Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun kavşak noktasında, Tuna Nehri ve Karadeniz kıyısında yer alan Romanya, coğrafi yerleşim açısından oldukça stratejik...

Asya, Avrupa ve Ortadoğu’nun kavşak noktasında, Tuna Nehri ve Karadeniz kıyısında yer alan Romanya, coğrafi yerleşim açısından oldukça stratejik bir konuma sahiptir. Büyük bir ekonomik potansiyeli elinde bulunduran ülke, gelişmiş sanayi ve tarım alanlarının yanı sıra zengin doğal kaynakları açısından da oldukça şanslıdır. 19,7 milyonluk nüfusu ve 238 bin 391 kilometrekarelik yüzölçümü ile Avrupa’nın güney doğusunda yer alan Romanya’nın, Bulgaristan, Macaristan, Moldova, Sırbistan ve Ukrayna ile sınır komşusudur. Başkenti Bükreş olan ülkenin diğer önemli şehirleri Köstence, Yaş, Timisoara, Cluj-Napoca, Galati, Braşov ve Craiova’dır. Romenler, diğer Latin ulusları gibi M.S. ilk 1000 yıl içinde ortaya çıkmış ve Trakyalı ataları olan Hint-Avrupa köklü “Dacialılar” ile aynı bölgede yaşadı. Bugün Romenler, Doğu Roma dünyasının yegane temsilcisidir ve Romence de İspanyolca, İtalyanca ve Fransızcanın yanında başlıca Latin kökenli dillerden birisidir. İlk kez 1859 yılında Wallachia ve Moldavia Prensliklerinin birleşmesi ile doğan Romen ulus devleti, 400 yıl kadar Osmanlı egemenliğinde kaldı ve 1878 yılında resmi bağımsızlığını ilan ederek üç yıl sonra da bir krallık haline geldi. Ancak söz konusu krallık, Romen nüfusun sadece bir kısmını barındırıyordu. 3 milyon kişi Macaristan yönetimindeki Transilvanya’da, 2 milyon kişi Rusya kontrolündeki Bessarabia’da ve küçük gruplar da Bulgaristan’a ait Dobruca bölgesinde bulunuyordu. Krallığın, Romanyalıların tamamını bir yönetim altında toplama hedefi, ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından 1918 yılında Transilvanya, Bessarabia, Bukovina ve Güney Dobruca bölgelerinin Romanya ile birleşmesiyle gerçekleştirildi. Böylelikle ülke bir anda iki katı büyürken bu yeni bölgelerin ekonomik gelişmesi, ya da tam anlamıyla entegre olması yönünde sorunlar baş gösterdi. II. Dünya Savaşı sonrası ülke, diğer Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi Sovyet egemenliği altına girerek komünist rejimi benimsedi. 1945 yılında Sovyetler Birliği destekli Romanya Komünist Partisi (RCP) yönetimi ele geçirdi ve 1947 yılı sonunda da Kral Michael tahttan çekilerek ülke Romanya Halk Cumhuriyeti adını aldı. 1950’li yıllarda Moskova ile bağları zayıflasa da, Gheorghe Gheorghiu-Dej yönetimindeki RCP, Stalinist ekonomi politikalarının tamamını uyguladı. 1965 yılında yönetimi devralan Nikolae Çavuşesku devlet konseyi başkanı oldu ve ülkenin adı Romanya Sosyalist Cumhuriyeti olarak değiştirildi. Gizli polis teşkilatının da desteğiyle Çavuşesku olağanüstü bir kişisel güç kazandı. Özellikle 1980’li yılların sonlarına doğru ülke yönetiminin bütün kilit noktalarına Çavuşesku’nun aile üyeleri ve arkadaşları yerleştirildi. Doğu Avrupa ülkelerinde komünist rejimlerin sarsıldığı 1989 yılı sonlarında, ülkenin Timoşoara kentinde rejime karşı ilk tepkiler başladı. Bastırılan gösterilerin Bükreş’e sıçramasıyla birlikte olaylar hızla gelişti ve 25 Aralık 1989’da Nikolae Çavuşesku ile eşi idam edildi. Tüm ülkeye yayılan ayaklanmalar sonucu, Ulusal Kurtuluş Cephesi sosyalist rejime son vererek 1990 yılında da yapılan serbest seçimlerle ülkede çok partili demokratik sistem tesis edildi. Romanya, halen çok partili parlamenter sistem ve senato ile millet meclisinden oluşan iki meclis aracılığıyla yönetilen demokratik bir Cumhuriyettir. 1990 yılından beri gerek dışarıya göç, gerekse artan ölüm ve azalan doğum oranları nedeniyle, Romanya’nın nüfusu sürekli azalıyor. 1990 yılının Temmuz ayında 23,2 milyon kişi olan ülke nüfusu, 2014 yılında 19,9 milyon kişiye kadar geriledi. Ülkenin nüfus azalışında doğal sebeplerin yanı sıra göç de önemli bir faktör oluşturuyor. Nüfus azalmasına, önemli ölçüde yurt dışına çalışmaya gidenlerin sebep olduğu tahmin ediliyor. Diğer taraftan Uluslararası Göç Örgütü, yurt dışında çalışan Romen vatandaşlarının sayısını 2 milyon kişi olarak gösteriyor ki bu rakam da yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 10’luk kısmına karşılık geliyor. 1990’lı yıllarda başlayan dış göçün öncelikli hedef ülkeleri Yugoslavya ve Polonya gibi Doğu Avrupa ülkeleriyken bugün Almanya, İtalya, İspanya gibi Batı Avrupa ülkeleri ve İsrail gibi ilk sıralarda yer alıyor. Romanya nüfusunun yüzde 89,5’i Romenlerden oluşurken resmi verilere göre ülkede Macarlar yüzde 6,6, Çingeneler yüzde 2,5 ve Almanlar yüzde 0,5 da dahil olmak üzere 13 azınlık grubu mevcuttur. Romanya halkının yaklaşık yüzde 96’sı okur-yazardır. Nüfusunun ortalama yaşı 39,7 olan Romanya, Batı Avrupa ülkelerine göre daha genç bir nüfusa sahiptir. Bununla beraber, azalan doğum oranı, bu durumun değişeceğine ve gelecek 10 yılın sonuna doğru, ülkedeki yaşlı nüfusun çalışma yaşındaki nüfusa bağımlılık oranının yükseleceğine işaret ediyor. Ülkede 14 yaş altı nüfusta azalma gözlenirken, 65 yaş üstü nüfus ise artıyor. Bu durumun, emeklilik, sosyal sigorta ve sağlık sistemi üzerinde bir baskı oluşturması bekleniyor. Komünist sistemin yıkılmasının ardından, ülkenin işgücü yapısı ve büyüklüğü de önemli ölçüde değişiklik gösterdi. Özellikle 1990’lı yıllarda kayıt dışı ekonominin büyümesiyle işgücü ile ilgili güncel ve doğru bilgi temin etmek ve bu bilgileri yorumlamak zorlaştı.

