Kırgızistan, Orta Asya’da yer alan yetmiş yıllık Sovyet yönetimine rağmen öz benliğini koruyabilme başarısını göstermiş, bağımsızlığını kazandıktan sonra da...
Kırgızistan, Orta Asya’da yer alan yetmiş yıllık Sovyet yönetimine rağmen öz benliğini koruyabilme başarısını göstermiş, bağımsızlığını kazandıktan sonra da piyasa ekonomisine geçiş amacıyla gereken yasal ve hukuki düzenlemeleri hızla gerçekleştirme yolunda ilerleyen Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden biri. Kırgızistan, coğrafi konumu itibarıyla Rusya’nın etki ve hâkimiyet alanında bulunması nedeniyle, gerek komşusu olan diğer Türk Cumhuriyetleri gerekse de ekonomik ve coğrafi olarak en büyük komşusu olan Çin ile ilişkilerinde çok dikkatli ve hassas ilişkiler kurmaya devam ediyor. Öte yandan ülke, ABD gibi batı bloğunun demokrasi, insan hakları, piyasa ekonomisinin en büyük savunucusu bir anlayışın da doğu bloğundaki, dolayısıyla doğuya açılan Çin’e en yakın kapı olarak da görülüyor. Kırgızistan, bütün bu parametreler ve değişen ekonomik ve siyasal ortamlar çerçevesinde dış dünyaya açılmada ilk hedef olarak milliyetçilik anlayışının ülkede hâkim olmasını, ikinci olarak da girişimciliğe ve demokrasiye yatkınlığı sonucu, liberal demokratik ülkelerle sıkı ilişkiler kurma çabalarını sürdürüyor. Bunu yaparken de kendi benliğini kaybetmeden, ekonomisini dış dünyaya açma yolunda doğabilecek genel ekonomik sorunlarına çözüm yolları bulabiliyor.
YEDI BAĞIMSIZ TÜRK DEVLETINDEN BIRI
Kırgızlar, Türklerin anayurdu olarak bilinen Altay ve Tanrı dağlarında göçebe olarak yaşayan Türk boylarından biridir. Kırgız adına ilk olarak Çin kaynaklarında “K’i-Ku”, “Kien-Kuun” adlarıyla rastlanıyor. MÖ 220-206’dan beri varlıkları bilinen Kırgızlar, Asya Hunları zamanında kuzeybatıda, Baykal Gölü’nün batısında, İrtiş nehri çevresinde bir Türk kavmi olan Tinglerle karışık olarak yaşıyordu.
19’uncu yüzyılın ikinci yarısından sonra Orta Asya’nın potansiyel iktisadi kaynaklarının bulunduğu bütün alan Ruslarca işgal edilince, Kırgızlar da diğer Orta Asya Türk boylarıyla birlikte Ruslara karşı Birinci Dünya Savaşı yıllarında ayaklandı. Ancak 16 Temmuz 1916’daki bu ayaklanma çok kanlı bir biçimde bastırıldı. Ülke, 1917 Devriminden sonra daha kolay yönetilme prensibine göre 1921’de özerk bölge ilan edilirken, 1 Şubat 1926’da ise Kırgız Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti statüsüne geçti. 1936 yılı sonunda da Kırgız Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olarak, birliğin 16 cumhuriyetinden biri olarak anılmaya başlandı. Kırgızistan, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği dağılmadan önce 12 Ekim 1990’da egemenliğini kazandı ve 31 Ağustos 1991’de de bağımsızlığını resmen ilan etti.
Ülke, doğusunda Çin’e bağlı Doğu Türkistan, güney ve güneybatısında Tacikistan ve Özbekistan, kuzeyinde ise Kazakistan ile komşu. Toprak genişliği olarak en küçük Orta Asya Türk Cumhuriyeti olan Kırgızistan, arazi yapısı itibarıyla “Orta Asya’nın İsviçresi” olarak da anılıyor. Ülkede halen, göçebe hayatın etkilerini görmek de mümkün. Diğer yandan, pazarda alışverişlerde pazarlık olayının hemen hemen yok denebilecek düzeyde olması, henüz piyasa ekonomisine geçiş aşamasında olan bir ülke için olumlu bir ticari ahlâk olarak görülürken, pazarda tezgâhı başında müşteri beklerken kitap okuyan satıcılara da rastlanabiliyor. Sanata ve sanatçıya eskiden beri verilen önem, Kırgızistan’da günümüzde de devam ediyor. Sovyetler Birliği döneminde her yerleşim biriminde kurulan tiyatrolar, sinemalar, gösteri merkezleri, kütüphaneler ve müzeler günümüzde de faaliyetlerini sürdürürken, bu değerler Kırgız halkının öz benliğini korumasında ve tarihini, kültürünü yeniden canlandırmasında da önemli rol oynuyor.
