Gediz Üniversitesi Teknoloji Takımı (G-TE CH), hazırladığı araç projesiyle Hollanda’da düzenlenecek uluslararası yarışa katılmaya hak kazandı.

Gediz Üniversitesi Teknoloji Takımı (G-TE CH), hazırladığı araç projesiyle Hollanda’da düzenlenecek uluslararası yarışa katılmaya hak kazandı.

G-TECH, son dönemde yakıt sarfiyatı azaltılarak, performansı artırılmış seri hibrit arabalar üzerinde çalışıyor. Gediz Üniversitesinin Makine ve Elektrik- Elektronik bölümlerinde eğitim gören mühendis adayları, danışmanları Gediz Üniversitesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Solmaz ile birlikte bu alanda önemli bir başarıya imza attı. Benzinin önce elektriğe, ardından da mekanik enerjiye çevrildiği, yakıt kaybının en aza indirilip yüksek verim elde edildiği sistem yurt dışında yankı buldu. Gedizli genç mucitler, 15- 18 Mayıs tarihleri arasında Hollanda’da düzenlenecek Shell Eco-Maraton’a, prototip benzinli arabalar kategorisinde Türkiye’den katılmaya hak kazanan tek ekip oldu. G-TECH üyeleri, montajına başladıkları “Gediz Gasoline Car 2 (GGC2)” adını taşıyacak otomobilleriyle 26 Avrupa ülkesinden 229 takım arasında Türkiye’yi temsil edecek.

GGC2, 1 LİTRE BENZİNLE BİN KİLOMETRE YOL ALIYOR

Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Solmaz, GGC2’nin Shell Eco Marathon’da prototip araçlarkategorisinde seri hibrit mimarisini taşıyan tek araba olduğunu açıkladı. Bu yarışta, geçen yıl Türkiye adına katılan yaklaşık 10 takımdan biri olan G-Tech’in, prototip benzinli araçlar kategorisinde yer alan tek Türk takımı olduğunu hatır - latan Solmaz, otomotivde geleceğin teknolojisi seri hibrit ve paralel hibrit araba tahrik sistemleri üzerine yoğun çalışmalarının ve bu alandaki TÜBİ- TAK projelerinin sonucunda başarıya ulaşıldığını aktardı: “Bu yıl benzin motorunun atıl ısıl enerjisini geri kazandıran ve enerji verimliliği sağlama özelliği bulunan, daha gelişmiş bir araç tasarladık. Aracımız; aerodinamiği, yürüyen aksamı ve direksiyon sistemiyle üstün özelliklere sahip. Otomotiv sektörünün yakından takip ettiği, önümüzdeki süreçte yaygın kullanımına başlanması planlanan hibrit araçlar teknolojisine katkımızı daha yukarıya taşımak istiyoruz. Bu amaçla tamamen bizim üretimimiz olacak, yeni ve yüksek verimli bir benzinli motor yapıp 1 litre benzin - le 5 bin kilometreye varan menzile ulaşmayı hedefliyoruz. Otomotiv teknolojilerine meraklı öğrencilerimizle beraber bunu da başaracağımıza inanıyoruz. ”Doç. Dr. Selim Solmaz, ekibin yapısı ve çalışmalarıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

G-TECH ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Takım ne zaman kuruldu? Kaç öğrenci takım içinde görev alıyor? Ne kadar süreyle çalışma fırsatı bulabiliyorlar?