Ülkede kayıtlı işsizlik Aralık 1999’da en yüksek seviyeye çıkarak toplam işgücünün yüzde 11,8’i düzeyine ulaştıktan sonra 2014 yılı itibariyle yüzde 6,8 düzeyine kadar geriledi. İşsizler, emekliler, kırsal kesimde çalışan ücretliler, düşük ücretli işlerde çalışıp büyük kentlerde yaşayan büyük aileler ile Moldova sınırındaki bölgelerde ve daha az gelişmiş olan kuzeydoğu bölgelerinde yaşayan kesimler, ülkede yoksulluktan en fazla zarar gören nüfusu oluşturuyor. Önümüzdeki dönemde diğer AB ülkelerine yönelik göçün tahmin edilememesi işgücüyle ilgili olarak belirsizlik yaratıyor. 2014 yılı itibariyle diğer AB ülkeleri tarafından Romen işgücüne yönelik uygulanan geçici kısıtlamaların sona ermesi de ülkeden kalifiye işgücünün göçünü artıracak unsurlardan biridir.

GENEL EKONOMİK DURUM

Avrupa’nın güney doğusunda yer alan ve Polonya’nın ardından Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyük ikinci pazarı durumunda olan Romanya’da, sanayileşme sürecine girilmesiyle birlikte güçlü bir kırsal göç gerçekleşti. II. Dünya Savaşı’ndan ağır yaralarla çıkan Romanya, ekonomisini kalkındırmak için büyük bir mücadele dönemine girdi. Aralık 1989 Devrimi’nden sonra serbest piyasa sistemine adapte olmaya başlayan ülke, iktisadi gelişme amacıyla dış ticarete önem verdi. Ayrıca, yine bu amaçla pek çok reformlar yapıldı. Kısa sürede hisselerinin çoğu devlet kontrolü altında bulunan bütün kuruluşların hızlı ve şeffaf bir biçimde özelleştirilmesi ve vatandaşların hayat standardının yükseltilmesi yönünde politikalar uygulamaya konuldu. Bu reformlar özellikle, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği gibi uluslararası oluşumlar tarafından desteklendi. Bu önemli gelişmelerle beraber 1 Ocak 2007 itibariyle ülkenin Avrupa Birliği tam üyesi olması, Romanya’yı Avrupa’nın cazip ülkelerinden biri haline getirdi. Romanya ekonomisinin karşı karşıya olduğu çeşitli problemler mevcuttur. Ülke’de kayıt dışı ekonomimin büyük bir alanı kapsaması, vergi sistemine düşük oranda katkı sağlayabilen kırsal nüfusun yüksek olması, vergilerin düzenli olarak toplanamaması gibi sorunlar sebebiyle vergi gelirleri yeterli düzeye ulaşamıyor. Bu nedenle eğitim, sağlık, refah, altyapı ve güvenlik harcamaları yeterli düzeyde gerçekleştirilemiyor. Romanya, Doğu Avrupa ülkeleri arasında en düşük kişi başı gelire, çevre standartları açısından en düşük seviyeye, en yüksek ödenmemiş vergi borçlarına ve en düşük eğitim harcamasına sahiptir. Ülkenin Euro Bölgesi ile kurmuş olduğu sıkı ticari ve mali bağlar, ekonomisini bu bölgedeki gelişmelere karşı riskli hale getiriyor. 2014 yılında tarımın GSYİH’deki payı 12,1, sanayinin 35,7 ve hizmetlerin 54,7 olarak gerçekleşti. Ülkede 2000’li yıllarda yaşanan hızlı büyüme, ekonomik değerlerdeki yükselişler ve AB üyeliği sonrası bu trendin devam etmesi sürecinde 2007 yılında yüzde 6,3, 2008 yılında ise yüzde 7,3 gibi AB ortalamalarının üzerinde GSYİH büyüme oranları yakalanmış fakat 2008 yılında yaşanan küresel finansal kriz nedeniyle bu süreç kesintiye uğramıştır. 