yaklaşık olarak 3 bin 500 farklı urunden meydana gelen bağlantı elemanları sektoru, inşaat, otomotiv, beyaz eşya, elektrik, elektronik ve mobilya gibi ana sektorler başta olmak uzere, tum imalat sanayine urun veriyor. turkiye’nin 180...


Bağlantı elemanları sektörü, özellikle vida, civata, somun, pul, rondela, perçin gibi sanayi ürünlerinin bir araya getirilerek bütünleştirilmesinde kullanılan ve sadece sanayi ürünlerinde değil insanların yaşamlarında kullandıkları tüm eşyaların bir arada durmasını sağlayan elemanlardır. Bağ- lantı elemanları sektörü yaklaşık olarak 3 bin 500 farklı üründen meydana geliyor. Söz konusu sektör; inşaat, otomotiv, beyaz eşya, elektrik, elektronik ve mobilya gibi ana sektörler başta olmak üzere, tüm imalat sanayine ürün veriyor. Türkiye’nin 180 farklı ülkeye ihracatı nı yaptığı bağlantı elemanları, çok fazla görülmeyen ancak gelişmekte olan ve her yıl hacmini büyüten sektörlerden bir tanesi. Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre 2007 yılında toplam bağlantı elemanları ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında artış göstererek 25,3 milyar dolar değerine ulaştı. Dünya bağlantı elemanları ihracatında ilk sırada Almanya yer alıyor, bu ülkeyi Çin ve Tayvan takip ediyor. Türkiye, 2007 yılında bağlantı elemanları ihraç eden ülkeler arasında 25. sırada yer aldı. Bağlantı elemanları ihracatı yapan ilk 10 ülke arasında en fazla ihracat artı- şı yüzde 38 ile Çin’de gözlendi. Söz konusu ülkenin dünya bağlantı elemanları ihracatı içerisindeki payı ise yüzde 16,6.

İTHALATTA ARTIŞ YAŞANDI
2007 yılında bağlantı elemanları ithalatı, bir önceki seneye kıyasla yaklaşık yüzde 20 oranında artarak 29,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. 3,9 milyar dolar ithalatı ile ABD, dünya genelinde bağlantı elemanları sektör ithalatı yapan ülkeler arasında lider konumunda yer alıyor. Söz konusu ülke dünya genelinde bağlantı elemanları sektör ithalatından yüzde 13,4 pay alı- yor. ABD’yi Almanya, Çin, Meksika ve Fransa takip ediyor. Bağlantı elemanları ithalatı yapan ilk 10 ülke arasında en fazla ithalat artışı yüzde 45,1 ile İtalya’da gözleniyor. Türkiye, 2007 yılında, bağ- lantı elemanları ithalatı ile dünya sektör ithalatında 21. ülke konumunda yer aldı. Türkiye’nin son iki yıldaki bağlantı elemanları ihracatına bakıldığı zaman sektör ihracatının 2008 yılında yüzde 27,7 oranında artış göstererek 202 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiği görülebilir. Türkiye’nin 2008 yılındaki sektör ihracatı, ürün bazında incelendiğinde, 47 milyon dolar ile birinci sırada ‘demir veya çelikten diğer başlı cıvatalar’ yer aldığı, onu 22 milyon dolar ile ‘altı köşeli, başlı, demir veya çelikten, çekme direnci mm2.de 800 N’dan fazla olan cıvataları n” izlediği görülüyor. En fazla ihracat artışı ise, ‘demir veya çelikten başsız, çekme direnci mm2.de 800 N’dan fazla olan vidalar’da kaydedildi. 2008 yılında ihracatında düşüş görülen ürünlerin başı nda ‘paslanmaz çelikten altı köşeli yivli başlı vidalar’ ve ‘demiryolu yapım malzemesinin tespitinde kullanılan demir veya çelikten vidalar’ gelmekte.

