DÜNYANIN EN GENİŞ TOPRAKLARINA SAHİP ÜLKELERİNDEN BİRİ OLAN ÇİN, BİNLERCE YILLIK KADİM TARİHİ İLE DÜNYA SİYASETİ VE EKONOMİSİNDE ETKİLİ OLMAYA DEVAM EDİYOR. 1,4 MİLYARA ULAŞAN DEV NÜFUSU İLE KENDİ İÇERİSİNDE BİLE MUAZZAM BİR EKONOMİK POTANSİYEL BARINDIRAN ÇİN, UZUN YILLARDIR “DÜNYANIN FABRİKASI” OLARAK DA ANILIYOR. GEÇMİŞTE UCUZ İŞGÜCÜ TEMELLİ ÜRETİM PATLAMASIYLA DÜNYANIN ÜRETİM MERKEZİ OLARAK KONUMLANAN ÇİN, BUGÜNLERDE YÜKSEK TEKNOLOJİSİ İLE DİKKAT ÇEKERKEN, ABD İLE KÜRESEL EKONOMİNİN EN GÜÇLÜ İKİ ÜLKESİNDEN BİRİ OLMAYI DA SÜRDÜRÜYOR. ÜLKENİN, MAKİNE SEKTÖRÜ ÖZELİNDE TÜRKİYE İLE TİCARETİNDE İSE, NE YAZIK Kİ “TEK KAZANANIN OLDUĞU” BİR SÜREÇ GERÇEKLEŞİYOR VE TÜRKİYE SANAYİSİ ÇİN MENŞELİ MAKİNELERE KARŞI “AÇIK PAZAR” OLMAYA DEVAM EDİYOR.

Nominal olarak dünyanın en büyük ikinci, satın alma gücü parite-siyle dünyanın en büyük ekonomisi konumunda olan Çin, hızlı büyüyen bir iş ve tüketici pazarına sahiptir. 1978 yılında yaptığı ekonomik reformlar sayesinde günümüze kadar yılda ortalama yüzde 10’luk hızlı bir ekonomik büyüme sergileyerek dünyanın en büyük üreticisi ve ihracatçısı konumuna ulaşan ülke, özellikle Covid-19 salgınından sonra yaşadığı iç durgunlukla küresel ölçekte kriz senaryolarının odağında yer almaya da devam ediyor.Tarihsel olarak Çin, MS 1’inci yüzyıldan 19’uncu yüzyıla kadar geçen 2 bin yılın çoğunda dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinden biriydi. 1970’li yılların sonundan itibaren büyümeye başlayan Çin ekonomisi, 2021’de AB ekonomisini geride bırakmasıyla da dikkat çekmişti. Halen, dünyanın en büyük imalat ekonomisi ve ihracatçısı olan Çin, aynı zamanda dünyanın en hızlı büyüyen tüketici pazarı ve en büyük ikinci ithalatçısıdır. Bu açıdan “Dünyanın en büyük ticaret ülkesi” olarak da gösterilen Çin, küresel ticaretin yönünü belirleyen önemli aktörlerden biridir.Doğal kaynaklar bakımından da zengin bir ülke olan Çin, 17 farklı maden ve mineral türünde, hidroelektrik güç potansiyelinde ve kömür rezervlerinde dünya lideri konumundayken, uzay teknolojisi ve elektronik alanda kullanılan bazı nadir madenlerin de artan oranda üreticisidir. 1,41 milyarlık nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, Dünya Bankası verilerine göre dünyadaki birçok ülkeye de kaliteli iş gücü göçü vermektedir. Uluslararası Para Fonu verilerine göre, kişi başına düşen milli geliri 13 bin doların üzerine çıkaran Çin, gelişmiş ülkelerin bir hayli gerisinde olsa da büyüme eğrisini sürekli olarak yüzde 5 ve üzerinde tutarak küresel ticarete yön vermeye de devam etmektedir.Diğer yandan Çin, Türkiye’nin Rusya’dan sonra en fazla ithalat yaptığı ikinci ülke olmasıyla da dikkat çekiyor. 2023’te Çin’den 39 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye, bu ithalatın yüzde 24’ünü de makine sektöründe gerçekleştirmiş ve Çin’den ithal edilen makinelere 9 milyar doları aşan miktarda kaynak ayırmıştı.

