Bugün bildiklerinle yetinirsen, yarın da ancak o kadar bilgiye sahip olabilirsin!” sözünü özümsemiş öğretim elemanları aracılığıyla mühendis adaylarına nitelikli eğitim sunmaya çalıştıklarını ifade eden Akdeniz Üniversitesi...
“Bugün bildiklerinle yetinirsen, yarın da ancak o kadar bilgiye sahip olabilirsin!” sözünü özümsemiş öğretim elemanları aracılığıyla mühendis adaylarına nitelikli eğitim sunmaya çalıştıklarını ifade eden Akdeniz Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hikmet Rende, “Birçok ilke imza atan bölümümüz yeniliklerin öncüsüdür” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 2000- 2001 eğitim-öğretim yılında lisans eğitimine başladı. Bölümde; bilim ve teknoloji alanında araştırma yapan, sunduğu nitelikli eğitimle ulusun ve toplumun yaşam koşullarının gelişimine, ekonomik anlamda refahına katkı sağlayan, uluslararası düzeyde gelişimini sürdüren bir yapının yerleştirilmesi hedefleniyor. Makine mühendisliği bölümü mezunlarının özellikle ulusal ve uluslararası düzeyde meslektaşlarıyla rekabet gücünü artıracak bilgi seviyesine ulaştırılması amaçlanıyor. “Yabancı dil bilgisi olan, üretim gücü yüksek, 3 boyutlu düşünebilen makine mühendisleri ve akademisyenler yetiştirmek için çalışıyoruz” diyen Prof. Dr. Hikmet Rende, bölümün yapısı ve hedefleriyle ilgili bilgi verdi.
Akdeniz Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü ne zaman kuruldu? Eğitimde belirlediğiniz temel hedefler nelerdir?
2000-2001 eğitim-öğretim yılında lisans eğitimine 30 öğrenci kayıt yaptırdı ve bunlardan 24’ü isteğe bağlı olarak Almanca hazırlık programına katıldı. Bilim ve teknoloji alanında araştırma çalışmaları yapan, sunduğu nitelikli eğitimle ulusun ve toplumun yaşam koşullarının gelişimine, ekonomik anlamda refahına katkı sağlayan, uluslararası düzeyde gelişimini sürdüren bir makine mühendisliği bölümü olmayı hedefliyoruz. Mezunlarımızın uluslararası düzeyde rekabet gücünü artıracak bilgi düzeyine ulaşmalarını sağlamak istiyoruz. Bu düşünceden hareketle; teknolojik yeniliklere aşina ve gelişime açık, yabancı dil bilgisi olan üretim gücü yüksek, 3 boyutlu düşünebilen makine mühendisleri ve akademisyenler yetiştirmek için çalışıyoruz.
Kuruluşundan bugüne bölümümüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz?
2000 yılının Mart ayında bölümümüz için isteğe bağlı olarak Almanca hazırlık sınıfı okutulması kararı onaylandı. Makine mühendisliğinde Almanca hazırlık sınıfı programı Türkiye’de bir ilktir. Almancaya hakim olmak, mezunlarımıza çalışma hayatında önemli avantajlar sağlıyor. Mezunlarımızdan yarısı Almanya ve Türkiye’deki Alman firmalarında çalışırken diğer bir kısmı ise Almanya’nın önemli üniversitelerinde lisansüstü eğitimlerini sürdürüyor. Daha iyi bir eğitim için, müfredatımızı ve ders içeriklerimizi, değişen piyasa koşullarına göre güncelliyoruz. Öğrencilerimizin sanayi koşullarını daha iyi tanımaları için stajlara ve teknik gezilere önem veriyoruz. Bu kapsamda öğrencilerimiz için, yurt içi ve yurt dışındaki önemli öncü firmalara teknik geziler düzenledik. Laboratuvar imkanlarımızı artırarak öğrencilerin pratik yönlerini geliştirmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Bölümümüzde özellikle iklimlendirme, konstrüksiyon ve imalat konularına ağırlık veriyoruz.
Müfredatınızı oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız?
Gerek işverenler gerekse mezun olan öğrenciler vasıtasıyla geribildirimler alarak müfredatımızı yeniliyoruz. Mezunlarımızla bağlarımızı koparmamaya özen gösteriyoruz. Böylece mezuniyetlerinden sonra iş dünyasının ve sanayinin, makine mühendisinden beklentilerini öğrenip bu yönde güncellemeler yapabiliyoruz. Makine Mühendisleri Odası ile yakın işbirliği içindeyiz. Böylece teknik konulardan uzaklaşmıyor, işveren beklentilerini de dinleme şansına sahip oluyoruz. Bölümümüz temel makine mühendisliği eğitiminin yanı sıra seçmeli dersler ile pratik eğitime geniş yer ayırıyor. Öğrenciler 3. sınıftan itibaren sosyal konularda ve 4. sınıfın büyük çoğunluğunda seçmeli dersler alarak uzmanlaşmak istedikleri konuları belirliyor.
