Türkiye’de demir ve demir dışı metallerin dökümü konusunda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarını yurt içi ve yurt dışında temsil eden en üst kurum olan Türkiye...
Türkiye’de demir ve demir dışı metallerin dökümü konusunda faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarını yurt içi ve yurt dışında temsil eden en üst kurum olan Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD), 1976’dan bugüne faaliyetlerini sürdürüyor.
Döküm sektörünün bürokratik sorunlarına çözüm bulmak amacıyla 1976 yılında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal öncülüğünde dönemin önde gelen döküm sanayicileri tarafından kurulan TÜDÖKSAD, 40 yıllık süreçte yapmış olduğu faaliyetlerle Türkiye döküm sektörünün büyümesi ve özellikle ihracat açılımının itici gücü oldu.
Türkiye döküm sanayisinin önde gelen sanayi kuruluşunun üye olduğu TÜDÖKSAD’ın ana hedefi ise Türkiye döküm sanayisinin bir bütün olarak geliştirilmesi. Döküm sektörünün bütün dallarıyla ilgilenen TÜDÖKSAD, bu amaçla fuarlar, sergiler, konferans ve paneller, eğitimler, kongreler, yarışmalar ve çeşitli diğer etkinlikler düzenlemesinin yanı sıra Türkiye’de dökümcülük eğitiminin yaygınlaştırılması ve niteliğinin artırılması için üniversitelerle projeler geliştiriyor; kamu nezdinde döküm sektörünü temsil eden çalışmalara aralıksız devam ediyor.
1989 yılında döküm sektörünün uluslararası çatı kuruluşu olan Dünya Dökümcüleri Birliği’ne (World Foundry Organisation-WFO), 2007 yılında ise Avrupa Dökümcüler Birliği’ne (European Foundry Association-CAEF) tam üye olan TÜDÖKSAD, her iki kurumun yönetim kurulları ve komisyonlarında görev almayı da sürdürüyor.
21 Şubat’ta gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantısında 2018-2020 yılı yönetim kurulunu belirleyen TÜDÖKSAD’ın yeni dönem hedefleri ve projelerini, TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Umur Denizci’ye sorduk.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’ni (TÜDÖKSAD) ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
TÜDÖKSAD, 1976 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal tarafından, Türk döküm sektörünün ortak sorunlarına kalıcı çözümler getirmek amacıyla kuruldu. Türkiye’nin demir ve çelik döküm sanayisinde faaliyet gösteren öncü kuruluşlarının girişimleriyle faaliyetlerine başlayan TÜDÖKSAD, 42 yıllık geçmişi içinde, gelişen demir dışı metaller döküm sanayisinin de temsilcilerini bünyesine katarak sektörün bütününü temsil eder duruma geldi. 1995 yılında da, Bakanlar Kurulu kararıyla “Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği” ismini aldı. Ana amacımız, üyeler arasında birlik ve beraberliği sağlayarak, üyelerin birbirlerinden haberdar olup ortak çalışmalarla döküm sektörünü daha iyi bir noktaya getirmelerine yardımcı olmak. Bu anlamda son yıllarda çalışmalarımızı genişleterek üyelerimize daha kapsamlı hizmet sunma çabalarımıza devam ediyor ve Türk döküm sektörünü ulusal ve uluslararası platformlarda en üst düzeyde temsil ediyoruz. 1989 yılından beri WFO ve 2007 yılından itibaren de CAEF üyesi olarak dünyadaki teknolojik çalışmaları ve yeni gelişmeleri üyelerimize aktarıyor; söz konusu kuruluşların yönetim kurulları ve idari kadrolarında yer alarak sektörün dünyadaki gelişimine de yön veriyoruz.