DÜNYANIN EN ESKİ UYGARLIKLARINDAN BİRİ

Çin, dünyanın en eski uygarlıklarından biri olarak kabul edilir. Arkeolojik kanıtlar; erken insansıların 2,2 milyon önce Çin'de yaşadıklarını gösterir. Ateş kullanmasını öğrenmiş bir Homo Erectus olan ve 780 bin yaşındaki “Pekin Adamı” fosilleri ise Pekin'e yakın Zhoukoudian mağarasında bulunmuştur. Çin’de bulunan ilk proto yazı örneklerinin yaşı ise9 bin yıl öncesine kadar uzanmaktadır.Çin coğrafyasındaki insan yaşamına ait izler yüzbinlerce yıl öncesine kadar gitsede Çin tarihine ve bugünÇinli olarak tanımladığımız millete ait tarihi kayıtlar MÖ 2 binli yıllara dayanır. Bugünkü Çin’in doğu kesiminde ortaya çıkan ve bölgedeki ilk hanedanlık olan Xia Hanedanı’nın MÖ 21’inci yüzyılda kurulduğu tahmin edilirken, MÖ 200’lü yılların başında kurulan Han Hanedanı modern Çin’de halen ulusal kültürün başlangıcı kabul edilir. Han Hanedanıile Çin tarihi, parlak başarılarla dolu bir döneme girmiş ve ülke kültür sanat, bilim, düşünce, ticaret ve sosyal hayatta önemli mesafeler kat edilmiştir.13’üncü yüzyılın ikinci yarısında Moğol istilası ile karşılaşan ülke, 1368’de kurulan Ming Hanedanı ile en önemli devlet tecrübelerinden birini geliştirmiş ve Mingler 1644yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Ming Hanedanı’ndan sonra hâkimiyet Mançular tarafından kurulan Çing Hanedanı’na geçmiştir. 1912 yılına kadar varlığını sürdüren bu son imparatorluğun özellikle son dönemleri büyük kıtlıklar, iç huzursuzluklar, Batılı emperyal güçlerin kimi bölgeleri sömürgeleştirme çabalarına karşı verilen mücadeleler ve Japonya ile yapılan savaşlarla geçmiştir.İkinci Dünya Savaşı’nın ardında ise ülkede büyük bir iç çatışma yaşanmış, Marksist görüşleri ile öne çıkan MaoZedong, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmiştir. Çin’den ayrılan milliyetçi kanat ise bugün halen Tayvan’da bağımsızlık mücadelesine devam etmektedir. Mao Zedong 1975’teki ölümüne kadar devlet yönetiminin başında kalmayı başarmış, uyguladığı politikalarla modern dönemin en etkili figürlerinden biri olarak öne çıkmıştır. Ancak ölümünden sonra ülkede Maoist politikalardan vazgeçilmiş ve ABD ile yarışacak agresif kapitalist bir model, özellikle 1990’lardan sonra tüm dünyada etkin olacak şekilde uygulanmaya başlamıştır. Bugün 1,4 milyarlık nüfusu ve son çeyrek yüzyılda uyguladığı ekonomi politikalarıyla Çin, dünyanın en güçlü devletlerinden biri konumundadır.