2009 yılında yüzde 6,6’lık bir küçülme sonrası 2010 yılında bir miktar toparlanma gözlenmiş olmakla birlikte küçülme oranı yüzde 1,6 olarak gerçekleşti. 2011 yılına gelindiğinde Romanya GSYİH’si yüzde 2,5 oranında büyüme gösterdi. 2012 yılında gerçekleşen büyüme oranı yüzde 0,7 oldu. 2014 yılında yüzde 2,8 oranında büyüyen ülkenin 2015 yılı için beklentisiyse 3,7’dir. Ülke GSYİH’si 2008 yılında zirve noktası olan 204,3 milyar dolara ulaşmış fakat bu oran kriz sonrası 2011 yılında 189,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2014 itibariyle söz konusu büyüklük 199 milyar dolardır.

GSYİH’deki büyüme oranı ihracata ve yerel talebe bağlı olarak ortaya çıkıyor. Ülkedeki maliye politikaları vergi oranlarını azaltırken vergi tabanının genişletilmesi, vergi kaçakçılığının önlenmesi, IMF ve AB üzerinde anlaşılmış olunan konsolide bütçe hedeflerine ulaşılmasını kapsıyor. Euro Bölgesi’nde yaşanan krizin Romanya’nın makroekonomik değerleri üzerindeki etkisini devam ettirmesi bekleniyor. Romanya ihracatının yüzde 70’inden fazlasını AB’ye gerçekleştiriyor. Banka varlıklarının yaklaşık yüzde 82’si AB ülkelerinde yerleşik bankalara aittir. AB’nde yaşanan kriz Romen ekonomisini etkilemeye devam ederken yabancı firmalar da Romanya’da yatırım gerçekleştirme konusunda çekimser davranıyor. Ülkenin 2016-2019 döneminde ortalama büyüme oranının yüzde 3,7 civarında olması öngörülüyor. Romanya’nın AB fonlarından faydalanma miktarının önümüzdeki dönemde diğer yıllara göre daha fazla olması bekleniyor. Bu durumun da ülke ekonomisinde olumlu bir etki yaratacağı tahmin ediliyor. 2014- 2020 yılları için Romanya’nın kullanabileceği fon miktarı 22 milyar euro düzeyindedir. Ayrıca tarım sektörü için ayrılan fon miktarı da 17,5 milyar eurodur. Ülkedeki enflasyon oranı 2014 yılı için yüzde 1,6 iken 2015 yılı için tahmini yüzde -0,6’dır. 2016 yılında KDV oranındaki düşüşün de enflasyon oranını etkilemesi bekleniyor.

ÜLKEDEKİ ÖNEMLİ SEKTÖRLER

Romanya zengin tarım alanlarına sahiptir ve ülke toprakları geniş bir ürün yelpazesini yetiştirmeye elverişlidir. 1989’dan itibaren en fazla özelleştirme tarım sektöründe gerçekleştirildi. 1989-2004 yılları arasında ekilebilir alanların yüzde 85’i ve hayvancılık sektörünün yüzde 98’i özelleştirildi. Buna rağmen, tarım sektörü yeni AB üyesi ülkeler arasında yine de zayıf kalır. Komünizm döneminin ardından toplam ekilebilir alanların yüzde 80’inin sınırlı ebatlarındaki parseller halinde özel sektöre yeniden dağıtılmasına rağmen, 2000 yılına kadar çiftliklerin sadece yüzde 2’sinin büyüklüğü 10 hektarı aştı. Toprakların eski sahiplerine tekrar dağıtılması sonucu yaşanan parçalanma ve birleştirme çalışmalarının yavaş ilerlemesi, sektördeki makineleşmeyi ve dolayısıyla da gelişmeyi yavaşlattı. Ülkede üretilen başlıca tarım ürünleri mısır, buğday, patates, ayçiçeği tohumu (çekirdek), arpa, domates, üzüm, elma, lahana ve şeker pancarıdır. Hayvansal ürünlerde ise tavuk, koyun, domuz ve sığır üretimi öne çıkıyor.