Ben, 1971 yılından beri döküm sektöründeyim. 1971 yılında ODTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum, 1972 yılında ise aynı bölümden Metalurji Yüksek Mühendisi unvanını aldım. 1972 yılında Akdöküm’de (bugünkü adıyla Atik Metal) iş hayatına başladım. 1976-1978 yılları arasında Döküm Sanayi’de çalıştıktan sonra 1978 Eylül ayında Denizciler Dökümcülük AŞ’yi kurdum. Halen bu firmanın Yönetim Kurulu Başkanlığını yapıyorum. Geçtiğimiz dört yıl boyunca TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini icra ettikten sonra geçtiğimiz Şubat ayında TÜ- DÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildim. 2010 yılından beri de TÜDÖKSAD’ı WFO Yönetim Kurulu’nda temsil ediyorum. Ayrıca, Amerikan Dökümcüler Derneği’nin de (AFS) 1980’den bu yana üyesiyim.
Geride kalan yıl sektörünüz ve TÜDÖKSAD için nasıl geçti? Bu yıla ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir?
Sektörümüz, 2023 büyüme ve ihracat hedeflerinde kendine düşen ihracat ve katma değer hamlesini yapma gayreti içinde. Sanayimizin en eski ve köklü alanlarından olan döküm, ülkemiz için yüksek önemdedir ve sayısız endüstri alanında ara malı olarak kullanılmakta olduğundan, sanayinin olmazsa olmazıdır. Metale en çok değer katan üretim metodu olan döküm, gelişen modern teknolojileriyle hem dünyada hem de Türkiye’de önemini korumaya da devam edecektir. Türkiye döküm sanayisi, son yıllardaki büyüme eğilimine devam ediyor: Kesinleşmemiş rakamlara göre 2017 yılında toplam 4,6 milyar euro değerinde, 2 milyon 155 bin ton mamul ürettik. Bunun yüzde 62’sini oluşturan, yaklaşık 1 milyon 340 bin tonluk kısmı ise ihraç edildi. Sektörümüzün hedef pazarı olan Euro Bölgesi’ne, başta otomotiv, ağır vasıta ve ticari araç olmak üzere makine imalat sanayileri, enerji, pompa ve vana sektörlerine yönelik olarak döküm parça ihraç etmeye devam ediyoruz. 2018 yılında ise hem iç hem de dış pazarlarımızda büyüme eğiliminin süreceğini, üretim miktarı ve değer bazında yüzde 10-13 aralığında artış yaşayacağımızı öngörüyoruz.
TÜDÖKSAD’ın Türk makine sektörü açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz?
Gözlemlediğim üzere, yürütülen yoğun çalışmalar neticesinde Türkiye makine imalatçılarına uluslararası pazarlarda duyulan güven giderek artıyor. Döküm sektörü olarak makine imalat sektörleriyle doğal bir işbirliği içerisindeyiz. Makine imalat sektörlerine döküm parça tedarikinde bulunan biz dökümcüler, imalatçılarımıza duyulan güvenin ve bilinirliklerinin artmasını her iki taraf için de faydalı buluyoruz. Bu çerçevede de dünya genelindeki payımızı artırmaya devam edeceğimize inanıyoruz.