ESKİ KRALGERİ DÖNDÜ

Ekonomi tarihçisi Angus Maddison, miladi takvimin başlangıcından 1800’lerin ortalarına kadar dünyanın en büyük ilk iki ekonomisinin her zaman Çin ve Hindistan olduğunu söyler. 1820’li yıllarda dünya ekonomisinin yüzde 35’ini Çin ekonomisi oluşturuyordu. Bu açıdan Çin’in bugünkü durumu, bir “geri dönüş hikâyesi” olarak da değerlendirilebilir. Çin ekonomisi 1978 yılından 2013 yılına kadar 35 yıl boyunca yılda ortalama yüzde 10 büyümüştür. 1950’de Çin’in dünya GSYİH’sinden aldığı pay sadece yüzde 5’ken, 2021 itibarıyla ise Çin dünya GSYİH’sinden yüzde 18,5pay alır duruma gelmişti. Yine, 1990 yılında dünyanın 11’inci en büyük ekonomisi olan Çin, sadece 20 yıl içerisinde dünyanın en büyük ikinci ekonomisi konumuna yükselmiştir. Ülke, Satın Alma Gücü Paritesine göre ise 2014 yılından beri küresel liderliği sürdürmektedir. Başka bir açıdan ülkenin büyümesini şu rakamlarla da açıklayabiliriz: 1980’de 305 milyar dolar olan Çin GSYİH’si, 60 kat artışla bugün 18,5 trilyon dolara ulaşmış durumdadır.1978’den itibaren ülkenin attığı üç önemli adım, ülkeyi bugünkü ekonomik yapısının temellerini oluşturmuştur 1978 yılında ülkede reformların başlaması ve dışa açılma politikasının benimsenmesiyle birlikte Çin, merkezi planlı ekonomiden pazar ekonomisine geçmiş ve 46 yılda ülke ekonomik ve sosyal anlamda hızlı bir gelişme sergilemiştir. Yine, 1994 de yapılan vergi düzenleme-leri ve ardında 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütüne üye olunmasıyla birlikte ülke dünya ekonomisine tam anlamıyla entegre olmuştur.

DÜNYANIN FABRİKASI

Dünyanın üretim üssü olan Çin, geçmişte bu unvanı ucuz iş gücü ve ucuz ürünlerle elde etmiş ve bu unvan bir anlamda “kalitesiz” yargısının oluşmasına da neden olmuştu. Ancak günümüzde Çin, sahip olduğu teknolojik yetkinlikle, kalite algısında da önemli bir iyileştirme sağlamış ve katma değerli üretimde önemli bir pay elde etmiş durumda. Bu kapsamda elektrikli cihazlar sektöründe dünya ihracatının yüzde 26’sını, makine ve mekanik cihazlar sektöründe ise dünya ihracatının yüzde 22’sini elinde tutan ülke, bugün teknoloji ihracatında da küresel bir güç olma yolunda ilerlemeye devam ediyor. Günümüzde GSYİH’sinin yüzde 40’ını imalat sanayilerinden elde eden Çin, halen dünyadaki otomobillerin yüzde 30’unu, gemilerin yüzde 40’ını, çeliğin yüzde 50’sini, ayakkabıların yüzde 60’ını, bilgisayarların yüzde 80’ini ve cep telefonlarının yüzde 90’ını tek başına üretmektedir.Ülkenin ihracatında en önemli ürün grupları: makineler, motorlu kara taşıtları ve aksamı, elektrikli makineve cihazlar, ilaçlar, mineral yakıtlar ve yağlar, mobilyalar ve aydınlatma cihazları ile plastik ve mamulleri olarak öne çıkarken, ithalatta ise elektrikli makine ve cihazlar, mineral yakıtlar ve yağlar ile makineler ilk üç sırayı paylaşmaktadır.

