Dünya ekonomisinde gelişmiş ülkeler için 2016 yılı büyüme tahminleri iyimserdi. Ancak yılın ilk yarısı için açıklanan büyüme oranları hayal kırıklığı yaratıyor.
Dünya ekonomisinde gelişmiş ülkeler için 2016 yılı büyüme tahminleri iyimserdi. Ancak yılın ilk yarısı için açıklanan büyüme oranları hayal kırıklığı yaratıyor. Özellikle faiz artırım sürecinde olan ABD ekonomisinde büyüme, beklentilerin altında kaldı. ABD ekonomisi 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 0,8 büyürken, ikinci çeyrekte büyüme bu kez yüzde 1,2 oldu. ABD’de büyüme ivmesi zayıflarken, AB ve Euro Bölgesi’nde ise büyüme sınırlı kalmaya devam ediyor. 2016 yılı ikinci çeyreğinde Euro Bölgesi yüzde 1,6, AB28 ise yüzde 1,8 büyüdü. Yani eleştirilen AB, dikkat çekici biçimde ABD’den hızlı büyüdü. Japonya da büyümeye hala ivme kazandıramadı: Ekonomik büyüme yılın ilk yarısında yüzde 1’in altında ve ülkede yeni mali ve parasal önlemler açıklanıyor. 2016 yılında gelişen ülkeler zaten zayıf büyürken, gelişmiş ülkelerde de büyümeler düşük seyrediyor.
Sağlam makro ekonomik temellerimiz ekonomide hedeflenen normalleşmeyi destekleyecek Darbe girişimi ve ilan edilen OHAL kararının ardından ekonomide normalleşme hedefleniyor. Bu normalleşmeye en büyük katkıyı halen sağlam olan makro ekonomik temeller destekleyecek. Türkiye’nin büyüme dinamikleri oldukça kuvvetli: Ekonomimiz 26 çeyrektir kesintisiz büyüyor. Türkiye ekonomisi yüzde 4,8 ile 2016 yılı ilk çeyreğinde Çin, Hindistan ve Endonezya’nın ardından en hızlı büyüyen gelişen ülke oldu. Türk finansal sistemi, darbe girişimi sonrası ilk çalışma gününde açıldı ve etkin şekilde hiç bir sorun olmadan çalıştı. Yine, Merkez Bankası’nın darbe girişimi sonrası bankalar için oluşturduğu ilave olanakları hiçbir banka kullanmadı, kullanmaya ihtiyaç duymadı. Bankacılık sektöründe sermaye yeterliliği yüzde 13,5 ile dünyanın en yüksek oranlarından birine sahip. Geri dönmeyen kredilerin oranı yüzde 3,29 ile yönetilebilir seviyede izleniyor. 2016 yılında bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1,3 olacak ve bu oran çok sayıda gelişmiş ve gelişen ülkeden iyi bir açık verisi olarak dikkat çekiyor. Kamu borçlarının milli gelire oranı ise yüzde 36 ile dünyanın en düşük oranlarından biri...
Merkez Bankası süreci iyi yönetiyor, ancak kredi notumuz kırılırsa sıkıntı olur Merkez Bankası, yaşanan gelişmelerin ardından aldığı önlemlerle finansal piyasaların ve ödeme sisteminin sağlıklı çalışmasını sağladı. Ardından faiz oranlarındaki indirimi sürdürerek oldukça cesur davrandı ve piyasalara “her şeye hâkimiz mesajı” verdi. Son olarak da yeni bir iletişim politikası başlatarak, ekonomideki tüm aktörlerle daha düzenli iletişim içinde olma kararı aldı. Tüm bu kararlar oldukça olumlu ve OHAL döneminde finansal istikrarı koruyacaktır. Bu dönemde en büyük risk, Türkiye’nin kredi notunun kırılmasıdır. Moody’s’in açıklayacağı “Yatırım yapılabilir kredi notu” kırılırsa, sermaye çıkışları, döviz kuru ve faizlerde daha sert artışlarla dış borçların yenilenmesinde sıkıntı yaşanabilir.,
Her şeye rağmen kredi yatırım yapılabilir kredi notumuz düşürülebilir Dolayısıyla, sağlam makro ekonomik temellerimize rağmen, ekonomik açıdan bizi sıkıntıya sokacak olan “yatırım yapılabilir kredi notumuzun” düşürülmesi olacaktır. Moody’s ve Fitch, Türkiye’ye yatırım yapılabilir kredi notu verirken ekonomik göstergelerin yanı sıra siyasi istikrarı ve artan öngörülebilirliği de pozitif olarak değerlendiriyor. Son yaşanan gelişmeler ve OHAL ilanı, kredi derecelendirme şirketleri için siyasi değerlendirmelerinde ister istemez negatif etki yapacaktır. Bu nedenle, kredi notumuzun düşürülme olasılığının olduğunu düşünüyorum.