DENIZE EN UZAK ÜLKE
Kırgızistan ekonomisi, coğrafi olarak kara ile kuşatılmış konumu, ana piyasalardan uzaklığı ve sınırlı nüfusu yüzünden kısıtlı ilerliyor. Bununla birlikte ülke, Sovyet döneminde, altın, uranyum ve antimon dâhil olmak üzere hatırı sayılır miktarda doğal kaynak rezervlerine sahip olmasının yanı sıra gelişen hidroelektrik enerji istasyonları için de devasa bir potansiyel taşıyordu. Sovyet döneminde bu kaynakların Rus sistemine kazandırılabilmesi amacıyla önemli yatırımlar alan ülke, bu şekilde endüstrileşse de 1980’ler boyunca Sovyet sisteminin teknolojik devrimin son dalgasını yakalamada ve teknolojik yeniliklerle politik değişimleri benimsemede etkisiz kalması nedenleriyle derin bir durgunluk dönemine girdi ve sahip olduğu sanayi tesisleri de atıl kaldıkları sürede modernize edilmedikleri için üretim kapasitelerinde önemli düşüşler yaşandı. Ülke ekonomisinde en büyük payı halen yüzde 53,2 ile hizmet sektörleri alırken, sanayinin payı yüzde 32,5 ve tarımın payı ise yüzde 14,3 olarak ilerliyor. Sanayi üretimi, ülke dışından gelen kaynaklara bağımlıyken ticaret de yoğun olarak eski Sovyetler Birliği ülkeleri arasında yapılıyor. Tarım sektörü mera ve besiciliğe dayalı hayvancılık, yün, et, süt ürünleri ve deri gibi ürünleri içerirken, ülkede önemli ölçüde tütün, pamuk, ipek, kendir, sebzeler, meyve ve tahıl üretilebiliyor. 2015 yılı itibarıyla ülkenin başlıca ihracat ürünleri arasında altın, pamuk, yün, giysiler, et, cıva, uranyum, elektrik, makine ve ayakkabılar yer alırken, başlıca ithal ürünleri arasında petrol, gaz, makine ve teçhizat, kimyasallar ve gıda maddeleri yer alıyor.
HIDROELEKTRIK SEKTÖRÜ GÜÇLÜ
Orta Asya’da parlamenter sisteme geçen ilk ülke olan Kırgızistan, bağımsızlığını elde etmesiyle birlikte ülkedeki fiyat liberalizasiyonu, ticaret ve tarım mevzuatındaki reformlar, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin özelleştirilmesi ve serbest ticaret rejimine tabi tutulması konularında hızlı ve etkili adımlar atmaya başladı. Bu doğrultuda da ülke, 1998 yılında BDT ülkeleri arasında Dünya Ticaret Örgütüne (DTÖ) ilk üye olan ülke olmayı başardı. Ayrıca ülke, Rusya, Kazakistan, Belarus ve Tacikistan’ı da içine alan Avrasya Ekonomik Topluluğunun da üyesidir. Ülkede halen ekonominin cazip sektörü olarak hidroelektrik enerji üretimi görülüyor. Kırgızistan’ın 252 orta ve büyük nehrin toplam enerji kapasitesi 160 milyar kWt, elektrik enerjisi teknik kapasitesi de100 milyar kWt olarak öngörülürken, bu sektörün geliştirilmesi için Orta Asya bölgesinde bu alandaki iş birliği eksikliğinin aşılması gerekliliği ön plana çıkıyor. Ülkenin, Özbekistan, Tacikistan ve Çin’e yaptığı enerji ihracatının, toplam teknik kapasitesinin onda bir kısmı kullanılarak gerçekleştirilmesi, bunun en güçlü göstergesi. Ülkede su gücünün yanında 2 milyar ton kömür rezervi, 89 milyon ton petrol rezervi, 65 milyon ton demir rezervi, 255 milyon ton alüminyum rezervi, 5 milyar ton gaz rezervi ve 900 ton civarında altın rezervi olduğu da biliniyor.
İHRACAT POTANSIYELI YÜKSEK
Çin, Kazakistan ve Rusya gibi hızla gelişmekte olan ülkelerle coğrafi yakınlığı sayesinde Kırgızistan’ın ciddi olarak ihracatını genişletebilme potansiyeli olduğu da değerlendiriliyor. Ancak bu avantajlara rağmen ülke halen tarım (pamuk, tütün, deri işleme), hizmet, madencilik (büyük ölçüde altın), inşaat malzemeleri ve hafif sanayi üretimi üzerinde yoğunlaşmış bir görünüm sergiliyor. Diğer Orta Asya ülkelerinden olduğu gibi, Kırgızistan’da da altyapı yetersizliği, yatırım yapma yolunda kilit nokta ve önemli bir engel olmayı sürdürüyor. Zayıf olan elektrik arzı, enerji kayıplarının önüne geçilmesi ve tüketim verimliliğinin arttırılması temel sorunlar olarak görülürken, yetersiz olan ulaşım altyapısı da özel sektörün gelişimini sınırlayan önemli bir unsur olmaya devam ediyor.
