Tmmob makina mühendisleri odası yönetim kurulu başkanı emin koramaz, türkiye’deki makine ve aksamları firmalarının önemli bir kısmının düşük teknoloji de üretim yaptığını ancak çin, hindistan ve malezya gibi ülkelerle fiyat yönünden rekabet edemediğini, bu nedenle de yüksek teknolojiye geçerek düşük fiyatlı fason üretimden vazgeçmesi gerektiğini söylüyor.
Makina Mühendisleri Odası’nın başında olan isim olarak, Türkiye makine ve aksamları sektörünün günümüz- deki durumunu değerlendirebilir misiniz? İmalat sanayi içinde makine ve aksam- ları üretim sektörünün önemli ve ayrı- calıklı bir yeri vardır. Makine imalatının payının toplam imalat sanayi içinde artı- şı, bu sektörün katma değerinin büyü- mesi ülkenin kalkınmasında ve refah düzeyinin gelişmesinde, dolayısıyla eko- nominin büyümesinde vazgeçilmez, ya- şamsal bir aşama sağlamaktadır. Sektör, imalat, inşaat, madencilik ve ulaştırma alanlarına yönelik pek çok ürünün ve hizmetin gerçekleşmesini sağlayan makine aksanının yapımını sağlamaktadır. Üretim yöntemleri ve sektör ürünlerinin kullanım alanları, yüksek ve orta-yüksek teknolojileri zo- runlu kılmaktadır. Dolayısıyla kalifiye iş- gücü ve mühendis istihdamı oranı yük- sektir. İşçi başına katma değer ve birim ücret başına katma değer diğer sanayi sektörlerinin çoğundan yüksektir. Maki- ne imalat sanayinin büyümesi, istihdam kapasitesinin de artışını getirmektedir. Sanayi içinde istihdam yönünden, Av- rupa makine imalatçısı ülkelerinin ço- ğunda sektör birinci sırayı almaktadır. Makine Mühendislerinin istihdamı ve mesleğin niteliksel gelişmesi için maki- ne ve aksamı sektörünün de daha hızlı büyümesi zorunludur. Türkiye’de son on yılda üretim ve ihracat hızlı bir bi- çimde büyümüş, ancak buna koşut ola- rak ithalat da artmıştır. Ekonomik uygu- lamaların “düşük kur ve yüksek faiz” döngüsüne bağlanması ara malı üreti- minin dışarıya bağımlı olmasını getir- miştir. Ayrıca yüksek katma değerli ma- kineler yurtdışından ithal edilmektedir. Türkiye makine ve aksamları imalat sektörü ve ihracatçılarının artıları ve eksileri sizce nelerdir? Türkiye makine ve aksamları imalat sek- töründe önemli gelişmeler olmuş, üre- tim 2001 yılında 9,7 milyar dolar iken 2007 yılında 18,7 milyar dolara çıkmıştır. İhracatta ise yıllık büyüme oranlarının daha hızlı olduğu gözlenmiştir. 2001 yı- lında 1,5 milyar dolar olan ihracat 2007’de 9,2 milyar dolara ulaşmıştır. 2001’de üretimin yalnızca yüzde 15’i olan ihracat 2007 yılında üretimden yüz- de 49 pay almaktadır. Yani Türkiye ma- kine ve aksamları üretiminin hemen he- men yarısı dışarıya satılmaktadır. İhracatın bu hızlı gelişimi sektörün artı- larından en önemlisidir. Giderek artan ihracatta yeni pazarlar da kazanılmakta, ihracat destekleri ile firmalar dünya fu- arlarında önemli bağlantılar yapmakta- dır. Yani pazarlama ve satış teknikleri de gelişmiş olup, yeni anlaşmalar yapıl- maktadır. Ortalama kapasite kullanım oranı 2007 yılında yüzde 80,2’ye ulaş- mıştır. Ancak hala verimsiz ve fason ça- lışan, mühendis istihdam etmeyen pek çok KOBİ niteliğinde firma bulunmak- tadır. Sektörün gerek üretim ve gerekse ihra- cattaki güçsüz yanlarını genel çizgileri ile şöyle özetleyebiliriz. İlk olarak ihra- catın ithalatı karşılama oranı yüzde 39 olup, ithal makineler iç pazarın yüzde 51’ini oluşturmaktadır. Dolayısıyla ma- kine ve aksamları sektöründe yerli ma- kine kullanımını teşvik edecek politika- lar uygulanmamaktadır. Sektörde üretim yapan 11 bin firma var- dır, ancak ölçek ve rasyonel üretim ile optimal maliyetler ele alındığında, küre- sel rekabete girecek