EN FAZLA İHRACAT ALMANYA’YA
2008 yılı Türkiye’nin ülkeler itibarıyla bağlantı elemanları ihracatı incelendi- ğinde, yaklaşık 74 milyon dolar ile Al- manya’nın ilk sırada yer aldığı görülür. Türkiye’nin sektör ihracatında diğer önemli pazarları ise sırasıyla Fransa (11,9 milyon dolar), İngiltere (7,9 milyon dolar), Rusya (6,6 milyon dolar) ve Türkmenistan (6,3 milyon dolar) oldu. Diğer -
taraftan, Türkiye’nin sektör ihracatındaki ilk 10 ülke arasında en fazla ihracat artışı gerçekleşen pazar Türkmenistan olurken, onu Cezayir takip etti. Dünya sektör ithalatında ilk sırada yer alan ABD, Türkiye’nin sektör ihracatında ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Türkiye’nin 2007 yılında 389 milyon dolar olarak gerçekleşen bağlantı elemanları ithalatı, 2008 yılında yüzde 18 artarak 457,3 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin bağlantı elemanları ithalatı nda ilk sırada yer alan ‘demir veya çelikten diğer başlı vidalar’, 48,7 milyon dolar değerindeki ithalatı ile sektör ithalatı nın yüzde 11’ini teşkil ediyor. Sektör ihracatımızda ikinci sırada yer alan ‘demir veya çelikten diğer başlı cıvataların’ ithalat değeri 44 milyon dolar. Diğer taraftan, ‘paslanmaz çelikten başsız cıvatalar’, ithalatında en fazla düşüş görülen kalem. 2008 yılında bağlantı elemanları sektöründe, Türkiye’nin başlıca tedarikçisi Çin oldu. 2007 yılında yaklaşık 89 milyon dolar değerinde bağlantı elemanları ithal edilen Çin’den, 2008 yılında 121 milyon dolar değerinde bağlantı elemanları ithal edildi. 2008 yılında sektör ithalatında Çin’i, 93,2 milyon dolar ile Almanya, 61 milyon dolar ile Fransa takip etti. Türkiye’nin sektör ithalatındaki ilk 10 ülke arasında en fazla ithalat artışı gözlenen ülke ABD’yken, onu Fransa takip etti. Bu ülkeler arasında en fazla düşüş yaşanan ülke ise İngiltere oldu.


158 ULKEYE İHRACAT GERCEKLEŞTİRİLDİ
2008 yılında Türkiye’nin bağlantı elemanları ihracatı, bir önceki seneye kıyasla yüzde 27,7 artarken, sektör ithalatı ise yüzde 17,5 artış gösterdi. Sektördeki dış ticaret açığı yüzde 11 arttı. 2007 yı- lında 157 ülkeye bağlantı elemanları ihracat yapan Türkiye, 2008 yılında ise 158 ülkeye sektör ihracatı gerçekleştirdi. Tüm dünyayı bir arada tutan ‘Bağlantı Elemanları’ Türkiye’de de aynı önemli misyonu yerine getiriyor. Ancak Türkiye’nin şartları göz önüne alındığında tüm sanayicilerin çekmekte olduğu sı- kıntılar aynen yaşanmakta ve ilave olarak gözle görülmeyen bir yan sanayi ürününün bugüne kadar hak ettiği önemi alamamış olmasının sıkıntılarının da yaşandığı dikkat çekicidir. Bağlantı elemanları nın olmaması durumunda herhangi bir sınai ürününün imal edilemeyeceğ inin bilinci ile hareket etmek çok önemlidir. Türkiye’de mevcut olan bağ- lantı elemanları imalat kapasitesi, ülke ihtiyacından fazla bir kapasitedir. Mevcut kapasitenin çok düşük oranlarda kullanılmasının birkaç sebebi vardır. Bu sebepler arasında; ekonomik koşulların yerinde olmaması, ithalatın kural dışı şekillerde yapılması, teknoloji transferi ve birikiminin yeterli olmamasını sayılabilir.