TÜRKİYE İLE TİCARETTE ÇİN DAHA AVANTAJLI

Türkiye ve Çin arasındaki ilişkiler, dünya tarihinin en köklü devletlerarası ilişkilerinden biri olduğu için iki ülke arasındaki ticari ilişkiler de son derece güçlüdür ve her geçen yıl daha da güçlenmektedir.Türkiye-Çin arasındaki ticaret değerleri incelendiğinde 2023 yılında ülkeye ihracatımız 4,5 milyar dolar, ithalatımız ise 39 milyar dolar seviyesindedir. Bu yüksek ithalat ile Çin, halen Türkiye’nin ithalat yaptığı ülkeler listesinde Rusya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye’nin Çin’e gerçekleştirdiği ihracatta mermer, krom, borat, kıymetli metal cevherleri, bakır, demir, yün ve yapağı, tıbbî cihaz, nikel, merkezî ısıtma kazanları, soya yağı, kağıt ve karton, kabuklu meyveler ve dokunmuş halı öne çıkarken, Çin’den gerçekleşen ithalatta ise telefon cihazları, otomatik bilgi işlem makineleri, sentetik iplikler, karayolu taşıtları için yedek parça, transformatörler, bebek araçları ve bisikletler, monitör, TV ve alıcı cihazları, hava veya vakum pompaları, diyodlar, jeneratörler, klimalar, aydınlatma cihazları, elektrik devreleri ve plastik eşyalar ilk sıralarda yer almaktadır.

ÇİN’E MAKİNE SATAMIYORUZ

Ülkenin ekonomik verileri ve makine özelinde güncel ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Çin’in makine ihracatının, 2023’te yüzde 6,3 düşüşle 564,4 milyar dolar olarak kayda geçtiğini vebu rakamla Çin’in dünyanın en güçlü makine ihracatçısı olduğunu görüyoruz. Çin’in en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ise ilk sırada 94,4 milyar dolarla ABD, ikinci sırada 37,2 milyar dolarla Hong Kong ve üçüncü sırada 31,1 milyar dolarla Rusya yer alıyor. 2023’te Türkiye, Çin’den gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 21,6’lık artışla 20’nci sırada yer alırken, toplamda 9,4 milyar dolar değerinde makine alımı yapmıştı. Bu dönemde Çin’in Türkiye’ye gerçekleştirdiği toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 24,2 olarak kayda geçti.Aynı dönemde Çin’in toplam ihracatının 3,4 trilyon do-lara yaklaştığını ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 16,6 pay aldığını da söyleyelim.Diğer yandan, makine ithalatının, 2,6 trilyon dolarlık toplam ithalattan yüzde8,1 pay aldığı Çin’de, geçtiğimiz yıl 207 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. Bu rakamla Çin, ABD’nin ardından en çok makine ithal eden ikinci ülke olurken, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Çin’in en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 36,2 milyar dolarla Japonya yer alıyor. Listenin ikinci sırasında bulunan Almanya’dan 24,6 milyar dolar değerinde makine ithal edilirken, üçüncü sırada-ki ABD’den 2023’te ithal edilen makinelerin değeri ise 20,6 milyar dolar oldu. Bu dönemde Çin’in makine ithalatında 36’ncı sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 13’lük düşüşle 311,2 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi.Bu veriyle, Çin’in toplam 207 milyar dolarlık makine ithalatından 2023’te Türkiye’nin aldığı payın yüzde 0,15 oranında gerçekleştiğini; Çin’in Türkiye’den yaptığı 4,5 milyar dolarlık toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 6,8 olduğunu söyleyebiliriz.

ÇİN İLE TİCARETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

1- Çinliler el sıkma yerine başlarını ve vücutlarını eğerek selamlamayı tercih ederler. Önce en yaşlı ve en yüksek rütbeli kişiyi selamlayın. Grup olarak gitmişseniz en önce grubun en üst yetkilisi olmak üzere unvana göre sıralanın; Çinliler, salona ilk kim girerse onu en üst düzey yetkili olarak kabul ederler.

2- Son zamanlarda el sıkma da çok yaygın hale gelmiştir, bir yere girdiğinizde herkesin elini sıkın. El sıkma çok sert olmamalıdır çünkü Çinliler bunu saldırganlık olarak değerlendirir.

3- Bir Çinli gruba takdim edildiğinizde Çinliler sizi alkışlayacaklardır. Siz de alkışla karşılık verin.

4- Çinliler misafirlerini ve kendilerini tanıtırken isim ve unvanların tamamını kullanırlar. Örneğin, “Prof. John Smith, Ar-Ge Direktörü” gibi. Çinli muhatabınız tarafından ilk ismiyle hitap etmenize izin verilinceye kadar soy ismi ve resmi unvanıyla hitap edin.