firma sayısı 300’ü aşmamaktadır. İşletmelerde 50’nin üze- rinde işçi çalıştıran firma sayısı bin 600 civarında olup bu firmaların toplam is- tihdamı 170 bini bulmaktadır. Mühen- dis sayısı ise 3 bin 500’ü ancak bulmak- tadır. Aynı zamanda ülkemizde firmala- rın önemli bir kısmı düşük teknolojide makineler üretmektedir. Ancak aynı ka- tegoride üretim yapan Çin, Hindistan, Malezya gibi ülkelerin avantajları fiyat- larının daha düşük olmasında odaklan- maktadır. Dolayısıyla Türkiye ya daha yüksek kategoriye geçecek ya da daha düşük fiyatlı fason üretime devam ede- cektir. Türkiye makine ve aksamları sektörü- nün güçsüz olan bir diğer yanı ise son yıllarda makine üretimine girdi olan ara mallar artan oranda ithal yapılması. Son beş yılda ülkede ara malı yatırımları yüzde 80 oranında azalmıştır. Bu du- rumda ithal girdiler oranı yükselmekte ve dışa bağımlılık artmaktadır. Sektör dernekleri, ihracatçı birlikleri değerlen- dirmeleri de bu gerçeği ortaya koymak- ta, endişeler dile getirilmektedir. Ara malların yatırımına yönelik yeni teşvik ve destekler mutlaka devreye girmeli, düşük kurdan kaynaklanan ithalat artışı frenlenmelidir. Türkiye makine sektörünün üreti- mi, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldı- ğında, üretim standartları konu- sunda var olan eksiklikleri neler- dir? Son dönemde bu eksiklikler gi- derilmeye başlanmış mıdır? Sizce sektörün gelişimi ve tüketiciler açı- sından ne gibi düzenlemelere gi- dilmesi gerekiyor? Öncelikle Türkiye’nin dünya makine sektörü içindeki yerini ortaya koy- makta fayda var. Dünya makine ima- lat sanayinde ihracatçı en önemli yedi ülke Almanya, ABD, Çin, Japonya, İtalya, İngiltere ve Fransa’dır. Türki- ye’nin toplam içindeki payı yüzde 0,5’tir. İthalatçı ülkeler ise ABD, Al- manya, Çin, İngiltere, Fransa, Hollan- da ve Japonya’dır. Burada Türki- ye’nin payı yüzde 1,3 durumdadır. Türkiye ithalatı itibarıyla katma değe- ri yüksek makine grubu ile özel, tek- nolojisi yüksek makine grubuna yö- nelmiştir. İhracatta ise durum tersine çalışmakta, yurtdışına konvansiyonel genel makineler ile aksamı gönderil- mektedir. Bazı makinelerde ise fason çalışma sürdürülmektedir. Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile maki- ne standardı karşılaştırması bu açı- dan anlamlı sonuçlar ortaya çıkarma- yacaktır. Bu ülkeler farklı makine gruplarında (özel amaçlı makineler, orta, orta-yüksek teknolojili cihazlar v.s.) yüksek standarda sahip bir kate- gori oluşturmuşlardır. Bu konuda ka- mu kuruluşlarını da içine alan üniversi- teler, ihracatçı birlikleri, bilim kurumla- rı, TSE ve Mühendis Odaları ortak çalış- malar yapmak zorundadır. Ancak bura- da makine imalatçıları, öncelikli alt sek- törlerde ülke olanakları ve sanayi alt ya- pısının tespitini yapmalıdırlar. Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracat- çılar Birliği’nin envanter çalışmaları tak- dire değer öncü bir çalışma olmaktadır. TMMOB Makina Mühendisleri Odası, Sanayi Kongrelerinde ve teknik kongre- lerde konuyu bütün boyutlarıyla tartış- maktadır. Özellikle üniversiteler ve ima- lat yönetimindeki meslektaşlarımız stan- dartlara ilişkin tartışma zemini oluştur- maktadırlar. Son yıllarda standartlara yönelik çalış- malar, Avrupa uyum yasaları çerçeve- sinde, daha hızlı olarak sürdürülmekte- dir. Ancak sektörün bu konudaki eksik- likleri, tüketici istekleri ve ihracatçı ta- lepleri doğrultusunda ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.
Türkiye makine sektörünün ve dolayısıyla mühendislerinin karşılaştğı temel sorunlar hakkında bilgi verir misiniz?
