Dünyanın hızla dijitalleşmesi ve Nesnelerin İnterneti gibi kavramların hızla yaygınlaşmasının hemen her sektörde değişim ve dönüşüm süreçlerini tetiklediği...
KATMA DEĞERİ YÜKSEK YAZILIM SEKTÖRÜYLE BİRLİKTE, FARK YARATAN ORTAK PROJELER GELİŞTİRDİKLERİNİ SÖYLEYEN AKYÜREK MAKİNE AR-GE MERKEZİ DİREKTÖRÜ CÜNEYT AKDENİZ, “2018 YILININ SONUNDA EN AZ İKİ PATENT VE ALTI FAYDALI MODEL BELGESİ ALMA HEDEFİMİZ VAR. HÂLİHAZIRDA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ BİR PROJEYLE AVRUPA PATENTİ’NE SAHİP OLMAYA HAK KAZANDIK. UZUN VADEDE HEDEFİMİZ, TÜM ÜRÜNLERİMİZİN AVRUPA PATENTİ ALARAK DÜNYA GENELİNDE KABUL GÖRMESİ” DİYOR.
Dünyanın hızla dijitalleşmesi ve Nesnelerin İnterneti gibi kavramların hızla yaygınlaşmasının hemen her sektörde değişim ve dönüşüm süreçlerini tetiklediğini aktaran Akyürek Makine Ar- Ge Merkezi Direktörü Cüneyt Akdeniz, “Endüstri 4.0’ın her yerde konuşulduğu günümüzde, genlerinde yenilikçilik ve öncülük olan firmamızın da bundan uzak durması düşünülemezdi. Ulusal ve uluslararası arena hızla değişip gelişiyor. Dolayısıyla kurallar da sürekli yenileniyor. Akyürek Makine de sürekli yenilenen kurallara hızla reaksiyon göstermek ve pazar liderliğini sürdürmek istiyor. Teknolojiyi ve bilimi takip ederek dünyadaki paralel ilerlemelere adapte olabilmek ve bunların firma kültürüne uyarlanmasını sağlamak, firmamız için vazgeçilmez bir unsur. 2016 yılının sonunda hazırladığımız dijital dönüşüm stratejilerinin en önemli ayağını Ar-Ge merkezi kurma çalışmaları oluşturuyordu. Bu çerçevede Ar-Ge merkezi olmak için çalışmalara başlayarak, hedeflediğimiz sürede amacımıza ulaştık” diyor. 2017 yılının Temmuz ayında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenerek Ar-Ge merkezi olma unvanını aldıklarını söyleyen Akdeniz, tamamen yerli üretim yapan firmalarının Ar-Ge, Ür-Ge, proje geliştirme, ulusal ve uluslararası iş birlikleri kurma ve fikri mülkiyet hakları yönetimiyle Türkiye’nin bilgi birikimine katkı sunmayı ilke edindiğinin de altını çiziyor. Akdeniz, bu ilke doğrultusunda sektörünün öncüsü olan Akyürek Makine’nin gerçekleştirdiği ulusal ve uluslararası akademik iş birlikleriyle sürekli kendini yenilediğini vurguluyor. Ar-Ge merkezlerinde yürüttükleri çalışmalarla, firmalarının, dünyanın en prestijli markaları arasında yerini sağlamlaştırarak Türk Malı imajını güçlendirmeyi hedeflediğini de kaydeden Akdeniz ile Akyürek Makine’nin çalışmaları ve geleceğe yönelik projeleriyle ilgili detaylı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik?