Sektörünüzün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Sektör temsilcilerinin Ar-Ge çalışmalarına TÜDÖKSAD’ın katkısı hangi aşamalarda gerçekleşiyor? Onlarca sektöre ara mamul sağlamanın yanında bitmiş/montajlı ürünlerin sayısının artmasının sektörümüze sağlayacağı katma değerin farkındayız. Bu nedenle TÜDÖKSAD, bu konuda uygulanmakta olan paket ve teşvikler hakkında üyelerini sürekli olarak bilgilendiriyor. İlgili mevzuatta geçen yıl yapılan yeni düzenlemelerle döküm sektöründe 2008’den beri mümkün olamayan Ar-Ge merkezi başvurularına imkân sağlandı. Bu doğrultuda Türk dökümhaneleri Ar-Ge merkezi belgelerini almak için gerekli başvuruları yapmaya ve olumlu sonuçlar almaya da devam ediyor. Türk döküm sektörünün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz? Son yıllarda Türkiye döküm sektörü özelinde kalite yönetim ilkeleri ve felsefesi tamamen benimsendi. Bu alanda dünyaya örnek olan çalışmalar yapıyor ve ödüller alıyoruz. Toplam kaliteye yönelik çalışmalar da ticari olarak neticesini veriyor. Türk dökümcüleri, üretimleriyle uluslararası alanda marka değerini her geçen gün artırmaya devam ediyor. Üretimimizin yüzde 62’lik kısmını ihraç etmemiz, değer bazında ihraç oranının yüzde 71’e ulaşması ise sektörün küresel rekabet gücünü ortaya koyması bakımından önemlidir. Bunun yanında “Endüstri 4.0” ile ilgili gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Dijital fabrikalar vizyonunun yansımaları döküm sektöründe de hissedilmeye başlandı. Bilindiği üzere, özellikle Almanya’nın öncüsü olduğu bu yeni dönemin hedefi; otomasyon ve robot teknolojileri doğrultusunda maliyetleri düşürüp kaliteyi arttırarak Uzak Doğu ülkeleriyle olan rekabette bir adım öne geçmek. Sektör olarak biz de bu yönde yaptığımız çalışmalara giderek daha fazla önem veriyoruz.
TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içinde odaklanacağınız önemli başlıklar neler olacak? Halen devam eden ve projelendirilecek çalışmalarınız hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz?
TÜDÖKSAD, sektörümüzün teknik gelişimine katkı sağlayabilmek için uluslararası kongre ve eğitim çalışmalarına ağırlık vererek, üyelerinin arzu edilen uluslararası başarı seviyelerine erişmesine destek oluyor. Bu doğrultuda yaklaşık üç yıldır faaliyette olan eğitim girişimimiz “TÜDÖKSAD Akademi”, üyelerimizin çalışanlarını döküm teknolojileri konusunda yetkin kılmak amacıyla kongre, seminer ve paneller düzenleyerek eğitim desteği veriyor ve bilgi kaynağı sağlıyor. Bu konuda orta vadede ise uzaktan eğitim verebilen, kütüphanesine uzaktan ulaşılabilen, döküm kongreleriyle fark yaratan ve Türk döküm sektörünün önder eğitim kurumu olma hedeflerimiz var.
Dökümcüler açısından hayati önem taşıyan bir diğer husus ise sektörümüzün gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanıtımına ağırlık verilmesi. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan bağlarımızı güçlendirmenin de sektörümüz için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Günlük yaşamın her noktasında karşılaşılması mümkün olan döküm parçaları ve döküm sektörünün bilinirliğinin artması gerektiğini düşünüyoruz. Üyelerimiz, uluslararası fuar ve etkinliklere katılarak tanıtım ve yeni iş bağlantıları kurma, Ayrıca, teknolojideki son gelişmelerle birlikte diğer ülkelerin döküm sektörlerini de yakından gözlemlememize imkân sağlayan bu faaliyetlere yönelik TÜDÖKSAD’ın çalışmalarına da tüm hızımızla devam etmeyi planlıyoruz.
Sektörünüzün insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz?
Son yıllarda sektör genelinde gözlemlenen en önemli konulardan birinin eleman açığı ve yeni mezun mühendislerin aldığı yetersiz eğitim olduğunu söyleyebilirim. Değişen koşullar neticesinde üniversitelerin metalurji ve malzeme mühendisliği eğitiminin geldiği noktada, öğrencilere süreç bilgisinin yanı sıra döküm alanında yeterli düzeyde bilginin aktarılamadığını ve eğitimin malzeme bilimi eksenine kaydığını görüyoruz. Oysa dökümhane gibi kendine has bir üretim sürecini kavrayabilecek ve yorumlayabilecek mühendislerin yetişmesine önem vermek, Endüstri 4.0 uygulamalarının beraberinde getireceği iş kolları değişiklikleri ve yeniliklerine hazırlıklı olmak adına sektörümüzün geleceği için büyük önem taşıyor.