıda, elektriksel dirence sahip ve çok iyi yapışabilme özelliğinde olmalıdır. Son katman ise örtü tabakasıdır ve kaplama sistemini koruyucu, temasta olunan ortam ya da ortamlara ilk engellemeli ve görünüşü de oldukça iyi olmalıdır.

MANGAN FOSFAT KAPLAMA

Mangan fosfat, metal sektöründe genelde yağlı ortamda çalışan hareketli parçaların kaplamasında kullanılır. Mangan fosfat kaplanan metal parça koruyucu yağı bünyesine alarak uzun süre tutar. Bu sayede metal parçaların sürtünme kat sayısı düşerek aşınmaları engellenmiş olur. Silah, otomotiv, dişli ve makine sanayinde kullanımı oldukça yaygındır. Mangan fosfatlama demir, çelik ve döküm parçalar için uygun bir kaplama yöntemidir. Koruyucu çinko fosfat gri, mangan fosfat siyah renkte bir kaplama yapar. Mangan fosfat kaplanmış parçalar durulama banyosuna girer. Ardından koruyucu yağ banyosuna alınarak yağ ile muamele edilir. Koruyucu yağ, mangan fosfat kristalleri arasına girerek metali korozyona karşı dayanıklı hale getirir. Mangan fosfatlama sonucunda parçalar koyu gri-siyah arası bir renk alır. Ayrıca mangan fosfat ile kaplanan parçalar yüksek basınç ve sıcaklığa dayanıklı hale gelir.

“ENDÜSTRİ KURULUŞLARI KENDİ BÜNYELERİNDE BOYAMA TESİSİ KURMALI”

MEHMET KARALI

ELSİSAN YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“Firmamız üretim ve projelerinin yüzde 58’ini yurt içine, yüzde 42’sini ise yurt dışına yönelik gerçekleştiriyor. Endüstriyel boyama konusunda ihtiyaç duyan her sektöre yönelik hizmet ve çözüm sunabilmekteyiz. Türkiye’de bizim ölçeğimizde hizmet sunan sadece beşaltı firma olduğunu tahmin ediyoruz. Endüstriyel boyama sektöründe 1986 yılından bu yana faaliyet gösteren şirketimiz, Bursa Organize Sanayi Bölgesindeki 10 bin metrekare kapalı alana sahip tesislerinde üretim yapıyor. Tek yüklenici olarak, anahtar teslim endüstriyel boyama tesisleri kuruyoruz. Elsisan olarak, tecrübeli ve dinamik mühendis kadromuzla, yurt içi ve yurt dışında yüzlerce projeye imza atmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Elsisan, doğruluk, dürüstlük ve iş ahlakından ödün vermeyen yapısı, yenilikçi ve yaratıcı bakış açısı, yaptığı her işte daha iyi olmaya çalışan ve kendisini sürekli geliştiren personel yapısıyla sektörde lider konuma ulaşmıştır. Ağırlıklı olarak otomotiv sektörüne yönelik çalışıyoruz. Firmamızın başlıca üretim kalemlerini; toz boya kabinleri ve uygulamaları, toz emaye kabinleri, özel tasarım boya makineleri (OBM), endüstriyel yıkama makineleri, robotik kontrollü kataforez hatları, roll test kabinleri, yaş boya kabinleri ve uygulamaları, boya kurutma ve pişirme fırınları, yüzey temizlik hatları, endüstriyel boya çamuru ayırıcıları, alüminyum termikleme fırınları, personel yükselticiler oluşturuyor. Müşterilerimiz genelde kaliteli ürün, doğru proje ve servis hizmetini göz önünde bulunduruyor. Sanayi kuruluşlarının kendi bünyelerinde boyama tesisi kurması daha ekonomik bir seçenektir. Ürettiği malzemeyi dışarı gönderme gibi lojistik faaliyetler azalır hatta ortadan kalkar. Kendi denetiminde ve daha sağlıklı bir iş olanağı sağlanır. İhracata odaklanan Elsisan; başta Rusya olmak üzere, Ukrayna, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Bulgaristan, Romanya gibi Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, Mısır, Fas, Filistin, İsrail gibi Ortadoğu ve Afrika ülkelerine hizmet sunmakta olup, yurt dışı pazar payını yaptığı çalışmalarla sürekli artırmaktadır. Müşteri istek ve ihtiyaçları doğrultusunda yürüttüğümüz çalışmalardaki temel amaç, prosesin her safhasında müşteri memnuniyetini sağlamak ve toplam kalite hedefine ulaşmak. Ürünün teklif aşamasından, proje tasarımına, montajından, devreye alınmasına kadar müşteriyle yürüttüğü uyumlu ilişki Elsisan’ın kalite anlayışının temelini oluşturuyor. Teknoloji ile birlikte gelişen tasarımları ve her geçen gün artan ürün çeşitliliğiyle müşteri beklentilerine yüzde 100 cevap verebilmekteyiz. Mevcut müşterilerimizi memnun ederken, potansiyel müşteri kitlesine de hitap edebilecek kalitede ürün, hizmet ve servis desteği sağlamaktayız. Sektörümüzde yaşanan en temel sıkıntı, müşterinin az maliyeti olsun diye yanlış proses uygulamalarına yönelmesidir. Sonraki yıllarda ortaya çıkacak çeşitli sıkıntılarda maliyet daha fazla artmaktadır. İlk yatırımda maliyet çok fazla göz önünde bulundurulmadan kaliteli bir proses uygulanırsa hem müşteri hem de firma açısından daha sağlıklı olacaktır. Burada da görev öncelikle müşterinin kıyaslamayı iyi yapması ve konuya daha hakim olması gerekir, yüklenici firmanın da konuyla ilgili daha fazla bilgiye sahip olduğu için müşteriye en sağlıklı yolu göstermelidir. Bu her şeyden önce bir sosyal sorumluluktur. Elsisan olarak sektörümüzle ilgili üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.”