Sanayi ve imalat sektörü; metalurji, ağır sanayi ve kimya sanayisindeki tesislerin eskimesi ve teknolojik açıdan demode olması yüzünden sıkıntılar yaşıyor. Komünizm döneminde imalat sanayi tesislerini bir araya toplama uygulaması devrim sonrası dönemde ülkeyi yaşlı ve hantal sanayi tesisleriyle baş başa bıraktı. Verimsiz fabrikaların kapatılması ve diğerlerinin modernleştirme çalışmaları ilk başlarda sektörü zayıflatsa da, bu önlemler 2000-2004 yılları arasında endüstrideki yüzde 25 artışla meyvesini verdi. 2000’li yılların başına kadar yavaş adımlarla ilerleyen özelleştirmenin 2001 yılından itibaren hızlanması ve yabancı yatırımları artırması, geniş ölçüde modernleştirmeyi mümkün kıldı. Ülkenin başlıca sanayi ürünlerini tekstil, ayakkabı, lastik, çimento, ham çelik, hane halkı tüketim maddeleri, binek arabaları, traktörler, şarap ve bira oluşturuyor. 2000’li yılların başında en hızlı gelişen sanayi kolları otomobil üretimi ve eczacılık ürünleri üretimi olurken ve her ikisi de doğrudan yabancı yatırımlarla önemli ölçüde desteklendi. Son yıllardaysa ayakkabı ve tekstil gibi bazı ihraç ürünleri gelişmiş ülkelerle rekabetten zarar gördü.

1997–1999 yıllarında yaşanan ekonomik durgunluğa paralel olarak altyapı ve ayrıca konut projelerine yönelik yatırımlardaki kesintiler, Romen inşaat sektörünün 1990’lı yıllarda küçülmesine neden oldu. Ancak, 2000’li yıllara gelindiğinde bu tablo değişerek inşaat sektörü toparlanma sürecine girdi. Ülkedeki altyapı projeleri, uluslararası finans kuruluşları ve AB fonlarından karşılanarak gerçekleştiriliyor. Önümüzdeki dönemde Romanya’da çok sayıda projenin ihaleye çıkması bekleniyor. Söz konusu ihaleler daha çok ulaşım, konut, altyapı, hidroelektrik ve nükleer enerji santrali projelerini kapsıyor. Diğer AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında eski ve yetersiz otoyollara sahip Romanya’da 2016 yılına kadar 12 milyar dolar tutarında otoyol inşaatının gerçekleştirilmesi planlanıyor. Panavrupa Ulaşım Koridoru IV Projesi çerçevesinde gerçekleştirilecek projelerin en az yarısı Avrupa Yatırım Bankası başta olmak üzere AB fonlarından karşılanacak. Hava ulaşımı konusunda, ülkede dört yeni havaalanının inşası ve bazı mevcut havaalanlarının modernizasyonu söz konusudur.