FİRMALARA ÖNERİLER
Önerileri yerine getirmek elbette çok kolay olmayacak, ancak yine de böyle bir dönemde firmalarımız önerilerimizi dikkate almalı ve uygulamalı. Bu öneriler içinde öne çıkanlar şunlar olacak: İç ve dış taahhütleri mümkün olduğunca yerine getirme, iç ve dış müşteriler ve tedarikçilerle yakın ilişki ve karşılıklı bilgilendirme, iç ve dış müşterilere kolaylıklar, harcama disiplini, ilave maliyet kontrolü, kredi ilişkilerinde güncelleme, daha yüksek kurlara karşı vadeli işlemler, gereksiz ve acil olmayan yatırımlar için öteleme, gereksiz varlık satışı ile ilave kaynak yaratılması, yatırım ortamını iyileştirme düzenlemelerinden yararlanılması. Kamu için önerimiz ise OHAL döneminin özel koşulları nedeniyle sıkıntıya girebilecek firmalar için özel bir program ve destek uygulanması gerekliliğidir. Firmalar için de ekonomik OHAL uygulamaları yapalım Hükümet, iyi niyetli olarak yeni teşvik ve iyileştirme olanakları içeren düzenlemeler açıklıyor. Ancak firmalar için şu anda öncelik yeni yatırım değil, hayatta kalabilmek. Tüm sektörlerde satışların oldukça gerilediği bir dönem yaşıyoruz. OHAL uygulanacak olan üç ay esasında firmalar için tam bir mücbir sebep oluşuyor. Bu nedenle bu dönemde oluşan koşullar nedeniyle zora girecek firmalar için de mutlaka ekonomik OHAL olanakları sunulmalı. Terör örgütüne destek olan firmalara haklı olarak müdahale edilmeli, ancak bu firmalarla çalışan tedarikçiler ve hizmet sunan kurumların (terör örgütüne destek vermedikleri kabulü ile) tüm hakları ve alacakları da korunmalı ve nakit akışı bozulmamalı. Aksi takdirde piyasalarda zincirleme ödeme zorlukları yaşanmaya başlayabilir.
Bankaların kredi maliyetlerinin düşmesi için BDDK, TCMB ve TMSF düzenlemeler yapabilir Oluşan koşullar içinde yeterli banka kredilerinin kullanılması ve banka kredi faizlerinin gerilemesi de önem taşıyor. Ancak faizlerin düşmesi, bankaların mevcut fonlama ve işletme maliyetlerinin düşmesiyle mümkün olabilir. Bu çerçevede, bankaların işletme maliyetlerini hemen aşağı çekmeleri beklenmemeli. Ancak fonlama maliyetleri üzerinde BDDK, TCMB ve TMSF düzenlemeleriyle gerileme sağlanabilir. Ayrılan karşılıklar, karşılıklara faiz ödenmesi, teminatlandırma, sermaye yeterliliğinde risk puanları, tahsili gecikmiş alacaklar için kabuller ve karşılık ayrıma gibi mevduat sigorta primi gibi alanlarda yapılacak esnekliklerle bankaların hem kredi olanakları artabilir hem de maliyetler azaltılarak kredi faizlerinin aşağı çekilmesi destelenebilir.
İHRACATIN DESTEKLEMESİ İÇİN KAMUYA ÖNERİLER
Kamu, oluşan mevcut koşullar içinde ihracata çeşitli destekler sağlamalı ve bu destekler en azından OHAL süresince uygulanmalı.
• Eximbank kredilerinde teminatların azaltılmasıyla, mevcut teminatlardan daha yüksek kredi limitleri sağlanması,
• Eximbank kredileri taahhütleri ile Dahilde İşleme Rejimi Kapatmaları için sürelerin uzatılması,
• Eximbank’ın tüm krediler türlerinde yeni kullanımlarda, vadelerin bir kereliğine 30- 60 gün uzatılması,
• Kredi Garanti Fonu’nun bankalardan kullanılan ihracat ve döviz kazandırıcı hizmet kredileri için özel bir garanti programı oluşturması ve uygulaması,
• Bankaların ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler için verdikleri kredilerin risk ağırlığının yılbaşına kadar düşürülmesi,
• Gümrük işlerinde “kırmızı hat” gibi uygulamaların bir süreliğine askıya alınarak hızlı üretim ve teslimatların önünün açılması,
• KDV iadelerinin hızlandırılması, dosyaların kapatılması ve ödemeler için yarı zamanlı çalışma veya sözleşmeli memur ile insan kaynağı desteği sağlanması,
• İhracat desteklerinde bir kereliğine limitlerin yüzde 15-25 arasında artırılması,
• Alıcıların ayağına gitmek zorunda kalan ihracatçıların yurt dışı seyahat ve vize harcamalarının yeni bir program ile yılsonuna kadar desteklenmesi,
• İhracatçıların e-Ticaret üzerinden satışları ve sosyal medya üzerinden sağladıkları iletişim üzerindeki vergi yüklerinin yılsonuna kadar ertelenmesi,
• Yurt içi fuarlara katılacak yabancı alıcı ve müşterilerin seyahat ve konaklama harcamalarının karşılanması,
• Yurt dışında mağazası bulunan Türk markalarının bayi ve benzeri perakende kanalı sahiplerinin Türkiye’ye yapacakları seyahat harcamalarının karşılanması.
DİĞER ÖNERİLER
• 2016 yılı Ağustos ve Kasım aylarında yapılacak olan peşin vergi ödemelerinin yeni yıla ötelenmesi veya üçer taksit ile alınması,
• Yurt içi işlerden kaynaklanan KDV iadelerinin/ alacaklarının ödemesinin hızlandırılması,
• Ücretsiz verilen izinlerde SGK primi ile Gelir Vergisi ödemelerinin tamamının veya bir bölümünün kamu tarafından üstlenilmesi,
• Yurt dışından Türkiye’ye gelecek müşteri ve alıcıların yapılamayan hayat sigortaları için (bazı ülkelerde reasürans şirketleri Türkiye’ye gidişlerde poliçeleri reasüre etmiyor) Türk Reasürans Şirketi’nin reasüre işlevini üstlenmesi,
• Çeklerin vadelerinden önce tahsil edilmeye başlanmış olması nedeniyle, bu konuda çekin vadesinde tahsilinin hukuki garanti altına alınması,
• Daha önce açılmış olan kamu ihalelerin hızla sonuçlandırılması ve yeni iş olanakları yaratılması ile kamuya iş yapanların alacaklarının ödemelerinin hızlandırılması.