Öncelikle Türkiye makine sektörünün acilen bir sanayi envanteri çıkarması gerekiyor. Burada ölçek, üretim, ihra- cat, yönetim ve pazarlama varlığı ortaya konulacak ve sorunlar değerlendirile- cektir. OAİB’in, Orta Anadolu Makine ve Aksam firmaları boyutundaki envan- teri bu açıdan önemli saptamaları müm- kün kılmıştır. Firmaların teknik yönetim ve yapısal özellikleri ile alt yapıya yöne- lik durumları ortaya konularak, bu böl- gedeki yetenek değerlendirmesi çıkarıl- mıştır. Ayrıca makine sektörü bir mühendislik sanayi, Ar-Ge çalışmalarının yoğunlaştı- ğı bir sektör olmak zorundadır. Özgün ürün için inovasyon ve Ar-Ge çalışmala- rı makine imalatının hemen her alt sek- töründe sürdürülmelidir. Ancak Türki- ye’de bu alanda Ar-Ge çalışmaları ye- tersizdir. Pek çok işletmede Ar-Ge bölü- mü kurulmamıştır. Ar-Ge mühendisi ve alt yapısı yoktur. Yönetim kademelerin- de konunun rekabet açısından önemi anlaşılmamıştır. Dolayısıyla bu sektörde çalışan mühendisler önce alt yapıyı ge- liştirmek zorundadırlar. Makina Mühendisleri Odası için bu sektörün gelişip büyümesi çok büyük önem taşımaktadır. Üyelerimizin yak- laşık yüzde 5’i doğrudan makine ve aksamları imalat sektöründe çalışmak- tadır. Bu oranın artması hem Türkiye ekonomisinin sağlıklı gelişmesini sağ- layacak, hem de mühendisliğin nicel ve nitel birikimini gerçekleştirecektir. Yüksek katma değerli makine üretimi- ne ağırlık verilmesi de mümkün ola- caktır. Bu açıdan MMO makine imalat sanayine yönelik kongre, sempozyum, eğitim, rapor ve yayın çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. Ayrıca sek- törü geliştirecek ortak çalışmalara, iş- birliği platformlarına katılmakta, des- teklemekte ve katkı koymaktadır. Makina Mühendisleri Odası Türki- ye’nin sanayileşmesi ve sanayinin ekonomiden daha yüksek pay alabil- mesi için iki yılda bir kongreler dü- zenlemektedir. “TMMOB Sanayi Kon- gresi” ve “Makina İmalat Teknolojileri Kongresi” bunların başında gelmek- tedir. Bu kongre etkinliklerinde sana- yileşme, kalkınma, planlama, refah, istihdam konularında bildiriler hazır- lanmakta, panel ve sempozyumlar dü- zenlenmektedir. Ayrıca Türkiye’nin her yerindeki şube ve temsilciliklerin- de makine imalat sanayi ve alt sektör- lerinde her yıl kongre, panel, sempoz- yum, konferans gibi geniş katılımlı fa- aliyetler yapılmaktadır. Makine imala- tındaki imalat teknikleri, tasarımı, Ar- Ge ve inovasyon konuları, kamu ku- ruluşları, üniversiteler, araştırma ku- rumları, sektör dernekleri ve Odalar tarafından tartışılmaktadır. Sonuçlar ilgililere gönderilmekte ve kamuya duyurulmaktadır. Makine Mühendis- lerinin bulunduğu her yerde eğitim çalışmaları, mesleki kurs ve seminer- ler düzenlenmekte, meslek içi eğitim- lerle üyelerimiz günümüz mühendis- lik problemleri ile geliştirilmektedir. Ayrıca makine imalat sanayinin so- runlarına yönelik olarak her platform- da görüşler sunulmakta ve önerileri- miz ortaya konulmaktadır. Makine imalatına, tasarım ve Ar-Ge çalışma- larına ilişkin yayınlar yapılmaktadır. Ayrıca “Makina İmalat Sanayii Sektör Araştırması” adlı Oda Raporu da sü- rekli güncellenmektedir.
Emin Koramaz TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Öncelikle Türkiye makine sektörünün acilen bir sanayi envanteri çıkarması gerekiyor. Burada ölçek, üretim, ihracat, yönetim ve pazarlama varlığı ortaya konulacak ve sorunlar değerlendirilecek- tir. OAİB’in, Orta Anadolu Makine ve Aksam firmaları boyutundaki envanteri bu açıdan önemli saptamaları mümkün kılıyor. SPOT: “ Ülkemizde firmaların önemli bir kısmı düşük teknolojide makineler üretmektedir. Ancak aynı kate- goride üretim yapan Çin, Hindistan, Malezya gibi ülkelerin avantajları fiyatlarının daha düşük olmasında odaklanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye ya daha yüksek kategoriye geçecek ya da daha düşük fiyatlı fason üretime devam edecektir.”