Romanya’da kamu binalarının inşaatına ve özellikle konut yatırımlarına ağırlık veriliyor. Buna rağmen, ülkede halen büyük bir konut açığı söz konusudur. Mevcut konutların eski, küçük ve yetersiz olması nedeniyle halk villa türü konutları tercih ediyor. Özelleştirme sonrası yapılan yatırımlar ve mortgage sisteminin gelişmesiyle ülkede konut talebi arttı. Ayrıca, Romanya’da alışveriş merkezlerine de büyüyen bir talep mevcuttur. Buna ek olarak, Romanya’nın özellikle kırsal alanlarında su arıtma ve kanalizasyon sistemleri ile ilgili AB çevresel yönetmeliklerine uyumu için büyük ölçekli altyapı projelerinin önümüzdeki yıllarda gerçekleştirilmesi bekleniyor. Ülkedeki diğer önemli yatırımlar ise; Cernavoda Nükleer Enerji Santrali’nin 3. ve 4. reaktörlerinin inşası ile turizm alanında gerçekleştirilecek olan önemli projelerdir. Avrupa’nın önemli bir yol kavşağında yer alması nedeniyle, Romanya’ya başlıca merkezlerden demiryolu, karayolu, hava ve su yoluyla (Tuna Nehri ve Karadeniz’den) ulaşmak çok kolaydır. Ülkenin başta dağları ve ovaları olmak üzere coğrafi güzelliği Romanya’yı turizm için ideal kılıyor. Tabiat ve dağ turizmi, şatolar, Tuna Deltası, Karadeniz Sahilleri ve manastırlar turistleri cezbeden başlıca faktörlerdir. Her yıl 15 binden fazla yabancı turist Tuna Nehri’nde tekne turlarına katılıyor. Ayrıca ülkede sayıları 200’ü aşan sıhhi kaplıcalar da turistlerin ilgisini çekiyor. Romanya’da enerji sektörünün modern bir yapıya kavuşturulması yönündeki çabalar; devlet tekellerinin özelleştirilememesi, iç tüketicilerin desteklenmesine devam edilmesi ve personel fazlası yüzünden zor durumda olan kömür, elektrik ve doğal gaz endüstrilerinin yeniden yapılandırılamaması sebebiyle 1990’lı yılların başında sürekli bir düşme eğilimi gösterdi ve buna bağlı olarak ülke, net enerji ithalatçısı haline geldi. Diğer taraftan, 1990’lı yıllar boyunca petro-kimya, gübre, metalürji, çimento ve makine sanayileri gibi ağır sanayi üretimlerinde yaşanan daralmaya bağlı olarak enerji talebinin düşmesi de ülkedeki enerji üretimi azalma sebeplerinden biri oldu. Bununla beraber 2000 yılından günümüze, sanayi sektöründeki canlanmaya paralel olarak enerji tüketiminde büyüme gözleniyor. Başta kömür ve doğal gaz olmak üzere Romanya, önemli birincil enerji kaynaklarına sahip tek merkezi Avrupa ülkesi ve hatta bölgede Rusya hariç enerji bakımından kendi kendine yeterli olmaya en yakın ülke durumdadır. Bununla beraber ülke, küresel anlamda önde gelen bir enerji üreticisi olmamanın yanı sıra petrol, doğal gaz, kömür ve enerji sektörlerinde iç talebi ithalat yoluyla karşılıyor.

Romanya’nın enerji kaynakları hem miktar bakımından fazladır hem de çeşitlilik gösterir. 45 yıl daha kullanılabileceği ve 4,1 milyar ton rezervi bulunduğu tahmin edilen kömür, özellikle de linyit ülkenin uzun vadede en önemli enerji kaynağıdır. Romanya’nın sahip olduğu ham petrol ve doğal gaz rezervlerinin 14 yıl içinde tamamen tükeneceği tahmin ediliyor. Doğal gaz üretimi yıllar içinde azalırken başta Rusya’dan olmak üzere doğalgaz ithalatı toplam tüketimin yüzde 30’luk kısmına ulaştı. Son 25 yılda üretimde yaşanan azalmaya rağmen Romanya halen Merkezi ve Doğu Avrupa’nın en büyük petrol üreticisi olma konumunu koruyor. Diğer taraftan, coğrafi konumu sebebiyle Romanya, Hazar Denizi bölgesi ile Batı Avrupa arasında petrol ürünleri taşımacılığında potansiyel bir transit yoldur. Ülke genelinde ısınma amaçlı olarak, genellikle merkezi sisteme bağlı doğalgaz kullanılıyor.

Ülkede bankacılık sistemini düzenleyen ve bankaların faaliyetlerine ilişkin şartları belirleyen mevzuat 99/2006 sayılı Sermaye Piyasası ve Kredi Kuruluşları Hakkında Acil Hükümet Kararı’dır. Romanya Merkez Bankası para, kambiyo, kredi, ödeme ve ihtiyati denetleme politikalarının uygulanmasının yanı sıra banka lisanslarına dair kural ve işlem şartlarını tespit ediyor. Mevzuatta ayrıca para transferi, Romanya Merkez Bankası tarafından bankaların lisansını iptal etme, bankaların birleşmeleri ve kapatılma şartları da yer alıyor. Romanya’da bankacılık sistemi Merkez Bankası ve diğer banka ve finans kuruluşundan oluşan ikili bir yapı sergiliyor. Ülkede bir tanesi devlete ait, üç tanesi Romen sermayeli, 27 adet yabancı sermayeli banka, bir adet kredi kooperatifi ve sekiz adet de yabancı sermayeli bankaların şubeleri olmak üzere toplam 40 banka faaliyet gösteriyor. Ülkede Türk sermayeli iki banka da çalışmalarını sürdürüyor.