G-Tech Takımı, Hollanda’nın Rotterdam şehrinde düzenlenen Shell Eco Maraton 2013 verimlilik yarışlarına katılmak için üniversitemiz tarafından geçen yıl kuruldu. Bu vesileyle ilk çalışması olan GGC-I (Gediz Gasoline Car – I) hibrit (Benzin&Elektrik) aracı ile 2013 Mayıs ayında yarışmada yerini aldı. Daha sonra çalışmalarımıza GGC-II aracı ile devam ettik. Gediz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinden oluşan 25 kişilik bir ekiple, G-Tech Takımı bu yılın başından itibaren yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Shell Eco Maraton 2014 için hazırladıkları GGC-II aracını tamamlamak üzere olan takım, kulüp olarak da okulda faaliyetler düzenleme planları yapıyor. Bu planların başında uygulamalı kurslar ve toplanan üyelerle yeni takımlar oluşturup farklı yarışmalara katılmak geliyor. Ayrıca G-Tech Takımı “TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araç” yarışlarına da katılmak için Elektrikli ikinci bir araç için de çalışmalara başlamış durumda. G-Tech takımı derslerden geri kalan bütün zamanını çalışmalara ayırıyor. Yarıyıl tatilinde bile okulda çalışmalarını sürdüren ekip, yeri geldiğinde sabaha kadar bile laboratuvarda çalışıyor.

Shell Eco-Maraton yarışması için hazırladığınız projenizle ilgili teknik detayları paylaşır mısınız? Yarışmadan beklentileriniz nelerdir?

Bir verimlilik yarışması olan Shell Eco Marathon araç yarışma konseptine göre tasarlandı. Araç benzinle çalışıyor ve benzin motoruna bağlı bir elektrik motoruyla elektrik üretiyor. Üretilen elektrik süperkapasitörlerde depolanıyor ve tekeri hareket ettiren elektrik motoru ihtiyaç durumunda elektriği bu kapasitörlerden sağlıyor. Benzin motoru sürekli çalışmadığı için benzin kullanımı minimuma indirilmiş oluyor. Ayrıca araç aerodinamik açıdan verimli olup sürtünmeler de minimuma indirilmiş durumdadır. Bu da aracın sürtünme katsayısını sı - fıra daha çok yaklaştırıyor. Ek olarak kapasitörlerin sarj edilmesinde motorun atıl ısısı ve elektronik frenleme de kullanılıyor. Yarışmadaki en büyük hedefimiz öncelikle yarışmayı tamamlamak ve inovasyon ödülünü almak. Mesafe olarak da 1 litreyle en az 1000 km yapmak istiyoruz. Bu dereceyle bu kategoride yaklaşık 100 takımdan ilk 10 takım arasına girebiliyoruz.

Bilimsel temelli proje çalışmalarının öğrencilerinize neler kattığını düşünüyorsunuz?

Bilimsel temelli yarışmalar öğrencilere bilgi ve becerinin yanında tecrübe de kazandırıyor. Aslında en önemlisi tecrübe sahibi olmaktır. Buna en güzel örnek G-Tech Takımı gösterilebilir. Geçen yılki yarışmadan elde ettikleri tecrübe sayesinde bu yıl birçok probleme daha hızlı ve doğ - ru çözümler buldular ve aracı kısa sürede tamamladılar. Bu da takıma testler için ek süre kazandırdı. Bu tür çalışmalar derslerdeki teorik bilgiyi de uygulamaya dönüştürmede çok faydalı oluyor. Ayrıca bu tür çalışmalarda öğrenciler takım çalışmasını ve sorumluluk bilincini öğreniyor. Onlara ilerideki çalışma hayatlarında büyük avantaj sağlıyor. Gediz Üniversitesi Teknoloji Takımında yer alan makine mühendisliği öğ - rencilerinden G-TECH Takım Kaptanı Erhan Nergiz ile takım üyesi Hasan Çakmak, bilimsel projeler içinde yer almanın eğitimlerine kattığı değer ve makine mühendisliği eğitiminin artılarını ve eksilerini anlattı.

