Yelken sporunun başlangıcı olarak, 1780 yılında kurulan ilk yat kulübü olan Water Club of Cork’u kabul edebiliriz. Ancak yelken kullanımı bundan çok daha eskiye dayanıyor.
YELKEN SPORU HER NE KADAR 250 YILLIK BIR GEÇMIŞE SAHIP OLSA DA RÜZGÂR GÜCÜYLE SU ÜZERINDE YOLCULUĞUN TARIHI BINLERCE YIL ÖNCESINE UZANIYOR. GELIN, YELKENIN BIR ULAŞIM YÖNTEMINDEN SPOR BRANŞINA EVRILDIĞI SÜRECE BIRLIKTE BAKALIM.
Yelken sporunun başlangıcı olarak, 1780 yılında kurulan ilk yat kulübü olan Water Club of Cork’u kabul edebiliriz. Ancak yelken kullanımı bundan çok daha eskiye dayanıyor. İlk olarak MÖ 4000 yılında bugünkü Beyrut’ta ve Mısır’da kullanılmaya başlanan yelkenli araçlar, bir kütüğün içinin oyulmasıyla meydana getirildi. Yelkenli araçlara ilk örnek olan bu taşıtlar rüzgârı arkadan alarak hareket etme koşuluyla üretilmişti. MÖ 3000’li yıllara gelindiğinde ise yelkenli araçlar, Akdeniz ve İskandinav ülkelerinde sık görülmeye başlanırken, o dönemin şartlarında bu yelkenliler deniz aşırı mesafelere en hızlı yük taşıma şekli olduğu için tercih ediliyordu. MÖ 1200’lü yıllarda ise Yunan ve Fenikeli denizciler, rüzgâr gücüyle hareket eden büyük kargo gemileri inşa etmeye başladı.
İLK DÜNYA TURU!
Sanayi Devrimine kadar rüzgâr gücüyle hareket eden büyük gemiler, ilk dünya turunda da tercih edildi. 1512 yılında İspanyol denizci Macellan, İspanya’dan Hindistan’a bir yelkenli ile yola çıktı. Macellan bu yolculuğun ortasında hayatını kaybetse de gemideki personel turu tamamladı ve dünyanın yuvarlak olduğu yelkenli bir araç sayesinde ispat edildi. İLK YARIŞ 1660’DA Yelken yarışları ise 19’uncu yüzyılda gelişmeye başladı. Ancak bilinen ilk yelkenli yarışının 1660 yılında İngiltere’de yapıldığı ve bu yarışta yer alan araçların dönemin York Dükü ile II. Charles’a ait yatlar olduğu da biliniyor. 1749 yılına gelindiğinde Galler Prensi tarafından ilk yelkenli trofesi (yelkende seri yarışların bütünü) düzenlendi. Yelken sporunun asıl gelişimi ise 1851 yılında düzenlenen ve daha sonra adı Amerika Kupası olarak değiştirilen, Hundred Guineas Kupası ile oldu.
TÜRKİYE’DE YELKEN SPORU
Türkiye yelken sporunda ilk kez uluslararası çapta 1921 yılında temsil edildi. O dönem Osmanlı Devletinin Stockholm büyükelçisi olan Asım Turgut Bey’in oğlu Demir Turgut, ülkemizi Atter Sea’de temsil etti ve gençler kategorisinde şampiyonluğa ulaştı. Cumhuriyetle birlikte gelişmeye başlayan yelken sporu, 1923 yılında Su Sporları Federasyonunun kurulmasıyla faaliyet programına alındı ve 1930 yılına gelindiğinde ise “one design” teknelerle modern yatçılığa geçildi. Ancak Türkiye’de yelken denildiğinde akla gelen ilk isim, elbette Sadun Boro’dur. 2015 yılında aramızdan ayrılan Boro, 1952’de yelkenli ile dünya turu yapan ilk Türk sporcu olmuş, 1965’te ise bu kez eşi ve “Kısmet” isimli Türk yapımı yelkenlisiyle dünya turuna çıkmıştı.
YELKEN SPORUNUN KURALLARI
Yelken sporunun yaklaşık 3 bin farklı kategorisi bulunur ve bu kategorilerin her birinin kendisine has kuralları vardır. Ancak her kategoride ortak olan kurallar su ve rüzgârdan en üst seviyede yararlanmak ile geçiş üstünlüğüdür. Yelken sporunda sporcular, performanslarını etkilemeyecek kıyafet seçer. Sıcak havalarda çabuk kuruyacak kıyafetler tercih edilirken, soğuk havalarda ise su geçirmeyecek kıyafetleri tercih edilir. Her iki hava koşulunda da en önemli ekipman ise can yeleğidir.