DIŞ TİCARET POLİTİKASI

1989 yılından bu yana Romanya, Batı ile ilişkilerini geliştirmeye yönelirken bu amaçla serbest piyasa ekonomisinin gereklerinin yerine getirilmesi ve buna uygun mevzuat değişikliklerin yapılması çabaları, ülkenin dış ticaret politikasına da yansıdı. Ülke, GATT ve Dünya Ticaret Örgütü’nün kurucu üyelerindendir. 1993 yılında Romanya, Avrupa Konseyi’nin de tam üyesi oldu. Bununla beraber, Romanya’nın dış ticaret rejiminde çok sık değişiklikler yapıldı, kota ve tarife düzeyleri sıkça değiştirildi. Ayrıca dış ticaret politikasında zaman zaman birbiriyle çelişen amaçlar gözetilerek ithalat kısıtlamaları ve ihracata zarar verecek politikalar eş zamanlı olarak kullanıldı. 1 Ocak 2007 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği’ne tam üye olan ülke, üyelik kapsamında Avrupa Birliği Müktesebatı ile beraber Ortak Ticaret Politikası’na tamamen uyum sağladı. Romanya, Türkiye ve AB dışındaki üçüncü ülkelerden sanayi mamulü ithalatında AB’nin Ortak Gümrük Tarifesini (OGT), tarım ürünlerinde ise ilgili ülkelere taviz verilen ürünler dışında yine Dünya Ticaret Örgütü taahhütlerini uyguluyor. Romanya’ya mal ihracat ve ithalatında genelde özel bir ruhsata gereksinim duyulmuyor. Sadece uluslararası anlaşmalara göre; ateşli silahlarla patlayıcı maddeler, bitki, hayvan ve insan sağlığına zarar verebilecek belirli malların ithalatı kısıtlama ve yasaklamalara tabidir. Romanya’nın AB’ye üye olduğu tarihten itibaren ülkemize uyguladığı gümrük vergileri AB mevzuatı çerçevesine alındı. Bu kapsamda Romanya Türkiye’den ithal edilen sanayi ürünlerine sıfır gümrük uygularken işlenmiş tarım ürünlerinin sanayi paylarını sıfırladı. Temel tarım ürünlerinde ise 1/98 sayılı OKK ile taviz verilenler dışında yine DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) taahhütlerini uygulamaya devam ediyor.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) verilerine göre 2014 yılında Romanya’da gerçekleşen doğrudan yabancı yatırım miktarı 3,2 milyar dolarken söz konusu yıl itibariyle ülkedeki toplam doğrudan yatırım stoku miktarı 74,7 milyar dolardır.

TÜRKİYE İLE TİCARET

Romanya ile 2013 yılında imzalanan Stratejik Ortaklık Belgesi’yle iki ülke arasındaki ilişkiler, stratejik ortaklık seviyesine yükseltildi. Romanya’ya yönelik başlıca ihraç ürünlerimizi tekstil, demir-çelik, kara taşıtları, enerji üreten makine ve cihazlar oluştururken; ithalatımızda ise metal cevherleri, demir-çelik, ham petrol ürünleri ve kara taşıtları öne çıkıyor. 2015 yılının ilk altı ayında ihracatımız 1,33 milyar dolar, ithalatımız da 1,4 milyar dolar olarak kaydedildi. Romanya’nın Balkanlar ve Ortadoğu’daki en büyük ticaret ortağı olan Türkiye; İtalya, Almanya ve Fransa’nın ardından Romanya’nın dördüncü büyük ihracat pazarıdır. Romanya’daki Türk yatırımları, üçüncü ülkeler üzerinden gelenlerle beraber toplam 6 milyar dolara ulaştı. Halihazırda Romanya’da 7 bin civarında Türk firması aktif olarak faaliyet gösteriyor. Romanya’da bugüne kadar 90 Türk müteahhitlik firması tarafından yaklaşık 6,2 milyar dolar tutarında proje gerçekleştirildi. 2014 yılında Türkiye’yi 426 bin Romen turist ziyaret etti.

ROMANYA 2014 YILINDA 7,3 MİLYAR DOLARLIK MAKİNE İHRAÇ ETTİ

BM İstatistik Bölümü verilerine göre Romanya’nın makine ihracatı 2014 yılında 7,31 milyar dolar olarak kayda geçti. 2013 yılında bu rakam 6,74 milyar dolar seviyesindeydi. 2014 yılında Romanya’nın makine ihracatı yüzde 8,4 arttı. Romanya 2014 yılında 1,66 milyar dolarla en fazla Almanya’ya makine ihraç etti. Makine ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 13,2 artan Romanya’nın 2013 yılında Almanya’ya ihraç ettiği makinelerin değeri 1,47 milyar dolardı. Romanya’nın 2014 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke Fransa oldu. 2013 yılında söz konusu ülkeye 522 milyon dolar değerinde makine ihraç edilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 10,6 artarak 578 milyon dolar olarak kaydedildi. Romanya’nın en fazla makine ihraç ettiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasında ise Rusya yer alıyor. Romanya, 2014 yılında Rusya’ya 443 milyon dolar değerinde makine ihraç etti. 2013 yılında bu rakam 375 milyon dolar seviyesindeydi. Romanya’nın, Rusya’ya yönelik makine ihracatı yüzde 18,3 arttı. Romanya’nın 2014 yılında, ilk 10 ülke arasında bir önceki yıla göre makine ihracatını en fazla artırdığı ülke ise yüzde 22,6 ile İngiltere oldu. Romanya, ihracat listesinin 8. sırasında bulunan Türkiye’ye 2013 yılında 267 milyon dolar değerinde makine ihraç ederken 2014 yılında bu rakam yüzde 11 azalarak 237 milyon dolar olarak kaydedildi. Romanya 2014 yılında 84. fasıl itibariyle en fazla hava veya vakum pompaları, hava veya diğer gaz kompresörleri, fanlar, aspiratörü olan havalandırmaya mahsus cihazlar kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2013 yılında söz konusu ürün grubunda 1,35 milyar dolarlık ürün ihraç edilirken 2014 yılında bu rakam, yüzde 7,3 artarak 1,11 milyar dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise her nevi rulmanlar bulunuyor. Söz konusu kalemde 2014 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 851 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 693 milyon dolar seviyesindeydi. Her nevi rulmanlar ürün grubunda gerçekleşen ihracat artışı yüzde 22,8 oldu. Listenin üçüncü sırasında bulunan kıvılcım ile ateşlemeli içten yanmalı doğrusal veya döner pistonlu motorlar (patlamalı motor) kaleminde 2013 yılında 714 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2014 yılında yüzde 5,5 azalarak 675 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Romanya’nın 2014 yılında bir önceki yıla oranla ihracatını en fazla artırdığı ürün grubu yüzde 145,2 ile kendine özgü bir fonksiyonu olan diğer makineler ve mekanik cihazlar oldu.

İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA ALMANYA BULUNUYOR

BM İstatistik Bölümü verilerine göre Romanya’nın makine ithalatı 2014 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 8,7 artarak 9,80 milyar dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 9,19 milyar dolar seviyesindeydi. 2014 yılı rakamlarına göre Romanya’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Almanya bulunuyor. Almanya’dan 2013 yılında 2,87 milyar dolar değerinde makine ithal eden Romanya’nın, 2014 yılı makine ithalatı yüzde 1,9 artarak 2,126 milyar dolar olarak kaydedildi. Romanya, 2014 yılında listenin ikinci sırasında bulunan İtalya’dan 1,13 milyar dolar değerinde makine ithal etti. 2013 yılında bu rakam 998 milyon dolar seviyesindeydi. 2014 yılında Romanya’nın İtalya’dan gerçekleştirdiği makine ithalatı yüzde 13 arttı. Romanya’nın 2014 yılında en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasında ise Fransa yer alıyor. Romanya 2013 yılında Fransa’dan 961 milyon dolar değerinde makine ithal ederken bu rakam, 2014 yılında yüzde 5,4 artarak 1,14 milyar dolar olarak kaydedildi. Romanya’nın 2014 yılında, ilk 10 ülke arasında bir önceki yıla göre makine ithalatını en fazla artırdığı ülke Çin oldu. Çin’den 2013 yılında 488 milyon dolar değerinde makine ithal edilirken 2014 yılında bu rakam yüzde 27,1 artışla 619 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Türkiye, 336 milyon dolarla Romanya’nın 2014 yılında en fazla makine ithal ettiği ülkeler listesinin dokuzuncu sırasında bulunuyor. 2013 yılında bu rakam 356 milyon dolar seviyesindeydi. 2014 yılında Romanya’nın Türkiye’den makine ithalatı yüzde 5,5 azaldı.

Romanya 2014 yılında en fazla hava veya vakum pompaları, hava veya diğer gaz kompresörleri, fanlar, aspiratörü olan havalandırmaya mahsus cihazlar kaleminde ürün ithal etti. 2013 yılında söz konusu ürün grubunda 785 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 4,3 artarak 819 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında otomatik bilgi işlem makineleri bunlara ait birimler; manyetik veya optik okuyucular, verileri koda dönüştüren cihazlar bulunuyor. Romanya, 2014 yılında söz konusu kalemde 699 milyon dolar değerinde makine ithal etti. 2013 yılında bu rakam 602 milyon dolardı. Romanya’nın söz konusu ürün grubundaki ithalatı 2014 yılında yüzde 16,1 arttı. Romanya’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler (vanalar) oldu. 2013 yılında söz konusu ürün grubunda 407 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 16,6 artarak 475 milyon dolar oldu. Romanya’nın 2014 yılında makine ithalatında en fazla artış yüzde 19,6 ile transmisyon milleri, kranklar; yatak kovanları ve mil yatakları; dişliler ve sistemleri; vidalar kaleminde gerçekleşti. 2013 yılında söz konusu ürün grubunda 309 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirilirken, 2014 yılında bu rakam 369 milyon dolar seviyesine yükseldi.