5- Çinliler kucaklamak, sarılmak, sırtına vurmak gibi yabancıların temasından hoşlanmazlar.

6- Parmak şıklatarak ve ıslık çalarak birini çağırmak Çin’de kabalık olarak görülür. Bir restoranda garsonu çağırmak istediğinizde elinizi havaya kaldırıp parmaklarınızı oynatmanız yeterlidir. Çinliler işaret parmaklarıyla değil açık elleriyle işaret ederler.

7- Çinliler dış görünüşe önem verirler. Çinlilere göre başarılı bir iş yapmak için başarılı görünmeniz gerekir. Koyu renk, muhafazakâr, gösterişsiz ve abartılı olmayan kıyafetleri tercih edin. Erkekler spor ceketler giyebilir. Yazın kumaş pantolon ve gömlek yeterlidir. Çinliler kadınların çok yüksek topuk, mini etek, sırt ve yaka dekolteli elbise giymesini, abartılı ve ağır makyajı ve takıları hoş karşılamazlar. Bu tür kıyafetlerin yanlış anlaşılma ihtimali çok yüksektir. Asla kot pantolon giyerek bir görüşmeye gitmeyin.

8- Çin yüz ölçümü olarak çok geniş bir ülkedir. Bu nedenle aynı dönemde çeşitli bölgelerdeki hava durumu dondurucu soğuktan kavurucu sıcağa kadar değişkenlik gösterebilir. Gitmeden önce hava durumunu gözden geçirmeniz yerinde olur.

9- Randevularınızı ayarlarken Çin takvimine ve tatil günlerine çok dikkat etmeniz önerilir. Çin takviminde bayramlar tarih değiştirebilir.

10- Dakiklik Çinliler için son derece önemlidir. Toplantılar tam zamanında başlar ve geç kalmak saygısızlık olarak kabul edilir. Her zaman trafiği düşünerek hareket edin. Hatta toplantılara biraz erken gitmek (yemek hariç) muhataplarınıza gösterdiğiniz saygının ifadesi olarak takdir edilir.

11- Toplantıların başında kartvizit değişimi yapılır. Bir tarafı İngilizce, diğer tarafı Çince kartlar tercih edilmelidir. Çince tarafının altın renkli harflerle bastırılması çok yerinde olur. Zira Çinliler altın rengini refah ve zenginliğin bir işareti olarak görürler. Ayrıca Çin ile iş yapmak isteyen iş insanlarının mutlaka WeChat hesaplarının olması tavsiye edilir. Çin’de iş dünyası dâhil herkesin kullandığı WeChat programı bir mesajlaşma programının ötesinde olup, iş görüşmeleri e-postadan daha çok WeChat üzerinden ilerler.

12- Çinliler yüz yüze görüşmeye çok büyük önem verirler. Çince birkaç cümle öğrenmeniz büyük bir sempati yaratır. Çin’de İngilizce bilen birini bulmak çok zordur. O nedenle gitmeden önce tercüman ayarlamak çok önemlidir.

13- Bir Çinli muhatabınıza kendisiyle aynı düzeyde olmayan bir çalışanınızı göndermeyin.

14- Toplantılarda hemen konuya girilmez, biraz ortamı ısıtacak konularda sohbet edilir. Çinlilerle müzakereler sabır gerektirir; karar alma mekanizmaları son derece yavaştır. Asla hayır demezler ancak evet demeleri de her zaman evet anlamına gelmez. Görüşmeler esnasında sık sık Çinli muhataplarınızın cep telefonları çalar. Muhataplarınızdan asla telefonlarını kapatmalarını istemeyin. Ne olursa olsun sükunetinizi koruyun. Çinli muhatabınız konuşurken asla sözünü kesmeyin; Çinliler her konuda uzun uzun konuşmayı severler. Bir anlaşma nihai imzaya kadar birkaç kere baştan başa müzakere edilebilir.