Teorik eğitimler dışında öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?
Öğrencilerimiz, özellikle makine projeleri ve bitirme çalışması yaparken Konstrüksiyon İmalat Anabilim Dalı bünyesinde olan takım tezgahlarından, malzeme laboratuvarından ve ayrıca Termodinamik-Enerji Anabilim Dalı ve Mekanik Anabilim Dalının laboratuvarlarından faydalanabiliyor. Makine proje ve bitirme çalışması kapsamında öğrencilerimiz, öğretim üyelerimizin danışmanlığında kendi projelerini geliştirebiliyor. Bilgisayarlı analizi gerektiren projeler için de bilgisayar laboratuvarlarından faydalanabiliyor. Bunun haricinde makine laboratuvarı dersi ile de teoride verilen bilgilerin uygulamaları yapılıyor. Bölümümüzün laboratuvarlarında yer alan eğitim setleri sayesinde öğrencilerimiz birebir pratik yapabiliyor. Fakültemiz ve üniversite genelindeki bilgisayar laboratuvarlarında ilgili derslerin uygulamalarında en gelişmiş mühendislik yazılımları kullanılıyor.
Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen öğrencilerin Akdeniz Üniversitesini seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?
Öğrenciler seçtikleri üniversiteler ile sadece mesleklerini değil aynı zamanda hayatı da öğreniyor. Bu yönden bakıldığında Antalya, bir öğrencinin eğitim alması için çok güzel bir şehirdir. Denizi, ulaşımı ve sosyal hayatı ile tam bir cazibe merkezidir. Öğrencilerimizin barınma ihtiyaçları yerleşke içindeki yurtların yanı sıra üniversitenin merkezi konumu nedeniyle çevresinde bulunan otel ve pansiyonlar ile çözülüyor. Ayrıca yerleşke içinde bulunan iki ayrı çarşıda yeme-içme ihtiyaçlarını giderebilen öğrenciler banka şubeleri sayesinde de finansla ilgili ihtiyaçlarını kampüs dışına çıkmadan karşılayabiliyor. Ödüllü kampüsümüzün emsali olmadığını düşünüyoruz. Öğrencilerimizin üniversitemiz merkez kütüphanesindeki mesleki, sosyal ve kültürel kitaplar ile çok sayıda yerli ve yabancı süreli yayından faydalanma imkanı vardır. Üniversitemizde 30’a yakın öğrenci kulübü (çeşitli spor, sanat ve kültür alanında) faaliyet gösteriyor. Stajlar ile öğrencilerimiz pratik çalışma ve el becerisini artırmanın yanı sıra sanayideki çok yönlü yapıyı yakından gözlemleyebiliyor. Öğrencilerimiz, geleneksel olarak düzenlenen çeşitli spor dallarındaki turnuvalara ve proje yarışmalarına katılıyor. Öğrencilere yönelik sağlık hizmetleri ise mediko-sosyal ve üniversite hastanemizde veriliyor. ERASMUS, IAESTE ve AIESEC gibi programlarla yurt dışında eğitim ve staj yapabilen mühendis adayları, diğer üniversitelerin makine mühendisliği bölümlerinden farklı olarak Almanca hazırlık sınıfına katılarak bu dili öğrenme şansına sahip oluyor ve mezuniyet sonrası iş bulma sürecinde avantaj elde ediyor. Özellikle Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren çok sayıdaki Alman şirketi, Almanca bilen mühendislerle çalışmayı tercih ediyor.
Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?
Antalya gelişmekte olan bir organize sanayi bölgesine sahiptir. Öğrencilerimiz teknik gezi, staj ve proje kapsamında sürekli olarak sanayi ile iç içedir ve endüstri kuruluşlarında her yıl yaz stajı yapma imkanına sahiptir. Aynı zamanda öğrencilerimize kendi tercihleri doğrultusunda diğer şehirlerde de staj olanağı tanıyoruz.
Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz sanayi projeleri konusunda bilgi verir misiniz? Sanayi kuruluşlarından beklentileriniz nelerdir?