“MÜHENDİSLİK EĞİTİMİ KİŞİSEL GELİŞİMİME ÇOK ŞEY KATTI” ERHAN NERGİZ G-TECH TAKIM KAPTANI MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“Makine mühendisliği bölümüne aslında tesadüfen geldim. Öğretmen lisesinde okudum. Üniversite sınavında ek puan nedeniyle son ana kadar öğretmenlik eğitimi alacağımı düşünmüştüm fakat kararım değişti ve mühendisliği seçtim. Mühendislik okuyacaksam da makine mühendisi olmalıydım. Çünkü küçüklüğümden bu yana makinelere ve aletlere özel ilgim vardı. Gediz Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü beklentimi büyük oranda karşıladı. Çünkü burada çalışma için çok iyi bir ortam var. Hocalarla öğrenci arasında mesafe olmaması bilgi alışverişini daha verimli hale getiriyor. Ayrıca üniversite yönetimi de her türlü çalışmada öğrencisine destek oluyor. Bu da öğrencilerin çalışma ve proje yapma isteğini artırıyor. Mühendislik bölümü bana çok şey kattı. Sadece teknik bilgi değil, proje yapma ve takım çalışması konularında da oldukça faydalandım. Türk makine sektöründe çok başarılı çalışmalara imza atılıyor fakat sanayi kuruluşları birbirinden habersiz çalışıyor. Bu da tek güç olmayı engelliyor. İstediğim çalışma ortamını bulamayacağım konusunda kaygılarım var. Ülke olarak kendi otomobilimizi, uçağımızı yapamıyor olmamız beni ayrıca üzüyor. Fakat çok hızlı geliştiğimizi de düşünüyorum. Mezuniyet sonrası akademik kariyer yapmak istiyorum. Bu kariyerimin bir kısmını yurt dışında geçirmeyi arzu ediyorum. Araştırma ve proje yapmayı seviyorum. Kafamda birçok soru var ve bu soruların cevabını akademik kariyer yaparsam bulabileceğimi düşünüyorum.”

“TÜRKİYE DÜNYANIN ÜRETİM MERKEZİ OLACAK” HASAN ÇAKMAK MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ

“Lise son sınıfa kadar hangi bölümü tercih edeceğim konusunda bir karar vermemiştim. Son sınıfta mesleklerle ilgili bilgiler edindikten sonra mühendisliğin benim için en ideal alan olduğuna karar verdim. O yıllarda makine mühendisliği benim için özel bir bölüm değildi ve herhangi bir mühendislik eğitimimi almam yeterliydi. Makine mühendisliğini tercih etmenin hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim. Gediz Üniversitesi tercihim tamamen şans eseri bir olayla gerçekleşti. Açıkçası okula başlamadan önce Gediz Üniversitesi hakkında fazla bir bilgim yoktu. Fakat şu an üniversitem ve bölümümden son derece memnunum. Araştırma ve geliştirmeye meraklı, yenilikçi, sahip olduğu teorik bilgiyi iyi bir şekilde uygulamaya aktarabilen donanımlı mühendisler yetiştirmek bence makine mühendisliğinin en önemli ilkeleri olmalı. Türkiye’deki mühendislik eğitimi bahsettiğim nitelikte mühendis yetiştirmek için yeterli değil. Bu yeterliliğe ulaşmak için teorik dersler kadar, uygulamalı derslere de ağırlık verilmeli ve fabrikalarda yapılan zorunlu staj süreleri kesinlikle daha uzun olmalı. Türk makine sektörü ile ilgili yeterince bilgiye sahip olduğumu söyleyebilirim. Hızla gelişmekte olan makine sektörümüz, inanıyorum ki ilerleyen yıllarda dünya makine üretiminin merkezlerinden biri olacak. Bu hedefe ulaşmak için her mühendisin üzerine düşen en büyük sorumluluk çalışmak ve alanında dünyanın en iyilerinden olmaktır. Şu an mezuniyet sonrasına dair bir kaygım yok. Henüz nasıl bir kariyer istediğime karar verebilmiş değilim. Şartlar da uygun olursa yurt dışında yüksek lisans eğitimi almak istiyorum. Projelerde yer almak, araştırma-geliştirme, yeni tasarımlar yapmak ve üretmek benim için vazgeçilmezler arasındadır. Bu yüzden sektörde çalışmak da kesinlikle bana çok uzak bir seçenek değil.”