15- Çinliler zıtlaşma ve çatışmadan kaçınan barışçıl insanlardır. Bu özellik de onları çok kurnaz müzakereci haline getirir. Doğuştan müzakereci, pazarlıkçı, pratik ve iş odaklıdırlar. Yabancılara bağımlı olmaktan hiç hoşlanmazlar. Yabancılar tarafından kendilerinin aldatılmaya çalışıldığı ve sömürülecekleri gibi bir korkuları vardır.

16- Çin’de yemek gayri resmi ortamda tarafların birbirini tarttığı bir etkinliktir. Davet sahibi iş konusunu açmadığı sürece genellikle yemeklerde iş konuşulmaz. Çin’de eşler yemeğe götürülmez ancak üst düzey yetkililer sekreterlerini getirebilirler.

17- Yemek esnasında kemik, kılçık, çekirdek benzeri şeyleri asla pirinç kasenize koymayın. Asla kendi yemek çubuklarınızla ortada bulunan yiyeceklerden almayın servis için konulmuş çubuk ve kaşıkları kullanın.

18- Eğer alerjik bir durumunuz ya da dini gereklilik nedeniyle hassasiyetiniz yoksa size ikram edilen her şeyden tatmaya çalışın. Reddetmeniz kabalık olarak değerlendirilir.

19- Çayınızı doldurduklarında iki parmağınızla masaya vurmak ona teşekkür etmek anlamına gelir.

20- Aşırı gürültülü ağız şapırdatmak, höpürdetmek ve geğirmek Çin’de makul davranışlardır. Çinliler ağızları tıka basa doluyken dahi konuşurlar.

21- Çin’de asla çok pahalı hediye vermeyin. Yanlış anlamalara neden olurve kabul edilmez. Set olarak bir hediye vermeyin özellikle setin içindekilerin sayısının “4” olmamasına dikkat edin çünkü 4 rakamı ölümü simgeler. Yine, ölüm ve cenazeyle ilgili olduğu için siyah-beyaz hediyelerden, çiçek ve masa saati hediye etmekten kaçının.

22- Çinliler “hayır” demeyi sevmezler. Hayır yerine “belki”, “bakarız” demeyi tercih ederler. Bir Çinliyi hayır demeye zorlamak her şeyin bittiği anlamına gelir.

23- Başta Pekin olmak üzere bazı şehirlerde taksiciler yabancı müşteri almak istemez.

24- Çin’i ve siyasi uygulamalarını asla eleştirmeyin.

25- Çin’den bahsederken “Çin (China)” ya da “Çin Halk Cumhuriyeti (People’s Republic of China” ifadelerini kullanın. Asla “Kızıl Çin ya da Komünist Çin” ifadelerini kullanmayın. Tayvan’dan bahsederken; sadece “Taiwan” ya da “Taiwan Eyaleti” kelimelerini kullanmaya dikkat edin. “Republic of China” ifadesini kesinlikle kullanmayın.

26- Bir tapınağa girerken şapkanızı çıkarın, tapınakta daima saat yönünde tur atın. Tapınakta bulunan din görevlilerine az da olsa bir miktar para verin.

27- Asla yeşil şapka giymeyin çünkü eşiniz tarafından aldatıldığınızı simgeler.

28- Sayılar Çin kültüründe ve yaşamında çok önemli yer kaplar. Uğurlu ve uğursuz sayılar vardır. Kutlama yaparken, bir işe başlarken, hediye verirken ve karar alırken sayılara ve sayı kombinasyonlarına çok dikkat edilir. Örneğin 4 rakamı telaffuz olarak Çince “ölüm” sesine çok benzer ve şanssız numara olarak değerlendirilir. Aksi şekilde 8 rakamının telaffuzu ise “bereket” sözüne yakındır. Bu nedenle Çin’de çoğu binada “4.” kat yokken, olası fiyat teklifinizin 8 ile bitmesi, anlaşma için olumlu bir intiba yaratacaktır.

Kaynak: 1Özkan Aydın, Uluslararası İş Kültürü, Sayfa 66-75, 2Ticaret Bakanlığı, Kolay İhracat Portalı Çin İş Kültürü Sayfası