“DUNYA DONDUKCE VAR OLACAK BİR SEKTOR”
Bağlantı elemanları sektörünü ‘dünya döndükçe var olacak bir sektör’ olarak tanımlayan Mitaş Civata Genel Müdürü Serdar İskender, sektöre Türkiye’de gereken önemin verilmediğini ve sektörün sıkıntılarının artarak devam ettiğini söylüyor. Sektördeki en büyük sorunun ithal edilmek zorunda kalınan hammadde olduğuna değinen İskender şöyle devam ediyor: “Bağlantı elemanları üretiminde kullanılacak, orta ve yüksek karbonlu, nitelikli, soğuk dövmeye uygun çelikler, yurt dışından ithal edilmektedir. Hammaddenin ithal edilmesi, girdi maliyetlerinin yükselmesine neden olmaktadı r. İthalat nedeniyle, genel maliyet içerisindeki payı yüzde 55’i bulan hammadde maliyetleri, bağlantı elemanları sektörünün uluslararası piyasalarda rekabet şansını da azaltmaktadır.” İskender ayrıca, hammadde tedarik süresinin uzunluğu, ithalatta yaşanılan problemler, en az üç ay yetecek kadar stokta hammadde bulundurma zorunluluğ u ve stokların getirmiş olduğu finans yükü gibi sebeplerin, ihracat yapmaya çalışan bağlantı elemanları üreticilerini zor durumda bıraktığını söylüyor. İskender şöyle devam ediyor: “Hammadde fiyatlarının ithalat nedeniyle yüksek olması, iç piyasada Uzak Doğu’dan gelen ithal ürünlerle rekabet edilmek zorunda kalınması, üreticiyi düşük fiyatlarda malzeme almaya itmekte, bu durum da kalitesiz bağlantı elemanlarının üretilmesine ve pazarlanmasına neden olmaktadır. Enerji maliyetlerinin yüksekliğ i ve sürekli artışı, maliyetler üzerinde olumsuz etkide bulunarak, Firmaları n uluslararası piyasadaki rekabetini de olumsuz etkilemektedir.”


“UCUZ URUN İCİN UZAK DOĞU’YA YONELİYORLAR”
Çelik konstrüksiyon ve inşaat sektörlerinde, bağlantı elemanları standartlarında yüksek mukavemetli olarak tanımlanan (10.9) kalite bağlantı elemanlarının kullanıldığına değinen İskender, “Yapı- lan işin büyüklüğüne ve çeşitliliğine göre, kullanılan bağlantı elemanlarının çapları ve mukavemetleri de büyümektedir. Otomotiv, otomotiv yan sanayi, makine sektörlerinde M8, M10, M12, M16 çaplarındaki bağlantı elemanları kullanılırken, çelik konstrüksiyon ve inşaat sektörlerinde M20, M24’den başlayı p M52’ye kadar çıkan büyük çaptaki bağlantı elemanları kullanılmaktadır” diyor. İskender, “M24’ün üzerindeki cı- vatalar, sıcak dövme olarak üretilmektedir. Sıcak dövme bağlantı elemanı üretimi de seri bir üretim olmadığı için üretim maliyetlerinin yüksek oluşu nedeniyle, bağlantı elemanları satış fiyatları da artmaktadır” diye konuşuyor. Çelik konstrüksiyon ve binalarda, bağlantı elemanlarının ağırlığının toplam çelik miktarının yüzde 1-1,5 oranında değişmekte olduğunu aktaran İskender, “Ancak, fiyatsal olarak değerlendirme yapıldığı nda seçilen bağlantı elemanlarının büyük çaplı, yüksek kaliteli ve özel olması nedeniyle, bağlantı elemanlarının fiyatı çelik fiyatlarının, proje özelliğine göre iki ya da üç katına çıkabilmektedir” diyor. İskender, çelik taşeronlarının, maliyetleri aşağıya çekebilmek amacıyla toplam maliyet içerindeki payı çok düşük olmasına rağmen, çelik yapılar için kritik olan bağlantı elemanlarını, ucuz ve düşük kaliteli olarak Uzak Doğu’dan ithal edilen ürünlerden seçtiklerini belirtiyor.