Bölümümüzde; Alternatif Enerji Kaynakları ile Çalışan İklimlendirme Sistemleri, Işınım Sıcaklığının İnsan Vücudundan Olan Isı-Kütle Transferi ve Isıl Konfor Üzerine Etkisi, Yenilenebilir Enerjilere Dayalı Akıllı Sera Uygulaması, Cıvata Bağlantılarında Öngerilme Kuvveti Kaybının İncelenmesi, Metal Köpük Malzeme İle Yüzeyleri Genişletilmiş Isı Kaynakları Gerçekleşen Isı Transferinin İncelenmesi, Güneş Enerjisi Kaynaklı Soğutma Sistemleri, Alüminyum Bronz Dökümünde Çeşitli Modifiye Edicilerin Isıl İşlem, Aşınma ve Korozyon Davranışlarına Etkileri, Havacılık ve Otomotiv Sanayi için Polimer Köpük-Periyodik Hücresel Metal Hibrit Malzemelerin Tasarımı, Üretimi ve Mekanik Özelliklerinin Belirlenmesi isimlerini verdiğimiz sanayiye uygulanabilir farklı alanlara yönelik projeler geliştirildi. Sanayi kuruluşlarından bölümümüze gelen talepler genelde pratiğe yönelik eğitim vermemiz yönündedir. Bu ise daha çok staj ve ortak proje ile başarılabilir. Öğrencilerimizin çalışma olanaklarının artması ile pratikleri de gelişecektir. Ortak projeler ile sanayici, sorununa çözüm bulurken üniversitelerin araştırma yetenekleri dolayısıyla laboratuvar uygulamaları gelişecektir.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Sanayileşmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?
Türkiye’deki sanayi kuruluşları üniversitelerden, iyi eğitimli mezunların yetiştirilmesini bekliyor. Bu mezunlar, firmalar için birincil ekonomik kazanç olarak değerlendiriliyor. Yeni mezunların firmaya en son bilimsel araştırma bulgularını, karmaşık problemleri çözme yöntemlerini ve Ar-Ge fikirleri ile uygulamalarını taşıması isteniyor. Özellikle organizasyon, teknoloji ve bilgi sistemlerindeki karmaşık yapıların gereği olarak öğrencilerin çok farklı niteliklerle yetiştirilmeleri bekleniyor. Sanayici, geleceğinin; üniversiteden mezun, teorik ve temel uygulama bilgisi ile donatılmış makine mühendislerine bağlı olduğunun bilincindedir. Ancak sanayici üniversitelerin mezun ettiği makine mühendislerinin uygulamada eksik olduğunu, daha çok teorik olarak yetiştirildiklerine inanır. Öğrenciler de üniversitelerden sadece teorik bilgiler edinerek mezun olmak istemiyor. İş dünyasına yakınlaşmak, az da olsa uygulamanın içinde olmak ve mezun olduklarında korkmadan kaygısız bir şekilde iş hayatına atılmak gayesini taşıyor. Üniversitelerin eğitim ve öğretim hizmetleri vermenin yanında diğer bir asli görevi de araştırma yapmaktır. Bu araştırmaların temel amaçlarından birisi bilgi üretmek, mevcut bilgilere yenilerini katmak, sanayinin problemlerine pratik çözümler getirmektir. Üniversiteler hem bilgi üretmeye, hem de sorun çözmeye dönük araştırmaların yapıldığı kurumlar olmalıdır. Yine üniversiteler eğitim ve öğretim sürecinde, öğrencilere teorik bilgilerin yanı sıra pratik bilgilerin uygulamalı olarak aktarılması hususunda, çoğu zaman sanayicinin desteğine ihtiyaç duyar. Sanayicinin üniversiteler ile işbirliğine gitmek zorunda olduğunu hissetmesi, öğrencinin teorik bilgilerinin yanı sıra uygulamayı görmek ve tanımak istemesi, üniversitelerin uygulama eksikliklerini giderme arzusu, son yıllarda bu üçlüyü daha çok birbirine yakınlaştırıyor. Sanayileşmiş ülkelerde üniversitelerdeki eğitim-öğretim, sanayicinin ihtiyacı doğrultusunda şekillendiriliyor. Buna kanun yapıcılar da destek veriyor. Sanayi kuruluşlarıyla üniversiteler, iç içe çalışmalarını sürdürüyor. Sanayicilerin eğitime katkısı kendilerine pozitif olarak geri dönüyor. Üniversitelerdeki öğretim üyeleri de sanayideki sorunlardan haberdardır. Bitirme çalışmaları, yüksek lisans tezleri sanayicilerin yararlanabileceği konulardan seçilir. Bu sayede hem öğrenci yaptığı çalışmanın bir işe yaradığını görür, hem de sanayici yapılan projeden faydalanmış olur. Şirketler bu çalışmalar için öğrencilere maddi destek sağlamakla birlikte belki de gelecekte yanlarında çalışacak makine mühendislerini de böylece kolaylıkla seçer. İşte biz de bölümümüzde bu modeli benimsiyor ve bu doğrultuda kendimizi geliştirmek için çaba harcıyoruz. Üniversitelerdeki bilgi potansiyeli, yetişmiş insan gücü, sanayinin mevcut deneyimi ve finansal gücünün bir araya getirilmesi ile yapılan bilimsel ve teknolojik faaliyetlerden en iyi sonuçlar alınabilir.