Ar-Ge merkezimizde toplam 27 kişi görev yapıyor. Merkez direktörlüğü, mekanik tasarım, elektrik/elektronik tasarım bölümleriyle birlikte, uygulama ve test bölümlerimiz mevcut. Son dönemde, fikri ve sınai haklarla ilgili bir arkadaşımızı görevlendirerek, tüm patent ve faydalı model gibi çalışmaları ile teşvik başvurularını buradan takip etmeye başladık. Akyürek Makine Ar-Ge Merkezi’nin hedefi, Endüstri 4.0’a uygun ve doğaya dost makineler imal etmektir. 4 Temmuz 2017’de faaliyete geçen merkezimiz 2017 faaliyet yılında biri TEYDEB destekli olmak üzere altı projeyi, 2018 yılının ilk çeyreğinde de iki projeyi başarıyla tamamladı. Fikri mülkiyet haklarıyla ilgili olarak Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde çalışmalarımızı koruma altına almaya da başladık. Halen biri TEYDEB destekli olmak üzere beş projemizi sürdürürken, üç projemizde de literatür araştırma aşamasına geldik. Çalışmalarımız, kendi sektörümüz olan hasat sonrası hububat, bakliyat, tohum ve yağlı tohum işleme konuları başta olmak üzere sektörümüzden bağımsız olarak da devam ediyor. Hedeflerimiz arasında savunma sanayisi için projeler geliştirmek de yer alıyor. Ayrıca TÜBİTAK desteğiyle yapmayı planladığımız projelerimiz de bulunuyor. Bunlardan bir tanesi “Teması Değişebilir Sanal Gerçeklik Simülatörü ve Tematik Sergi Alanı Tasarlanması ve Prototip Üretimi”dir. Bu projeye, Mersin Teknopark’ta bulunan ve kendi yazılımlarını üreten yazılım şirketimizle başvurduk. Proje için Mersin Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve İstanbul Kültür Üniversitesi olmak üzere dört farklı üniversiteden 20’den fazla akademisyenle birlikte çalışıyoruz. Ar-Ge merkezimiz aynı zamanda Sürekli İnovasyon Merkezi (SİM) haline getirildi. Ortaklar, çalışanlar, satış, montaj ve müşterilerden gelen geri bildirim ve/veya öneriler bu merkezde toplanıyor. Bildirimler WhatsApp ve CRM üzerinden gönderilirken, gelen bildirimler haftalık olarak değerlendirilerek konularına ayrılıyor ve süreçle ilgili ise yönetim sistemleri bölümüne, makine/ prosesle ilgili ise Ar-Ge merkezine ve/veya Akyürek Ar-Ge şirketine yönlendiriliyor. SİM’e gelen her türlü bildirim karşılığında bildirim sahibi SİM’li yıldız topluyor; bronz, gümüş ve altın SİM’lerden oluşan yıldızlar karşılığında da ödül programına dâhil olunuyor. Ar-Ge merkezimizde bu yolla gelen bildirimlerle makine, proses ve süreç iyileştirmeleri, maliyet düşürme projeleri yapılıyor.
Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeyde? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Bilim Teknoloji Genel Müdürlüğü, Sanayi İl Müdürlüğü, KOSGEB, TÜBİTAK, Türkiye Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği, Mersin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve üniversiteler olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarla çalışıyoruz. Bölgemizde Ar-Ge bilincinin yaygınlaştırılması konusunda aktif olarak görev yapıyoruz. Çeşitli platformlarda Ar-Ge’nin önemini ve Ar-Ge merkezi kurmanın yöntemlerini anlatıyoruz. Devlet kurumlarımızın Ar-Ge uygulamalarına yönelik desteklerini yakından takip ediyoruz. Kurumların destek, teşvik ve proje faaliyetleriyle ilgili çalışmalarını yürütmek için kurulmuş bir birimimiz de mevcut. Başta Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere Ekonomi Bakanlığı ile bakanlıklara bağlı KOSGEB, TÜBİTAK ve ihracatçı birliklerinin Ar-Ge merkezimizde uygulayabileceğimiz tüm desteklerini takip ediyoruz. Fark yaratamayan şirketlerin zaman içinde sıkıntı yaşayacaklarını düşüyoruz. Ar-Ge bilincinin gelişmesi, Ar-Ge yatırımlarının artması için teşvikleri oldukça önemli buluyoruz. Aslında teşvikler olmasa da bu tür yatırımların artması ülkemiz ve özel şirketler için oldukça önemli. Akyürek’in yazılım firması olmasına rağmen ana şirketimiz olan makine firmamızla organik bağı olduğu için ortak projelerde kullanamıyoruz ve kendi yazılımımızı geliştirebileceğimiz halde yurt dışından yazılım almak zorunda kalıyoruz. Konuyu KOSGEB’de yaptığımız toplantıda da dile getirdik. Sadece mekanik çözümlerin yer aldığı projeler artık kalmadı, dolayısıyla projeler yazılımla da desteklenmeli. İlgili makamların bu konuda düzenleme getirmesi ve yazılım şirketi olan firmalara kolaylık sağlaması gerektiğini düşüyoruz. Birçok üniversiteyle yaptığımız iş birlikleri çerçevesinde proje yürütme çalışmalarımız da devam ediyor. Sanayi ve Ar-Ge projeleriyle üniversitelerimizdeki değerli bilgileri sanayiye uygulayarak, teorideki bilgileri pratiğe aktarıyoruz ve gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalarla birçok akademik makale ve teze konu olmayı hedefliyoruz.
Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz? Kısa, orta ve uzun vadeli hedefleriniz nelerdir?
Yaptığımız çalışmaların tasarımlarının tamamı bize ait ve TPE nezdinde koruma altında.
Ar-Ge merkezimizde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla ilgili olarak patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım sayılarımızda her geçen gün artış yaşanıyor. 2018 yılının sonunda en az iki patent ve altı faydalı model belgesi alma hedefimiz var. Hâlihazırda yürüttüğümüz bir projeyle Avrupa Patenti’ne geçmeye de hak kazandık. Hedeflerimiz arasında tüm projelerimizin istemlerinin yeni bulunması ve tescil edilmesi yer alıyor. Uzun vadede hedefimiz, tüm ürünlerimizin Avrupa Patenti’ne geçerek tüm ülkelerde kabul görmesidir.
Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde merkeze yönelik yatırımlarınız sürecek mi?
Mevcut 340,6 metrekarelik alanımızı; proses geliştirmeleri yapmak ve geliştirdiğimiz makineleri proses içinde test etmek için Ar-Ge merkezimizi büyütmek istiyoruz. Ar-Ge merkezi alanını 3,5 kat artırarak 1170 metrekareye çıkarmayı hedefliyoruz. Öte yandan Ar-Ge merkezi harcamalarımızı 2017 yılında net satışlara göre yüzde 32,8 oranında artırdık. 2018 yılı hedefimiz 2017’ye göre ez az yüzde 50 oranında bir artışı sağlamak. Bunun yanında personel yatırımlarımız da sürekli artıyor.
Kadromuzda bulunan üç arkadaşımız yüksek lisansa başladı ve tezlerini de tez hocalarıyla birlikte merkezimizde yapıyor. 2018 ve 2019 yılında yatırımlarımızı daha çok sektör dışındaki konulara ve özellikle Ar-Ge şirketimizle birlikte geliştirilecek projelere kaydırmayı planlıyoruz.
Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalı?
Bunun için imalat sanayisinin rekabet avantajı sağlaması ve katma değeri yüksek yazılım sektörüyle birlikte fark yaratan ortak projeler üretmesi gerekiyor. Öncelikle kardeş kuruluşların önünde bulunan engeller kaldırılmalı; yazılımcılara sağlanan teşvikler farklılaştırılmalı, yurt içi ve yurt dışı işbirlikleri güçlendirilmeli; fark yaratan katma değeri yüksek ürünler için talebin oluşması beklenmeden talebi oluşturacak projeler gerçekleştirilmeli. Bununla birlikte, ülkemizdeki girişimci ve KOBİ’lerin güçlenerek büyümesini amaçlamayan, TÜSİAD ve TÜRKONFED’in BORGİP Projesi gibi projelerle öncelikle KOBİ’lerimize Ar-Ge yatırımın önemi anlatılmalı. Üniversitelerimizde ise “tasarım odaklı düşünme” ve “eleştirel düşünme” gibi teknikleri öğretmeli; analitik düşünen gençler ve ortak çalışma bilincine sahip nesiller yetiştirmeliyiz.