“KALIP VE YEDEK PARCADA YURTDIŞINA BAĞIMLIYIZ”
Yerli üreticilerin hammaddede, olduğu gibi kalıp ve yedek parça tedariklerinde de yurt dışına bağımlı durumda oldukları nın altını çizen İskender, “Ülkemizdeki kalıp üreticileri de, kalıp üretiminde kullandıkları elmas olarak tanımlanan sert metalleri yurt dışından ithal etmektedirler. Ayrıca, kalıpların ısıl işleminde yaşanılan problemlerde henüz çözülebilmiş değildir” diyor. İstenilen kalitede, ısıl işlem yapılamayan kalıpları n dayanımlarının da düşük olduğunu belirten İskender, “Bu durumda, maliyetlerin yükselmesine ve kalıpların da ithal edilmesine neden olmaktadır. Bağ- lantı elemanları kalıplarının üretimiyle ilgilenen çok fazla üretici olmaması, çok yakın bir gelecekte, tüm kalıpların ithal edilmesine de neden olacaktır” diye konuşuyor. Bağlantı elemanlarının üretim teknolojisinin hızlı bir gelişme göstermesine karşı n, teknik elemanların aynı oranda yetiştirilememesi durumunun, sektör içerisinde, vasıflı eleman sıkıntısının doğ- masına neden olduğunu aktaran İskender, “Sektörde, vasıflı eleman yetiştirilmesi usta-çırak ilişkisi içerisinde uzun zaman almaktadır. Meslek liselerinde, çok farklı branşlarda eğitim verilmesine karşılık, bağlantı elemanlarıyla ilgili bir bölümün olmaması, sektörde kaliteli teknik eğitim almış ve konusunda uzmanlaşmı ş eleman eksikliğini ortaya çı- karmaktadır” diyor. Benzer bir durumun, üniversiteler için de geçerli oldu- ğunu aktaran İskender, “Üniversitelerimizde, bağlantı elemanlarının üretimi, ısıl işlemi, kalite kontrolüyle ilgili herhangi bir ders olmaması ve bu konuda teorik çalışmalar dışında sanayiye yönelik herhangi bir çalışma bulunmaması nedeniyle, istihdam edilecek mühendis bulmakta da zorluk yaşanmaktadır. Bu nedenle, uzun yıllar sektörde mühendis istihdam edilememesi, yapılan çalışmaları n mühendislik yaklaşımlarından uzak, tecrübeye dayalı olarak devam etmesine neden olmuştur” diye konuşuyor. Eleman yetiştirme zorluklarının yanı nda, yetişen elemanların da çok kısa sürede tüm bilgileri öğrendiği düşüncesine kapılarak, fazla beklentilere sahip olmasının, kısa süreli iş değişikliklerine sebep olduğuna da değinen İskender, bu durumun da Firmaları maliyet ve zaman kaybına uğrattığını söylüyor.

“İTHAL HAMMADDE PROBLEMİ COZULMELİ”
İskender sektörün gelişi için çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor: “Öncelikli olarak, bağlantı elemanları sektörünün en önemli problemi olan ithal hammadde probleminin çözülmesi gerekmektedir. Sıcak ve soğuk dövmeye uygun, vakumlu ortamlarda üretilen nitelikli çeliklerin, yerli çelik üreticileri tarafından üretilmesi teşvik edilmelidir. Bağlantı elemanlarının üretiminde kullanılacak hammaddelerin yerli üreticiler tarafından üretilmesi, maliyetlerin düşmesini sağlayarak, ihracatı artıracaktır. Devletimizin, ithalatta yerli üreticileri koruyacak tedbirler alması gerekmektedir. Bu amaçla, kaçak ithalatın engellenmesi ve ithalata düzenleme getirilmesi, sektörün dünya ile rekabetteki gelişimini artıracaktı r. Bu tedbirlerle, sektördeki atıl kapasitede değerlendirilecektir. Sektörün ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanların yetiştirilebilmesi amacıyla, meslek liselerinde, bağlantı elemanlarının üretim metotlarıyla ilgili dersler verilmesi ya da konuyla ilgili bölümler açılması gerekmektedir. Benzer uygulamalar, üniversitelerin makine mühendisliği bölümleri için de yapılmalıdır. Sektörün finansman sorunu, küçük sanayicilere verilecek düşük faizli kredilerle çözümlenmelidir. TÜBİTAK, TTGV, KOSGEB tarafı ndan verilen Ar-Ge desteklerinde, bağlantı elemanları sektöründe faaliyet gösteren Firmalara da pay ayrılmalıdır.”