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI 336 MİLYON DOLAR

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 84. fasılda Romanya’ya gerçekleştirdiği makine ihracatı, 2014 yılında 336 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 356 milyon dolar seviyesindeydi. Romanya’ya yönelik makine ihracatı yüzde 5,5 azaldı. Türkiye’nin Romanya’ya yönelik makine ihracatının ilk sırasında sıkıştırmayla ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlar (dizel ve yarı dizel) yer alıyor. Söz konusu kalemde Romanya’ya 2013 yılında 191 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken bu rakam 2014 yılında 126 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Söz konusu mal grubunda 2014 yılında ihracat yüzde 33,8 azaldı. Listenin ikinci sırasında bulunan buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları ürün grubunda 2014 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 42 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 32 milyon dolardı. Buzdolapları, dondurucular ve diğer soğutucu ve dondurucu cihazlar ve ısı pompaları ürün grubundaki ihracat yüzde 32 arttı. Türkiye’nin Romanya’ya makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise merkezi ısıtma kazanları (84.02 pozisyonundakiler hariç) bulunuyor. 2013 yılında söz konusu kalemde 14 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam, 2014 yılında yüzde 45,9 artarak 21 milyon dolar olarak kaydedildi. TÜİK verilerine göre 2014 yılında 84. fasıl itibariyle Türkiye’nin Romanya’dan makine ithalatı 2014 yılında 237 milyon dolar olarak kaydedildi. 2013 yılında bu rakam 267 milyon dolardı. Türkiye’nin 2014 yılında Romanya’dan gerçekleştirdiği makine ithalatı yüzde 11 oranında azaldı.

“MARKA BİLİNİRLİĞİMİZ HİSSEDİLİR ŞEKİLDE YÜKSELDİ”

ALPARSLAN KURTMEN

GÜRALP VİNÇ YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“İzmir’de 1991 yılında küçük bir atölyede faaliyete başlayan Güralp Vinç, ürünlerini bugün itibariyle dünyanın 46 ülkesine ihraç ediyor. Ayda 100 adet standart kaldırma makinesi, 80 adet yürüyüş grubu ve 60 adet çift kiriş köprü konstrüksiyonu üretme kapasitesine sahip firmamız, özel projeler kapsamında da imalat yapıyor. Üretimimizi, 12 bin 500 metrekaresi kapalı olmak üzere 30 bin metrekare alanda kurulu İzmir Torbalı’daki fabrikamızda gerçekleştiriyoruz. Aralarında Almanya, Polonya, Belçika, Fransa, Fas, Tunus, Cezayir, Senegal, Kongo, Katar, Ürdün, Dubai, Suudi Arabistan, Rusya, Afganistan, Türk Cumhuriyetleri ve Romanya’nın da yer aldığı dünyanın 46 ülkesine ihracat gerçekleştiriyoruz. Bunların birçoğu sürekli ürün gönderilen ülkeler. Bu yıl biraz daha uzak pazarları hedef aldık. Yurt dışı satışlarımızda birçok ülkede partnerlerimiz, bayilerimiz var. Satış ve satış sonrası hizmet faaliyetlerimizi bu şekilde destekleyerek etkinliğimizi artırmaya çalışıyoruz. Aktif olduğumuz pazarlarda marka bilinirliğimiz hissedilir şekilde yükseldi. İmalat gerçekleştirdiğimiz her kalemde ihracatımız mevcut. Genel olarak kaldırma makineleri, köprü yürüyüş takımları ve elektrik sistemleri ihracatımızda ön planda. Ancak komple sistem çözümü ve projelendirme gibi mühendislik kabiliyetlerimizi de yurt dışı pazarlarda kullanabiliyoruz.”

“ROMANYA PAZARI FİRMAMIZIN BÜYÜMESİNE OLANAK SAĞLADI”

HAYRETTİN KUMBASAR

KUMKAYA MAKİNA FİRMA YÖNETİCİSİ

“Kumkaya Makina olarak bugün itibariyle 20 bin metrekarelik alan üzerine kurulu tesisimizde, ekmek üretiminde kullanılan 136 farklı çeşitte fırın ve hamur makineleri imal ediyoruz. Müşterilerimiz; unlu mamul üreticileri, pastaneler, fırınlar, endüstriyel ekmek üreten firmalar, belediyelerin halk ekmek fabrikaları ile askeri birlikler gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan oluşuyor. Dünya ölçeğinde değerlendirildiğinde firmamızın ürettiği sayıda çeşitli özelliklere sahip makineyi tek bir fabrikada üretebilen firma sayısının oldukça az olduğunu söyleyebilirim. Aralarında; ABD, Avustralya ve Avrupa ülkelerinin de yer aldığı dünyanın 90 ülkesine ürünlerimizi gönderiyoruz. Firmamızı kurduktan üç yıl sonra ilk ihracatımızı gerçekleştirdik. Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkeleri dağıldıktan sonra Rusya, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya’da; ilerleyen yıllar içinde de Özbekistan ve Kazakistan’da şirket ve ofislerimizi açtık. Bu şirketleri daha sonra çalışanlara devrettik ve verimsiz olanları da kapattık. O dönemde gerçekleştirdiğimiz atılımlar şirketimizin hızlı büyümesine büyük katkı sağladı.”