“ÜRÜNLERİMİZE KİMLİK KAZANDIRMALIYIZ”

DAĞHAN ERKAVUN

POLİKİM GENEL KOORDİNATÖRÜ

“Kaplama ve Boyama Teknolojileri sektöründe yarım asra doğru emin adımlarla ilerleyen firmamız inovasyona, nitelikli insan gücünün çevreye duyarlı hassasiyetiyle gelecek nesillere yaşanılası bir dünya bırakmak için var gücüyle çalışmaktadır. Boyanmış veyahut kaplanmış yüzeylerde istenen özellikler sürekli değişmekte özellikle kalitenin, prosese hakim eğitimli çalışanın sürdürülebilir ürün ortaya çıkartması büyük önem taşımaktadır. Boyama veyahut kaplama işinin yadsınamayacak kadar özel bir aşama olduğu unutulmamalıdır. Her sektörün ihtiyacı açıkça kaplama veyahut yüzey işlem standartlarıyla ortaya koyulmaktadır. Hatta ve hatta bu iki kavram inorganik ve organik kaplama (boyama) olarak eş zamanlı da yapılabilmektedir. Amaç korozyon dayanımı ve görsellik kazanımıdır. Rohn uyumlu kimyasalların kullanımı ve Reach Tüzüğüne riayet edilmesi kaplama ve boyama teknolojilerinde son yenilikleri takiple olabilmektedir. Firmamız 2015 yılı yatırımlarında özellikle otomotiv sektöründe istenen tuz testi dayanımlarında yüksek mertebelerde kaplamalar gerçekleştirmek adına DipSpin hattı kurmuş, bu bağlamda kaplama sonrası boyama veyahut son kat kaplamalar yapmak suretiyle müşteri beklentilerini üst düzeye çıkartmıştır. Sektörümüzde en temel sorun nitelikli insan gücü yetiştirmektir. Yeni nesil bu sektöre meyilli olmamakla birlikte ağır ve tehlikeli işler kapsamında çalışmak istememektedir. Böylelikle firmalar mültecileri gayri nizami olarak çalıştırmaktadırlar. Firmamız bu konuda gereğinden fazla hassastır ve geçmişte de olduğu gibi şimdi de bir okul havasında kendi kalifiye insan gücünü yetiştirmek adına büyük efor sarf etmektedir. Ayrıca tam otomatik kaplama tesisleriyle de bunu taçlandırmaya çalışmaktadır.”