“KRİZ İHRACATI SEKTEYE UĞRATTI”
Çetin Civata İthalat ve İhracat Müdürü Baha Kutbay ise Firmaların özellikle Türkiye içindeki sıkı maliye politikasından ve yaşanan durgunluktan kaynaklanan uzayan vadelere karşı ihracat pazarları na yöneldiklerini söyleyerek, “İhracat pazarlarına yapılan satış ise 2008 dünya finans krizi ile birlikte ciddi biçimde sekteye uğramıştır. Bu hızlı ve ani talep daralması ise şimdiye kadar istikrarlı biçimde büyüyen ve Türkiye’nin ihtiyacından fazla kurulu kapasitesi ile ülke ihracatına katkısı bulunan sektöre darbe vurmuştur” diyor. Ayrıca sektör üreticilerinin Çin’den gelen üretimler ile sürekli rekabet altında olduklarını belirten Kutbay, “Çin ürünleri sadece Türkiye’de değil gittiğimiz tüm pazarlarda karşımıza alternatif tedarikçi olarak konmakta ve karşılaştırma yapılmaktadı r” diye konuşuyor. Teknolojisi yoğun katma değeri yüksek ve müşteriye özel ürünlerde ise Türkiye’de üretimin avantajlı olduğunu belirten Kutbay, Türkiye pazarının büyüklü- ğünün yurtdışındaki imalatçılar ile rekabet edebilecek büyük Firmaların doğması na yol açtığını söylüyor. Kutbay şöyle devam ediyor: “Bu Firmalar coğrafi avantajı kullanarak, müşteriye özel içinde Ar-Ge olan mal ürettiklerinde Çin ve Hindistan’dan 60 günde gelecek bir malı çok daha kısa süre içinde Avrupa’ya gönderebilmektedirler. Buda hiç şüphesiz bizleri avantajlı konuma getirmektedir.” Kutbay, “Ayrıca Çin, Tayland ve Tayvan gibi rakiplerimize karşı bizi avantajlı kı- lan bir diğer unsur ise sürekli olarak stoklu çalışmamız ve müşteri talebini daha hızlı karşılayabilmemizdir” diyor. Coğrafi yakınlık nedeni ve kültür bağları nın da etkisi ile daha etkin pazarlama yapılabildiğine de değinen Kutbay, “Sonuçta Firmalar karşılarında sadece tedarikçi değil bir ortak bir muhatap da almak istiyorlar. Hatta bu yakınlık nedeniyle ortaklıklar, satın almalar, stratejik işbirlikleri artmış, birçok firma bu yolla kendilerini sermaye ve pazarlama olarak güçlendirmeye başlamışlardır” diye konuşuyor.

“ANTİ-DAMPİNG UYGULAMASI ONUMUZU ACTI”
Çin bağlantı elemanı ürünlerine AB tarafı ndan 2 Şubat 2009 itibari ile getirilen yüzde 80’e yakın anti-dumping vergisinin Türkiye’deki üreticilerin Avrupa’da önünü açtığını aktaran Kutbay, yurt içinde de beklenen anti- dumping vergisi ile üreticilerin bir nebze olsun rahat nefes alacağını ve rekabet gücünün artacağı nı söylüyor. Kutbay ayrıca imalatı destekleyen ve ihracatı teşvik eden yeni düzenlemeler yapıldığı takdirde Türkiye’deki üreticilerin dünya üzerinde söz sahibi olacaklarını aktarıyor ve ekliyor: “Türkiye bağlantı elemanları alanında Avrupa’nın üretim üssü olmaya aday ülkedir ve her kriz gibi 2008 Finansal krizi bittiğinde hızlı bir yükseliş içine girecektir.”