MAKINE IHRACATI KISITLI
Bu çerçevede, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Kırgızistan’ın makine ihracatı 2017’de 51 milyon dolar olarak kayda geçerken, ülke 15,5 milyon dolarla en fazla Özbekistan’a makine ihraç etti. Kırgızistan’ın 2017’de en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke 10,9 milyon dolarla Çin oldu. Üçüncü sırada bulunan Belçika’ya 2017’de 9,9 milyon dolarlık makine ihraç edilirken, dördüncü sıradaki Rusya’ya ihraç edilen makinelerin değeri 4,2 milyon dolar oldu. Beşinci sıradaki Kazakistan’a ise Kırgızistan’ın 2017’deki makine ihracatı 2,7 milyon dolar olarak kayda geçti.
Türkiye, Kırgızistan’ın 2017’de 35 bin dolarla en fazla makine ihraç ettiği 24’üncü ülke olurken, Kırgızistan, 2017’de 84. fasıl itibarıyla en fazla sıkıştırmayla ateşlemeli, dizel ve yarı dizel içten yanmalı pistonlu motorlar kaleminde ihracat gerçekleştirdi. Söz konusu mal grubundaki ihracat 9,7 milyon dolar olurken, listenin ikinci sırasında ise 8,6 milyon dolarlık ihracat değeriyle dozer, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici ve yükleyici ürün grubu bulunuyor. Listenin üçüncü sırasında yer alan gemi vinçleri, maçunalar, halatlı vinçler ve döner köprüler kaleminde ise Kırgızistan 2017’de 4,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Listenin dördüncü sırasında 4,3 milyon dolarla santrifüjle çalışan kurutma, filtre, arıtma cihazları yer alırken, beşinci sırada da 3,5 milyon dolarlık ihracatla gazojenler, su ile işleyen gaz jeneratörleri ile aksam de parçaları bulunuyor.
İTHALATTA MAKINENIN PAYI BÜYÜK
Yine, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Kırgızistan’ın makine ithalatı ise 2017’de 364,2 milyon dolar oldu. 2017 yılı verilerine göre Kırgızistan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 133,1 milyon dolarla Çin yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den 59,4 milyon dolar değerinde makine ithal edildi. Listesinin üçüncü sırasındaki Rusya’dan 2017’de ithal edilen makinelerin değeri ise 28,9 milyon dolar oldu. Kırgızistan 2017’de listenin dördüncü sırasındaki Türkiye’den 24,7 milyon dolarlık makine ithal ederken, beşinci sıradaki Almanya’dan da 15,9 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdi.
Kırgızistan 2017’de 84. fasıl itibarıyla en fazla ağır iş makineleri aksam ve parçaları kaleminde ithalat gerçekleştirirken, söz konusu kalemdeki ithalat tutarı 30,6 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında 28,1 milyon dolarlık ithalatla dozer, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici ve yükleyici ürün grubu bulunuyor. Kırgızistan’ın 2017’de en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem ise 26,3 milyon dolarla otomatik bilgi işlem makineleri ve üniteleri oldu. 2017 yılı itibarıyla en fazla ithalat gerçekleştirilen dördüncü mal grubu 21,9 milyon dolarla sıkıştırmayla ateşlemeli, dizel ve yarı dizel içten yanmalı pistonlu motorlar olarak kayda geçerken, beşinci sırada ise 21,4 milyon dolarla toprak ve metal cevheri ayıklama makineleri yer aldı.
TÜİK verilerine göreyse Kırgızistan’ın Türkiye’den 84. fasılda gerçekleştirdiği makine ithalatı 2018’de yüzde 9,2 artışla 27 milyon dolar olarak kaydedildi. 2018 yılı itibarıyla Kırgızistan’ın Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatının ilk sırasında yüzde 200’e yaklaşan artış ve 1 milyon 822 bin dolarla toprak ve metal cevheri ayıklama makineleri yer alıyor. Söz konusu kalemde 2017’de gerçekleştirilen ithalatın değeri 609 bin dolardı. Listenin ikinci sırasında bulunan dozer, greyder, skreyper, ekskavatör, küreyici ve yükleyici ürün grubunda 1 milyon 778 bin dolarlık ithalat kayda alınırken, Kırgızistan’ın Türkiye’den makine ithalatında ilk 10 ürün listesinin üçüncü sırasında ise mineral maddeleri işleme makineleri bulunuyor. 2017’de söz konusu kalemde 1 milyon 106 bin dolarlık ithalat gerçekleştirilirken 2018’de bu rakam yüzde 56,8 artarak 1 milyon 735 bin dolar seviyesinde kaydedildi.
Bu verilere göre, Türkiye’nin Kırgızistan’a yönelik toplam ihracatı içinde makine sektörünün payı yüzde 7,2 olurken, bu payın 2017’de de aynı olması, Kırgız pazarının Türk makine sektörü için potansiyel bir gelişim içerdiğini de ortaya koyuyor.