“UZAK DOĞU’NUN KALİTESİZ URUNLERİ GETİRİLİYOR”
Norm Cıvata Satış Müdürü Yaşar Yalçın da sektörün en önemli sorununun hammaddenin dışarıya bağımlı olması oldu- ğunu söylüyor. Yurtiçinde üretilen hammaddenin kalite olarak süreklilik sağlayamadığı na değinen Yalçın, “Aynı zamanda üretim için gerekli olan makinelerin tamamı ithaldir. Bir de uzak doğudan çok ucuza kalitesiz ürünlerin Türkiye’ye getirilmektedir” diyor. Uzak Doğu’dan ithal edilen bağlantı elemanları na bir kısıtlama getirilmesi gerektiğ ine değinen Yalçın, son gelen yasa değişikliği ile bir nebze de olsa bu uygulamaya başlandığını söylüyor ve ekliyor: “Bunun sıkı bir şekilde denetlenerek kaçakların olmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.” Diğer bütün sektörlerde de olduğu gibi bağlantı elemanları sektörünü de devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini aktaran Yalçı n, “Firma sahiplerinin yatırım yapmaları için teşvik edici önlemler alınması gerekir” diye konuşuyor. Yalçın ayrıca, “Bağlantı elemanları sektörünün önü devamlı açık bir sektördür. Fakat bunun yanında tüketicinin de bilinçlendirilerek kaliteli ürün kullanmaya teşvik edilmesi gerekir” diyor.

kutu: 2008’DE İHRACAT YUZDE 27,7 ARTTI 2008 yılında Türkiye’nin bağlantı elemanları ihracatı, bir önceki seneye kıyasla yüzde 27,7 artarken, sektör ithalatı ise yüzde 17,5 artış gösterdi. Sektördeki dış ticaret açığı yüzde 11 arttı. 2007 yılında 157 ülkeye bağlantı elemanları ihracat yapan Türkiye, 2008 yılında ise 158 ülkeye sektör ihracatı gerçekleştirdi.

Kutu: DUNYA SIRALAMASINDA TURKİYE İHRACATTA 25. SIRADA Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre 2007 yılında toplam bağlantı elemanları ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında artış göstererek 25,3 milyar dolar değerine ulaştı. Dünya bağlantı elemanları ihracatında ilk sırada Almanya yer alıyor, bu ülkeyi Çin ve Tayvan takip ediyor. Türkiye, 2007 yılında bağlantı elemanları ihraç eden ülkeler arasında 25. sırada yer aldı. Bağlantı elemanları ihracatı yapan ilk 10 ülke arasında en fazla ihracat artışı yüzde 38 ile Çin’de gözlendi. Söz konusu ülkenin dünya bağlantı elemanları ihracatı içerisindeki payı ise yüzde 16,6.   Spot: Mitaş Civata Genel Müdürü Serdar İskender: “Sektördeki en büyük sorun ithal edilmek zorunda kalınan hammadde. Bağlantı elemanları üretiminde kullanılacak, orta ve yüksek karbonlu, nitelikli, soğuk dövmeye uygun çelikler, yurt dışından ithal edilmektedir. Hammaddenin ithal edilmesi, girdi maliyetlerinin yükselmesine neden olmaktadır. İthalat nedeniyle, genel maliyet içerisindeki payı yüzde 55'i bulan hammadde maliyetleri, bağlantı elemanları sektörünün uluslararası piyasalarda rekabet şansını da azaltmaktadır.”